İlk olarak
Dalaman'da kurulması öngörülen santral, daha sonra
TEAŞ'ın 19.11.2001'deki kararı ile
Samsun'a kaydırılıyor. Bu arada santralın
Trabzon ve
Bartın'da kurulması girişimleri ise kamuoyunun tepkisi üzerine gerçekleşemiyor.
6 No'lu fuel-oil kullanacak 100'er MW'lik iki adet mobil santralın
Türkiye'nin en verimli ovası olan
Çarşamba Ovası'na kurulması yeni bir doğa cinayeti değil mi?
Öyle de; Enerji Bakanlığı'nda kulaklar tıkalı... Ancak Samsun'daki STÖ'ler inanılmaz şekilde tepkili... Samsun Spor Eğitim ve Tanıtma Vakfı (Sam-Sev) karşı bir kampanya açıyor. Vakıf Başkanı Eczacı
Sadi Subaşı ile Genel Sekreter avukat
Ediz Durmuş Bilgin imzalarıyla açıklamalar yapılarak, santralın verimli bir bölgede kurulmasının
'ihanet' olduğunu belirtiyor,
‘‘Galiba Samsunlular zehirlenerek yok edilmek isteniyor’’ diyorlar.
Görüştüğümüz vakıf başkanı
Subaşı bu konuda bir dosya hazırlayarak seslerini duyurmak istediklerini belirterek, şu bilgileri veriyor:
HANGİ FİRMALAR
Santralın yapımı için,
Karadeniz Bakır İşletmeleri'nin (KBİ) ihtiyaç fazlası arsaları; işletme, Özelleştirme'ye bağlı olduğu için
Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 29.1.2002'deki kararı gereğince satılmasına karar veriliyor.
3694 No'lu parsel peşin 9.000.000 TL/m2 fiyatla toplam 437 milyara
Campaş Petrol Turizm AŞ'ye; 3695 No'lu parsel peşin 8.950.000 TL/m2 fiyatla toplam 981.2 milyara
Aksa Enerji AŞ'ye ve 3696 No'lu parsel de 1/4'ü peşin ve üç yıl vadeli olarak 14.500.000/m2 fiyatla toplam 3.7 trilyon bedelle
Çe-Ka İnşaat Ticaret AŞ'ye veriliyor.
Subaşı, KBİ'ye ait alanların birbirine çok yakın ama düşük fiyatla satılmasını manidar karşıladıklarını söylüyor.
Campaş firması, bölgede motorinin yükleme-boşaltması için bir iskele yapacak; diğer iki firma da santral kuracak.
Camadan ve
İsa Armağan ailesine ait
Campaş'ın
İzmit Körfezi'ndeki faaliyetleri daha önceden biliniyor.
Ce-Ka ise Rizeli
Cengiz kardeşlere ait.
Doğalgaz varken fuel-oil olur mu?
Santralın doğuracağı olumsuzlukların engellenmesi gerektiğini söyleyen
Subaşı şunları söylüyor:
‘‘Samsun'a
Rus doğalgazının ulaştığı bir sırada doğalgaz çevrim santralı yerine 6 No'lu fuel-oil kullanacak mobil santralın kurulmak istenmesinin anlaşılması mümkün değildir. Bakanlar Kurulu kararı yüzer-gezer olarak adlandırılan mobil santrallar için verilmiştir. Oysa yapılmak istenen yüzer-gezer olmayıp kalıcı sabit bir santraldır. Yüzer ve gezici olarak tanımlandığı için bazı uygulanma zorunluluğu olan yönetmelikler 31.12.2002'e kadar kaldırılmış böylece mobil santralları;
ÇED raporları, emisyon kontrolleri ve su kontrol mevzuatı ve hava kalitesi kontrol yönetmeliklerinden muafiyat tanınmıştır.
Bölgede 1300 MW gücünde enerji üreten
Hasan Uğurlu, Suat Uğurlu, Altınkaya ve
Derbent barajları bulunuyor; enerji açığı söz konusu değil;
Samsun ilinin enerji ihtiyacı ise 450 KW... Samsun Valiliği, 6 No'lu fuel-oil'in kullanılmasını yasaklarken, bu santralın aynı fuel-oil'le çalışmasına nasıl izin verildiği dikkat çekiyor. Çünkü 6 No'lu fuel-oil %3-4 oranında kükürt ihtiva ediyor; bunun yakılmasıyla S02 ve nox gazları oluşacağından insan ve çevre sağlığı açısından son derece tehlikeli sayılıyor.
Devletin trilyonluk sulama projelerini yürüttüğü
Çarşamba ve
Bafra ovaları, bu anlamsız yatırımla göz göre göre katledilecektir. Santrallardan günde 4 ton kükürt bırakılacaktır.
Samsun azot ve bakır atıklarından nefes alamazkan, santralların kurulacağı alanın üç kilometre karşısında
Samsun içme suyu arıtma tesisleri bulunduğunu kimse niye düşünmüyor? Buraya sülfirik asit yağacağı olgusu maalesef gözardı edilmektedir.
Çarşamba yolu üzerinde 30 bin kişinin yaşadığı
Tepeköy'ün tam karşısına düşen bu santrallerın kurulmasına hangi güç odakları izin veriyor acaba?...
Samsunlular bunları öğrenmek istiyor.
Tüm gelişmiş ülkelerde bu tip santrallar kullanım dışı kalmıştır.
İtalya da söktüğü bu santralları 3. Dünya ülkelerine satmıştır. Muhtemelen
Samsun'a gelecek olanlar da böyle bir santral olacaktır.’’
