Paylaş
Biliyoruz ki Müslümanlıkta kurban sadece Kurban Bayramı’nda ’Allah’ için ve masumlara, fakirlere yardım için kesilir ve Peygamberimiz için bile böyle bir uygulama yoktur.
Futboldaki her başarı sonunda vurulan onlarca masum insan ve boşuna harcanan milyonlarca YTL dışında, bu ’yanlışı’ da yapmayalım. Spor ile kan dökme arasında bir istatistik hocası olarak doğrusal bir korelasyon bulamıyorum. Lütfen durdurun, Türkiye’nin yurtdışında da itibarını bozacak ufak çaplı açık bir mezbaha kurulmasın! Neredeyse, ben ve benim gibi düşünenler sırf bu yüzden milli takımımızın galip gelmesini istemeyebilir.
Prof. Dr. Orhan KURAL İTÜ Maden Fakültesi
Yeraltı İşletmeleri Ana Bilim Dalı Başkanı
Takiyenin zirvesi
NYT’deki demecinde "Türk toplumu bir travma yaşamıştır. Bir gece içinde kıyafetlerini, dillerini değiştirmeleri istenmiştir. Bu travmayı yaşamayan toplumlar, kıyafet tartışmalarını anlayamazlar" diyen AKP’li Dengir Mir Mehmet Fırat, Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşı ve devamında ortaya konulan aydınlanma devrimlerini içine sindirememiş olan bu zihniyet, içindekileri kusmaktadır.
Takiye yapan insanlarda sık görülen bir durumu Dengir Fırat tekrarlamaktadır. Takiye yapan insanlar köşeye sıkıştıklarını düşündükleri korku ve panik anlarında özlerine dönerler. Dengir Fırat da özüne döndüğünde; akla dayalı, laik, çağdaş, demokratik ve özgür bir topluma dönüşmüş olmanın verdiği acıyla, geride kalmış, dine dayalı, dini kurallarla ve bu kuralları temsil ettiklerini iddia eden siyasal dincilerce yönetilen bir devlet organizasyonu özlemini ortaya koymuştur.
Bugün bulundukları konumları borçlu oldukları Mustafa Kemal Atatürk’e ve yol arkadaşlarına bu kadar dil uzatacak cesareti buluyor olmaları, acı ve üzüntü vericidir. Tamamen karşı oldukları bir dünya görüşünün kurumlarından ve temsilcilerinden güç alarak bunu yapıyor olmaları da önemli bir çelişkidir ve takiyenin zirvesidir. Fırat’ı kınıyoruz.
Bülent GÜRSOY
TMBD Genel Başkanı
Dengesiz sözler
AKP’li Fırat’ın Atatürk’ü adeta ’Faşist Hitler’ gibi gösterdiğine işaret eden Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ebru Kurban Yaldız, "Dengesiz sözlerin sahibi Dengir Bey, bütün görevlerinden hemen istifa etmelidir" diyor ve ekliyor:
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm icraatlarını ve devrimlerini yüce Türk milleti topyekûn bağrına basmıştır. Asıl siz bu dengesiz ve saçma sözlerinizle toplumda travmaya sebep oldunuz. Sükût, ikrardır. Bu saatlere kadar yalanlamadınız. Derhal Türk milletinden özür dileyin ve bütün görevlerinizden istifa edin."
’Ergenekon’da üç aydır iddianame yok
TEKİRDAĞ F tipi cezaevinden selam ve sevgiler. Genel Başkanımız Doğu Perinçek’le birlikte 3. ayımızı doldurduk burada. Hálá iddianame açıklanmadı. Ne ile suçlanacağımızı bilmiyoruz ama Fethullahçı medyanın hakkımızda ürettiği yalanlar bir kütüphaneyi dolduracak kadar çok.
Kim imal ediyor bu yalanları ve kim servis yapıyor?
