Paylaş
Ancak özel azınlık koruma rejimi her zaman tartışma konusu olmuştur. Türkler için bazen ‘Müslüman azınlık’ geçerli sayılmış; Yunanlar ‘Rum Ortodoks’ ve ‘Yunan ulusu’; bazen de Türk ve Rum ibareleri kullanılmıştır. Yunan hükümetinin Batı Trakya azınlığına karşı yaklaşımı her zaman Türkiye ile Yunanistan arasındaki inişli çıkışlı ilişkilerle paralellik göstermiştir. İki ülke, sorunların karşılıklı olarak çözümünde ileri bir adım atamamaktadırlar.
Batı Trakya Türkleri, azınlık olarak yaşadıkları Yunanistan’da birçok haksız uygulamaya ve baskıya maruz kaldıklarını yıllardır ifade ediyorlar. En önemli sorunlarının kişi hak ve özgürlüklerine karşı yapılan baskılar ve uygulamalar olduğunu söylüyorlar. En önemlisi de azınlığın ‘Türk’ kimliğini reddetmesi esas sorun olarak dikkat çekiyor.
Sorunlara, ‘tahrik’ unsurunu öne çıkaran Yunanistan’ın dayattığı Ruhban Okulu meselesinden; önce 1.5 günlük İstanbul-Selanik gezisinde 130 kişinin yaşadığı ‘gümrük ve yol engeli’nden başlamak gerekiyor.
OLAYIN PERDE ARKASI
Türk tarafı, uzun yıllardan beri ilk kez yapılan ‘Barış Gezisi’nde Ankara ile Atina arasında yoğun bir görüşme trafiği yaşandı. Yunan basını için bir nimetti... Türk düşmanlığı, Yunan medyası için bulunmaz bir fırsattı. Mehmet Müezzinoğlu, bakan olduktan beri üçüncü kez Batı Trakya’ya geliyordu. Türkiye karşıtı ırkçı ‘Altın Şafak’ Partisi, “Batı Trakyalı olan Müezzinoğlu, 150 kişilik işgalci Türk taburu ile geliyorlar” çığlıklarıyla tahriklere başladı.
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Taner Mustafaoğlu’na, Selanik’e yapılan Barış Treni Gezisi nedeniyle vize verilmemesi dikkat çekti. 130 kişilik heyeti, Uzunköprü’ye kadar uğurlayan Mustafaoğlu daha sonra eşi ve iki çocuğuyla trenden indi. Yunanistan’ın, İstanbul Başkonsolosluğu’nun vize talebi karşısında kendisine ‘sakıncalı’ olduğunun söylendiğini, buna karşılık “Benimle paylaşır mısınız?” diye sorduğunda bu kez “Siz ne olduğunu biliyorsunuz” karşılığının verildiğini belirten Mustafaoğlu, “Ben bana bildirilmeyen yasağın ne olduğunu nereden bilebilirim” dedi. Derneğin bir önceki başkanı Av. Burhanettin Hakgüder, “AB İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan seyahat özgürlüğüne aykırıdır” dedi.
TÜRKLERE İNCE AYAR
Selanik’te Atatürk’ü anma toplantısına gelen Türk heyetine ‘ince ayar’ yapmak Yunanistan için tam bir fırsattı. Ama bazı çevreler Türkiye’nin tutumunu göz ardı etmek istiyorlardı.
Bundan bir süre önce Başbakan Erdoğan, Yunanistan hükümetine eleştiriler yöneltmiş; Türkiye’de ‘hak gaspı’ olarak gördükleri birçok konuda gayrimüslimlere yönelik önemli adımlar atıldığını ama Atina’daki cami konusunda verilen sözlerin tutulmadığını söylemişti. Ruhban Okulu’nun açılabileceğini ama artık Yunan yönetiminin de adım atması gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, “Bizim Atina’da iki tarihi camimiz var. Bize kaç kere söz verdiniz. Batı Trakya’da benim 150 bin soydaşım var. Başmüftüyü neden Yunanistan hükümeti atıyor? Biz 2.5 milyar dolarlık mal-mülkü geri verdik. Peki, biz yaptık da siz ne yaptınız arkadaş?” demişti.
