Örnek bir yargı kararı

MUHARREM Sarıkaya'nın dünkü ‘‘Bir İhale Hikáyesi’’ yazısında, özelleştirme kapsamındaki Sıvas Divriği Hekimhan Madenleri Sanayi ve Ticaret AŞ'deki fuel-oil alım ihalesindeki yolsuzluğu açıklıyordu.

Sarıkaya haklı olarak ‘‘Bakanlığa ihbar gelmeseydi, bu ihale sonuçlanacak ve devlet de 1.5-2 trilyon lira zarar edecekti. Bunun sorumlusu kime ait olacaktı?’’ diye soruyor.

Biz bundan daha çarpıcı bir olayın öyküsünü, devletin keyfi uygulamalarla nasıl zarara uğratıldığını anlatmak istiyoruz.

KKTC'de, 22.12.2000 tarihinde 62 kilometrelik Dörtyol-Geçitkale-Tatlısu karayolunun ihalesi T.C. Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılır.

İhale Koray Aydın döneminde özel davetle, eski Karayolları Genel Müdürü Atalay Coşkunoğlu'nun da ortak olduğu Kolin İnşaat'a verilir.

O dönemde ihale bedeli 8.3 trilyon liradır. (Bugünkü değerle 23 trilyon lira olarak hesaplanıyor.)

İHALE DURDURULDU AMA

İhaleye, asfalt yol yapımında deneyimli bir firma olan Üstyapı İnşaat firması çağrılmaz. Üstyapı firması, daha önce 140 km'lik Magosa-Erenköy/Ercan-İskele yollarının yüklenicisidir. Nitekim bu yolun açılışı 19.6.2000 tarihinde törenle Cumhurbaşkanı Sezer ve Denktaş tarafından yapılır. Sezer'in, Cumhurbaşkanlığı döneminde ilk resmi açılışıdır bu...

Üstyapı, ihaleye davet edilmemesi üzerine ihalenin iptali için 2001 şubat ayında Ankara 8. İdare Mahkemesi'ne dava açar. Mahkeme, 11.12.2001'de verdiği kararda ‘‘ihaleye fesat karıştırıldığına dair kuşkular bulunduğu, rekabetin engellendiği ve ihale öncesi yapılan uyarıların aynen doğru çıktığı ve bunların Karayolları Genel Müdürü Dinçer Yiğit tarafından dikkate alınmadığı’’ gerekçesiyle ihaleyi iptal eder.

İdari Yargılama Usul Kanunu'nun 28. maddesine göre, mahkeme kararlarının en geç 30 gün içinde uygulanması gerekmektedir. Ancak Dinçer Yiğit aradan 100 günü aşkın süre geçmesine rağmen bir işlem yapmaz.

Bunun üzerine Üstyapı İnşaat firması vekili, 8.3.2002 ve 22.3.2002 tarihlerinde Ankara Cumhuriyet Basvcılığı'na iki ayrı şikáyette bulunur.

Ön araştırmayı yapan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, sanık Genel Müdür Yiğit'in TCK'nın 228. maddesine göre görevini kötüye kullandığını, bu nedenle Memurin Muhakemet Kanunu'na göre yargılanması gerektiğini belirterek, 15.3.2002'de ilgili bakana yargılama izni verilmesi için başvurur.

Bu arada Dinçer, mahkeme kararını uygulamak zorunda kalır. (Karayolları, 2001 yılı fiyatlarına göre, Kolin'e 500 milyar ödedi. Bu durumda yolun ancak % 2'si dahi bitmiş değil.)

AKCAN NE YAPACAK?

Başsavcının müzekkeresi bakanlığa ulaştığından itibaren en geç 45 gün içinde yargılama izninin verilip verilmemesi konusunda bir karar vermesi gerekmektedir.

Bu süre bugünlerde dolmak üzeredir.

Eski Bayındırlık Bakanı Koray Aydın'ın, benzer bir ihale suçuyla ilgili olarak Dinçer hakkında yargılama izni vermediği biliniyor.

Bakalım, burada Bayındırlık Bakanı Akcan nasıl bir karar verecek?

Üstyapı 1.5 yıldır inatla bir hukuk savaşı veriyor.

Sarıkaya'nın yazdığı olaydaki gibi devlet sadece bir ihbar sonucu 1.5-2 trilyon zarardan kurtuluyor. Peki burada doğan üç misli zararın sorumlusu kimdir? Hem de bu olayda ihbardan öte resmi şikáyetler ve yargılama kararları varken... İlginç değil mi?

