Paylaş
İstanbul ve Ankara belediye başkan adaylıklarında FP adayları önde gözüküyor ama vatandaşın kafasında oluşan ‘ikinci tur’la her şey değişebilir.
Türkiye'nin aydınlık insanları, Ankara'da Melih Gökçek'i, İstanbul'da da Ali Müfit Gürtuna'yı görmek istemiyorlar.
Ama onların zihniyeti, varoşlarda seçmenlere verdikleri ‘rüşvet’ karşılığı aldıkları oylarla seçildiler.
Yine aynı yöntemi izliyorlar.
Bu nedenle yine önde gözüküyorlar; kuşakladıkları varoşlarda...
Dün Erhan Göksel'e dayanarak verdiğimiz değerlendirmenin bir yararı oldu... Bizi arayan birçok okurumuz, özellikle de DSP'liler; son değerlendirmeler karşısında Karayalçın'a yüklenmekten başka çare kalmadığını söylediler: ‘‘Ankara'yı şeriatçı takımından kurtarmak için Karayalçın'a yüklenmekten başka çare yok... Yoksa kafamızı gene vururuz.’’
Doğan Taşdelen'in beklenenin aksine, MHP adayının arkasında 4. sırada olduğu belirtiliyor.
Ankara'ya gerçekten Karayalçın yakışıyor.
Melih Gökçek, belediyede vakıflar yoluyla yaptığı yolsuzlukların hesabını veremedi. Hesabını verecekti ki, Cumhurbaşkanı Demirel onu ‘karakoldan’ kurtardı.
İstanbul'da Ali Müfit Gürtuna'ya; Recep Tayyip Erdoğan bile ‘ince’ bir açıklamayla kefil olmadığını açıkladı... 1990'larda ANAP Kartal İlçe Başkanı iken kooperatiflere sağlanan arsa tahsislerinde ‘kuşkulu’ işlemleri bir yana, Üsküdar Belediyesi'nde görevli bir mimardan aldığı 100 bin doları -nedense ayrı soyadını taşıyan kardeşi- Kamil Kuloğlu'na verdiğini ileri sürerek beraat etmesi, kamuoyunda vicdanları aklamadı. Hele yandaşlarına akıttığı trilyonluk işler ve son olarak İroni şirketinin yürüttüğü seçim kampanyasında harcadığı 1 trilyonu nereden karşıladığına ilişkin iddialar, Gürtuna tarafından sessizlikle karşılaması anlamlı bulundu.
Bir konuya dikkat çekelim... İstanbul'da 1989 seçimlerinde, ANAP seçmeni sandık başına gitmedi. Bir önceki seçimden -1984- mutlak rakam olarak daha az oy almasına rağmen CHP'ye verilen oylar, Prof. Nurettin Sözen'i başkanlığa taşıdı. Maalesef partiler, şimdi bu gerçeğin çok uzağında...
Genellikle seçim sonuçlarını ‘kararlı’ veya ‘kararsız’ seçmen değil, sandık başına gitmeyen seçmenin belirlediğini unutmayalım... Bu nedenle geleceğin aydınlık olması isteniyorsa, kuyruklarda biraz sabır göstermek gerekiyor. Belki, merkez sağ ve solun dağınıklığı böylece kurtarılabilir.
Ayrıca, milletvekili, büyükşehir ve ilçe belediye başkanlıkları seçimlerinin birbirine karıştırmamak gerekiyor. Bunun için sandıkta, aşağıda Emre Hoca'nın dediği gibi ‘ödül’ veya ‘ceza’ oyunu kullanalım, hatta desteklediğimiz bir parti yoksa, ‘kızdığımız’ parti ya da adayın karşıtına oy verelim...
Bizden söylemesi...
(Not: Trabzon'dan bir grup, 'Verso, bize gelir terso' diyerek, FP adayının seçimi 5 bin oy farkla kazanacağını ileri sürdüler. Verso ile de haftaya görüşürüz, dediler.)
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Yamyamlara oy verme; oyunu ‘ceza' ve ‘ödül' olarak kullan...’’
(Prof. Emre Kongar)
‘Benim tahminim'
SEÇİMLERDE hep sizler tahmin yapıyorsunuz. Benim tahmimini de yayınlamanızı istiyorum. Yüzde 10 yanılma payıyla seçimlerin şöyle sonuçlanacağını tahmin ediyorum. Sonuçların şimdiden milletimize hayırlı olmasını temenni ederim: (Milletvekili)
DSP 200, ANAP 150, FP 90, CHP 55, MHP 55.
DYP ile birlikte barajı geçemeyecek partilerin oy oranı 17.2 olacaktır.
Büyükşehir belediye başkanlıklarında da Ankara'yı CHP, İstanbul'u ANAP ve İzmir'i de DSP alacaktır.
Yılmaz DEMİRCİ-Mali Müşavir-KADIKÖY
‘Septioğlu, TBMM'ye
türbanlı sokmaz'
ALİ Rıza Septioğlu, DYP Elazığ milletvekili adayı... 1918 doğumlu, yani 86 yaşında... Dün Bismil'in köylerinde seçim çalışması yaptığından kendisine ulaşamadık; beş oğlundan ortancası olan Mücahit Septioğlu ile konuştuk:
- Babanız seçilirse en yaşlı üye olarak Meclis'i açacak. Türbanlı milletvekili gelirse genel kurul salonuna alır mı?
- Şahsi görüşüme göre sokacağını zannetmiyorum, kesinlikle kabul etmez. Burası Türkiye Cumhuriyeti, kanunları var. Bizim burada bir söz vardır; ‘Her yorulan istediği yerde han yapamaz.' Biliyorsunuz, 1991'de de geçici başkanlığında nahoş şeyler olmuştu, o kişilere yeniden yemin ettirmişti.
- Mehmet Ağar seçilecek mi?
- Bir şey demek istemiyorum.
Paylaş