Palm yağından kimler vurgun yapıyor

DAHA çok margarin hammaddesi olarak kullanılan ve son zamanlarda büyük miktarda ithal edilmeye başlanan Malezya kökenli Palm yağının bazı sanayiciler tarafından piyasaya likit olarak sunulması olayı büyüyor.

Gümrük vergisinde ortaya çıkan adaletsizlik nedeniyle ithali artan yağın, Malezya'dan getirildiği biçimde ‘‘bitkisel yağ’’ adı altında hemen ambalajlanarak piyasaya sürülmesiyle bazı kişilerin büyük kazançlar sağladıkları belirtiliyor.

Palm yağı oda sıcaklığında ve muhafaza şartlarında donduğu için kısmen de olsa sıvı özelliğini kaybediyor. Dolayısıyla etiket bilgisi ve beyana aykırı olarak, ayçiçeği, soya ve diğer yağlar karşısında tağşiş (bozma, karıştırma) ediliyor.

Trakya Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı Şevki Alanya, ‘‘Palm yağında oyun’’ (5.7.2003) başlıklı yazımızın doğruluğuna aynen katıldıklarını bildirerek, ‘‘Palm yağının fiyatının diğerlerine göre düşük oluşu, eşitsiz vergilendirme ve benzeri boşluklardan yararlanan açıkgözler haksız kazanç elde etmektedir. Donmuş yağ, sıvı adı altında satılmaktadır. Bunu da önlemenin tek yolu, rafineri palm yağ ve türevlerinin gümrük vergisini rafine ayçiçeği yağının gümrük vergisi oranına çekmektir.’’

Palm yağının ucuzluğundan dolayı bitkisel yağ piyasasında haksız rekabete yol açıldığını bildiren Alanya şöyle diyor:

‘‘Trakya'da yerleşik 32 adet yağ üreten fabrika adına kamuoyunu aydınlattığınız için teşekkür ediyoruz. Sorunu dernek olarak 17.6.2003'de bizzat Tarım Bakanı Prof. Sami Güçlü'ye yazılı olarak ilettik ve üyelerimizi ‘sektör etiği' adına uyardık.

Hegzan ve benzeri yağ ithalatında yaşanan sorunda olduğu gibi %12-52 gümrük vergisi farkları teminata bağlanır. Bu yağın sadece ve sadece margarin ve diğer sektörlerde kullanıldığı ‘‘sarfiyat raporu’’ ile ispat edilmelidir. Diğer bir deyişle palm yağının sadece margarin ve diğer gıda dışı sektörlerde kullanıldığının ispatını gerektirecek bir yöntem bulmak mümkündür. Sonuç olarak suiistimalin önlenmesi için rafineri palm yağında da gümrük vergisinin %52'ye çıkarılmasını öneriyoruz. Gümrük vergileri her ülkede üreticiyi korumak için yapılır. Bugün Bulgaristan bile üreticisini korumak için yüksek gümrük vergileri koyuyor; bu nedenle onlara yağ satamıyoruz.’’

Türkiye’ye son zamanlarda giren yağ miktarının 15 milyon doları bulduğu ve vurgunun bazı firmalar tarafından tenekeli satışlarla yapıldığı belirtiliyor.

HUKUKİ SONUÇLARI

KARIŞIM
sıvı yağlara rafine edilmiş palm yağı ve türevlerinin katılmasının hukuki sonuçlar doğuracağı belirtiliyor. Palm yağı oda sıcaklığında ve muhafaza şartlarında donduğu için kısmen de olsa sıvı özelliğini kaybediyor. Dolayısıyla etiket bilgisi ve beyana aykırı olarak tağşiş ediliyor. Ayçiçeği, soya ve diğer yağların gümrük vergisi %30 olmasına karşın ham ve rafine olsun palm yağının gümrük vergisi %12... Ayrıca palm yağının fiyatı da diğerlerine göre 80-100 dolar daha ucuz.... Dolayısıyla tartışmasız haksız rekabete neden oluyor. Ayrıca 560 sayılı ve tüketicinin korunması yasalarının çeşitli hükümleri ihlal edilmiş oluyor.

