Paylaş
Eğitim sistemi nakavt
GEREK 12 yıllık eğitim sisteminin çökertilmesi, gerek TEOG denilen bir garabetle öğrenci ve velileri biçare bırakan sistem sayesinde eğitim ve öğretimimiz hançerlenmiştir.
Bakanlık hiçbir zaman dürüst davranmamaktadır...
En son örneği ise, Sayın Bakan’ın açıklamalarıdır; ortaöğretimde başörtüsüne sahip çıkıldığı kadar, TEOG mağdurlarına sahip çıkılmalıydı. Bakan Nabi Avcı tüm basının karşısında; aldığı puana bakılmaksızın, nakil isteyen 9. sınıf öğrencilerinin mahallesinde bulunan en yakın okula naklinin yapılacağını açıkladı.
Fakat uygulamada hiç de öyle bir durum yok, öğrenci ve velileri aldatan bir açıklama olmuştur.
Başkent’te Tuzluçayır Anadolu Lisesi’nde hâlâ kitap dağıtılamayan sınıflar mevcut, görüştüğümüzde okulun mevcut sınıf sayısına göre kitap gönderilmediği söylenmiştir. Ne yazık ki, iki haftadır çocuklar boş boş gidip geliyor. Sadece bugün (dün) iki dersin kitabı dağıtılmıştır. İşte yurdumuzda eğitim böyle böyle çöküp gidiyor. Yönetenler hâlâ hayal dünyasında yaşasınlar bakalım.
Metin KOCABAY
Askerimizi Amerikalı komutan Mayville’in komutasına vermeyelim
‘Çuval’ ayıbını ortadan kaldırma fırsatı doğdu
TÜRK askerinin son dönemlerde yaşadığı zilletin başlangıcı, ‘başına geçirilen çuval’ olayıdır.
4 Temmuz 2003 tarihinde Süleymaniye’de, özel kuvvetlere mensup 11 askerimiz, büroları basılarak Kerkük Havaalanı’na götürülmek üzere başlarına çuval geçirilip derdest edilmiş ve dünyaya teşhir edilmişlerdi.
Bürolarına yapılan baskın esnasında askerler, Genelkurmay karargâhı ile temas etmiş ve direnmeyin talimatı alarak teslim olmuşlardı.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, TC’nin askerlerini teslim eden en üst komutan olarak tarihe geçmiştir.
Askerlerimize, sözde müttefikimiz ABD’li askerler tarafından reva görülen bu operasyonu yürüten William C. Mayville bugün, IŞİD’e karşı yürütülen operasyona korgeneral olarak komuta etmektedir. Rehine bahanesi sona erdikten sonra Türkiye, her türlü operasyonel destek vermek üzere ikna edilmiş görünmektedir... Yetkililer askeri, lojistik vd. desteklerden bahsetmekte, adeta ucu açık bir işbirliğinin şartları hazırlanmaktadır.
2003 yılında başına çuval geçirilen, 2008 yılından itibaren ‘düzmece’ davalarla itibarına saldırılan Silahlı Kuvvetler’e bugünkü yönetimin borcu vardır. Şimdilerde kanlı bıçaklı oldukları derin yapının, askere kurduğu kumpasa seyirci kalarak, dolaylı işbirliği yapan ve bugün yanıldıklarını söyleyenlerin önüne tarihi bir fırsat çıkmıştır.
‘Ya askerimizi, çuvalcı komutanın emrine vermeyiz’ diyerek askerinin itibarına sahip çıkacaklardır ya da ‘Çuval (asker) önemli değil, önemli olan, stratejik müttefikimdir’ deyip devam edeceklerdir.
BM Güvenlik Konseyi’nin veto yetkisi olan 5 üyesine itiraz edip, dünyaya ayar veren yeni Cumhurbaşkanı, ağırlığını koyup, ‘çuvalcı generale’ de itiraz etmelidir.
(Bu öneriyi eski bir milletvekili getiriyor. İktidar bunu ABD’ye dayatabilir mi?)
