Paylaş
CHP’nin eski Genel Başkanı Altan Öymen de, pazar günkü Radikal’de bu konuya değinmişti. Partinin açılım yapabilmesi, örgüt yapısının güçlendirilmesi, siyaset yapma yönteminin daha sağlıklı bir yapıya dönüştürülmesi için siyaset yapma yöntemini değiştirebilir mi?
Genel Başkanlık sultası kırılabilir mi?
Kimse itiraz etmesin, ‘sosyal demokrat’ olduğunu iddia eden bir parti bunu yeniden ortaya koymalıdır.
Esas konuya başlamadan önce biraz geçmişi irdelemek gerekiyor.
Deniz Baykal, kurultayların sık sık toplanmaması için, genel başkan adaylığı için % 20 barajını getirmişti. Öymen’in yazısından özetlersek... Aday olmak isteyen kişi, kurultay delegelerinin en az % 20’sinin oyunu almak zorundaydı. Kurultay delegelerinin sayısı 1250 ise en az 250 delegenin imzasını almak gerekiyor ki aday adayı ‘barajı’ aşabilsin. Ama bunun için bir ‘adaylık sınavı’ vardı. Kurultay Başkanlık Divanı, ‘sınav’ın gündemdeki sırası gelince aday adaylarına imza verecek olan delegeleri, Başkanlık Divanı önünde sıraya girmeye davet ediyordu. Hepsi sırayla divanın önüne gelip hangi aday adayına imza vereceğini açıklıyor ve imzasını onunla ilgili yere atıyordu.
Tabii bu herkesin gözü önünde oluyordu. Böylece delegeler kime oy vermek niyetinde olduklarını ‘gizli oylu seçim’ başlamadan önce ilan etmiş oluyorlardı.
ADAY OLMAK İMKÂNSIZDI
Bu kolay bir şey değildi. Kazanma ihtimali yüksek olan ‘görevdeki genel başkan’ın yardımcıları, durumu yakından izliyorlardı. Dolayısıyla yeterli imzayı toplamak mümkün olamıyordu.
Nitekim, CHP’nin son olağan kurultayında Haluk Koç ile Umut Oran aday adayı olmuşlar ama aday olamamışlardı. Koç’un aldığı oy yüksekti ama 200’ü bile aşamamıştı.
Bu baraj 2003’e kadar % 5 idi. Yani aday olmak için ‘en az 63’ oy gerekiyordu. (Bir tüzük değişikliğiyle bu % 20’ye çıkarıldı.)
ÇARŞAF LİSTE
Bugün için Kılıçdaroğlu’nun böyle bir sorunu yok. 250’nin üzerinde adaylık oyunu rahatlıkla sağlayacaktır.
Bizim gündeme getirmek istediğimiz esas konu, PM üyelerinin seçimi...
Nitelikli üye nasıl sağlanmalı?
Bizim de katıldığımız şekilde ‘çarşaf liste’ uygulaması ile...
Kılıçdaroğlu, “Ben bunu henüz yapamam” düşüncesinde olmamalı.
‘Tulum’ veya ‘palamut’ denilen yöntemden artık vazgeçilmelidir.
CHP tabanı ‘çarşaf liste’yi benimsiyor ancak merkezi ellerinde tutanların bu yöntemi uygulamak işlerine gelmiyor.
Biz bu seçim yönteminin partiyi ne hale getirdiği biliyoruz.
“Tek ses, tek nefes, demokrasinin, mücadelenin olmadığı bir yapı...”
Değirmene su taşımak
CHP’nin geçmişinde PM, siyaset üslubu ve siyaset yapma yönteminin şekilenmesinde olaganüstü etkiliydi. Projelerin üretilmesinde yönlendirici bir organdı.