Sevgili Uğur Mumcu’nun o unutulmaz ’Rabıta’ araştırmasını hatırlarsınız. İşte o Rabıta’nın verdiği parayla, ilk ’hacı vali’ unvanını kazanan valimiz, şimdi Emniyet Genel Müdürü! İstihbarat Dairesi’nin başındaki kişinin siciline ise ’Fethullahçı’ yazılmış.
Türkiye’nin dinleyen teknik dairesinin başında da aynı cemaat mensubu gelmiş.
Vah Türkiyem vah!
Ağlama Duvarı’ndaki fotoğrafı servise koyanlar, Genelkurmay’ı dinleyenler, Cumhuriyet’in yürekli yargıçlarını izleyenler ve ’Ergenekon’ operasyonunu başlatanlar, hep aynı ekip, aynı cemaat.
Fakat Türkiye, bunlara pabuç bırakmayacak kadar büyük bir ülke; kaybedecekleri, perişan olacakları kesin.
Hikmet ÇİÇEK-İşçi Partisi Basın Bürosu Başkanı
Hükümet, hububat fiyatını unuttu
GÜNLERDEN beri parti kapatılma davası, türban davasıdır gidiyor. Maşallah idarecilerimizin başka işlerle ilgileri yok. Her yıl mayıs ayında hükümet tarafından açıklanan hububat fiyatları hálá açıklanacak diye bekliyoruz. Çiftçinin borcu varmış, parası yokmuş kimin umurunda? Lütfen bu durumu bir ele alır, üreticiyi ilgilere hatırlatırsanız memnun oluruz.
Ünsal ALTINAY-ANTALYA
ANLAYANA
"SON düdük çalana dek, kimse Türkiye’nin üstünü çizemez!" (The Independent)
Umarım, diğer yöneticilerimiz de, ülkemizin özgür ve mutlu geleceği için bu yorumun sonsuza dek sürmesine katkıda bulunurlar.
Prof. Mehmet Ali KÖRPINAR
Karls Pottering ve Barasso AKP davasında Anayasa Mahkemesi'ne geçici üye atansın!
AVRUPA Parlamentosu Başkanı, AKP ile ilgili bir kapatma kararı çıkarsa, ve/veya siyasi yasaklama verilirse, müzakere sürecinin duracağını açıkladı. Barasso da aynı mealde beyanlarda bulundu.
Yargısal faaliyet üye ülkelerin (aday ülkelerin yargısal işlemlerinde, adaylık sürecinde bir netlik bulunmamaktadır) kendi iç hukuk mevzuatlarını, topluluk hukuku standartına uydurarak yaptıkları ve AİHM’nin hem yargısal hem de içtihat denetimine tabi olan bir mahiyet taşımalıdır.
AKP’nin siyasal orijini olan RP, FP mevcut 1982 Anayasası ve Siyasi Partiler Yasası ile tenakuza düşen eylem ve politikaları nedeniyle, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı ve bu iki partinin yetkilileri, Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını, AİHM‘nin yargısal denetimine sundular.
AİHM yargısı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde bir yargıya vardı.
RP ve FP'nin AİHM’nde dosyaları görüşülürken 'Türban konusundaki tutumları' verilen kararlarda etkili oldu.
Bir bayan milletvekilinin TBMM genel kuruluna türban ile girmesinin yol açtığı tartışmalar hafızalardadır..
AKP, siyasal köklerine ve bunun sonucu kendi geleneğine uygun davranarak, türban kullanımının kamusal alanda kolaylaştırma yolunu açacak bir anayasa değişikliği yaptı. Bu kritik Anayasa değişikliğini, artık adet haline getirdiği bir yasama uslubu ile 'paldır küldür' gerçekleştirmeye çalıştı. Sonuçta Anayasa Mahkemesi 'Devletin temel niteliklerine aykırı' bir tasarruf değerlendirmesi yaparak bu değişikliği iptal etti.
Bilindiği gibi Anayasa Mahkemesi huzurunda, yazılı savunması verilen bir kapatma davası bulunmakta.
AKP ve neşvü nema bulduğu İslamcı siyasetin eski temsilcileri, RP ve FP'nin bu hukuki serencamı’nın odak noktası 'türban'dır.
