Paylaş
RTÜK, yerel televizyon ve radyoları ne kadar izliyor, denetliyor? Çok sayıda yakınma geliyor köşemize... Siyasi partiler arasında fırsat eşitliği zedeleniyor. Parayı veren aday övülüyor, vermeyen yerin dibine sokuluyor. Ne hırsızlıkları kalıyor, ne de yolsuzlukları. Doğru ya da yanlış... İsterseniz kendinizi anlatıp cilalatabilirsiniz.
Trakya'da bir kentteki televizyon kanalı adaylara 'ilan' tarifesi uyguluyor. Kampanya görüntüleri ve röportaj bedeli 100 bin dolar... Zayıf adayların tarifesi ise 30 ve 20 bin dolara kadar iniyor.
Bu durumu bir milletvekili, RTÜK üyesi Fatih Karaca'ya şikáyet ederek, ‘‘Benden ve partimin belediye başkanından 30'ar milyar lira istendi. Vermeyince de hakkımızda karalama kampanyası açıldı’’ diyor.
TV ve radyolar, adayları kapı kapı dolaşıyorlar:
‘‘Biraz katkınız olsun, çalışanlarımızın paralarını veremiyoruz.’’
Yerel bir radyo ise, ‘‘Hizmete ilk adımını atmaya cesaret gösteren adaylarla profesyonelliklerini paylaşmak istediğini’’ bildirerek şöyle bir ücret tarifesi belirlemiş adaylar için: (Özgeçmiş, propaganda ve söyleşi)
Paket 1: 45 dakikalık tek bir program 800 dolar+KDV
Paket 2: 40'ar dakikalık iki program 1200 dolar+KDV
Paket 3: 35'er dakikalık üç program 1750 dolar+KDV
Paket 4: 30'ar dakikalık beş program ve tartışma programı 3000 dolar+KDV
(Not: Ücretlere Eğitim Katkı Payı dahildir. Ödemeler üç iş günü içinde nakit veya 10 günlük çek ile tahsil edilir. RTÜK yasası gereğince programlarda sakıncalı konuşmaların yapılması yasaktır.)
Bu nasıl seçimdir. Özel amaç ve çıkarlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açıcı yayın yapılmaması gerekmiyor mu RTÜK yasasına göre...
İnsan gazeteciliğinden utanıyor bunları duydukça...
DOĞASEVERLERE
DOĞAL Hayatı Koruma Derneği, 3-4/10-11 Nisan tarihleri arasında İstanbul Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde ‘‘Orman Okulu’’ başlatıyor. Türkiye'nin ağaçları, bitkiler ve insanlar, ormandaki hayvanlar, Türkiye'de ormancılık politikası ve ormancılığın sorunları, insan ve doğa ilişkilerinin anlatılacağı programla ilgilenenlere Tel: 0212-528 20 30.
Köyler, büyükşehir için oy kullansın
POLONEZKÖY, Beykoz'a bağlı İstanbul'un en önemli tatil yörelerinden biri... Köyün muhtarı Polonya kökenli olan Frederik Novvicki... 1989'dan bu yana muhtarlık yapıyor, köyün sorunları için didinip duruyor. Bir Beykoz'a iniyor bir Cağaloğlu'na Valiliğe...
Novvicki, geçen gün bizi de ziyarete geldi... Sıkıntılarını, bu arada muhtarlık sisteminin iyileştirilmesiyle ilgili ilginç görüşlerini anlattı:
‘‘Polonezköy dahil olmak üzere Türkiye'nin hiçbir köyü, büyükşehir ile ilçe belediyesi seçimlerinde oy kullanamıyor. Köy halkının oy kullanma yetkisi yok. Bu uygulamayı, 1980'lerde Kenan Evren getirdi.’’
Muhtar, ‘‘Bizlerin sadece neden genel seçimler, il genel meclisi ile muhtarlık seçimlerinde oy kullanma hakkımız olsun?’’ diye soruyor:
‘‘Beykoz'a bağlı 20 köyde 18 bin insan yaşıyor ve kendisini yakından ilgilendiren belediye başkanlığı seçimi için oy kullanamıyor. Beykoz'da oy kullanan seçmen sayısı 125 bin iken, % 15'i oy kullanma hakkından mahrum edilmiş oluyor. Bu nasıl demokrasi anlayamıyorum...
Biz seçmediğimiz halde, belediye bizden bütün vergileri alıyor. Polonezköy olarak yılda 35 milyar lira belediyeye vergi veriyoruz.
Sıkıntımız, köy hizmetlerine bakan Devlet Bakanlığı ile başlıyor; bakanlık mücavir alana giren köylere hizmet götürmüyor. Beykoz Belediyesi ise oy potansiyeli olmadığı için hizmet yapmıyor. Olan da köyde yaşayan insanlara oluyor.
Köylü kimsenin umUrunda değil; bu nedenle partilerin programında muhtarlıkla ilgili bir şey yok... 49. hükümetin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, İller İdaresi Kanunu kapsamında Köy Kanunu'nu yeniden hazırlayarak TBMM'ye gönderdiğini ve takipçisi olduğunu söylemişti. Bugün ise 56. hükümet görevde, fakat o günden bugüne hiçbir ilerleme yok.’’
Muhtar Novvicki, muhtar olarak gereksiz bir sürü formalite ile uğraştıklarını, bunun önlenmesi için 'Seçmen Cüzdanı' adlı bir öneriyi TBMM'ye sunduğunu anlatıyor:
‘‘Bu sistemle, seçmen listelerinin anında hazırlanması, askı sisteminin ortadan kaldırılması, seçmenlerin her seçimde muhtarlığın önünde birikmemesi, seçmen káğıdının dağıtımına son verilmesi, sokağa çıkma yasağının ortadan kaldırılması vs. gibi boş işlere son veriliyor. Teklifim vatandaşı rahatlatacaktır. Cumhurbaşkanlığı, İçişleri Bakanlığı, YSK ve DPT bunu acaba bir inceleyebilirler mi?’’
Evet, doğruları söyleyen bu muhtarı kim dinler?
Paylaş