Burdur Gölü için ‘su orucu’ her yerde tutulsun
O balık nasıl kurtulacak
APHANİUS Burduricus bir balık türü. Sadece Burdur Gölü’nün tuzu az sularında yaşar. Boyu 2-3 cm’dir. Erkeklerinde siyah bant bulunur, dişileri gümüş beneklidir. Son 35 yıldır neredeyse su kapasitesinin 3’te birini kaybeden 20 yıl içinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Burdur Gölü’nün tek yaşayanı. Birçok kuş türüne de ev sahipliği yapan göle ve Burduricus’a dikkat çekmek için Almanya’dan ABD’ye hatta Yeni Zelanda’ya kadar dünyadan ve Türkiye’den birçok kişi veya gruplar, sanatçılar, sporcular, siyasiler hazırladıkları videolarla etkinliğe destek veriyor. Burdur Gölü’nün korunması amacıyla düzenlenen proje kapsamında 27 Eylül’de 1 günlük ‘su orucu’ tutulacak. 1 gün boyunca su içilmeyecek. Bunun yanı sıra, ev, tarla, mutfak gibi yaşamın her anında büyük ihtiyaç olan su kullanılmayacak. 1 saat de olsa 24 saat de olsa Burduricus için katılalım...
Hakan Şükür ‘8 kez istifa’ sözlerine açıklık getirdi
İSTANBUL Bağımsız Milletvekili Hakan Şukür önceki gün köşemizde çıkan bir bölüm sözünün yanlış anlamalara sebep olabileceği gerekçesiyle bazı hususlara açıklık getiren bir açıklama yaptı ve dedi ki: “Sayın Bayer ile rahmetli gazeteci büyüğüm İlhan Söyler’in cenaze namazı esnasında karşılaştık. Bayer, farklı düşünüyor olsak da, duruşumdan dolayı takdirini ifade ederek “Bu duruşuna ayrıldığın partiden tepki olmuyor mu?” diye sordu. Cevaben, elbette zaman zaman çeşitli ortamlarda özellikle sosyal medyada reaksiyon gösterenler, hatta tehdit edenler olduğunu bile söyledim. Ancak bunu AKP’ye tamamen mal etmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Zira o partide hâlâ çok sevdiğim dostlarım olduğu gibi, her yapıda kontrolsüz tiplerin, zaman zaman haddi ve sınırı aşan tepkileri olduğu malumunuz. Hele hele ülkenin içinde bulunduğu gergin ortam göz önüne alındığında, tasvip etmemekle beraber, şaşırmamak gerektiğini de düşünmekteyim.
Aynı yazıda yanlış anlaşılmaya müsait bir başka ifade ise benim daha önce 7-8 kez istifa etmeyi düşünmemle ilgili husus... Evet daha önce de defalarca istifa etmeyi düşündüm, ancak vazgeçmem partili kişilerden ziyade, yakın çevremin iknası neticesinde olmuştur. Bu ‘engelleme’ şeklinde değil, ‘ikna etme’ şeklinde vuku bulmuştur.”
Biliyor musunuz?
‘Huzur’a karşı ‘hukuk’
İSTANBUL’un 39 mahallesinde 15 bin polisin geçen haftaki uygulamasına tepki gösteren Çağdaş Hukukçular Derneği’nin, “Hafta sonu ‘Huzur Operasyonu’na karşı ‘Şehrin meydanlarına (Beşiktaş, Taksim, Galatasaray ve Kadıköy) ineceğiz ve halkın haklarını kendimize barikat yapacağız” diyerek ‘Hukuk Operasyonu’na çıkacaklarını açıkladığını... ‘DÜŞÜNCE ve ifade özgürlüğünden kaynaklanan haklarını kullandığını’ öne sürerek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirdiği e-posta ve sosyal medyada yayınladığı gerekçesiyle Prof. Dr. Kayhan Kantarlı’nın CHP İzmir İl Disiplin Kurulu’nun oyçokluğu ile partiden ihraç edildiğini...
Paylaş