ODTÜ petrol muhendisliği mezunuyum ve yurtdışında petrol sektöründe çalışarak yaşamımı sürdürüyorum.
Türkiye’ye yılda 2-3 kez geliyorum. 22 Aralık’ta 2 haftalık izin için Ankara’ya geldim ve bazı gözlemlerimi size aktarmak istiyorum.
Evimiz Yukarı Ayrancı Hoşdere Caddesi’nde... Caddede karşıdan karşıya geçerken gündüz vakti çok büyük bir kaza atlattım. Özellikle yayalara yeşil ışık yanınca hemen geçmiyor; araçların durduğundan emin olduktan sonra geçiyorum karşıdan karşıya... Birgün yine aynı şekilde geçmeye çalışırken, ki yanımda aynı şekilde geçen başka yayalar da vardı; araçın biri kırmızı ışık yandığı halde durmayıp göz göre göre biz yayaların üstüne aracını sürdü. İnanın durmasak adam birkaçımıza çarpacaktı.
Şimdi denebilir ki şikayet etseydiniz. Kimi kime şikayet edeceksiniz? Ve sonunda çözüm bulunacak mı?
Hoşdere Caddesi’nde ve diğer caddelerde gözlemledim ve kırmızı ışıkta durma kuralına bazı araç sahipleri maalesef uymuyor. Bu neyin göstergesidir? Cevabı çok basit... İnsanların devletten korkusu yok. Hükümet olarak istediğiniz kadar cezaları artırdık diye reklam yapılsın ancak uygulanmadıktan sonra ne yararı var. Vatandaş biliyor ki kırmızı ışıkta geçince bir şey olmuyor.
ARAP KÜLTÜRÜ
48 yıllık Ankaralıyım ve Söğütözü’ndeki AKP parti binasının çevresindeki değişiklikleri görünce çok şaşırdım. Laila kulubü hemen gerekeni (!) yapmış ve içkisiz bir kebap restoranına dönüşmüş.
Hele ki parti binasının karşısındaki Arabistan usulu yapılan cami daha da ilginç geldi bana. Bahçedeki plastik palmiye ağaçlarıda galiba bu ilginç fikri düşünenlerin kendi yetiştikleri (!) kültürlerinden kaynaklanıyor.
SİGARA YASAĞI VE ÖZENSİZ AİLELER
Oran yolunda bir restoranta (Altın Şiş) gittim ve gerçekten güzel ve geniş bir restoran. O günlerde de sigara yasağı Meclis’te tartışılıyordu. Restorant içindeki görüntü inanılmazdı. Anne-babalar çocuklarının yanında hiç çekinmeden sigara içtiler. İnsan sağlığı konu iken devletin yasak mı getirmesini beklemek lazım? Hele ki restorant yetkilisi daha da ilginçti. Kendisine neden sigara içilmeyen bölüm olmadığını sordum. Kendisi bana öyle bir uygulama olmadığını söyledi.
Yetkililerimiz de 18 ay sonra uygulanacak olan sigara yasağı çıkardılar. 18 ay sonra neler olur, kim bilir?
Geçen hafta Paris’e gitmiştim ve inanılır gibi değil. 1 Ocak’tan itibaren hiç bir kapalı alanda sigara içilmiyormuş. Onlar da 1 yıl önce karar çıkarmışlardı ve de uygulanıyor.
Sanki bizim memlekette ’sigara yasağı’ yoktu. Havaalanı ve kapalı alanlarda bu yasak zaten vardı ve de kocaman tabela ile ceza miktarı bile yazılmıştı.
Ama cezayı kim kesecekti?
Rasim YILDIZ-MOSKOVA/RUSYA
Cüretkar ve saygısız
ÇANKAYA’da, türbanlı ilk yemek şeriatçı, ülkesindeki etnik temizlikten ve en az iki yüz bin kişinin ölümünden sorumlu eli kanlı Sudan diktatörü onuruna verildi. Anıtkabir, Anıtkabir olalı ilk kez bu denli cüretkar bir saygısızlığın hedefi oldu, başında tuhaf bir başlıkla şeref defterine yazı yazan acaip bir adamı ve kenarda durup izleyen diktatörü izledi.
Bu hükümet türbanı serbest bıraktıracağım diyerek oy toplarken, eskiden (ben onlarla okudum!) üniversitelere başörtüsü ile girebilen ve kardeş kardeş geçindiğimiz kızlarımız, türbanla beraber gelen yasaklarla birlikte laik rejimi arar oldu! Ve en azından benim kulaklarım yaşamında ilk kez böylesi işler yapıp sonra da, "Bu ülkeyi Atatürk’ün istediği muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine çıkartıyoruuuuz!" diyen birini gördü ya...
Bu gözler artık kesin açık gider! (Üzüntüden değil, şaşkınlıktan!)
B.Uğur BANOĞLU
Anten direğinde kırmızı ışık olur
UĞUR Mumcu Caddesi ile Koza Sokağın kesiştiği noktadan, Kuzey doğu yönüne (Kırk Konaklar’a) bakıldığında çok yüksek, iki adet, çelik konstrüksiyon kule görülüyor. Büyük bir ihtimal ile verici olarak kullanılıyor. Böyle yüksek yapılarda, uçakların çarpmaması için yanıp sönen ışık olması lazım. Bunlarda yok. Hangi kuruluşun ilgilenmesi gerektiğini bilmiyorum. Büyük olasılıkla, Ulaştırma Bakanlığı’nın sorumluğunda olması lazım. Birilerinin bu konu ile ilgilenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Nevzat YILDIRIM
Arkeologlar ve müzeler
ARKEOLOGLAR bu ülkede üvey evlat olmuşuz, ya Bakanımız pasif kalmış, ya maliye izin vermemiş, ya parti politikasına ters düşmüşüz, ya da verilen sözler tutulmamış.
Devlet 40 bin öğretmen almış maliyede sorun yok. Devlet binlerce İmam almış Maliyede somrun yok. Devlet kadrolaşmış maliyede sorun yok. Mısıra vergi indirimi maliyede sorun yok. 200 bin kişiye kadro verilmiş maliyede sorun yok. Çiftçiye destek, köylüye destek, balıkçıya destek, kayıkçıya destek, rüşvetçiye, kaçakçıya, hortumcuya destek maliyede sorun yok; ama 400 arkeolog alımı denildi mi, eyvah1 maliye çöktü, ülke krize giriyor. Neden? 400 arkeolog alımı...
Bu ülkede biz üvey evlat olmamışmıyız sizcede?
17 yılımı tozlu sıraları aşındırmakla geçirmişim, bu sürede tornacı ya çırak girsem şimdi usta olmuş 1500 ytl maaş alıyor olurdum; ama biz suç işledik, okuduk ya!
Bakan söz vermiş: "400 Arkeolog alacam." demiş; ama 2007 yılında sadece 61 arkeolog alınmış öncesi de yok sadece 61 ve 2007 de. (Yeni Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay göreve başladığından bu yana bizim hakkımızda en küçük bi demeç vermemiş en ufak bid umut ışığı göstermemiş bizi yok saymıştır.) Arkeolog alımlarına 100 binleri alan maliye izin vermemiş.
Biz 2008 yılında yapılacak alımda kadro istiyoruz. Daha fazla müze soyulmadan, daha fazla ören yeri talan edilmeden, daha fazla müze müzelik olmadan, daha fazla eser müze depolarında çürümeden kısacası tarihte inkar kimlikte iflaz yaşamadan bu konuyla ilgilenmeye davet ediyorum.