Mesut Yılmaz’ın ‘had’leri

Yahya Kemal ‘Rindlerin Ölümü’nde, ölümü asude bir bahar ülkesi olarak tasvir eder. Bir başka şiirinde ise bir ‘sessiz gemi yolculuğu’. “Dönen yok ki” derken, ‘o yerden’ bir memnuniyet hali çıkarır.

Haberin Devamı

Mesut Yılmaz da sessiz bir gemiye binip asude bir bahar ülkesine doğru yola çıktı. Dünya standartlarında eğitimli, iki lisana hâkim, donanımlı, babadan zengin, konforu yerinde bir işinsanı iken, darbe sonrası demokratikleşme sürecinde sivil siyasete omuz verdi.

Türk siyasi hayatında en uzun süreli, kesintisiz milletvekilliği yapanlardan biri oldu, çeşitli bakanlık görevlerinde bulundu, üç defa hükümet kurdu.

Türkbank’ı mafya tezgâhına teslim etmediği için Yüce Divan’da yargılandı.

Ortada suçlayacak hiçbir delil yoktu, ama ne yazık ki mahkemede bu ülkede başbakanlık yapmış bir kişinin hukukunu koruyacak cesaret de yoktu, deve mi kuş mu olduğu belirsiz bir ucube karar çıktı.

‘Sığ siyaset’ 28 Şubat’ı sırtına yüklemeye çalıştı ama zamanın asker muktedirleri munis siyasetçi olmadığı ve askeri vesayet aracı olarak kullanılan ‘ulusal savunma’ konseptini, hem de genel kongrede cepheden eleştirdiği için ertesi gün, şahsına ‘hadsiz’ bir muhtıra verdi.

Haberin Devamı

28 Şubat komplo davasında tanıklık yaptı ve kendisine muhtıra verenlerin hukukunu korudu, lehlerine tanıklık yaptı.

Siyasetten uzak olduğu bir dönemde, 15 Temmuz kalkışmasında, ülkeyi yurtdışında koşulsuz savundu.

Avrupa Birliği’nin siyasi mülahaza ile değil, ‘muasır medeniyet’ gereği tavizsiz takipçisi oldu.

Yabancı devlet adamları ile eşit ilişkiler kurdu, söz konusu Türkiye olunca, Almanya Başbakanı’na da ABD Dışişleri Bakanı’na da kamuoyuna yansıtmadan, kapalı kapılar ardında ‘had bildirdi’...

Tanıklar bugün konuşuyor.

Hiçbir şartta, siyaseten de olsa popülizm yapmadı, gerçeğin ve devletin yanında durdu.

Milliyetçi bir kolpacının sinsice fiili saldırısına uğradı, dindar/muhafazakâr geçinenlerce sorumsuz ithamlara muhatap oldu, liberaller ‘sürekli yanılgı halleri’ nedeniyle akılları sıra görmezden geldi, sol siyaset ise beyaz yakalı bağımsız bir münevver kimliği bırakın anlamayı, anlayış bile gösteremedi.

Ama hiç de umurunda olmadı, doğru bildiklerini yaptı.

Boğaz sırtlarında çubuğunu tüttürüp dünyayı seyreylerdi, öyle yapmadı, elini taşın altına koydu.

Haberin Devamı

Can Yücel, siyaset nedeni ile az görebildiği Milli Eğitim Bakanı, babası Hasan Ali Yücel’e duyduğu özlemi yazdığı şiirde “Ben hayatta en çok babamı sevdim” dizeleri ile anlatıyor.

Mesut Yılmaz da çok sevdiği, görevleri nedeniyle gönlünce ilgilenemediği, erken kaybettiği oğlunun yanına defnedildi. Ruhu şâd olsun...

Sühan ÖZKAN – Hukukçu

GÜNÜN SÖZÜ

“TECRÜBE çok acımasız bir öğretmen; önce sınavı yapıyor, dersi sonra öğretiyor.” Vernon Law

BİZ ASLA AKILLANMIYORUZ

İZMİR depreminde un ufak olan sahte binaları dijital teknoloji sayesinde anlık olarak izledik. Bir kez daha şunu gördük: Biz asla akıllanmıyoruz. Yaşantımızda hiçbir şey değişmiyor. 

