Paylaş
Turizmde yaşanan krizin boyutları ile ilgili her gün yeni bir gelişme yaşanırken ziyaretçi girişinde meydana gelecek kayıp ile ilgili tahmin ve oranlar büyüyerek değişiyor.
Antalya geçen yılı gelen turist sayısında yüzde 5 kayıp ile kapattı. Gelişmeler 2016 yılında ziyaretçi kaybının bunun çok üzerinde gerçekleşeceği yönünde bir seyir izliyor. Yılın ilk ayı ocakta gelen ziyaretçi sayısının geçen yılın yüzde 19 gerisinde olması 2016 yılına ilişkin beklentileri de değiştirdi. Rusya ve Almanya’dan 3.5 milyonluk düşüş. Turizmgazetesi.com’da Antalya’ya gelen ziyaretçiler üzerinden bir simülasyon yapıldı. Recep Yavuz’un havaalanından giriş yapan turistlerin ülkelere göre dağılımını gösteren veriler üzerinden yapılan simülasyona göre 2016 yılında Antalya’ya gelecek ziyaretçi sayısı iyimser bir tahminle bile kötü geçen 2015’in bile yüzde 35 gerisinde kalacak. Simülasyonuna göre 2015’te Antalya’ya gelen yabancı ziyaretçi sayısı 10 milyon iken bu sayı 2016’da yüzde 35 gerileme ile 6.5 milyon olarak gerçekleşebilir. Buna göre 2016’da Antalya’ya 2015 yılından 3.5 milyon kişi daha az ziyaretçi gelecek. Bu 3.5 milyon kişilik azalma da Rusya ve Almanya’daki düşüşten kaynaklanacak.
Simülasyonda 2015 yılında Rusya ve Almanya’dan Antalya’ya gelen kişi sayısı 7.1 milyon iken bu sayı 2016’da 3.5 milyonda kalacak görünüyor.
Tarih sizi affetmez
DÜNYADA tarihi eserlerin çevresindeki binalar kaldırılmaya çalışılırken, Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nin hemen yanında hastane yapılması ile ilgili Kızılay Bakırköy Şubesi yetkililerinin ısrarı niye?
Yunus Emre Kültür Merkezi’nin solunda bulunan imar planlarında ‘düşük yoğunluklu hizmet alanı’ olarak tescilli 2057 metrekarelik arsa TOKİ tarafından ihaleye çıkarılmış; Kızılay’dan başkasının alamayacağı şekilde hazırlanan ihaleyi Kızılay kazanmıştı. Bakırköy Belediyesi ‘ihale şartlarına uymuyor’ gerekçesiyle ihaleye sokulmamıştı. Sonuçta ihale 1 milyon 852 bin TL bedelle Kızılay’a verilmişti. Bakırköy Belediyesi dava açmıştı. Dava hâlâ devam ederken Bakırköy Belediyesi ile Kızılay bu alana hastane yapılmak üzere bir protokol imzalamış. Dünyada tarihi eserlerin çevresindeki binalar kaldırılmaya çalışılırken, Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nin hemen yanında hastane yapılması ile ilgili Kızılay Bakırköy Şubesi yetkililerinin ısrarı niye? Tarih sizi affetmez!
GÜNÜN SÖZÜ
“Erişir menzil-i maksuduna aheste giden
Tiz-i reftar olanın payine damen dolaşır.”
(Yavaş giden hedefe ulaşır; acele edenin ayağına eteği dolaşır.)
