Paylaş
Tasarının en önemli yanlarından birisi belde belediyeleri ile köy muhtarlıklarının kaldırılıyor olması.
Türkiye ‘Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı, 21 Kasım 1988’de imzaladı. ‘Yerel idarelerin güçlendirilmesi, özerkliklerinin savunulması, yerinden yönetim ve demokrasi ilkelerine dayanan bir Avrupa kurulmasının temel koşuludur’ görüşünden hareketle hazırlanan tasarı, daha sonra ‘Özerklik Şartı’ olarak Avrupa Konseyi tarafından kabul edildi. Şart, 1991 Mayıs ayında, DYP-SHP koalisyonu döneminde TBMM’de onaylandı.
Kaynak tasarrufu ve daha iyi hizmet üretimi için nüfusu 2000’in altına düşen belde belediyelerinin (hizmetlerin üretilememesi ve kendi kendine yeterlilik sağlanamaması anlamında) kapatılması, yine ilçe ile bitişik duruma gelen belde belediyesinin ilçe belediyesiyle ve sınırdaş olan belde belediyelerinin birbiriyle birleştirilmesi (hizmetlerin daha güçlü bir şekilde yerine getirilebilmesi için) düşünülebilir. Fakat ilçe merkezinden belli uzaklıkta olan nüfusu 2000’in üstündeki belde belediyelerinin kapatılması ise düşünülmemelidir. Özellikle turistik (Bodrum-Marmaris-Fethiye vd) yörelerdeki belde belediyelerinin kapatılması, turizme büyük zarar verecektir. Belediyecilik şehir kültürü demektir. Bugüne kadar bu kültürle iç içe yaşamış, bu kültürü içselleştirmiş olan insanlar, belediye hizmetlerinden mahrum bırakılmamalı; büyükşehirden, 100-200-300 km uzaktan gelecek ve aksayacak hizmetlere mahkûm edilmemelidirler. Yerinden yönetim biriminin zamanında sunduğu belediye hizmetlerine alışan belde halkının, aksayan ve geciken hizmetler karşısında içine düşeceği sosyo-psikolojik durum da göz önünde bulundurulmalıdır.
BELEDİYELERİ TASFİYE Mİ?
Köy muhtarları, köy halkı ile kent arasındaki bağlantıyı sağlayan, nikâh kıyan, köyün sorunlarının çözümü için bürokratik yapılarla ilişki kuran, köylünün başı sıkıştığında ilk anda yardımını istediği/isteyebileceği kişilerdir. Köylü en basit işi için km’lerce uzaktaki ilçesine gitme zorunda bırakılmamalıdır. Bu durum köylüye işkence ve eziyet demektir.
Türkiye’nin imza koyduğu ‘yerel özerklik şartı’, yerel yönetimlerin güçlendirilmesini ve özerkliklerinin savunulmasını şart koşuyor. AKP hükümeti, bu anlaşmanın ruhuna sadık kalarak, belde belediyelerini tümüyle tasfiye etme yoluna gitmemelidir. Hükümet ve parlamento, bu uluslararası anlaşmanın gereklerine ve felsefesine uygun olarak davranmalıdır.
Başbakan Erdoğan ve AKP, belde belediyeleri konusundaki kararını bir kez daha gözden geçirmeli; MHP milletvekilleri de bu görüşmeler sırasında toplumsal yararı ön planda tutarak hareket etmeli, AKP’nin peşine takılıp gitmemelidir.
