Promosyon en az 10 yıllık ödenmelidir

Sedat Vural’ın ağzından dinliyoruz:

Bizim bu girişimlerimize karşın hükümet ise, neden oldukları yılların haksızlık ve vicdansızlık abidesine dönüşen emekli promosyon alacağı için, emeklinin ağzına bir parmak bal çalarak siyasi nemalanma hesabına girişti.

Biz emeklileri aptal yerine koyan sadaka değerindeki bu promosyonu almayalım.

Biz emekliler gibi kamudan maaş alan kamu çalışanlarına her iki veya üç yılda bir maaş tutarı kadar promosyonun ödenmesi en az 10 yıldır yapılmaktadır.

Devletten maaş alma konusunda aramızda hukuki eşitlik bulunan kamu çalışanları gibi hakkımız olan 10 yıllık ve üç maaş kadar promosyon tutarı ödenmediği müddetçe, hükümetin önerdiği promosyonu almamak insani onurumuzu korumaktır.

Çünkü her emeklinin maaşını aldığı bankadan emekli tarihinden itibaren promosyon alması vicdani ve hukuki hakkıdır.

Hükümetin yeni promosyon uygulaması sanki on yıldır uygulanmamış ve de 12 milyon emeklinin hepsi 2017 yılında emekli olmuşlar da emekliler lehine yeni bir uygulamaymış gibi sunulmak istenilmektedir...

Oysa bu uygulama emeklinin hakkı trilyonlarca lira değerinde kaynağın, bankalara haksız ve vicdansız şekilde transferidir. On yıldan fazla emeklilerin hak ve alacak kaybına neden olanların görev suçlarını örtmeye yönelik bir girişimdir.

Yeni promosyon oyunu, esasında kendi suçlarının ikrarı olmakla birlikte biz emeklilerin emekli tarihinden itibaren promosyona hak kazandığımızın tescilidir.

Hükümetin bizim maaşımız ve adımıza bankalarla yaptığı protokol ile promosyon olarak bu sadakaya tenezzül etmek tüm haksızlık ve vicdansızlığı meşrulaştırmak olacaktır.

Av. Vural, “2005’ten bu zamana, her iki yılda 1000 TL, 10 yıllık sürede ise 5 adet iki yıllık sürenin varlığı karşısında toplam 5000 TL’lik promosyon alacağımı istiyorum. İç hukuk yolları tükendiğinden AİHM’ye başvurdum” diyor.


ŞAMPİYONLAR DA İNDİRİM BEKLİYOR

YILLARDIR gelir vergisi şampiyonu olan işçi ve memurlar da indirim bekliyor.

Hükümetin çalışmalarını yürüttüğü, vergisini düzenli ödeyenlere indirim uygulaması kapsamına sosyal devlet gereği milyonlarca emekçi de dahil edilmeli.

Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın açıklamalarına göre, vergisini düzenli ödeyen başta KOBİ’ler olmak üzere işletme ve kurumlara % 5’e kadar vergi indirimi uygulanacak, gelir ve kazanç üzerinden alınan verginin yaklaşık üçte ikisi ücretliler tarafından ödeniyor.

Hükümetin yılbaşında yayınladığı tebliğ ile % 15’lik gelir vergisinin ilk diliminde dikkate alınacak brüt kazancın üst sınırı 400 lira artırılarak 12 bin 600 liradan 13 bin liraya çıkarıldı.

Buna göre, yıl içinde gelirin 13 bin lirayı aşması durumunda çalışanın ücretinden % 20 oranında vergi kesintisi yapılacak. Dolayısıyla işçi ve memurlar daha erken üst vergi dilimine gireceğinden maaşlarında azalma olacak. Yıl sonuna doğru ücretteki vergi kesintisi daha da artacak.

Vergideki dengesiz yapı yıllardır emekçinin aleyhine sürüyor.

Son söz: İşçi ve memurlar diğer yükümlülerden 3-4 kat daha fazla vergi ödüyor. Zaten % 2.46’lık rekor ocak ayı enflasyonu, asgari ücretliye, memura ve emekliye yılbaşında yapılan zammın büyük bölümünü aldı götürdü. / Şükrü KARAMAN


'KANDIRILDIK DİYEN BİZ DEĞİLİZ'

“CHP, bu halk için cami duvarı kadar kutsaldır!”

Bunu diyen CHP’nin sendika kökenli İzmir Milletvekili Musa Çam... Binali Yıldırım’ın ‘hayır’ kampanyasından dolayı CHP’yi terör örgütleriyle işbirliği yaptığı yönündeki açıklamalarını eleştirdi ve “Size dürüst olmayı, namuslu olmayı, yalan söyleyerek başkalarını karalamanın doğru olmadığını hatırlatmak isterim” dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Musa Çam, “Kandırıldık diyen biz değildik. Anayasa oylaması sırasında yaşananları örtbas etme çabasıyla provokasyonları biz yapmadık” diyerek sözlerini şöyle tamamladı: “Yangından mal kaçırır gibi Anayasa değişikliğini tartışmadan Meclis’ten kaçırdınız. Anayasa’yı, yasaları ve Meclis İçtüzüğü’nü çiğnediniz. Kendi milletvekillerinize güvenmediniz. Oylarına ipotek koydunuz, gizli olması gereken oylamayı açık oya çevirdiniz. Ve tüm sahteciliğinize rağmen AKP Meclis’teki oylamada fire verdi! Şimdi de halkın ne olup bittiğini anlamaması için ortalığı karıştırmaya, provoke etmeye çalışıyorsunuz. Halkımızın zorunlu olarak kabul ettiği bu Anayasa elbette ki değişecek. Ama 12 Eylül cuntasına rahmet okutur yönde değil; daha demokratik, daha özgürlükçü bir anayasa yapma yönünde ileri doğru değişecek, değiştireceğiz!”