Ziya PAŞA
Laiklik tanımı
GÜNÜMÜZDE kimilerinin “Laiklik ilkesi tartışılmalıdır, yeniden yorumlanmalıdır” biçimindeki söylemlerinde, “laiklik din ve vicdan özgürlüğüdür” biçimindeki söylemlerinde, bir büyük tuzak bulunuyor. Söylenenler saptırmadır, yanlıştır. Bu tuzağa düşmeyelim... Laiklik, “din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması” demek değildir. Laiklik, “devlet ve dünya işlerini yürütürken herhangi bir dinin etkisi altına girmemek”
demektir... Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu bilge önder Atatürk’ün ‘laiklik’e ilişkin söylemi, yeniden yorumlanmasına gerek olmayacak denli apaktır. Daha önce bu konuya değinmiştim. Yeni bir anayasa (!) hazırlıkları sürecinde, bilge önder Atatürk’ün dile getirdiklerini, sizle bir kez daha paylaşmayı gerekli görüyorum. Kimi, dincilerin, kimi 2. Cumhuriyetçilerin, kimi aymazların bizi yanıltmasına izin vermeyelim...
Tarık R. KONAL
Aziz Sancar istismar edilemez
ANKARA Barosu avukatlarından Sedat Vural, 18.12.2015 tarihinde köşemizden, Nobel Ödülü alan Prof. Dr. Aziz Sancar’a, Ankara Büyükşehir’in kararına ortak olmayınız çağrısında bulunmuştu. “Abdullah Cevdet Sokağı’na ABB Meclisi’nce adınızın verilmesi, bir oldu bitti ile tamamen saptırılmış, bilimsel objektiflikten uzak iddialara dayanan, sizin adınızı da istismar eden ideolojik bir karardır. 2005 yılında aynı gerekçelerle, Abdullah Cevdet Sokağı adının Yusuf Halaçoğlu olarak değiştirilmesine ilişkin ABB meclis kararı, tarafımca açılan dava sonucu Ankara 5. İdare Mahkemesi’nce iptal edilmiş ve Büyükşehir Belediyesi’nin temyiz ve karar düzeltme talepleri Danıştay 8. Dairesi tarafından reddedilerek iptal kararı birkaç yıl önce kesinleşmiştir. Hiçbir haklı gerekçesi bulunmayan bu kararı reddediniz.” Şimdi de Vural, Ankara İdare Mahkemesi’ne Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin ‘Abdullah Cevdet Sokak adının Aziz Sancar olarak değiştirilmesine ilişkin’ kararının iptali ile yürütülmesinin durdurulması talebinde bulundu ve açıklamasında şöyle dedi: “Kesinleşmiş bir yargı kararından dolayı, aynı konuda karar almak açıkça anayasa ve yasaları ihlal etmektir... Kararını siyasal nedenlere dayandıran ABB meclisinin feshi yasal zorunluluktur.” Av. Sedat Vural, Prof. Dr. Aziz Sancar’a isim olarak değil, istismara itiraz ediyor. Müktesebatını, hukuku sosyalleştirerek ortaya koyuyor. ‘Adalet perisi’nin kılıcını eline almış, çarpışıyor.
Dava dilekçesini hukukçular
mutlaka okumalıdırlar.
Biliyor musunuz
-RUBASAM Başkanı ve Başkanvekili Mesut Başkır ile Süheyl Çobanoğlu’nun, Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesi İskeçe Müftüsü Ahmet Mete ve Müslüman din adamlarına yapılan hakaret, tehdit ve saldırıları kınadıklarını açıklarken, Yunan makamlarından
faillerin en kısa zamanda adalete teslim edilmesini istediklerini açıkladıklarını...
-ESKİ milletvekili Tevfik Diker’in cumartesi günü 13.00’te Ankara Bulvar Otel’de ‘Büyük Türkiyeciler, Şahlanış Hareketi ve vatan ile demokrasi sevdalıları’ olarak bir araya gelip “DP’de veya DYP’de ne yapılabilir? Yeni bir oluşum olur mu? MHP’de
siyaset yapılabilir mi? Sivil toplum olarak devam mı edilmeli? Kırat Vakfı kurulmalı mı? Adım adım Anadolu gezilmeli mi; başkanlık sistemine hayır mı, evet mi?” konularını ele alacaklarını...
Paylaş