Sami Selçuk: Hiçbir toplum hukukun ve adaletin dışında yaşayamaz... Salim Başol gerçeği nedir

23 AĞUSTOS 2017 tarihli köşemizde ‘Toplu siyasi davalar ve unutulan bir söz: ‘Sizi buraya tıkayan kuvvet böyle istiyor’ başlıklı bir yazı yer almıştı.

Haberin Devamı

Yassıada duruşmalarında mahkeme başkanı Salim Başol’un isminin yer alması üzerine, Yargıtay Onursal Başkanı Prof.Dr. Sami Selçuk haklı olarak bize de sitem eden bir açıklama gönderdi ve “Yassıada’da Başkan Başol’un yargılama biçimi elbette tartışılabilir; özellikle gereksiz sorular sorması eleştirilebilir. Ancak yargılamanın temel ilkelerinden birini dile getirmesi, utanılası değil, tam tersine övülesi bir durumdur” dedi.

Selçuk şöyle diyor:

“Köşenizde önemli olaylara dikkat çekiyorsunuz. Ancak şu anda en önemli sorun, kanımca hukuktur. Hiçbir toplum hukukun ve adaletin dışında yaşayamaz. Ben de karınca kaderince çabalarımı bu yoldu gösteriyorum. Sözgelimi 16 Nisan halkoylaması hukuka aykırı olarak gerçekleşmiştir.

1 Eylülde Cumhuriyet’te haber olarak çıkan “16 Nisan halk oylamasına ilişkin bilimsel görüş”te hukuksuzluğa ilişkin vardığım sonuç ve yaptırımı, kamuoyu demokrasilerinin yaşandığı ülkelerde iktidarları düşürecek boyuttadır. CHP tarafından yayımlanan kitabı lütfen okuyunuz ve görüşlerinizi yazınız. Yanılıyorsam eleştiriniz ve sizin yazınız aracılığıyla hukukçular eleştirsinler.

Haberin Devamı

“Yazınızda geçen ve Merhum Başkan Başol’un utanç verici olduğunu belirttiğiniz “Sizi buraya tıkayan kuvvet böyle istiyor” sözleri her şeyden önce eksik ve bu sözlerle ilgili değerlendirmeniz ise, ne yazık ki, hukuksal açıdan doğru değildir.

Olay aşağıdaki gibidir.

“CHP Mallarının Yasayla Hazine’ye Aktarılması Davası”nın duruşması sırasında sanıklardan Manisa Milletvekili Merhum Samet Ağaoğlu, Divan Başkanı Salim Başol’a söz konusu Yasa’ya olumlu oy verenlerin neden hepsinin değil de sadece 36 milletvekilinin yargılandığını, özellikle o dönemde Yasa’yı savunan sözcü Merhum Fethi Çelikbaş’ın neden sanıklar arasında bulunmadığını sorunca Merhum Başol, “Sizi alıp Yassıada’ya tıkan kudret böyle istemiş, onu biz bilemeyiz. Divan, huzuruna getirilen davaya bakar” diye yanıt vermiştir.

Dikkat ederseniz yazınızda söylenen sözlerin “.. onu biz bilemeyiz. Divan, huzuruna getirilen davaya bakar” kesimi unutulmuştur. Bu nedenle eksiklik söz konusudur.

Haberin Devamı

İkinci olarak bu sözlerin anlamı sizin anladığınız gibi, “Sizi buraya tıkan kuvvet sizin mahkûm edilmenizi bizden istedi. Biz de buna boyun eğiyoruz” demek değildir.

 

DAVASIZ YARGILAMA OLMAZ

Merhum Başol, tam bu noktada Roma hukukundan bu yana ceza yargılamasında benimsenen tarihsel ve temel bir ilkeyi dile getirmektedir. O da şudur:

“Davasız yargılama olmaz” ya da “yargıç, dava açılmadan yargılama yapamaz”

yahut da “yargıç kendiliğinden olaya/davaya el koyamaz” (ne procedat index ex officio).

Evet, Yassıada yargılamaları doğal yargıç ilkesine aykırıdır. Başkan Başol’un yargılama biçimi elbette tartışılabilir; özellikle gereksiz sorular sorması eleştirilebilir. Ancak yargılamanın temel ilkelerinden birini dile getirmesi, utanılası değil, tam tersine övülesi bir durumdur.

Haberin Devamı

Bu yüzden alışılmışa uyarak yaptığınız eleştiri ne yazık ki yerinde değildir.

Bu vesileyle bir yanlışı düzeltme olanağını verdiğiniz için teşekkür eder ve düzelteceğinizi umarım.”

 

GÜNÜN SÖZÜ

“Türk kimliği mi, ümmet kimliği mi? Adı konmayan bir milletin ferdi, olsa olsa Halifesine bağlı bir ümmetin kuludur.”

Tuncay ERCİYES

 

SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ VE BAROLARI KONUŞTURMAMAK

ADİL bir yargılama faaliyetinin olmazsa olma şartı; ‘Silahların eşitliği’dir.