AİHM İÇTİHATLARI
Türban konusunda gerek Refah ve Fazilet partilerinin kapatma davaları ile ilgili olsun gerekse kamusal alanda kullanımı ile ilgili olsun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatları müstakar (aynı muhtevada) hale gelmiştir.
AKP yandaş (hukukçu ve mütalaacıları), Venedik Kriterleri'nin (Avrupa Konseyine danışmanlık yapan, hukuk yolu ile demokrasinin gerçekleştirilmesinin kriterleri) Türban kriterlerinin önünde değerlendirilmesi gerektiğini iddia etmekteler.
AİHM'de herhangi bir dosyada, 'türban kriterleri' ile 'Venedik kriterleri' henüz birlikte değerlendirmedi.
Dolayısı ile mahkemenin, bu kriterlerden hangisini hükmüne dayanak yapacağı hukuken meşkuk...
Avrupa Parlamentosu Başkanı ve AB Komisyon Başkanı bir ağızdan AKP kapatılırsa, müzakereler askıya alınır tehditinde bulunuyorlar.
AB‘nin demokrasi anlayışının bizatihi sorunlu bir yapısı var. Ortada henüz verilmiş bir karar yok, böyle bir karar sonucu, AB yetkili organlarının, kendi içlerinde yapacağı müzakerelerin nasıl sonuçlanacağı belirsiz... Buna rağmen bu iki Başkan, Avrupa Partlamentosu ve AB Komisyonu adına tek başlarına adeta tehdit edici, bağlayıcı beyanlar veriyorlar.
ULEMA GİBİLER...
Türk yargısını kaba bir biçimde (üyelik müzakereleri ile tehdit ederek) etkilemeye çalıştıkları artık açık bir hal aldı.
Bu muhteremler, dolaylı yoldan, Anayasa Mahkemesi huzurundaki davanın, gidebileceği, AİHM’yi de tehdit etmekteler ve hangi kriterlerin üstün olduğu hususunda (Venedik Kriterleri) mahkemece kendilerine sorulmuş gibi adeta 'ulema' yerine davranmaktalar!
AB çapsız, hukuk dışı algılamaların etkisinde kalmış yöneticileri ve birliğin lokomotifi durumundaki devletlerin yöneticilerinin basiretsizlikleri ile şimdiden kadük kalmış bir proje görüntüsü vermeye başlamadı mı?
Bu zamma olur diyenlerde allah korkusu kalmamış
TOPÇULAR-Yalova arasında çalışan araba vapurlarına her sene yapılan insafsız zamlar bitmek bilmiyor.
Memur cop yer, biber gazıyla bayılır dayak yer ve bunun karşılığı %1-2 zammı zor alır.
Mazot onlara zaten çok ucuz veriliyor, kısaca ne gibi maliyetleri artıyor da bu zamlar bitmiyor.
Düne kadar 5 ytl ye geçen küçücük motorlar bile bundan böyle 8 ytl geçecek, zam oranı %60.
Bu işe olur diyenlerde vicdan, merhamet, ahlak ve Allah korkusu kalmamış.
Alirıza DAĞDELEN
Kumburgaz'da karayolu beceriksizliği
SİLİVRİ'den İstanbul'a gelirken Kumburgaz'da katlı kavşak çalışması ile karşılaşıyoruz.
Kumburgaz'dan 2 kilometre geride TEM girişi var.
Oraya inşaat yol çalışması var trafik yoğun tabelası koymuş olsalar vatandaş Kumburgaz kavşağında sıcakta bir saat beklemekten kurtulacak.
TEM güzergahına devam edip E5 trafiğine girmeyecek.
Ayrıca yazlık sezonuna kalmadan o inşaatın bitirilmesi düşünülmezmi?
Bu kadarcık basit çözümleri düşünemeyen yöneticilerin ve şirketlerin Türkiye'nin ağırlaşan sorunlarına çözüm üreteceklerine inanmamızı kimse bizden beklemesin.
Mehmet YÜCEER mehyuceer@hotmail.com
Paylaş