Nevzat Çağlar TÜFEKÇİ-MİLAS
‘Tekirdağ’ merkez ilçenin adı nasıl ‘Süleymanşah’ yapıldı
TEKİRDAĞ’da yerel gazeteci Bedia İlerler, Tekirdağlı hemşerilerinin adına tercüman oluyor. Diyor ki: “Dün çıkan köşe yazınızda, Tekirdağ’ın büyükşehir olması ile birlikte sınırları genişletilen Tekirdağ Merkez ilçenin adının ‘Süleymanşah’ olarak değiştirildiğini bildirdiniz. Doğrudur. Birileri, Merkez İlçe’de yaşayan 147.490 kişi adına karar vermiş. Ve Merkez ilçeyi Süleymanşah yapmış! Ne hakla? Kimdir bu karar verici? Böyle bir değişiklik yaparken halka sormak gerekmez mi? Çerkezköy’den koparılan Kapaklı aynı isimle ilçe oluyor. Çorlu’dan bir Ergene ilçesi çıkartılıyor. Ki, düzgün bir isimdir. Ama Merkez ilçe neden Süleymanşah??? Madem Merkez ilçenin adı değişecekti, mahallelerimize bir baksınlar, Cumhuriyet, Hürriyet, Zafer, Çınarlı, Aydoğdu, Altınova, Çiftlikönü vs... Tüm bu isimler dururken, bir parka ya da bir caddeye verilmesi gereken kişi ismi neden benim ilçemin ismi oluyor? Tüm bu isimleri beğenmedilerse Merkez ilçe olarak kalsaydı... Tekirdağ Merkez’de kime söylesen, “Nereden çıktı?” diyor. Herkes tepkili. Bunu size iletmek istedik.
Bu arada yazıda sözü edilen Çorlulu vatandaşa bir sözüm var: Tekirdağ değil de Çorlu büyükşehir olmalıydı diyen vatandaşa. Kendisi haritaya bakarsa, yıllardır Tekirdağ ilinin, bir ilçesinde yaşadığının farkına varacaktır. Tekirdağ, Merkez ilçenin adı değildir. Tüm ilin adıdır. Bu böyle biline...
Şunu da belirtmek isterim; Tekirdağ ve Çorlulular, Süleymanşah ismine yabancı değillerdir, çünkü bu isimde özel dershane de vardır, bir tarikata bağlı olarak faaliyet gösteriyor.
5 binlik beldeye 50 binlik mahalle
CHP Tekirdağ Milletvekili Av. Emre Köprülü, TBMM’de ilgili komisyonda büyükşehir (bütünşehir) yasası görüşülürken, gazetecilere şu açıklamayı yaptı: “Ne acıdır, Tekirdağ’ın 256 köyünün tüzel kişiliği kalkıyor. Geçmişte referandumla kurulan ve belediye olan 22 belde, halka sorulmadan kapatılmıyor.
Trakya’nın en büyük kenti olan Çorlu’nun, nüfusu 50 bini aşan Sağlık ve Yeşiltepe mahalleleri, nüfusu 5 bin olan AKP’li Marmaracık Belediyesi’ne bağlanıyor. Bu değişiklikleri halkımız kabul edemez. Çorlu’ya bu düşmanlık nedir? Çorlu kadar vergi veren bırakın ilçeyi kaç il vardır?
(Not: Dünkü yazımızda Çerkezköy’den koparılıp ilçe yapılan Kapaklı beldesi AKP’li değil, DSP’lidir. Aynı şekilde buraya bağlanacak Karaağaç beldesinin belediye başkanı AKP’li değil, MHP’lidir. Düzeltir, özür dileriz.)
Lağvedilecek beldeler
ÖZELLİKLE isimleri bilenen ve çoğu turistik yerler olan beldelerden mahalle olacaklardan bazıları şöyle:
Muğla: Turgutreis, Bitez, Gümbet, Ortakent, Yalıçiftlik, Gündoğan, Göltürkbükü, Gümüşlük, Yalıkavak, Göçek, Ören, Selimiye, Güllük, Ölüdeniz.
Antalya: (74 adet) Kalkan, Side, Belek, Avsallar, Beldibi, Oba, Tekirova, Göynük, Çamyuva, Çolaklı, Salihkent, Oymapınar.
İzmir: (23 adet) Alaçatı, Şakran, Yenifoça, Çandarlı.
Tekirdağ: Mürefte, Yeniçiftlik.
Bursa: Trilye.
Ankara: Esenboğa, Hasanoğlan.
Balıkesir: Akçay, Güre, Zeytinli, Küçükköy, (Altınoluk ilçe oldu).
Çanakkale: İntepe, Kumkale, Bolayır.
Tekirdağ: Velimeşe, Yeniçiftlik, Yenice, Barbaros, Kumbağ, Karacakılavuz, Banarlı, Sultanköylü.
Paylaş