MEB, sözleşmeli öğretmenlere karşı bu kadar saygısız davranamaz
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
İKİ yıldır sözleşmeli öğretmen adı altında 26.000. öğretmen ataması yapıldı.
Türkiye’nin en önemli sorunu olan eğitimi ikiye bölündü. Sözleşmeli ve kadrolu öğretmen diye. Oysaki Türkiye’nin eğitim sorunu gerçekten de çok büyük... Binlerce öğretmene ihtiyaç olmasına rağmen neden halen sözleşmeli öğretmen alınıyor, bir türlü anlam veremiyoruz.
Sözleşmeli olarak atanan öğretmenler devlete daha çok masraf çıkarmaktadır. Bunu sizler de çok iyi biliyorsunuz.
Bir öğretmenin hem kendine, hem de öğrencilerine faydalı olabilmesi için önce kafasının çok rahat olması gerekiyor. Heran gidecekmiş gibi diken üstünde olan, maaşını ve ekderslerini zamanında alamayan, kadrolu pozisyondaki meslektaşları ve halk tarafından sırf sözleşmeli diye dışlanan bir öğretmen ne kadar öğrencilerine faydalı olabilir?
Stajerlik kursu veriliyor fakat stajerliğimizi kaldırılmıyor. 4/B kapsamındakiler 657ye tabi deniyor ama askerliklerini asker öğretmen olarak yapamıyorlar.
200 bin işçiye kadro verilmesi öngürülüyor da neden bu sözleşmeli öğretmen camiasına haksızlıklar yapılıyor.
Sizlerden çok şey istemiyoruz. Sadece hakkımız olan kadromuzu istiyoruz. Özlük haklarımızı istiyoruz. Çocuklarımıza daha faydalı olabileceğimiz bir hayat istiyoruz.
Bilinçsiz ağaç kesenler hiç utanmıyor mu
YENİMAHALLE, Çayyolu Konutkent-2 yerleşim bölgesinde bulunan bazı bilinçsiz yurttaşlar ve Konaş Hizmet Şirketi’nin, çoğu zaman manzara kapatma nedeni ile katlettikleri ağaçları birçok kişi biliyor. Ne yazık ki Türkiye’de yalnızca yurttaşlar değil aynı zamanda son derece hantal bir duruma gelmiş/getirilmiş devlet bürokrasisi nedeni ile kanun ve kurallarla sözde korunan yeşillikler uygulamaya gelindiğinde ne yazık ki yeterince (hatta hiç) korunamamaktadır. Bir ağacı kesmek için birilerinin herhangi bir mazeretinin olması yeterli olmaktadır.
Bahçesindeki bir ağacın kesilmesini yeterince önemsemeyen bölge yurttaşlarını uyandırmak ve durumun genel resmini gösterebilmek amacı ile hazırlamış olduğum web sitesine, konu ile ilgili olarak gücümün yettiği ölçülerde resimler, yazılar ve video görüntüleri yerleştirdim.
http://www.konutkent.azbuz. com/
Tüm ormanlarını değişik nedenlerle yitirmiş olan ülkemizde yürekten inanıyorum ki, gerçek anlamda zorunlu kalınmadığı sürece ağaçları kesmek veya tuhaf şekillerde budamak yerine başka bir çözümün mutlaka bulunacağı görülecektir.
Önemli olan tek şey sanıyorum "Kesmezsen ne kaybederim?" sorusunu kendimize sormamızdır. Yeşilin büyük özenle korunduğu ve tahrip edilmediği taktirde bizlere ne kazandıracağını zaten söylemeye gerek olduğunu sanmıyorum.
Yeter ki, yeşili sevelim, yeşili koruyalım.
Yeşili korumayanlarla mücadele edecek cesareti ve sorumluluğu kendimizde görelim.
İskender PAK
Esenboğa’da karmaşa
ESENBOĞA Havalanında TAV’ın yaptığı ilginç ve kötü uygulama nedeniyle yolcu karşılayanlar büyük sıkıntı yaşıyorlar. Dış hatlardan gelen gümrüğe İstanbul Atatürk Havalimanında giren yolcular Ankara’ya geldiklerinde çıkışlarını iç hatlardan, ancak aynı yolcunun valizleri ise dış hatlardan geliyor. Bu durum hem yolcuları hem de yolcu karşılamaya gelen yakınlarının canını sıkıyor. Havalimanının kapasitesi bu duruma elverişli olmasına rağmen sistemsiz bir şekilde çalışması yolcuları çileden çıkartıyor. TAV işletmesinin bu olayı bir an önce sisteme oturtmasını bekliyoruz.
Mehmet Emin PİLASE
Umutsuzlara teşvik!..
DAHA önce bir gazete haberinde Fransa’da seçime katılım oranını artırmak için sinemaların, alışveriş merkezlerinin, bazı mağazaların seçime katıldığını belgeleyenlere indirim uygulama sözü verdiğini okumuştum.
Acaba basın olarak böyle birkampanya başlatarak sessiz çoğunluğu hareketlendirip oy kullanmaya teşvik edemez misiniz?
Bu seçim çok onemli ve bıkkınların ve umutsuzların mutlaka oy kullanması lazım.
Handan ÖKE
Siz-ben
SİZ-biz, sen-ben ayırımı yapmaktan bir türlü kendini kurtaramayan hükümetin, ne kadar acemi olduğunu, hiç beklemedik bir şekilde 2002’de kendilerini hükümette bulduklarını, şimdi yine çeşitli taktiklerle ve muhalefetin hatalı davranışlarıyla iktidara gelmesinin kimseyi şaşıntması gerektiğini biliyor musunuz?
Osman DALGÜN
Ankaralı, İzmir’den %40 fazla ödüyor
ASKİ görevlileri tarafından 02.04.2007 tarihinde komşunun su sayacı okunduğunda, kullanılan su miktarı 2 m3, 3.40 YTL olarak belirlendi. Bu ücreti ödemeye gidildiğinde ise ASKİ bürosundan 11.45 YTL talep edildi. Yaşanan tartışmanın ardından 11.45 YTL ödeniyor. Bu mantıkla hareket ettiğimizde, ödenecek tutar 30 YTL olsaydı, 110 YTL mi ödenecekti? Ayrıca belirtmek isterim ki Ankara suyu İzmir suyundan daha pahalı. Acaba İzmir, suyu daha mı ucuza temin ediyor? Çünkü %40 oranında fark var.
Mehmet AKPINAR
KISA...KISA...KISA...
ÇAĞLAYAN mitingi ile ana gazetedeki bu yazınız merak uyandırdı. Ancak devamında ne CHP’ye, ne MHP’ye ilişkin bir söylemle karşılaşamadım. Tamamen sol düşüncede bir insan olmama karşın, sağda MHP adına yaptığınız genelleme çok rahatsız etti beni...