Paylaş
“Altındağ, Anadolu Lisesi ile ilgili ‘Yeni müdürden kantin baskısı’ başlıklı, iddiaları yayınlanmıştır. Öğrencilerimizin teneffüslerde okul dışına çıkarılmaması, onların, her bakımdan güvenlikleri açısından gerekli görülen bir uygulamadır.
Bu, sadece sözü edilen okuldaki bir uygulama değildir. Bunun okul kantininden alışveriş yapılmasıyla bir ilgisi bulunmamaktadır.
Ayrıca, hangi durumlarda öğrenciye idare tarafından izin verileceği hususu yönetmeliklerimizde açıkça belirtilmektedir.” Hocam siz bu tip olaylar için gene de uyanık olun;
arkasında hangi ‘dengeler’ ağırlıklı, bir bakın lütfen!
Hopa davasında aslında kim yargılandı
Gökçek’e dersler
HOPA Davası’ndan yargılanan 22 tutuklu genç, ‘terör örgütü üyesi olmak’ suçlamasıyla altı ayı aşkın bir süre Sincan Cezaevi’nde tutuklu kaldıktan sonra, 9 Aralık’taki ilk duruşmada salıverildiler. Oysa iddianameyi hazırlayan Savcı, bu gençler için 52 yıla varan cezalar istiyordu!
Çoğu Halkevi üyesi olan bilinçli gençlerin savunmalarını dinlerken, onların ülke sorunları karşısında ne denli duyarlı olduklarını gördüm. Mahkemede üzerine basa basa, ‘muhalif’ kimlikleri dolayısıyla bu davanın sanığı yapıldıklarını açıkladılar. ‘Terör örgütü üyesi’ diye suçlanmalarına yol açan olaylar son derece masum protesto eylemleriydi.
Sözgelimi, yaşadıkları ülkenin suyuna, toprağına sahip çıkıp HES’leri protesto etmişler; parasız sağlık ve eğitim hizmeti istemişler; ulaşım zamlarına hayır diyerek Melih Gökçek’in uygulamalarını yargıya taşımışlardı.
Duruşmada bu yurtsever gençler, özellikle başkentin can alıcı ulaşım sorunu üzerine çok çarpıcı açıklamalarda bulundular. Hepimizin hemen her gün yaşadığı sıkıntıları bir kez de onların ağzından dinlemek duygulandırdı beni. Kendileriyle gurur duydum. Sanıklardan Can Türkyılmaz, Mamak’ta Ege Mahallesi halkının otobüs çilesini anlatırken şöyle dedi:
ÇAĞDIŞI ULAŞIM DÜZENİ
“Anakent Belediyesi, bizim mahallemize 30 yılını doldurmuş, gerçekte trafiğe çıkarılması bile suç olan eski otobüsleri gönderiyor. Bu berbat otobüslere binebilmek için bile uzun kuyruklarda en az bir saat beklemek zorunda kalıyoruz. 60 kişinin ayakta sığabileceği otobüslere 120 kişi doluşuyor. Çünkü insanlar işe ya da okula yetişmek zorunda. Sayın yargıçlar, sizden rica ediyorum, lütfen cübbelerinizi çıkarıp bir gün siz de sade vatandaş kimliğinizle bu otobüslere binmeye çalışın. Anlattıklarımda hiçbir abartma olmadığını göreceksiniz. Şimdi yargılandığımız bu mahkeme salonu diyelim ki 200 kişiliktir. Siz buraya 400 kişi alırsanız ne olur? İnsanlar havasız kalır! Melih Gökçek’in miyadı dolmuş otobüslerinde de durum aynıdır. Bizler öğrenciyiz, taksiye binecek paramız yok. İstemesek de bu otobüslerle gidip gelmek zorundayız. Ne var ki bu çağdışı otobüsler artık yürümüyor, çoğu zaman arıza yapıp yolda kalıyor. Otobüste yangın çıktığına bile tanık olduk. Böyle bir ulaşım düzenine karşı çıkmak haktır, görevdir. Tahliye olduğumda da aynı eylemlere devam edeceğim!”
Özetle söylemek gerekirse, gece yarısına dek süren Hopa Davası’nın ilk duruşmasında, aslında Halkevi üyesi gençler değil, Ankaralılara bu çileyi yaşatanlar yargılandı.
m Attila AŞUT-Gazeteci
KISA... KISA...
18 ARALIK 2002 tarihinde öldürülen Dr. Necip Hablemitoğlu’nu anmak üzere, Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından düzenlenen ‘Atatürkçülük ve Hablemitoğlu’ konulu panel, 18 Aralık pazar 13.00’de Çayyolu TEB Dora Oteli’nde yapılacak. Panel Yöneticisi: Haydar Ateş. Konuşmacılar. Prof. Şengül Hablemitoğlu, Prof. Ahmet Saltık, Av. Şenal Sarıhan, Av. Ersan Barkın.
Paylaş