Paylaş
Partinin lideri ‘Nurcu’ diye bilinen bir hukuk profesörü... Yanına Süleymancıları da alarak kurduğu partinin adına da ‘Hakka Hizmet Partisi’ demiş.
Dini sloganlar para ediyor ya, bu da halka değil ama, hakka hizmeti amaç edinmiş. Oysa hakka hizmet her inananın görevi. Anlaşılıyor ki, bu görevi siyaseten kendi üzerlerine almışlar. Hayırlı olsun diyelim. Kurucusu bir hukuk profesörü. Adı: Abdurrahim Kars.
Soyadının Karslılık çağrıştırmasına bakmayın.
Aslında o Erzurumlu.
Erzurum’un Horasan ilçesinden. Bir dostun ricasıyla konferansını dinlemeye gitmiştim. Hukukçu yönünü önemsiyorum. Ama siyasetçi olarak bana pek doyurucu gelmedi. Her sözünün başına ‘üstat’ kelimesini yerleştirmesi, belli ki ‘Nurculuk’ öğretisinden geliyor. Referanslarını Said-i Nursi’nin yazdığı risalelerden alıyor. Süleymancılarla nasıl bir araya gelmişler, ona da şaşırmadım diyemem. Birbirlerini pek sevmediklerini bilirim de ondan. Fethullah Hoca’yı hep bu yüzden eleştirirdim: “Siyasetçi gibi davranacağına, bir parti kur, meydana çık!” diye...
Kendisi meydana çıkmadı ama, bir ‘kardeş’ini buna memur etti. Nurcular birbirlerine ‘kardeş’ der de onun için... Şimdi biz buna hocanın partisi mi diyeceğiz, Abdurrahim Bey’in partisi mi? Nurcuların mı, Süleymancıların mı? Karar veremedik. Nasıl olsa üç vakte kadar neyin ne olduğunu hepimiz anlayacağız.
Bu partinin oy oranının ne olacağı çok önemli. Böylece, cemaatin gücünü ilk defa siyaseten öğrenmiş olacağız.
Siyaset, gerçek aktörünü bekliyor; O da merkez sağ.
Türkiye’de dengeleri değiştirebilecek tek oluşum bu olabilir.
O da yoldadır.”
(Bu yazının sahibi Mehmet Necati Güngör’dür. Erzurum kökenli olan Güngör, Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde danışmanlığını yapmıştır. Gazeteci yazardır; sarı basın kartlıdır. Kendisine Prof. Abdurrahim Karslı’nın, Gözcü’ye “Cemaatin içinde hiçbir zaman bulunmadım” sözüne ve partinin adının ‘Merkez’ olacağına ilişkin iddiasına ne diyorsunuz diye sorduk; “Ben yazımın olduğu gibi arkasındayım” dedi.)
Gördüklerimiz ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın açıklaması birbiriyle örtüşmüyor
Çevre yağmalanarak ‘kalkınma projesi’ olmaz
TEKİRDAĞ Milletvekili Emre Köprülü’nün Bakan Veysel Eroğlu’na sorduğu bizim de “Fatih Ormanı’nı Prof. Eroğlu korumayacaksa kim koruyacak?” (28.06.2014) yazısına bakanlıktan her zamanka gibi ‘ciddi’ bir yanıt geldi. Şöyle deniliyor:
“3. Köprü Otoyol ve Havalimanı proje aşamasında Bakanlığımızın görüşü alınmış, uyarılarımıza göre projelerin bazı bölümlerinde revizyona gidilmiştir. Ayrıca bu projeler çevre ile uyumlu ülkemizin kalkınma projeleridir. Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu kapsamında taşınması mümkün olan ağaçlar başka bir yere taşınacak, kesilecek ağaçların yerine Karayolları Genel Müdürlüğü’nce beş katı fidan dikilecektir. 3. Havalimanı sahanın %70’lik bölümünde orman örtüsü bulunmamaktadır. Buralarda madencilik çalışmaları yapılmış ve yapılmaktadır. 3. havaalanının yapılacağı bölgede hiçbir doğal sulak alan bulunmamaktadır. Bu bölgedeki su birikintileri, söz konusu sahada yapılan madencilik faaliyetleri neticesi ortaya çıkan çukurların su ile dolması neticesi meydana gelmiştir. Suni olarak oluşmuş bu göletlerin halk sağlığına zarar vermesi ihtimaline karşı zaten Bakanlığımızca rehabilite edilmesi yönünde planlar yapılmıştır.”
