Paylaş
Kendi kurmuş olduğu fabrikada 28 kişi ile birlikte hayatını kaybeden Nuri Paşa’nın, Edirnekapı Mezarlığı’ndaki Nuri Paşa Şehitliği’nin önceki günkü cenaze namazına ilgi beklenenden çok yüksek oldu. Bu konudaki haberin köşemizde yer alması nedeniyle Hürriyet’e teşekkür edildi.
Bakü’den ve Killigil ailesinin Türkiye’deki memleketi olan Kastamonu, Bozkurt ilçesinin Killi köyünden getirilen toprak Nuri Paşa’nın mezarına serpildi. Enver Paşa ve ailesinin bugün, Moldovya sınırları içinde olan İsmail kasabasından gelip buraya yerleştikleri açıklandı. Ailenin aynı zamanda Gagavuz (Gök Oğuz) Türk’ü olduğu da hatırlatıldı. Enver Paşa’nın torunu Arzu Enver Eroğan ve eşi Ömer Eroğan ile Prof. Dr. Bingür Sönmez, Prof. Dr. İbrahim Yıldırım, Prof. Dr. İbrahim Öztek, Av. Özcan Pehlivanoğlu, Sefer Karakoyunlu da gelmişlerdi. Eski bakan Mehmet Ağar ise sadece cenaze namazına katıldı. Bedrettin Dalan da çelenk göndermişti.
- Mezarlığın yapımını üstlenen işadamı Zeki Yılmaz uzun süre isminin anılmasına izin vermedi, önceki günkü törende ise sadece “Bunu bir hayır işi olarak görüyorum. Kendimi çok mutlu hissediyorum” dedi. İBB Müze ve Kütüphaneler Müdürü Ramazan Minder töreni başarıyla yönetti. Namazdan sonra törene katılanlara helva dağıtıldı.
- Nuri Killigil kitabının yazarı Atilla Oral her zamanki mütevazılığını koruyarak, kendisini kutlayanlara “Bundan sonraki hedefimiz geniş katılımlı Uluslararası Nuri Paşa Sempozyumu’nu organize etmek olacaktır” diye konuştu.
- Azerbaycan Parlamentosu’nun bağımsız üyesi, gazeteci-yazar Ganire Paşayeva törende dedi ki:
“Sovyetlerin tüm baskı ve yasaklarına rağmen biz Enver Paşa’nın, Nuri Paşa’nın hatıralarını kalbimizde hep koruduk, Kafkas İslam Ordusu askerlerinin derbeder mezarları başında gizli gizli dualarımızı eksik etmedik. Bugünkü törenimiz bizim birlik ve beraberliğimizin yeni aşamasını oluşturmaktadır. Bu birlik ve beraberliği ne kadar çok güçlendirirsek o kadar yenilmez ve bölünmez olacağız.”
OSMANLI BİRLİKLERİ VE BAKÜ
- Polonya kökenli ABD’li tarihçi Prof. Dr. Tadeusz Swietochowski “Müslüman cemaatten ulusal kimliğe. Rus Azerbaycan’ı (1905-1920-Çeviren Nuray Mert, Bağlam Yayınları, 1988) isimli kitabında şu tespiti yapıyor.
“Osmanlı birliklerinin Bakü sokaklarındaki zafer gösterileri, Turan yolundaki ümitlerin doruk noktasını oluşturuyordu. 1918 yazının sonunda Enver Paşa’nın orduları Azerbaycan’ın sadece kuzeyini değil güneyini de ellerinde bulunduruyorlardı. Osmanlılar, Bakü’yü ele geçirdiklerinde bunu Azerbaycan hükümeti adına yaptıklarını bildirdiler ve Nuri Paşa derhal Han Hoyski’yi, makamını Gence’den, kurtarılmış başkente (Bakü) taşımaya davet etti. ((s. 188-189)
ENVER PAŞA NE DÜŞÜNÜYOR
Enver Paşa, şöyle bir düşünce içindeydi: “Saadetini Arabistan çöllerinde aramak yerine, Ata yurdumuza yönelmemiz lazım..”Onun için bugünkü Suriye ve Irak’tan yaklaşık 10 bin asker çekerek ve 29 yaşındaki kardeşi Nuri’ye paşa rütbesi vererek Kafkasya İslam Ordusu’nun komutanı yapıyor. Azerbaycan 28 Mayıs 1918’de Tiflis bağımsız devlet ilan etmeden önce Nuri Paşa’nın askerlerinin bir kısmı Gence’ya varıyor. 28 Mayıs 1918’de ‘Şarkın ilk Cumhuriyeti’, Tiflis’te ilan edildikten sonra 17 Haziran’da hükümet, Nuri Paşa’nın garantisini alarak Tiflis’ten Gence’ye taşınıyor.Fakat Bakü o zaman Ermeni, Taşnak ve Bolşevik yönetiminin elindeydi. Nuri Paşa, Azerbaycan’ın çeşitli bölgelerinden ve Kuzey Kafkasya’dan ordusuna takviye yaparak Bakü’yü kurtarmak için plan hazırlıyor. 6 Eylül 1918’de Padişah, İstanbul’da Ayasofya Camisinde Azerbaycan Milli Konsey Başkanı Mehmet Emir Resulzade Başkanlığındaki heyeti kabul ediyor. Bu bir nevi Azerbaycan’ın, Osmanlı tarafından tanınması anlamına geliyor. O zaman Bakü civarında bekleyen Nuri Paşa, taarruz emri üzerine 15 Eylül’de Bakü’yü kurtarmış oluyor. Bunun sonucunda da Gence’ye Başbakan Feth Ali Han Hoylu’ya (Torunu Kerim Mehmetzade de törendeydi) telgraf çekerek makamını başkent Bakü’ye taşımasını istiyor.Nuri Paşa, 31 Ekim 1918’de Osmanlı’nın yenilgisiyle sonuçlanan Mondros Mütarekesi sonucunda İngilizlerin baskısıyla Azerbaycan’ı terk etmek zorunda kalıyor.Nuri Paşa daha sonra Almanya’ya gidiyor ve orada çinicilik dersi alıyor. 1923’de kardeşi Ertuğrul ile Çini fabrikası kuruyor; ancak kardeşi genç yaşta vefat ediyor. Bunun üzerine Nuri Paşa’nın silah ve cephane işine giriyor. Atatürk’ün bilgisi dahilinde Sütlüce’de, 1949’da infilak eden fabrikasını kuruyor.
