Paylaş
“SBS macerası hâlâ sürüyor” diyor.
Tan’ın yazısı şöyle:
“DÜNKÜ AKP-BDP görüşmelerinde alfabeye yeni harfler eklemeye sıra gelmedi.
Çünkü bir tek S bile her etnik gruba yetiyor!
S’ler ile ayrımsız Türk/Kürt/Boşnak tüm öğrencilerin de velilerin de başı belada..
KPSS mahkemeye havale edildi.
SBS yüzünden ise yaşlı veliler havale geçiriyor.
Sınavlar yaz başında yapıldı.
Yaz bitiyor. Kayıtlar hâlâ sürüyor.
Sürmüyor, öğrenciler ve veliler süründürülüyor.
Eski Bakan yenisine koltuğu devrederken “Her şey otomatik pilota bağlandı!” demişti.
Bayan Bakan, kendisini önemsizleştiren/hatta cansız bir manken yerine koyan bu saygısız açıklamayı yuttu diye eski bakana kızarken...
Ortaya çıktı ki, her şey sahiden otomatik pilota...
Otomatik pilot da bir ATM’ye bağlıymış.
Sınava saatler kala parayı bastıran memur olabiliyor, öğretmen olarak atanabiliyormuş.
Türkiye S muamması yaşıyor.
Eğitimi boykot edenler/ettirenler bir yanda, Bakanlık kötü yönetimi öte yanda öğrencilerin şevkinin kırılması için ellerinden geleni arkasına koymuyor.
Defalarca dile getirdik. Özel okullar ile devlet okulları kayıtlarının çakışması önlenmelidir.
Yoksa açık kontenjanların önüne geçilemez.
Nitekim dediğimiz oldu!
Bakanlık açıklamasına göre Anadolu Liseleri’nde, 232.076 kontenjanın yaklaşık % 3’ü yani 6.706 kontenjan boş kaldı.
Madem otomatik pilota bağlıydık.
Keşke Bakanlık koltuğu boş kalsaydı.
Öğrenciden bol bir şey yok.
Her yıl 1.5 milyon yeni çocuk irfan ordusuna katılıyor.
Ama Nimet Hanım gibisi 80 yılda bir gelmiyor!
Kaldı ki siyaseti Bakan değil Bakanlık yapıyor.
Yazılı açıklamada basın suçlanıyor, ardından da, özel okullar burs veriyor diye kayıtlarını başka okullara kaydıran öğrenciler.”
Hani ne denir: “Okullar değil, keşke şu sınavlar olmasaydı.”
Hocanın sıkıntılarını ne oğlu, ne de damadı benim kadar göğüslemiştir
“SP’de olanların içyüzü” (23.9.2010) başlıklı yazıya SP Genel Başkan Yardımcısı Av. Şeref Malkoç bir açıklama gönderdi. Şöyle diyor:
“Erbakan Hoca mağdur olduğu zaman RP davası savunmasını hazırlarken yanında partiden sadece ben vardım. 24 saatimin 18 saati Hoca’ya yardımla geçmiştir. Onu almaya geldiklerinde direnen yine benim. Ankara Numune’den rapor almaya gittiğinde ne oğlu ne damadı yoktu; yanında bir tek ben vardım. Maliye’yle 6 yıl boyunca paranın indirimlerini, pazarlıklarını ben yaptım. Bunu ödeyelim diyen benim. Benim 15 senemin bütün günleri Hoca’ya yapılan bu haksız saldırlar karşısında müdafaa etmekle geçmiştir. Çektiği sıkıntılarda ne oğlu, ne damadı benim kadar yardım etmiştir.
TV 5 MESELESİ
TV 5’i bütün Türkiye’yi gezdikten sonra kurduk, tüm Türkiye’ye başarıyla yayın yaptık. En zor zamanlarda bütün sıkıntılara göğüs gerdik. Bundan dolayı mahkemelerde yargılandık. Rıza Güneri, Cafer Güneş ile birlikte belirli bir müddet hizmet ettikten sonra kendi isteğimizle yönetimden ayrılmak istedik. Partide yeni görevim nedeniyle, başka arkadaşlar görev yapsın istedik. Bıraktığımızda şirketin kasasında 13.5 trilyon para vardı. TV 5’i sıfırdan aldık 2006’dan 2009’a kadar kurduk, yaşattık, görevi devrederken bu parayı bıraktık. Bunun tespiti kongre tutanağında, şirketin banka hesaplarından görülebilir.”
Türkiye’de ekmek de Avrupa’dan pahalı
OKURLARIMIZDAN gelen et fiyatları karşılaştırmalarına Nermin Irmak da katılıyor:
“TÜRK halkının temel gıda maddesi maalesef ekmektir.
Türkiye’de bırakın et fiyatlarını ekmek fiyatları bile Avrupa ülkelerinden pahalıdır. Örneğin yaşadığım Almanya’da 1 kg sade beyaz ekmek 1 Euro = 1.98 TL fiyatla satılmaktadır.
İstanbul’da ise 350 gram ekmek 85 kuruş. Basit bir hesapla, Türk insanının ekmeği Almanya’dan % 24 pahalı yediğini görebiliriz.
Oysa ki, Türkiye’de asgari ücret 600 TL. Almanya’da minimum ücret 1000 Euro (1980 TL).
Türk vatandaşından minimum 3 kattan daha fazla ücret alan Alman vatandaşı, ekmeği Türk vatandaşından daha ucuza yiyor!
Üstelik de temel gıda maddesi ekmek değil. Süt, yumurta, et fiyatları da Türkiye’den daha ucuz....
Nermin IRMAK
Yargıç yargıçtan oy isterken
HUKUKUN temel ilkeleri evrenselken, bir yargıç başka bir yargıçtan oy isterken ne tür vaatlerde bulunabilir ki?
HSYK seçimleri sürecinde hangi tavizler, pazarlıklar ön plana çıkacak?
Söyleyelim: Yargı tamamen siyasi görüş ve hayat görüşü olarak bölünecek. Adalet mülkün temeliydi, onun da çivisi çıkmak üzere.
“Evet demeden önce iyi düşünün” dedik ama sesimizi duyurmamıza olanak tanınmadı. Soy, sop, en, boy, havuzlu villa, altın musluk tartışması daha çok izleme oranı getiriyordu. Gidişat çok ürkütücü ve çok üzücü...
Cem TOKER LDP Genel Başkanı
Biliyor musunuz
- 25-26 Eylül’de Berlin’de Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD’nin kongresine ve 27-28-29 Eylül’de ise Manchester’da İngiliz İşçi Partisi’nin yıllık konferansı’nda CHP’yi PM üyesi Didem Engin’in temsil edeceğini...
- DIŞARDA Deli Dalgalar vatandaş inisiyatifinin ‘Ömrümüzün Taş Çiçekleri’ adıyla düzenlediği serginin İSMMMO’nun Kurtuluş’daki merkezinde 3 Ekim’e kadar süreceğini....
Paylaş