Hiçbir teknik eğitimi olmayan paragöz yap-satçıların inşa ettiği makyajlı binalar hemen yerle bir oldu. Bu ülkedeki müteahhit sayısı 350 milyonluk AB ülkelerinden daha fazladır. (Türkiye’de 453 bin 497, Almanya’da ise sadece 3 bin 550 yap-satçı var. Tüm AB’de ise 50 bin civarı.) Bu kadar çok yap-satçının olması sizce normal midir? 

Haberin Devamı

Son söz: Bu deprem de bir ay içinde unutulup gidecektir. Hukuk yine sessiz kalacaktır. Son 300 yıldır bu hep böyle olmaktadır.

Ali ÖZDEMİR

BERLİN BÜYÜKELÇİSİ AÇIKLADI: ‘COVID-19’DAN 314 TÜRK ÖLDÜ’

TÜRKİYE’nin Berlin büyükelçisi Ali Kemal Aydın Twitter’dan duyurdu. “Son dönemde COVID-19 sebebiyle yaşanan can kayıplarının, Almanya’daki vatandaşlarımız arasında yeniden artışa geçtiğini üzülerek görüyoruz. Yaklaşık 100’ü son bir ay içerisinde olmak üzere, Almanya’da salgından vefat eden Türklerin sayısı bugün itibariyle 314’e yükselmiştir.”

AYDA BEBEK VE ANNESİ

SAYIN Tunç Soyer, önce geçmiş olsun ve ulus olarak başımız sağ olsun! Bir önerim var: 2020’nin annesi, Ayda bebeğini kurtarmak için kendini feda eden Fidan Gezgin. Kesinlikle ismi bir yerlere verilerek bu fedakâr anne yaşatılmalıdır. Deprem felaketinde yaşamını yitirenlerin ruhu şâd, yerleri cennet, sevenlerinin ve yakınlarının başı sağ olsun.

Haberin Devamı

Şevket ÇORBACIOĞLU

BİNA YENİLEME MALİYETİ İÇİN BİR ÖNERİ

YIKILAN binaların ya da çürük olanların yenilenmesi herkesin dilinde. Ancak bunun maliyetinin nasıl karşılanacağını kimse söylemiyor. Ailelerin zar zor ve büyük çoğunluğu da borçlandıkları kredilerle aldıkları bu riskli binaların yenilenmesi giderlerinin nasıl karşılanacağı konusunda suskun. Kanımızca arsa hariç, yeniden inşaat yapım maliyetinin en çok beşte birini (yüzde 20’sini) 120 ay vadeli kamu bankalarının açacağı uygun kredilerle daire maliklerince karşılanması, beşte dördünün (yüzde 80’ini) ise tamamının, hatalı projeyi onaylayan ya da hatalı imalatı kontrol etmeyen veya mühürlemeyen kamu idaresi adına mutlaka devletin karşılaması gerekir. Sosyal devlet olmanın da gereğidir bu. Şimdiye kadar toplanan ekonomik denge ve veya deprem vergileri ile ya da bundan böyle ihdas edilecek ve doğalgaz, su faturaları içinde cüzi oranlarda veya Diyanet dahil çeşitli bakanlık bütçelerinin yüzde hesabiyle bir bölümü ile pekâlâ ve süratle karşılanabileceğini iddia ediyorum.

Haberin Devamı

Av. Tankut AĞAN

BİLİYOR MUSUNUZ?

ECEVİT ANILIYOR

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ve il başkanlarının, DSP’nin kurucusu ve onursal genel başkanı Bülent Ecevit’i vefatının 14. yılında 5 Kasım Perşembe (yarın) 10.00’da DSP Genel Merkezi’nde anacağını...

GAZETECİ Barış Yarkadaş’ın, ‘Medyada Hak İhlalleri Raporu’ ekim verilerine göre yaptığı açıklamada “4 gazeteci tutuklandı, 9’ü gözaltına alındı, 72’si hakim karşısına çıktı. 4’ü 9 yıl 11 ay hapis cezası aldı, 2 internet sitesi erişime engellendi, 2 TV kanalına para cezası kesildi. 2 gazeteciye dava açıldı, 1 TV kanalı hakkında inceleme başlatıldı, 1 gazetecinin tüm mal varlıklarına el konuldu, 1’i ifade verdi, 1’i sözlü şiddete uğradı, 2’sine 3 bin 650 lira para cezası verildi, 100’ü aşkın habere erişim engelinin getirildi” dediğini...

Yazarın Tüm Yazıları