Kürtler ne ister

KÜRTLERİN özerklik talebi değişik dönemlerde gündeme gelmiş ancak bir karşılık bulamamıştır.

Haberin Devamı

Atatürk, başta olmak İsmet İnönü, Celal Bayar, Turgut Özal ve bütün devlet adamları özerklik talebini reddetmişlerdir. Günümüzde gündeme getirilen özerklik talebinin esasında Dicle- Fırat Havzası’nın alanını oluşturan Mezopotomya topraklarındaki yeraltı kaynaklarının işletilmesi ve bu kaynaklardan pay alınması hedeflenmektedir. Konu ile ilgili bir benzer istek te Demokrat Parti Diyarbakır milletvekilliği yapmış olan Mustafa Remzi Bucak’tan gelmiştir.

 

Güneydoğu üzerindeki siyasal ve ekonomik çalışmalarıyla dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Ramazan Topdemir şu bilgiyi veriyor.
1950-1954’te DP milletvekili olan Mustafa Remzi Bucak, 3 Ocak 1965’te İnönü’ye ‘Bir Kürt Aydınından İsmet İnönü’ye’ başlıklı bir mektup yazar ve Kürtlerin tarihsel sürecini örnekler ile ayrıntılı bir şekilde ele alır. Mektupta günümüz ile örtüşen en belirgin husus Güneydoğu’daki yeraltı kaynaklarının, işletilmesi ve paylaşımı konusudur. Bucak, İnönü’ye hitaben şöyle diyor:

Haberin Devamı


“Sayın İnönü; zatı devletinize, tecrübeli bir devlet adamı olarak, Kürt Ne İster? Kürt, Ankara’nın tayin ettiği keyfici ve baskıcı memur amirlerden kurtulup, kendisinin yetiştirdiği öz evladının idaresinde yaşamak ister. Kendi topraklarının zenginliklerinden faydalanmak ister. Ve bütün bunlar içinde gerekli maddi gelirin, bizzat kendi topraklarından sağlanmasını ister. Mesela, bakır, krom, ham petrol vs. gibi doğal zenginliklerin işletilmesinde elde edilen gelirden pay almasını ister.”
Bu taleplerin aynısı bugün de gündeme getirilmektedir.


Yani bugün Kürtlerin ya da başka etnik grupların yaşadığı bölgelere verilebilecek özerklik, başka bölgeler için de örnek olacak ve devletin idarî yapılanmasında etnik kökenlerin ön plana çıkması ülkemiz için sıkıntılara yol açacaktır. Demokratik değerler, insanları etnik kimliklerine göre ayırmayı değil, refah içinde bir arada yaşatmayı amaçlamaktadır.

 

Barış savunucuları Diyarbakır’da

 

Haberin Devamı

SANATÇI, siyasetçi, akademisyen ve aktivistlerden oluşan yaklaşık 100 kişilik bir barış grubu, bir süredir yoğun çatışma, ölüm ve yaralanmaların yaşandığı Diyarbakır’da, bugün barış ve yeniden müzakere çağrısı yapacak.


Örgütlerden bağımsız kişilerden oluşan barış grubu, önce Sümerpark’ta bir toplantı düzenleyecek. Toplantıda, geçen kasım ayında Diyarbakır’ın Sur ilçesinde öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi konuşacak. Sur, Cizre, Nusaybin ve Silopi’den tanıklıkların da dinleneceği buluşmada, sanatçılar bir Diyarbakır türküsü seslendirecek ve daha sonra iki dilde barış duyurusu okuyacaklar.


Sur ilçesine doğru yürüyüp, Sevgi Anıtı önünde barış duyurusunu yeniden seslendirecek olan grup, ayrıca Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Belediyesi ve Diyarbakır Barosu’nu da ziyaret edecek.

 

Haberin Devamı


100 lira ek zam maaşa katılmıyor

‘Uyanıklığın böylesi’

 

İŞÇİ ve Bağ-Kur emekli aylıklarına 1 Ocak’tan itibaren seyyanen 100 lira ek zam yapılmasını öngören yasa Meclis’ten geçti ama 9 milyon emeklinin bu konuda dikkat edeceği çok şey var. Zam, aylıklara bindirilmeyecek. 1 Ocak 2016’da işçi ve Bağ-Kur emeklilerine enflasyon oranındaki artış, seyyanen 100 liralık ek zam aylığa giydirilmeden yapılacak.