İtham ve savunma taraflarından birinin, velev ki, algı düzeyinde de olsa, diğerine üstün olmasına yol açabilecek, her türlü müdahale, yargılamanın adil olması, bağımsızlığı, tarafsızlığı, üzerinde bir risk oluşturur.

Haberin Devamı

Adli yargı yılı açılışına, Barolar Birliği’nin sadece hazırun/dekor olarak davet edilip, ‘savunmanın’ Adliye meseleleri üzerine konuşmasının engellenmesi, silahların eşitliği kavramının Türkiye’deki durumu hakkında ciddi bir soru işaretini ortaya koyuyor.

Anayasa Mahkemesi Başkanının, Cumhurbaşkanının karşısında, abartılı nezaketi, Danıştay Başkanının, Ana Muhalefet partisine getirdiği aleni politik eleştiri,

ve de Yargı Yılı açılışında, Yargıtay’ın Barolar Birliği’ni konuşturmaması, yargı üzerinde ‘haketmediği’ ‘fonksiyon kaybı’ tereddütleri yaratıyor.

Kendi ağır iş yükünün yanında, bir sürü zorlu politik davalar hakkında da, özveri ile yargılama faaliyeti yürüten yargının, Adli yılın açılışında, manzarası ne yazık ki bu...

Haberin Devamı

Manzara bu olunca da, Yargıtay Başkanının sözleri makes bulmuyor.

S.Ö.

 

SABANCI ÜNİVERSİTESİ’NDEN:

AKADEMİK ÖZGÜRLÜK İLKELERİNE BAĞLIYIZ

SABANCI Üniversitesi Kurumsal İletişim Birimi bir açıklama göndererek, Alman Potsdam Üniversitesi’nde ‘Ermeni Soykırımı’ konusunda çalıştaya ev sahipliği yaptığı bilgisinin doğru olmadığını bildirdi ve “Öğretim üyelerimiz Sabancı Üniversitesi Akademik Özgürlük İlkeleri çerçevesinde yürüttükleri araştırmalarda ulaştıkları araştırma sonuçlarını yayınlama, tartışma ve yorumlamada özgürdürler. Sabancı Üniversitesi öğretim kadrosu ve yönetimi, her üniversite üyesinin bireysel bilimsel görüş ya da sanatsal ifade hakkını korumakla yükümlüdür. Bununla birlikte kamuoyu önünde ifade edilen görüşler hiçbir biçimde üniversiteyi bağlamaz. Konuyu sizlerin de bilgisine sunarız.” dendi.

 

PANO

- LAİKLİĞİ savunmak neredeyse faşistlikle özdeşti. Kemal OKUYAN

- YAŞAR Alptekin’in, ailesi CHP kökenlidir. Şarköy’de bir lokalleri vardır; abisi çalıştırır, ama şimdi yerlerini devrettiler galiba. Alptekin her yaz buralarda gözükür, şortuyla gezer tabii. Onu herkes tanır. Ne zaman 1 Eylül geldiğinde bizim Yaşar ‘dindar olduğunu’ hatırlar.. Hatta eskiden FETÖ’cü olduğunu söylüyor şimdilerde. Gazeteleri de alet eder. Kanmayın, inanmayın... L.Y.

 

BİLİYOR MUSUNUZ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak’ın “İşsizlik fonu, işsizlere değil; AKP’nin bütçe açıklarını kapatmak, siyasi ömrünü uzatmak için gündemde tutulan, iş üretmeyen dolayısıyla büyümeye katkısı olmayan projelere fon olarak kullanıyor, başvuran 1,874 bin kişinin işsizlik ödeneği alamadığını” söylediğini... CHP Ankara Milletvekili Dr. Mustafa Emir’in, Bakan Ahmet Eşref Fakıbaba’nın, kendisinden önceki bakanlar döneminde Bakanlık bünyesinde yolsuzluk yapıldığına ilişkin açıklamaları için “İdari bir idari işlem başlattınız mı? Yolsuzluğun parasal büyüklüğü ne kadardır; yolsuzluk hangi illerde olmuş ve bunlar kimlerdir” diye sorduğunu... 10 EYLÜL 1920’de kurulan Türkiye Komünist Partisi’nin, 97. yaşını 5 kentte (İzmir, Ankara, İstanbul, Bursa ve Eskişehir) bir araya gelecek partililerle kutlayacağını... MERHUM Vali Recep Yazıcıoğlu’nın 8 Eylül Cuma günü ölümünün 14. yılında Aydın Söke’deki mezarı başında anılacağını...

 

PANO

DİL Derneği olarak 30. yılımızda; Ankara’da Çankaya Belediyesi; İstanbul’da Avcılar ve Bakırköy Belediyeleri; İzmir’de Konak ve Karşıya Belediyeleri; Bursa’da Nilüfer Belediyesiyle birlikte 85’inci Dil Bayramını, Harf Devriminin 89’uncu, Söylev’in de 90’ıncı yılını kutluyoruz. Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, devrimlerin yapıcısı, eşsiz Söylev’i ile bugünümüzü de aydınlatan önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyoruz!

Sevgi ÖZEL

 

Yazarın Tüm Yazıları