BAKANLIK HEP AĞAÇ DİKİYOR!
Diğer taraftan İstanbul’daki orman varlığının artırılmasına yönelik çalışmalara ağırlık verilmiş olup, Bakanlığımızca İstanbul’da yıllara göre dikilen ağaç sayıları aşağıda çıkarılmıştır.
YILI Dikilen fidan adeti
2003 542.000
2004 333.000
2005 416.000
2006 2.643.000
2007 1.118.000
2008 1.269.000
2009 679.475
2010 789.067
2011 928.410
2012 3.252.558
2013 2.082.000
olmak üzere 2003-2013 yıllarını kapsayan son 11 yılda İstanbul’da 14.052.510 adet fidan dikilmiştir.
Bunun dışında Avrupa yakasında 520 hektar alanda Avrupa Şehir Ormanı, Asya yakasında da 878 hektar alanda Asya Şehir Ormanı tesis edilecek olup, bununla ilgili çalışmalar da devam etmektedir. Köprü ve bağlantı yollarının güzergâhının biyolojik çeşitliliğe ve yaban hayatına olan etkilerinin azaltılması maksadı ile bazı değişikliklere gidilmiştir.
Bu çerçevede; güzergah değişiklikleri, tünel ve viyadük uygulaması ile yaban hayatı için ekolojik koridor (yaban hayatı köprüsü) yapılması öngörülmüştür.
Fatih Ormanı’na gelince; Fatih Ormanı Tabiat Parkı olup, bu orman alanında yapılan çalışmalar onaylanmış gelişim ve uygulama planları ile denetlenmektedir. Bu denetimler Bakanlığımızın 1. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. Yapılan binalar TOKİ adına yapılmakta olup, inşaat alanının orman ile ilişkisi yoktur. Mülkiyet açısından devlet ormanı sınırları içerisinde kalmamaktadır. Herhangi bir usulsüzlük veya orman sınırlarının ihlal edilmesi söz konusu değildir.
İşte vurgunun boyutu
3. HAVALİMANI ihalesinde sahanın deniz seviyesinden yüksekliği 105 m olarak belirlenmişken 3 milyar Euro hafriyat giderlerinden kısmak için kot farkı 75 m’ye indirilmek isteniyor. Bu sayede yandaşların cebine 2 milyar Euro fazladan para konuyor.
(CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun Birgün’deki yazısından.)
Biliyor musunuz
-CHP Ankara İl Başkanlığı’nı Alper Taşdelen’in, Gürsel Erol ve Şenol Balaban’ın desteğine karşın Çankaya İlçe Başkanı Mehmet Perçin’in 197, eski Ayaş Belediye Başkanı Ali Başkaraağaç’ın 38 oyuna karşılık, Divriği doğumlu, yargıç kökenli avukat Necati Yılmaz’ın 244 oyla kazanmasının genel merkezde beklenmedik bir sonuç olarak karşılandığını...
-MİLLİ Eğitim Bakanlığı’nın özel öğretim kurumlarında ‘Atatürk Köşesi’ oluşturma zorunluluğunu kaldırmasına ilişkin yönetmelik değişikliğine ADD’nin, MEB’e açtığı davaya Danıştay 8. Dairesi’nin verdiği kararla, ‘Atatürk Köşesi’nin kaldırması yönündeki değişikliğin iptal edildiğini...
-SİNEMACI-yazar Arif Keskiner’in, bugün Bodrum’da Ahmet Sezerel’in Torba Sanatevi’nde, son çıkan ‘Binbir Renk Binbir Çiçek-Yaşar Kemal’li Anılar” adlı kitabını imzalayacağını ve bir söyleşi yapacağını...
Öğün başına 4 kuruş zam
ASGARİ ücrete bugünden itibaren zam geliyor. Asgari ücret, bekar yetişkin işçilerde 846 liradan 891 liraya, evli ve iki çocuklu işçilerde ise 886 liradan 931 liraya çıkıyor. DİSK-AR’ın hesaplamasına göre bu, emekçilerin maaşına öğün başına 4 kuruş zam demek. Asgari ücretlinin üç öğün için elinde kalan para, 2 lira 25 kuruş. Yani öğün başına 75 kuruş... Yani, emekçi bir öğünde bir simit bile alamayacak kadar para kazanıyor.