Demokratikleşme paketinde Heybeliada Ruhban Okulu’nun yer almaması üzerine Fener Patrikhanesi ‘hayal kırıklığı’na uğradığını açıklamıştı.
Selanik’te bazı kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre, 10 Kasım engellemesinin arkasında, Türkiye’nin Ruhban Okulu’nun açılmasından vazgeçmesi politikası yatıyor. Türk tarafı ise bu uygulamayı “Yunanistan’ın Türkiye’ye hâlâ kötü gözle baktığının bir kanıtı” olarak değerlendiriyor.
Özetle, eğer Batı Trakya’da Türklerin sorunları iyileşmezse yapılacak bir şey yok... Türkiye hep veren olmayacak; Yunanistan da iyileştirme yapacak; yani müftülük seçimi sorunu çözüldükten sonra Ruhban Okulu’na izin verilecek.
Dolayısıyla Erdoğan doğru bir tavır koyuyor; evet eşzamanlı bir çözüm olacak!
Selanik, “laiklik” sloganları ile inledi
ULU Önder Mustafa Kemal Atatürk ölümünün 75’inci yılında Yunanistan’ın Selanik kentinde doğduğu evde, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun da katıldığı törenle anıldı. Sınır kapısında yaşanan gecikme sonrası, ‘Atatürk’ü Anma ve Barış’ sloganıyla yola çıkan trenden inerek, karayoluyla İzmir ve Bursa’dan gelen 2 bine yakın Türk vatandaşı Başkonsolosluk, Atatürk Evi ve çevresinde “Türkiye laiktir, laik kalacak” ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları attı. Selanik Başkonsolosu Tuğrul Biltekin’in konuşması sırasında da ‘Andımız’ okundu. Atatürk Evi’ni gezenler müzenin yeniden tanzimini hiç beğenmediler... Bu konudaki ağır eleştiriler karşısında konsolosluk görevlileri “Efendim biz bir şey bilmiyoruz, lütfen bu eleştirilerinizi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yapınız” dediler.
Bu arada eleştirileri hafifletmek için Atatürk’ün bazı eşyalarının hazırlanarak, yeniden sergileneceği söylentileri çıktı, ancak bunu kimse doğrulamadı.
Drama Dağları’nda anma
BATI Trakya bölgesinin dışında Kavala’dan sonraki kent ‘Drama Balkanı’nda Yunan makinistlerden rica üzerine trenimiz bir meranın yanında durduruldu. Ancak trenden inme izni verilmedi. Bunun üzerine trendeki 130 kadar davetli, vagonlar içinde zincir oluşturarak, Atatürk için 09.05’te saygı duruşu yaptı ve İstiklal Marşı okundu. Saygı duruşu diğer grubun katılımıyla iki kez yinelendi.
Biz saygı duruşunu yaptığımız yerde, pasaport kontrolü, raylara çiy ve yaprak düşmesi sonucu trenin haraket edememesi, uzun kontroller... gibi engellemeler nedeniyle Selanik’e daha yaklaşık üç saatlik yolumuz vardı.
Müezzinoğlu, İstanbul’dan hareket sırasında Atatürk hakkında çok güzel bir konuşma yaptı. TC ibaresinin kaldırılması nedeniyle göreve geldiğinde hemen eleştirilerle karşılaşmıştı Müezzinoğlu... Ancak böyle bir karar kendinden önceki bakan tarafından alınmıştı; bu durumun kendisini ne kadar üzdüğünü de biliyoruz.
Müezzinoğlu’nun, yaşananlar karşısında sıkıntılı olduğunu gözledik. Nitekim, gece 02.30’larda Kavala’da trenden indi, bir grup gazeteci ve kendisi gibi Batı Trakyalı olan CHP Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli ile birlikte karayolundan Selanik’e geçti. Oradaki anma toplantısına katıldı.
Barış Treni, amacına ulaştı.
Paylaş