Yani, Temmuz 2016’da da 100 liralık ek zam aylıklara giydirilmeyecek, sabitlenmiş kalacak.
Çalışma hayatı uzmanı Şükrü Karaman “Emekliler mevcut aylıklarına önce 100 liralık ek zammı ekleyip, bunun üzerine de 6 aylık enflasyon oranındaki artışı katıp hesaplama yaparsa yanılırlar. Çünkü mevcut aylıklarında önce 6 aylık enflasyon oranında artış olacak, ardından toplam aylığın üzerine 100 lira eklenecek.

Haberin Devamı


Oysa 100 liralık ek zam mevcut aylıklara giydirilip de enflasyon oranında artış yapılsaydı, emeklinin eline daha fazla para geçecekti” diyor.
Ek zam mevcut aylığa giydirilmediğinden ve sabit kalacağından ilerleyen süreçte enflasyon karşısında eriyecek tabii ki...


Ek zammın bu gizli yanından çoğu emeklinin haberi yok.
Bu haksızlık, çifte standart, kurnazlık değil mi?

 


CHP kongresinin ‘görünmeyen’ yüzü

 

CHP İstanbul 35. Olağan İl Kongresi’nde dikkate değer gelişmelerin altını çizmek gerekiyor.
Kongre beklenenin aksine olaysız geçti; içerikli konuşmalar yapıldı. CHP kongrelerinde bu tablo pek yaşanmıyor.
Burada İstanbul il yönetiminin tartışmak ve karara bağlamak üzere kongre gündemine koyduğu üç raporun (2019 İstanbul Raporu, Kentsel Dönüşüm Raporu ve Örgütsel Yenilenme Raporu) ele alınması ve Ercan Karakaş başkanlığındaki kongre yönetiminin tutumu önemli rol oynadı.

Haberin Devamı

Diğer partilerden il başkanlarının da konuk olarak katıldığı kongreye, eski il başkanları ve milletvekillerinden büyük katılım oldu. Gözler Altan Öymen’i ve eski il başkanlarından Hasan Fehmi Güneş’i aradı. En kıdemli CHP’li Orhan Birgit’e de yoğun ilgi gösterildi.

Ercan Karakaş’ın açılışta, “Kongrenin tüzük ve yönetmelik hükümlerine bağlı kalınarak yönetileceğini, kimseye ayrıcalık tanınmayacağını” belirtmesi ve bunu uygulaması yöntem tartışmalarının önünü kesti. Nitekim bunun sonucu 55 kişi söz aldı. Söz alanlar çalışma kurulu ve üç rapor üzerine görüşlerini özgürce dile getirdiler. Burada bir yenilik de Divan’ın konuşmacı listesini konuşmalar başlarken ve arada sık sık ilan etmesi oldu. Bu tutum kongrelerde sıkça rastlanan sıra tartışmasını önledi.

Karakaş’ın, seçimlere geçmeden her iki adayı kürsü platformuna davet ederek, İl Başkanı Murat Karayalçın ile birlikte delegelere takdim etmesi, partililerce coşkuyla karşılandı.

Aynı şeyi seçim sonuçları belli olduktan sonra da yaptı. İl Başkanı seçilen Cemal Canpolat’ı ve Gökan Zeybek’i kürsüye davet ederek onların partililere hitap etmesini sağladı. Karakaş bu noktada yaptığı konuşmada da demokratik yarışın tamamlandığını, bundan sonra bütün partililerin CHP’yi daha ileri bir noktaya taşımak için birlikte çalışmalarının şart olduğunu belirtti.

Özet olarak, 35. İstanbul İl Kongresi’nin olaysız ve başarılı bir şekilde geçmesinde kendisi delege olmadığı için, seçimde oy kullanma hakkı olmayan Ercan Karakaş’ın birikiminin ve herkese eşit davranmasının rolü de büyük oldu.


NUHOĞLU’NDAN SİYASET İLKESİ


KADIKÖY Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, CHP İl Kongresi ile ilgili olarak kendi durumunu şöyle anlattı:
“96 yaşındaki halamı cumartesi günü kaybettik, pazar günü Trabzon’da toprağa verdik. Kurultay dahil hiçbir delege seçimi sürecinde faaliyetim olmadı. Ancak bu siyasetten uzak kaldım demek değildir. Hiçbir delege, bana baskı yaptı diyemez; herkes özgür iradesini kullandı. Ben belediye başkanlarının siyasete müdahale etmesini doğru bulmuyorum.”

 

Yazarın Tüm Yazıları