BİLİYOR MUSUNUZ?

25 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu ‘Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu’nun kuruluş gerekçelerinin ve gündemlerindeki öncelikli sorunlar konusundaki görüşlerinin konuşulacağı; Prof. Dr. Aysel Çelikel, Tansel Çölaşan, Prof. Dr. Ahmet Altınel, Prof. Dr. Necla Arat ve Av. Nazan Moroğlu’nun konuşmacı oldukları panelin 11 Şubat Cumartesi 10.30’da İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri’nde yapılacağını...

KÜLTÜR Üniversitesi’nin düzenlediği, Dr. Canan Dağdeviren’in konuşmacı olduğu ‘10. Erdal İnönü Günü’ etkinliğinin bugün 15.00’te Üniversite Akıngüç Oditoryumu’nda yapılacağını....

1999’daki Yalova depreminde yitirdiğimiz dilci, eğitimci Beşir Göğüş’ün ailesi ile Dil Derneği’nin 20 yıldan beri düzenlediği, ‘Dil Derneği Beşir Göğüş Türk Dili ve Edebiyatını Geliştirme Ödülü’nün Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yarın 18.00’de düzenlenecek törenle, Yalvaç Ural’a (‘Yabanöküzü Boynuzlu Tilki’- Yapı Kredi Yayınları) verileceğini...

Üsküdar, alkol ruhsatı ve AKP

TÜM ilçe Belediye Meclisleri gibi Üsküdar Belediye Meclisi de Şubat ayı oturumlarına başladı. Meclis oturumunda görüşülecek gündem maddelerinden bir tanesinin konusu aşağıda gördüğünüz gibi, “İçkili Yer Bölgelerine ekleme Hk.” idi. Medeni ülkelerde içki içmek, satmak belli kurallara tabidir. Örneğin İngiltere de her yer içki satamaz, bazı yerler belirli saate kadar satabilir, pub şeklindeki bazı yerler ise son içki servislerini duyurur ve belli saatte sonlandırırlar.

Üsküdar uzun yıllardır Belediye olarak alkol kullandırmak isteyen işyerlerine alkol ruhsatı vermekte direnmekte idi. Belediye Meclisinde özellikle AVM’ler de bulunan ve içki ruhsatı talep eden restaurantlara “Eğer kurallara uyarlarsa, neden ruhsat verilmiyor?” şeklinde sorulan sorular, alkolün zararından ve dini gerekçelerden bahsedilerek reddediliyordu. Eskiden gelen içki ruhsatı olmayan bazı restaurantlar ise bu yasağı ancak Turizm Bakanlığı aracılığıyla “Turistik Müessese” belgesi alarak çözmekteydiler.

Üsküdar da şu sıralar iki adet açık olan AVM vardır. Bunlardan bir tanesi AKASYA diğeri CAPİTOL’dür. CAPİTOL’ün içerisinde bir tane alkol ruhsatı olan restaurant vardı o da Turizm Bakanlığından ruhsatlı. Diğer talep edenleri ise Belediye reddetmişti. Aynı şey AKASYA için de geçerliydi. Bu kere Üsküdar sınırları içerisinde yeni bir AVM açılmakta, adı ise “EMAAR SQUARE” Arap sermayeli bu yeni AVM’nin bir özelliği olsa gerek ki, içkili bölge talebi Belediye yönetimince karar mercii olan Belediye Meclisine sunuluyor. Konu, adaletli olsun (!) diye talebin yanına AKASYA AVM de eklenerek geldi. Ancak AKP’Lİ Belediye CAPİTOL AVM için adaleti unutmuş durumda. Konu Belediye Meclisinde ilgili ihtisas komisyonlarına sevk edildi. Bazı Meclis üyeleri AKP’nin içinde bulunan ‘Adalet’ kelimesini hatırlatarak CAPİTOL’e neden diğerleri gibi ruhsatlı bir bölüm, bir bölge talep edilmediğini sordular. Önümüzdeki çarşamba günkü Meclis oturumunda bu konuda bir karar verilmesi bekleniyor. AKP’li meclis üyelerinin bu konudaki tavrının ne olacağının yanı sıra Arap sermayesinin bu işteki etkisini de merak etmiyor değilim hani. Bu arada mevzuattaki camiye olan uzaklığa ve EMAR SQUARE ile CAPİTOL’ün camiye göre konumuna dikkatinizi çekerken, keyfiyet ile adalet kavramlarının da kullanım şeklini takdirlerinize sunar, yorumu sizlere bırakır ve alkolün sağlığa zararlı olduğunu, İslam dinince haram olduğunu ancak laik ve özgürlük dolu bir ülkede yaşamamız gereğini de hatırlatırım.

Ercan ERDEM

GÜNÜN SÖZÜ: “2017 Ocak ayında, geçen yıla göre İstanbul’da % 19, Antalya’da % 8 kayıp var. 2017 için de olumlu sinyaller gelmiyor. Turizm ve bağlantılı sektörleri yoğun bakımda. Hükümet acilen kendi ajandasını bırakıp, turizme, Türkiye’ye bakmalı...”

Çetin Osman BUDAK-CHP Antalya Milletvekili)