Paylaş
Sebze fideciliğinden muz ve süs bitkileri üretimine geçilmiş birkaç yıldır. Japonlar öncülük etmiş, Türk tarım mühendisleri de projeyi üstlenmiş... Eski CHP milletvekili olan, Demreli (eski adıyla Kale) Hasan Ünal’ın eğitimci eşi Prof. Dr. Narin Hanım’la açıkladığı rakamlar heyecan vericiydi. Yeni üniversite bitirmiş, dallarında uzman olmuş genç kızların çabalarını kutlamak gerekiyor. İthal muzla ancak böyle yarışılabilinirdi. Bakanlığın bu üretime büyük destek vermesi de sevindirici. Ancak kendir-kenevir konusunda aynı uygulama ne yazık ki görülmüyor.
Türkiye’de 2013 yılında 250 bin ton olan muz üretimi, 2019’da 650 bin tona yükselmiş. 2020 yılında, Türkiye’nin yıllık tüketimi olan 1 milyon tonun karşılanması ve ithalatın sona erdirilmesi hedefleniyor.
Grow Fide-Güney Agripark’ın 250 dönümlük tesislerinden DHA muhabiri Mehmet Çınar’ın aldığı rakamlar bizi de heyecanlandırdı. 2013’te Anamur, Alanya, Gazipaşa bandında 250 bin ton muz üretildiği, bugün yerli üretimin 650 bin tona yükseldiği açıklandı. Türkiye’deki yıllık tüketimin yaklaşık 1 milyon ton olduğunu belirten Hasan Ünal, gün geçtikçe nüfusun ve muz tüketiminin arttığına dikkat çekerek, “Dışa bağımlılığı büyük ölçüde azalttık. Hem firmamız geliştikçe hem de ekili alanlar arttıkça 2020 yılında dışa bağımlılığımız oldukça azalacak ve kendi muzumuzu üretir hale gelmiş olacağız” dedi.
Tesisin yıllık fidan üretimi kapasiteleri 1 milyon civarında imiş. Tabii pazar büyüdükçe alan da gelişiyor. Firma olarak piyasanın yüzde 60-70’e yakın muz fidanı ihtiyacını karşılıyorlarmış. Geçmişte sadece Alanya, Gazipaşa ve Anamur hattında üretim vardı. Daha çok yerli çeşitler... Gelişen teknolojiyle ithal muz kalitesi ve ayarında, daha aromatik muz üretimi başlamış. Zaten pazarlarda “yerli muz” diye yazılıyor ve tüketici de fark etmeye başladı. Hem aroması, hem kendi doğamızda yetişiyor olması nedeniyle tüketici ilgisi de artmış. Anamur, Gazipaşa, Alanya anapazar ama Manavgat, Antalya merkez, Fethiye, Çukurova, Silifke, Mersin, Adana hatta Aydın gibi yörelerde yeni muz üretim alanları oluşmaya başladı diye anlattılar.
Muz üretim sahalarının artmasıyla Türkiye’nin 2020 yılında kendi muz ihtiyacını karşılayabilecek düzeye geleceğini ve komşu ülkelere ihracata başlayabileceği de anlatıldı bize.
CAM KAVANOZDA FİDE
Muzun dünyanın en çok tüketilen meyvesi ve Türkiye’nin de önemli ithalat ürünlerinden biri olduğunu unutmayalım. Aksu ilçesindeki tesislerinde ileri teknoloji kullanılarak muz ağacı gövdelerinden laboratuvar ortamında üretilen muz fideleri, kavanoz içinde belirli süre bekletiliyor, ardından fidana dönüştürülüyor.
DEMRE’YE FAKÜLTE
Bu konuya yine değineceğiz. Hasan Ünal’ın memleketine (Demre’ye) Akdeniz Üniversitesi’ne bağlı bir meslek yüksek okulu yaptırdığını, dostları Ertuğrul Günay ve Prof. Dr. Kenan Mortan’la birlikte turist rehberliği ve pansiyonculuk konusunda bir proje üzerinde çalıştıklarını da vurgulamak isteriz.
PROF. DR. MORTAN: ABD BİTİYOR, ÇİN ÇAĞI BAŞLIYOR
EKONOMİST yazar ve öğretim üyesi Prof. Dr. Kenan Mortan, Mardin Eğitim Vakfı’nda (MAREV) İstanbul’da yaşayan Mardinli iş insanlarıyla konuştu ve onların sorularına özetle şu yanıtları verdi:
IMF topu taca attı, derece kuruluşlarına “Sen not ver” dedi. Derece kuruluşları artık dünyanın ekonomisinde trafik memurluğu yapıyor demek doğru...
Amerikan çağı bitiyor, artık Çin çağı geliyor. Çin çağına hazırlıklı olalım. ABD ile Çin birlerini hırpalıyor; bu savaş bitmez. 2020’lerde bu çekişme daha büyüyecektir.
Dış borçla büyünmez... Büyüme mi? Hem ballı büyüme yüzde 5 olacak, hem cari açık sıfır olacak, hem işsizlik olmayacak, hem enflasyon tek hane olacak. Bunlar yan yana mümkün olmuyor. Bunları alt alta dizemezsin, dördünü yan yana da getiremezsin.
800 milyar dolarlık bir milli gelir büyüklüğü var. Bunun yarısını kamu kesimi oluşturuyor, bu 400 milyar dolar olur. Kamunun yokluğunda ekonomik büyüklüğün yarısı yok diye düşünebiliriz.
Biliyor musunuz, turizmde 682 dolar kişi başına ciromuz var. Türkiye’ye 40 milyon turist gelse de gene turizmde gelişmemiz olmayacaktır. Her şey dahil modeli sadece bizde var. Yerli turistimiz daha çok harcıyor.
Büyüme üzerine iki farklı görüş var: Biri hukuk düzeni, ki bu işin temelidir. Önce hukuk düzenini yerine oturtacağız. Eğer büyüme olsa da inovasyon yoksa, teknolojik gelişme getirmiyorsa, bu boş bir büyümedir, anlamlı değildir.
Paylaş