İstim arkadan gelsin...
Subaşı'na göre,
ENVY isimli danışmanlık firması, sivil toplum örgütlerine bu santralın zararlı olmadığını anlatmaya çalışmış ancak hiçbir soruya net bir yanıt verememiş.
ÇED raporu gibi gerekler ‘‘İstim sonradan gelecek ’’ sözleri ile açıklanmaya çalışılmış...
Subaşı, ‘‘Samsun'a gelmekte olan doğalgaz gerçeği göz ardı edilerek
Türkiye'nin en verimli ovalarından birine kurulmak istenen santralı anlayışla karşılamakta zorlanıyoruz.
Samsun halkı;
Dalaman ve
Bartın'ın istemediği bu santral belasından kurtulmalıdır. Siyasi tercihler uğruna önemli bir ovanın kurban edilmesine karşı tepkilerimizi sürdüreceğiz’’ diyor.
250 bin memurun derece isteği
‘MAĞDUR' devlet memurları imzasıyla bir not:
Devlet memurları derece ve kademe göstergelerine göre maaş alırlar. Bundan dolayı 1984 ve 1991 yıllarında (tarihler farklı olabilir) iki defa 657 sayılı devlet memurlarına,
Başbakanlık
'olur'larıyla 'derece ve kademesi ne olursa olsun' 1 (bir) derece ilerlemesi verilmiştir. Bizler ise 1992'den sonra devlet memuru olarak kamu hizmetine başlayan yaklaşık 250 bin civarında bir kitle olarak bu haktan yararlandırılmayarak mağdur edildik. Konuyu Sayın Başbakanımız Ecevit'e iletmenizi rica ediyoruz.
Yahşi kimdir
ODTÜ'den verilen bilgide;
‘‘Prof. Barka'yı kahreden olay neydi?’’ başlıklı yazıda adı geçen Prof.
Selçuk Yahşi'nin 23.10.1999 tarihinde üniversiteden emekli olduğu bildirildi. Ancak kendisini tanıyanlar da bazı bilgiler aktardı;
Yahşi, yasal olmayan bazı işlerinden ötürü ODTÜ Mühendislik Fakültesi Dekanlığı'nca hakkında soruşturma açılmış ve YÖK tarafından unvanı elinden alınmış; öğretim üyeliği mesleğinden çıkartılmış.
Yahşi'nin, Enerji projelerinde çalışan ENVY isimli bir danışmanlık firması olduğu biliniyor. Bu konudaki belgelerin bize iletildiğini belirtelim.
Öğretmenin feryadı
BOSTANCI'daki Hayrullah Kefoğlu Lisesi'nin edebiyat öğretmeni
Ferit Aksöz öğrencileri adına duygularını şöyle aktarıyor: ‘‘Sayın yöneticilerimizden bu sese kulak vermelerini rica ediyoruz. Lisemizin spor ve tiyatro salonu 10.5 yıldır bitirilemedi. Bina yapıldı; içi boş... Tiyatro gibi kültürel çalışmalar için başka okullara gitmek zorunda kaldığımızdan üzülüyoruz. İçim yandığı için bunu bir öğretmen olarak iletmek zorundayım. Çocuklar etkinliklerin olmayışı yüzünden satanistliğe özeniyorlar. N'olur ilgi gösterin.’’
Sera-bina
‘‘KEMERBURGAZ imar faciası’’ yazısı üzerine arayan Eyüp Belediyesi Teknik Başkan Yardımcısı
Ahmet Malatyalı, yazılanlar karşısında daha çok Mimar Sinan Mahallesi Muhtarı'nı suçladı; onun
Hazine arazisi üzerine sera yapmaya kalkıştığını, ancak engellediklerini söyledi. Hakkındaki iddialara ise ‘‘İlçemiz Ziraat Odası başkanı olan Muhtar Bey'in kaçak yapı diye söylediği yer, imar kanuna göre 'sera' yapılmak üzere ruhsatlıdır. Ruhsatı
Mustafa Çelik ve hissedarları adınadır. Yurtdışında olduğunu öğrendiğim
Bijen Bey'in
Ermeni vatandaşımız olduğunu düşünüyordum; yazınızdan
İranlı olduğunu öğrenmiş oldum.
Mercümek denilen zatı muhteremi basından tanırım’’ dedi.
Almanya'dan gelerek FP'den Meclis’e seçtirilen mimar
Malatyalı'dan bir seraya 2 metrelik ruhsat verildiğini ilk kez duyduk. Sakın oraya sera-bina yapılmasın?
Çizme
GALERİA Bata’dan geçen sezon bir çizme aldım, bu yıl 5-6 kez giydim. Derisi soyuldu ve yandan patladı. Tamir ettirdiler ama sadece üstünü boyamışlar, kabul etmedim. Bir bey çok kötü konuşarak geri almayacaklarını söyledi. Yıllardır müşterisi olduğum bu mağazayı kınıyorum.
Serpil ARTİNYAN-YEŞİLKÖY MESAJ
ULUSAL Güçbirliği (Yeniden Kuvayi Milliye) Hareketi'nden: Siyasallaşma için düğmeye basıyoruz. 2.3.2002'de Topkapı Eresin Oteli'nde Nihat Gürkan, Arif İskender Kondel, Anıl Çeçen ve Tayyip Yelen, Türkiye'nin siyasal yapısı ile ilgili önemli konuşmalar yapacaktır. 0312- 230 10 69;
faks: 230 10 93.