GÜNÜN SÖZÜ
‘PKK neyse FETÖ odur. IŞİD kimse FETÖ tıpkısının aynısı, belki de bir gömlek üstündür.”
Devlet BAHÇELİ
15 TEMMUZ’UN ZOR ÜÇ SORUSU
CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin cevap bekleyen soruları Meclis’e taşıdı. Başbakan Binali Yıldırım’a sorular yöneltti. Darbe girişiminden bu yana 2 ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen kamuoyunu da TBMM’yi de o gece neler yaşandığına ilişkin yeterli bilgi sahibi kılacak ve kimi ‘kafa karışıklıklarını’ giderecek doyurucu açıklamalara ihtiyaç olduğunu ifade eden Bozkurt’un dikkat çeken iki sorusu şöyle:
- FETÖ soruşturması yürüten İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato’nun, telefon dinlemelerine takılan FETÖ üyelerinin konuşmalarından darbe hazırlığını tespit ettiği ve 15 Temmuz günü öğle saatlerinde Marmaris’te bulunan Cumhurbaşkanı’na, basına da yansıdığı üzere “TSK içinde bugün darbe yapılmasına ilişkin bir hareketlilik var, önlem almalısınız” notunu ilettiği doğru mudur? Doğru ise Cumhurbaşkanı’nın derhal harekete geçmemesinin, bilgilenme saati ile ilgili açıklamalarındaki çelişkilerin ve “Eniştemden öğrendim” demesinin nedeni ve anlamı nedir?
- Sayın Erdoğan’ın 15 Temmuz gecesi darbecilerin elinde olduğu açıklanan tek havaalanı olan Atatürk Havalimanı’na gitme ısrarının nedeni nedir? Neden Sabiha Gökçen’e ya da İstanbul yakınındaki daha güvenli başka havaalanlarına inmemiştir? Sayın Erdoğan tam uçağı ineceği sırada havaalanındaki darbeci hâkimiyetinin sonlanacağı garantisini kimden almıştır? Böyle bir garanti alınmamışsa, Cumhurbaşkanı’nın darbecilerin eline düşmesi ile sonuçlanabilecek, Türkiye’yi kaosa, belki bir içsavaşa sürükleyecek ve darbeyi başarıya ulaştıracak bu vahim hatanın sorumluları kimlerdir, haklarında ne gibi bir işlem yapılmıştır?
CELAL HOCANIN EFES UYARISI
BU açık mektubu tüm politikacılarımıza, yerel yöneticilerimize ve bilhassa hükümetimize hitaben yazıyorum. Lütfen politikayı bilime karıştırmayınız! Bilim evrenseldir ve dünyadaki gerçek evrensel tek insan faaliyetidir. İnsanlığımızı yücelteceksek bilim sayesinde yücelteceğiz, başka hiçbir şey sayesinde değil. Uluslararası şöhrete sahip büyük bir arkeoloğumuzun bugün aldığım bir yazısından alıntı yapıyorum (iznini almadığım için adını vermiyorum):
“Avusturya Bilim Akademisi’nin Efes ve Limyra kazılarının durdurulması, politikacıların hatalarının cezasını bilim insanlarına çektirilmesidir. Ayrıca süren bir çalışmanın baskın gibi yarı yolda gazino kapatır gibi kapatılması, bilim etiğine sığmayacağı gibi, yarım kalan bilimsel verilerin, başlamış olan kazı alanlarının ve daha da vahimi, Türk devletinin isteği üzerine Avusturyalı ekibin restorasyon için açtığı yapıların açık kalarak tahribine neden olacaktır. Bu durumun siyaset ya da politikaya hiçbir katkısı olmayacağı gibi, bilime de onanmaz zarar verecektir.”
Bu bilim insanının sözlerini dikkate alınız. Yapılan açıkça barbarlıktır ve bize yakışmaz. Şartlar ne olursa olsun yakışmaz.
A. M. Celâl ŞENGÖR
BİLİYOR MUSUNUZ?
ORTANIN SOLU KONFERANSI
- CHP’nin yaşayan en kıdemli üyesi (partiye kayıt tarihi 1948), eski bakan, milletvekili, parti yöneticisi Orhan Birgit’in 1 Ekim 2016 Cumartesi 15.00’te ‘Ortanın Solu: CHP’de Yenileşme Hareketi 1966-1973’ konulu bir konferans vereceğini (Ankara Mithatpaşa Caddesi No: 52’deki Çankaya Belediyesi Halk Sağlığı Merkezi’nin toplantı salonunda)...
- İHRACATÇILAR Birliği’nin (İKMİB) plastik tanıtım grupları kurarak yapılan ihracattan binde yarımını alırken, yeni tanıtım grupları oluşturarak şimdi bir de yarım aidat toplamak istemesinin sanayiciler arasında tepki oluşturduğunu....
Paylaş