Dağcılıkta rant

DAĞCILIK Federasyonu Başkanı Alaaddin Karaca, valilerden dağların tüm sporcu ve gezginlere kapatılmasını istiyor. Jandarmadan izinsiz ve rehber alınmaksızın dağlara çıkılmamasını söylüyor. Ancak federasyonun, BTGM'nin haberi olmadan aldığı bu karar tartışma yaratıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Dağcılık Kulübü'nden bir grup dağcı, jandarma tarafındanAladağlar'dan (Niğde) otobüslere bindirilip İstanbul'a geri gönderiliyor. Dağcılık çevreleri, Dağcılık Federasyonu'nun dağlardaki son kazaları fırsat bilip böyle bir yaptırım gücüne kalkışmasının ardında siyasi nedenler bulunduğunu söylüyorlar. Dağcılığın artık Kayseri ve Erzurum'daki ‘‘ülkücü’’ gençlerin kontrolünde olduğu öne sürülüyor. Bir dağcı bize şunları söyledi: ‘‘Aladağ, Erciyes, Hasandağı (Aksaray), Cila Sat (Hakkari), Kaçkar (Karadeniz) ve Ilgaz (Kastamonu), Dedegöl (Antalya-Isparta) dağlarına çıkışlarda büyük sorunlar yaşanacaktır. Türkiye'de dağcılık geliştirilmesi gerekirken böyle bir yasak kimsenin yetkisinde olamaz. Spor Bakanı Fikret Ünlü, kendisinden habersiz yayınlanan bu tamimin geçersiz olduğunu karşı bir açıklamayla durdurmayacak mıdır?’’

Hoşgörü mü?

SINIRSIZ terbiyesizliği hoş görenlere... Bir milletin ve devletin onurunun korunması, bağımsız ve özgür yaşamasının en temel şartlarından biridir. Askerler de doğal olarak aldıkları eğitimin bir sonucu, onurlarını korumayı görevlerinin bir parçası olarak görmüşlerdir. Paris'teki olay, Sayın Mesut Yılmaz'a nasıl olur da basit gelir anlamak mümkün değil. Sayın Yılmaz bilmelidir ki, devletimizin ve milletimizin onurunu korumadığınız takdirde üzerinde politika yapacağınız bir vatan da bulamayacaksınız.

Yasemin DURAN

İSTANBUL


Stajyer avukatlar hak arıyorlar

TÜRKİYE barolarına bağlı stajyer avukatlar; Avukatlık Yasası'nda yapılan son değişikliklerin getirdiği yasal düzenlemelerin; özellikle ‘‘sınav ve kredi’’ konusundaki avukatlık mesleğinin yapısına, onuruna ve hukukun özüne aykırı düzenlemelerin ortadan kaldırılması, lehe yeniden yasal düzenlemelerin yapılması amacıyla, aldıkları karar doğrultusunda, hak arıyorlar. Sorunlarının çözümü konusunda yetkili kurum ve kişiler önünde yapılan girişimlerin bugüne kadar sonuç vermemesi karşısında, sorunlarını yüksek sesle dile getirmek için Türkiye'nin dört bir yanından Ankara'ya yürüyen stajyer avukatların eylemi bugün Ankara'da son bulacak. (Levent Polat 0532-465 23 80)

Bilirkişi oyunu

EMİNÖNÜ Belediyesi'nde Başkan Yardımcısı olarak görev yapan İhsan Maçin'in avukatı Erdoğan Şişman, SP'li Eminönü Belediye yönetiminin müvekkilini sahte ve düzmece bilirkişi raporu ile görevden aldığını bildirdi.

Şişman ‘‘Olay medyada yer alınca Ramazan'da el yazılı hatim indirme duyurusunu, Atatürkçü olan müvekkilimin yazdığı ileri sürüldü. Bu nedenle başkanın görevlendirdiği yetkisiz kişilere sahte bilirkişi raporu düzenletildi. Ancak, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi'nden Prof. Kemal Yavuz'un 'imza uzmanı' olmadığı, Şahin İplikçi'nin ise İ.Ü.'de kaydı bulunmadığı Rektörlüğün yazısı ile anlaşıldı. Üniversite, Yavuz hakkında idari kovuşturma başlatırken; soruşturma savcısı Hasan Eker'e bir dilekçe vererek sahte raporu hazırlatanlar, buna göre işlem yapanlar ve müvekkilime suç izafe edenler hakkında suç duyurusunda bulundum’’ dedi.

Şikayetler

SARIYER Demirciköy yolu üzerindeki VIP, Erdem ve Bizim Vadi Siteleri sakinlerinin: Geceleri dökülen molozlar yüzünden yolumuz tam mezbelelik halini aldı; Sarıyer Belediyesi önlem almıyor, 'moloz dökmek yasak' diye bir tabela bile asmıyor. Boğaziçi Elektrik bu yolu ışıklandıramaz mı?

SSK Tepebaşı göz kliniğinden numara almak için bir haftadır sıra alamıyoruz.

T.B.-BEYOĞLU

KADIKÖY
Belediye Başkanı Selami Öztürk'e, Kadıköy Koşuyolu parkında büfe tipi dükkanlara yer açmak için ağaçların kesilerek yeşilliklerin yok edildiğini ihbar ediyorum.

İlker ŞENER KADIKÖY

BAKIRKÖY
Belediyesi'ne; Yeşilköy'de açılan bir bar nedeniyle trafiğin değiştirilmesini kınıyorum.

T.Y.-YEŞİLKÖY
Yazarın Tüm Yazıları