(TKP-Atılım Kongresi’nden)
Kristal-İş yürüyor
CAM işçisi, sendikal haklarına müdahale eden, grevini yasaklayan hükümete tepkisini göstermek ve grev yasaklarıyla haklı mücadelesinden vazgeçirilemeyeceğini kanıtlamak için bugün 14.00’te Ankara’da Çalışma Bakanlığı’na yürüyecek.
Bir Türkiye gerçeği daha
28 Haziran 2014 tarihli Hürriyet gazetesi Ankara ilavesinde Başkent Doğalgaz Gn. Md. nün binalarda doğalgaz kaçağı ile ilgili ölçümler yaptıkları ve gaz kaçağı olan binalarda gazı kapatarak yöneticiyi bilgilendirdikleri ve Başkent Doğalgazdan yetki belgesi olan firmalarca tamir yapılması gerektiği konusunda bir yazı yayınlandı. Buraya kadar her şey çok güzel. 25 Haziran 2014 tarihinde Ankara Çiğdem mahallesinde bulunan binamızda gaz kokusu hissettik ve Başkent Doğalgazı aradık. Gelen yetkili yaptığı ölçümlerde iki yerde kaçak tespit ettiğini ve Başkent Doğalgazın internet sayfasında yer alan yetkili firmalara tamir yaptırabileceğimizi söyledi. Belirtilen sayfadan tespit ettiğimiz yaklaşık 15 firma ile yaptığımız görüşmelerde firmalar işlerinin yoğun olduğunu ancak randevu verebileceklerini kimisi de, Başkent Doğalgaz işlerine bakmadıklarını(Niçin listede yer alıyor) dile getirdiler. Konun acil olduğunu belirtmemize rağmen iki saatlik uğraş sonucunda maalesef herhangi Bir firmayı getirtemedik. Bir komşumuzun akrabası vasıtasıyla rica minnet ancak 28 Haziran 2014 tarihinde bir firma geldi. Yaptığı ölçümlerde Başkent Doğalgaz yetkilisinin daha önce tespit ettiği kaçakların dışında daha tehlikeli ve daha büyük bir gaz kaçağını tespit etti ve onarımı yaptı.
Bu kadar önemli bir konuda gaz kaçağının tam olarak tespit edilememesi ve bu işin firmalara yönlendirilmiş olması ve firmalarında çeşitli bahaneler ileri sürmesi normal bir durum mudur? Zira bu bir elektrik veya su sorunu değildir. Patlama riski olan bir durumdur. Aradan geçen üç günlük süre içinde apartmanda bir patlama olsa ve can kaybı meydana gelse bunun sorumlusu kim olacaktır. Başkent Doğalgaz sizin aracılığınızla gazetenizde bunun cevabını vermelidir.
Orhan TARHAN
Sivaslı’nın kaderi;
Ya göç, ya da ölüm
SİVAS Gürlevik Dağı, Beydağı, Kızıldağ kaynak sularından yararlanan köyler, kasabalar ve şehirler arsenik tehditi altındadır. Doğup büyüdüğümüz topraklar yaşanamaz hale getirilmek isteniyor. Bilim adamları iptidai maden aramalarının ve çıkarma yöntemlerinin yeraltı ve kaynak sularını kirleten en önemli etken olduğunu tespit etmiş durumdalar. Acil önlem alınamazsa çok geç olabilir. Ya göç ya da ölüm.
Sivas’a bağlı çok fazla köyde arsenik miktarının 1000 miligram seviyesinde olduğu tespit edildi. Bu zehirlenmenin başta maden aramalarının, azalan su miktarının neden olduğu bilim adamlarınca açıklanmaktadır. Arsenik zehirlenmesinin etkilediği köylerin başında Sivas’ geldiğini biliyor musunuz?
Başta Cemil Çiçek olmak üzere siyasi parti genel başkanları ve gruplarının haberi olsun istiyoruz.
Aziz KARADAŞ
Paylaş