Paylaş
Önceki akşam Show TV'de Reha Muhtar'ın haber programında, Emin Çölaşan'ın karşısında 'biçare' duruma düşen Nazlı Ilıcak, FP'ye girme gerekçesinin 'türbanı savunma' olduğunu söyledi ya... Yeni Şafak'ta dünkü yazısında ‘‘başörtüsünü savunduğumuz ve milletvekili Merve Kavakçı ile Genel Kurul Salonu'na girdiğimiz için, laik cumhuriyet düşmanı ve rejimi sabotajlayan kişi ilan edilmemiz çok normal’’ diyor ya... Acaba işin aslı böyle mi?
Beylerbeyi, Kirazlıtepe yöresinden bir mahalle sakinini dinleyelim:
‘‘Nazlı Ilıcak 3-4 yıl kadar önce Çengelköy, Havuzlu Park'ın yanından yukarı çıkan dik yolun sağında bulunan köşedeki yeri aldı. Eskiden burada 75-80 metrekare tabanlı, 2. derecede tarihi bir konak vardı; sonra yıkıldı. Tapudan sorduk; Eren Çiftçi, bu iki parseli satmış... Parselin biri kızı Aslı Ilıcak'ın, bahçe olarak kullanılan kısmı da kardeşi Ömer Çavuşoğlu'nun arkadaşı olan eşi Emin Şirin üzerine tapulanmış.’’
Olabilir, Yeniköy'deki yalılarını Erol Aksoy'a sattıktan sonra almışlardır.
- Tabii normal... Ama Ilıcak'ın neden FP'li olduğunu da öğrenin.
Dinliyoruz efendim...
RUHSAT KIZININ ADINA...
- Ruhsat, Aslı Ilıcak adına FP'li Üsküdar Belediyesi'nden alındı. 1995'lerde inşaat kaçak olarak başlarken, tabelada mal sahibi olarak 'Eren Çiftçi' adı vardı. Mahallemizden birçok şikáyet yapıldı. Öngörümde ve yıkılan yapının eski eser olması nedeniyle devreye doğal olarak Boğaziçi İmar Müdürlüğü girdi. Müdür Mevlut Karataş, birkaç kez inşaatı görmek için geldi. Hatta bir gün duvar kalıpları dökülürken, daha alçak yapılması için müdahale etti. Ancak hiçbir şey yapılmadı; duvarlar yine Nazlı Hanım'ın istediği şekilde yapıldı. İnşaat, asıl metrekareden daha büyük tabana yayıldı. Ayrıca kaçak olarak müştemilat ve havuz yapıldı. Boğaziçi'nde herkes her istediği yerde havuz yapabilir mi?
Peki buna benzer, sahibi 'ünsüz' kişilerin inşaatları ne oluyordu?
- Yolunu bulamazsa hiçbir zaman fırsat verilmiyordu. Nazlı Hanım'a bir kez zabıta geldi, müştemilatın ilave duvarı 'göstermelik' bir şekilde yıkıldı. Ama yine yapıldı. Bu arada manzarayı kapattığı için aralarında 15 metre yüksekliğinde yaşlı bir ıhlamurun bulunduğu bazı ağaçlar da kesildi.
TAYYİP BEY'DEN TORPİL
Mevlut Karataş engel olurken, bu işler nasıl bitirildi o zaman...
- Günahı boynunlarına ama inşaatta çalışanlardan birçok şey duyduk, gördük. Nazlı Hanım, kaçak işlerden rahatsız olan Mevlut Bey'e, ‘‘Ben Recep Tayyip Erdoğan'la görüşüyorum, bir problem olmaz’’ demiş. Ünlü bir gazeteci olduğunu, gerekirse Erbakan'a bile telefon edeceğini anlatmış. Bir keresinde ‘‘Herkes her şeyi yapıyor, ben yapmışım ne olur’’ dediği de anlatılır.
Yani, FP'ye girmesini bu inşaatın gözardı edilmesine mi bağlıyorsunuz?
- Kesinlikle... Bir inşaatın önce duvarı, sonra içi yapılırsa yasadışılığındandır. Gece çalışılıyorsa zabıta ekiplerinden kaçmak içindir. Onun için soruyoruz: Nazlı Hanım reddederse, iki yıl süren inşaat sırasında Boğaziçi İmar Müdürü Karataş, Maslak'taki müdürlük binasına kaç kez gittiğini, Recep Tayyip Erdoğan'ın da kendisini kaç kez ziyaret ettiğini ve telefonla aradığını dürüstçe açıklamalıdır... Bu arada şu da bilinmelidir: İnşaatlarının önünde yine Refah'a yakın Nişantaşı'nda kuyumculuk yapan Mehmet Molu'nun inşaatı vardı, Nazlı Hanım'ın boğaz manzarasını biraz kapatıyordu, onu da birçok kez isimsiz telefonlarla ihbar etti. Hatta bu inşaatın her gün düzenli resmini çektirdi, şantaj olarak kullanmak için... Ama sonra herhalde anlaştılar ki, gizlice süren kavgaları bitti. Ardından, şimdi anımsamıyorum, inşaatı yapan firma nedense işi bıraktı, '3C İnşaat' bitirdi. Üç yıldan beri de burada oturuyorlar.
KENDİNİ BAĞIŞLADI
Bu bina için Anıtlar Kurulu'ndan onay alınmış olabilir mi?
- Sanmıyoruz. Refahlı belediyeler şeriat hukukunu savunmak niyetinde oldukları için İmar Hukuku'nun ne önemi olabilir? Böyle kurulları tanımak istemiyorlar. Anımsayın, 1996'larda Koruma Kurulu'nun üyeleri başka yerlere sürülmüştü. Belki de bu nedenle, bu tür inşaatlara titizlik gösteren kurul üyeleri dağıtılmıştı.
Evet.. Yasadışılıklar kılıfına uydurulmuş ve bir inşaatın bedeli de 'Fazilet aşkı' ile ödenmiş; Türkiye'nin başına badireler açarak... Faziletli Refahlılar'a bravo! 'Bağış' almamışlar ama Nazlı Ilıcak'ı kazanmışlar.
Türbanın neyi örttüğü ortaya çıktı.
Utanıyoruz
BİZ Notre Dame de Sion Fransız Lisesi 74 mezunları, her zaman gururla adını andığımız okulumuzun lekelenmesinden son derece üzüntülüyüz. Bu lekenin adı Nazlı Ilıcak'tır. Cumhuriyetimizin 75. yılını kutladığımız bu senede okulumuzun eski mezununun irtica eylemlerinde başı çekmesinden utanç duyuyor ve bu olayı şiddetle kınıyoruz. Yazıklar olsun güzel okulumuzda geçen senelerine... Nazlı Ilıcak'ı bizden biri görmüyor ve onu lanetliyoruz.
74 NDS mezunları-İSTANBUL
Paylaş