‘Öksüz’ bir ilçe: Hacıbektaş...

YOLUMUZ Kapadokya’dan Hacıbektaş’a düştü bir dost grubuyla. “Alevi açılımından sonra Hacıbektaş ne durumdaydı?” Aslında bu konu Aleviler için hiçbir zaman gündem teşkil etmedi zaten.

Nevşehir Havalimanı’na indiğimizde hava çok soğuktu. Hareketsiz kent meydanına geldiğimizde lise öğrencileri 29 Ekim törenleri için prova yapıyorlardı. Nüfus 5 bin 200 kadar... Kentin yoksulluğunu her yönden hissedebiliyorsunuz. TOKİ’nin konutları hemen fark ediliyor. 120 kişinin çalıştığı bir tekstil atölyesinden başka hiçbir ekonomisi yok; trafiği de yok!..

Alevilerin ‘kültür merkezi’ Hacıbektaş... Kentin sırtlarında eski Kültür Bakanlarından Fikri Sağlar döneminde (1993) yapılan Açık Hava Tiyatrosu dikkat çekiyor. Sert rüzgarlara açık. Yanlış yer seçimi nedeniyle koca tesis işlevsiz kalmış. Geçen yıl Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, Kültür Bakanlığı’na gide-gele, zar-zor Açık Hava Tiyatrosu’nun üstünü kapattırmış. Ama içi yine dökülüyor. Yeni bir kaynak bulursa içini de yaptıracak. Bu tesisin dış duvarında ‘Karanlıktan Aydınlığa’ anıtı göze çarpıyor. Menemen’den başlayarak sırayla Maraş, Çorum ve son olarak da Sivas Katliamı’nı simgeleyen masklar ve motifler yer alıyor.

Ozanlar Yolu’ndan çıkarak Hacıbektaş’ın tefekküre daldığı Çilehane tepesine ulaşıyorsunuz. Ozanlar Yolu’nda Alevilerin ‘Yedi Ulu Ozan’ olarak andıkları, Şah Hatayi, Pir Sultan Abdal, Virani, Yemini, Nesimi, Yunus Emre ve Kul Himmet’in onların biraz ilerisinde de ‘Semah Dönen Canlar’ heykelleri bulunuyor.

Mahzuni Şerif’in mezarı ve heykelinin altında ise 2 Temmuz 1993‘te yaşanan Sivas Katliamı sırasında saldırganlar tarafından parçalanan Pir Sultan ve Ozanlar Anıt’ı bulunuyor. Ünlü heykeltıraş Tankut Öktem’in imzasını taşıyan heykel yeniden onarılarak bu kez Hacıbektaş’ta yeniden dikilmiş.

İLHAN SELÇUK KİTABI

‘Çilehane’nin içinde yer alan ‘İz Bırakan Aydınlar’ mezarlığında Turhan Selçuk ve İlhan Selçuk’un mezarları bulunuyor. Bilindiği gibi Selçuk kardeşler Hacıbektaş’ta defnedilmeleri için vasiyette bulunmuşlardı. (Alevi olmayan bazı siyasilerin de aynı vasiyette bulunduklarını öğrendik.) Posta’dan Yazgülü Aldoğan’la birlikte yol boyunca Cumhuriyet’ten Miyase İlknur bize Hacıbektaş’ın tarihi ve sorunlarını anlattı. Bu arada öğrendik ki İlhan Selçuk’un kendisine bıraktığı belgelerden iki ciltlik bir İlhan Selçuk kitabı yazıyormuş İlknur... Bir otobiyografi olacak bu kitabın adını ‘İnsanlara Borcumu Yüreğimle Ödedim’ olarak düşündüğünü söyledi.

Belediye Başkanı Selmanpakoğlu, Hacıbektaş Müzesi ve Çilehane Tepesini gezerken bizlere refakat etti sonra da belediyenin Kız Yurdunda karavana yemeğe davet etti.

Selmanpakoğlu, iki dönem bağımsız seçildikten sonra CHP’ye geçmiş. Ama ‘dert küpü’. “80 çalışanımız var, maaşlarını zor ödüyoruz” dedi. 16 km uzaklıktan getirilen su motorlarının çalışması ayda 30 bin lirayı bulan elektrik bedeli. Gel de sokakları asfaltla, kaldırım yap bakalım!.. İstediği bir şey var rüzgar veya enerjisi yapabilmek. Rüzgar enerjisi belediyenin boyunu aşar. Eski bir bürokrat kendisine “Sorun güneş panelleriyle çözümlenebilir. Çin’in üretimi paneller ucuzluyor” demiş.