Partinin mutfağıydı. Çarşaf liste’den seçilen üyeler, kendi donanım ve birikimlerine güvenerek yola çıkarlar ve kurultay delegeleri de onların parti içindeki etkinliğini bilgi ve becerilerini dikkate alarak oy verirlerdi. Bu yöntem, farklı görüş ve anlayışın temsil edilmesine olanak sağlardı. Tabandan gelenler parti vitrinine çıkma olanağı bulurlardı.
Sarıgül’ün aday olduğu kurultaytan sonra bu yöntem değiştirildi. Çarşaf liste yerine ‘blok’ (veya palamut) liste denilen yöntem getirildi. Bilgi ve becerili adaylara değil; lidere yakın isimler seçilmeye başlandı ve bunlar partide egemen olmaya başladı. Dolayısıyla eleştiri ve görüş ortadan kalktı. Biat anlayışı egemen oldu.
Partiiçi demokrasi kayboldu. Bu üye profilini de etkiledi. Partiyi ideolojik ve felsefi boyutta temsil eden isimler, devre dışı kaldığından ‘değirmene su taşıyanlar’ın öncü gücü olmaya başladı.
Bu anlayış CHP’yi açmaza sürükledi. Son yerel seçimlerdeki başarısızlık bile PM’de tartışılmadı.
‘Çarşaf liste’ partide çok şeyin önünü açabilir.
Denizler mahfoldu
DENİZ Temiz Derneği/TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Tezcan M. Yaramancı dün şu vahim açıklamaları yaptı:
- Denizlerimiz %80 oranında karadan ve insan eliyle kirletiliyor.
- Karadeniz’de 26 balığın nesli tükendi. Marmara’da 143 balık yok oldu. Ege ve Akdeniz’deki balık varlığı da hızla azalıyor.
- Turistik işletmelerin çoğunun arıtma tesisi bulunmuyor, olan da çalıştırmıyor.
- Belediyelerin %86’sının arıtma tesisi yok. 804 belediyenin kanalizasyon şebekesi yok. 1.257 kıyı belediyesinin sadece 124’ünde arıtma tesisi bulunuyor.
- İstanbul’da hergün oluşan 3,9 milyon metreküp atık suyun sadece %10’u biyolojik olarak arıtılıyor.
CHP ve FB
HER ikisi de statükonun esiri. Gelen gitmek bilmiyor.
Dillerde yenilik, uygulamalarda katıcılık. Ve hep geleceğe dönük gerçekleşmeyen umutlar. FB’de de belki bir gün yeni yüzler gelir de kurtuluruz.
Dr. Oktay AYDEMİR
Biliyor musunuz
CHP’den bir yıllık ihraç cezası alan eski Belediye Meclis üyesi Hüseyin Sağ’ın, Özelleştirme İdaresi Başkan ve yetkilileri hakkında ‘Beşiktaş Belediye ve SİT alanı sınırları içerisinde yer alan taşınmazı (Karayolları arazisi) ekonomik rant sağlamak amacıyla satışa çıkardıkları’ gerekçesiyle İstanbul C. Savcılığına kamu davası açılması için suç duyurusunda bulunduğunu...
DÜNYANIN aktif durumdaki en büyük ikinci, ülkemizin ise en büyüğü olan Şile Feneri’nin 150. yılı etkinliklerinin 25 Mayıs’ta başlayacağını (Şile, 0533-2075039)...
PROF. Erol Katırcıoğlu’nun Bakırköy İncirli’de Hava İş Sendikası’nda 18.00’de ‘Nasıl Bir Sol, Nasıl Bir Türkiye’ başlıklı bir konuşma yapacağını (0505-260 36 57)...
AKP’li Gerger Belediye Başkanı Arif Karatekin’in, 16 mayısta Kahta ilçe merkezinde yapılan AÖL (dışardan lise bitirme) sınavına kardeşi Ömer Karatekin’in girmesi üzerine yapılan şikayet sonunda başkanın hakkında savcılıkla işlem başlatıldığını...
Paylaş