Paylaş
“Neredesin, ne yapıyorsun” sorumuza “Hakkâri’de vuruşuyorum” diyor... Bunu anlatabilmek çok zor... Arkasından “Nasıl girdin bu ‘mesleğe’ ” sorusu geliyor. “Biz kardeşiz, hiç böyle istemem ama ne iş yapabilirim ki...” dedi. Teröristlerle savaşan bu gençler, sözleşmeli olarak sınavla alınıyorlar. Bu uygulama 2009’da başladı, yani ‘profesyonel askerlik’... Resmi bir bilgi verilmiyor ama onların sayısı 30-40 bin olarak biliniyor. Kendisi 2013’te sınavla girmiş bu ‘işe’ ve Bolu’da altı ay süren eğitimden sonra Hakkâri’de hizmet vermeye başlamış. “7 Haziran’dan önce mayınlı bir sahada 500 kiloluk bir dinamitin patlatılması sonunda, 16 ‘uzman çavuş’ şehit olmuş... Aklı bir yerde Hakkâri’deki arkadaşlarının ‘dağlarda’ yaşadıklarında; bir yerde de Ayvalık’ın karşısındaki Midilli’de... Keyifli bir ‘asker’ değil. Dört gün önce mayınlı arazide iki arkadaşının ölümüyle bugüne kadar ölen şehitlerin sayısı 18’e yükselmiş; “Benim kaderim bu mu olacaktı?” diye sorguluyor kendisini...
ZORUNLU MEMURİYET
Bir yıl önce, evlenmeden ‘askerde’ iş bularak (2.8 bin TL maaş, 1400 OHAL ücreti) olmak üzere ayda 4.2 bin liralık bir gelire sahip olmanın keyfini çıkaramamış bugüne kadar... Bir sürü işsiz arkadaşının Yunanistan’ın Midilli Adası’na geçmek üzere tekne ve bot hırsızlığı yapmasını doğru bulmuyor. Ayvalık’ta bu ulaşım araçlarının hırsızlığının artmasını hiç hoş karşılamıyor. Balıkesir Emniyeti bu kadar müsamahakâr davranmamalı...“Uzman çavuşluk ne kadar süre yapılabilir” diye sorduk kendisine... “Üç yıldan fazla çalışılmaz” diyor ve ekliyor: “Kamuoyunda pek bilinmiyor ama kafayı yiyen çok arkadaşımız var. Çoğu kişi ayrılıyor; borç harç ödeyen de kalıyor.” Nitekim, memuriyet hakkını sağladığından yılbaşında sözleşmesinin uzatılmasını istemiyor artık; devletin verdiği ‘tapu ve nüfus’ gibi memurluk kadrolarına geçmeyi düşünüyor. Bir süre önce nikâhlanmış. ”Ölmek istemiyorum, çocuğumun beni tanımasını istiyorum” demesine ne denilebilir ki...Ayvalık’ta geleneksel olarak yapılan zeytin hasadına katılmak üzere geldiğimizi bildiğinden ‘Ümit ve Cem Boyner’in yurtdışında olduklarından ötürü etkinliğe gelemiyor” demesi şaşırtıyor bizi...
ZEYTİNE MİNNET
11. Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Günleri için Ayvalık’a varıyoruz zeytincinin keyfi yok. ‘Zeytinyağı Pazarı’nda ‘Tarih, mimarı, doğa ve lezzet diyarı’ anonsu, ‘Zeytin varsa hayat var, bin yıllardır...” diyen bando takımının eşliğinde ‘Zeytine Minnet’ yürüyüşüne katılıyoruz.Dün sabah üreticilerin merakla bekledikleri ‘zeytinyağı paneli’ yapıldı. Panel konuşmacıları, artık Ayvalıklı olmaya karar veren Prof. Dr. İlber Ortaylı, Akdeniz Zeytinci Kentler Birliği (Re. Co. Med) Başkanı Enrico Lupi ve zeytin tarihi ve kültürü araştırmacısı Dr. Horst Schafer-Schuchardt idi. İlk sembolik hasat Ayvalık Küçükköy’de gerçekleşti. Eski bir Boşnak köyü olan Küçükköy, farklı kültürlerin ilgiye değer izlerini barındırıyor; minyatür meydanı, Merkez Camisi, göç temalı Kent Müzesi, 19. yy’dan kalma taş evleri ile birçok yaşanmışlığın tanığı. Küçükköy’de 40 dolayındaki taş evler yenilenirken, fiyatları da hayli artmış...