Yıldırım’ın danışmanı Ispartalıları çok heyecanlandırmış

TARİH
; 27.5.2003... Isparta Süleyman Demirel Havaalanı'nda, havaalanına yeniden işlerlik kazandırmak amacıyla bir toplantı yapılıyor. Konuşmacı, Bakan'ın kendisini DHMİ ile Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün koordinasyonundan sorumlu danışman olarak görevlendirdiği Celal Akbulut... Bu kişiyi Isparta'ya getiren AKP milletvekili Emin Bilgiç. Toplantıyı Vali'den Belediye Başkanı'na kadar bir dizi kent yöneticisi izliyor.

Daha sonra KTHY Yönetim Kurulu Başkanlığı'na atanan Akbulut, Ispartalıları heyecanlandıran bir konuşma yapıyor:

‘‘Isparta Havaalanı'nı taşımacılık, uluslararası uçak bakım ve orman yangınlarına müdahale merkez üssü haline getirmeyi hedefliyoruz... Ben Afganistan'la Irak'ın yeniden yapılandırılması için görevlendirildim... Amerika'ın Bağdat Ofisi'nde, Türkiye'yi temsilen görevlendirildim. Amerikan Havacılık Dairesi ve Savunma Bakanlığı bu görevimi onayladı.’’

İlginç görevlendirilmeler, değil mi?

Bu cümleler Isparta gazetesinin 28.5.2003 tarihli sayısında ayrıntılı şekilde yer alıyor.

Bakanın fahri danışmanı ilginç sözler söylüyor ama uluslararası boyutta hassasiyeti olan bu konularda Dışişleri Bakanlığı'nın haberi var mı acaba? Amerika nasıl bir onay veriyor?

Yerel basın, olayı ‘‘Isparta'nın başına talih kuşu kondu’’ diye duyuruyor. Ama Akbulut'un marifetleri Hürriyet'te yer alınca Ispartalılar üzülüyor; haberler ‘‘Milletvekili Emin Bilgiç'in getirdiği bakan danışmanının projeleri suya düştü’’ biçimine dönüşüyor.

BAŞKA AKRABALAR KİM?

Bu arada Bakan Binali Yıldırım'a, kendisini tanıyan bir okurumuzdan da ilginç sorular geliyor: ‘‘Yalçın Bey, TDİ ve Denizcilik Müsteşarlığı'ndaki yakınları ve arkadaşlarının kim olduğunu soruyorsunuz. Ben de Bakan'ın, TCDD Genel Müdürü ile akrabalık derecesini merak ediyorum. Türk Telekom ve Posta İşletmeleri'ne de atadığı genel müdür yardımcıları var mıdır? Varsa yakınlık dereceleri nedir?

Celal Akbulut'tan başka ‘fahri danışmanlarınız' var mıdır? Bunlar memur kimliğini taşıyor mu? Ayrıca ‘danışman' gösterdiğiniz milletvekilleri var mıdır?

Erdoğan iyi, AKP kötü

AKP Milas ilçe kongresinde iki liste çarpışıyor. Muğla milletvekillerinin desteklediği Murat Güngören'e karşı Mevlut Yüce kongreyi kazanıyor. Ancak Yüce, ertesi gün hemen genel merkez tarafından görevinden alınıyor. O da partinin anahtarını alıp ortadan kayboluyor.

Bilindiği gibi Erdoğan seçimlere tek liste ile gidilmesini istiyor. Dolayısıyla demokratik bir şekilde muhalefet grubu olarak yarışa katılmak isteyenlere kapılar kapanıyor. Milas'tan bunu bize anlatanlar şu yorumu yapıyor:

‘‘Partinin kuruluş sırasında açıklanan program ve kurucuların ne kadar ‘demokrat' olunacağına dair yapılan açıklamaları havada kalıyor. Düzen partisi olmasının yanında bir farkı var AKP'nin; dinci kadrolaşma... Özetle, bugünkü görüntüde; Tayyip Erdoğan iyi, AKP kötü gidiyor...’’
Yazarın Tüm Yazıları