Ama ‘fukaranın’ ona da kurmaya bile mecali yok. Peki Alevi işadamları nerede; onlar şimdilik ‘iktidarı’ın karşısında sinmiş vaziyetteler. Herkes kendi derdine düşmüş demek daha doğru! “Hükümet bu konuda yardım etmiyor mu?” diye sorduğumuzda derin bir “Ahh ahh!” çekti Başkan Selmanpakoğlu. İktidarın Hacıbektaş’a bir çivi bile çakmaya yanaşmadığını söyledi. Daha önce stat için verilen söz üzerine ‘yok’ hali ile 50 bin liraya bir arsa almış, ama Ankara daha sonra projeden vazgeçmiş ve ‘suskun’ kalmış. “Futbol takımımızın lig maçlarını her lafta Gülşehir’e göndermekte zorlanıyorum” diyor. Spor ekonomisinden bile yararlanamıyor.

KURBAN RANTI

Eskiden müzelerin bulunduğu kentlere verilen %10 katkıdan bile yoksun Hacıbektaş’ta ziyaretçiler yılda 15 bin kurban kesiyorlar. Bunun ancak 4 bin kadarı belediye mezbahası ve kurban kesim yerinde kurban ediliyormuş. Kaçak ‘kurban kesim’inin de iyi bir ‘rantı’ varmış yörede. Belediye kontrolünde olursa, kurban derisi ve bağırsakları belediye bir gelir olarak kalıyormuş. Bu durumda, kaçak kesimden; 520 bin liralık bir gelir kaybı oluyormuş. ‘Kurban mafyası var’ demek doğru mudur; siz karar verin artık.

16 Ağustos’ta Hacıbektaş Şenliklerine katılanlar ve Hacıbektaş Müzelerini gezmeye gelenlerle bu sayı yılda 500 bini buluyormuş; Kapadokya’yı turizmde Ürgüp, Göreme ve Avanos temsil ediyor. O da ‘kültür turizmi’ ile tutunmaya çalışıyor. Avanos’un turizmdeki hamleleri, Ürgüp’ü bile geride bırakmaya başlarken, Hacıbektaş’ı şimdiye kadar bir AKP’li milletvekili neden ziyaret edilmez diye derin derin düşünmek gerekiyor.

Yardımı reklam aracı yapmayız

TÜRKİYE Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Gürel Aydın, Antalya’dan Bülent Ecevit’in ‘Turizmciler Nerede’ (28.10.2011) başlıklı yazısına bir yanıt gönderdi. Aydın diyor ki:

“Federasyonumuz kuruluşundan bu yana başta şehit aileleri, emniyet mensubu çalışanları, sokak çocukları ve engelli vatandaşlarımızla ilgili projeler olmak üzere bir çok yardım faaliyetinde bulunmuştur. Ayrıca Van depreminin hemen 2. günü tıpkı Somali için yapılan yardımlarda da olduğu gibi Kızılay üzerinden yardım kampanyasını derhal başlatmıştır. Bu faaliyetlerimizin yanı sıra, bireysel çabaları ile çadırkent yaptıran, her otelden 10 battaniye kampanyasını başlatan, depremzede çocukları otellerinde misafir eden, Van’a yardım aracı gönderenler de turizmcilerdir. Tüm bu yardım faaliyetlerini kamuoyunun takdirine bırakırken, Federasyonumuzun yapılan bu yardımları birer reklam aracı olarak hiç bir zaman kullanmadığını bundan sonra da kullanmayacağını bilgilerinize sunarız.”
Bilemeyiz bu açıklama cevapsız kalmaz; Alanya’daki Justiniano Oteli gibi kaç otelci Vanlı depremzedelere kapınızı açtınız diye...

Hükümet, Meksikalı Sanchez’e kazandırdı

TARIM Bakanı geçen sene ne demişti? ‘Bu ülkeye ithal Angus gelmeyecek’.

Evet artık ithal Angus yok!

Yok mu Tekirdağ limanına gelenler Çorlu-Ereğli arasındaki bir çiftlikte barındırılıyor (kokusuna dayanılmaz!); sonra nereye giderse gidiyor.

Bu işlere kimler ‘aracılık’ ediyor, yakında kokusu çıkar muhakkak.

CHP’li Umut Oran “Türkiye-Türkiye olalı hiçbir kurban bayramında böyle bir rezalet, böyle bir sefalet görmedi. AKP ülkeyi kurbanını dahi ithal eder hale getirdi. Buradan vatandaşlarımızı uyarmak istiyorum, Bu bayram kurbanlar Meksika’dan. Çünkü yerli üretimi bitirdiler. Bu ülke artık kurban edecek havyan bulamıyor. (Oran’ın ilginç çalışmasını sitesinden öğrenebilirsiniz.)

Parayı yerli besici Mehmet Efendi değil, Meksikalı Sanchez Efendi kazanıyor! Türkiye’de iş ve aş yaratacak para gidiyor, Meksika’da iş yaratıyor, katma değer yaratıyor.

Niye? Çünkü AKP’nin bir hayvancılık politikası yok.”

Bakalım, MHP Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen, ithal Anguslar için Meclis’e neleri sormuş; yarına...
Yazarın Tüm Yazıları