Acarlar, Beykoz’dan sonra Ayvalık’ta çıktı
AYVALIK ilçesinin, Balıkesir Büyükşehir projeleri nedeniyle ‘baskı’ altında olduğu söylendi.Bir şey anlattılar: “Beykoz ormanlarında villalar yapan Artvinli/İstanbullu Acarlar ailesi, Ayvalık Cunda Paterica mevkisinde 400 dönümlük arazinin statüsünü değiştirip tabiat parkını imara açıp, 375 villa dikmek üzere bakanlıklar ve belediyeler arasında mekik dokuyor. Neyse ki Ayvalık Belediyesi bu talana karşı elinden geleni yapıyor. Fakat artık söz sahibi Balıkesir Belediyesi...Acarlar konuyu yargıya taşırken, bir gün bakıldı ki Erdal Acar, Karşıyaka Futbol Takımı başkanı olmuş... Ayvalık’ta konuşulanlara bakılırsa, Erdal Acar, bu yerin imara açılması için büyük çabalar harcıyormuş. Nitekim, dünyada ünlü derbiler arasında adı geçen Karşıyaka-Göztepe derbisinde, bugün takımının başında sahada yer alacakmış... İzmir’deki basın, Erdal Acar’ın ünlü isimleri maçı için özel uçağı ile İzmir Atatürk Stadı’na getireceklerini yazdı. Bu isimler arasında Hande Yener, Serdar Ortaç, Berkay, Hakan Altun yer alıyor.Erdal Acar bakalım takımı galip gelirse ne kadar prim edecek?”Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin Cunda’ya yapacağı köprü projesi de bazı çevreci örgütler tarafından itirazla karşılanıyor.
‘Altın sıvı’ zeytinyağı
ULUSAL Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi bu yıl üretimi 143 bin ton olarak belirlemiş, bunun üzerine geçen yıldan kalan 15-20 bin tonluk ‘stok’ hesabı da ekleniyor; yani 163 bin ton mertebesinde bir üretim hacmi çıkarılıyor. Biliniyor ki, Mut-Mersin, Adana, Hatay ve Gaziantep üretim hesapları bu yıl yüksek. Ege’yi 50 bin ton, Güneydoğu ve Akdeniz’i 90 bin ton olarak gösteriyor. “Bizim rekolte hesabımız biraz ‘bakkal hesabı” demek daha doğru!... Çünkü Suriye’den ‘getirilecek’ zeytinyağının henüz hesabı yok.Zeytinyağı ile ilgili panelde bazı üreticilerle konuşurken ilginç veriler ortaya koydular: “1923 yılında zeytinyağı üretiminde 650 bin ton hedef konuldu. Bakanlığın verdiği teşviklerle bugünkü ağaç sayımız 160 milyon adede geldi. Ancak söz konusu artış henüz verilere yansımış değil. İspanya’da rekolte 1.300 bin ton, sonra Yunanistan, Tunus ve Türkiye geliyor. Bölgelere uygun zeytin fidanının dikilmemesi eleştiri konusu ediliyor. Akdeniz ve Çukurova bölgesine ‘Gemlik’ zeytini ekilmesi ne kadar doğru!...
TÜKETİCİ NE YAPACAK
Zeytinci Özer Uygun anlatıyor: “Bu yıl Mut’ta rekolte iyi ancak Ayvalık, Çanakkale ve Akşehir’de zayıf. Zeytin çiçeği meyveye dönüşmüyor. Beş senedir çevredeki barajlarda buharlaşmanın artmasıyla veya altın çıkarmak için kullanılan siyanürün etkisiyle çiçekler kavruluyor.Büyük tehlike... Yaklaşık 163 bin tonluk üretim, tüketimimize yetmez. Tağşiş olmazsa yetmez demek daha doğru. Benim hesabıma göre, Türkiye’de 170 bin ton üretim var diyelim; bunun 30-40 bin tonu başka yağlardan, yani kanola, ayçiçeği, pamuk, ispir, pirina rafinerisi olanlardan sağlanıyor. Saf zeytinyağının içine bu ucuz yağlar karıştırılıyor. Tüketiciler, çakallar tarafından kandırılıyor. Özellikle İzmir ve İstanbul’da tağşiş yağ piyasası arttı. Alsancak pazarında bu fiyatlara yağ alabilirsiniz. Köylüden 18’e geldi diyorlar. Şimdi moda oldu; yeşile yakın yağ satıyorlar; esasında bu kanola yağı. Eskiden zeytinyağına ucuz diye fındık yağı konulurdu, Şimdi fındık 30 lira; daha ucuz olduğu için zeytinyağı konuluyor. Esası şöyledir: 25 liradan aşağı zeytinyağı kesinlikle karışıktır. Köylüden 18 TL’ye nasıl yağ alınıyor? Bunun filtresi, rafinerisi, market komisyonu, raf kirası var; mümkün değil olmaz.Ne mi yapılması gerekiyor? Tüketici markalı ürün alacak, güvendiği yerden alacak, yol boylarından almayacak.”
Paylaş