Yalçın Bayer: Kurtların dansı...

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Türkiye'de karanlık şeyler oluyor. İlk kez onurlu ve saygın bir bakan kendini vuruyor. Hikmet Uluğbay gibi insanlara Türkiye'nin çok ihtiyacı var.

Yaşananlar karşısında aklıselim sahibi insanlar üzülüyor.

Kamuoyuna doğrular söylenmiyor.

Gerçekler gizleniyor.

Borsa, Türkiye'nin aynası... Geçen haftanın çarşamba, perşembe ve cuma günleri 'fırtınalar' esiyor. Radikal'dan İsmet Berkan, açıkça ‘‘Borsada geçen cuma günü 172 trilyon el değiştirdi. Ortalama kayıp 2.5 milyar, en yüksekle en düşük nokta arasındaki kayıp 5 milyar dolar. Yanıtlayın; kimin sayesinde?’’ diye yazıyor.

Bu oyunun arkasında kimler var?

Kimler, İstanbul'dan uzaklaşıp bir tatil yöresinde bir araya geldiler?

Neler konuştular?

‘‘Kara cuma’’ neden patladı?

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Muhsin Mengütürk ile İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı Osman Birsen, soruşturma başlattıklarını söylüyorlar.

Olayın üstünden neredeyse bir hafta geçti; hálá işlemlerle ilgili soruşturmanın sonuçları hakkında açıklama yok.

IMF Başkanı Cottarelli'nin 'mali konsolidasyondan' söz ettiği dakikalarda büyük satış yapan aracı kurumların kimlerin olduğunu saptamak o kadar zor mu? Borsa yükselirken, kim káğıt sattı?

Borsanın çetecilerinin, çanakçılarının kimler olduğunu bu ülke insanı öğrenemeyecek mi?

Bir borsacı dostumuz, önemli bir noktaya dikkat çekiyor:

‘‘Bankalar Yasası'nın çıkmasından sonra artık borsa, bazı spekülatörler için iyi bir oyun alanı oluyor. Şimdi daha rahat at oynatabilecekler. Piyasadaki hisselerin % 65'ini yabancılar elinde tutuyor. Yabancılar káğıt falan satmıyorlar. Yabancı adı altında çeteciler mal satıyor. Asıl vurgunu, yabancı fonlar adı altında satış yapan Türk oyuncular yapıyor. Yani kurtların dansı var; bu oyunda kuzuların olmaması gerekiyor. Borsada daha önce de bu tür manipülasyonlar olmuştu ama bu başka bir şey...’’

SPK'nın istediği takdirde, manipülasyon yapan bir aracı kurumu bir günde kapattığı biliniyor.

Oysa bu soruşturma kaplumbağa hızıyla yürüyor.

İMKB Teftiş Kurulu Başkanlığı'na getirileceği söylenen İbrahim Kurban'a da büyük görev düşüyor.

Sermaye piyasası ve borsada bir gölge var; oyun içinde oyun oynanıyor, büyük siyasi hesaplar yapılıyor; kurbanlar seçiliyor, bizler de seyrediyoruz.

Ama bir silah sesi, kurtların dansını bozdu...

Oğlum rüşvetle böyle tanıştı

BOĞAZİÇİ Köprüsü'nün, Avrupa yakasındaki girişte kontrol yapan (5.7.1999, saat 22.00) trafik polislerinin, otomobiliyle işyerinden dönen oğlumdan ‘sağ stop lambası yanmıyor’ diyerek 5 milyon lira rüşvet aldıklarını öğrendim. ‘Aracını bağlayacağız’ dayatması karşısında çaresiz kalan oğlum istediklerini vermiş ve yakasını kurtarmış.

Bir gencin polisle ilk tanışmasının ‘rüşvet’le olması ne kadar acı ve düşündürücü. Sayın yetkililerden, hiç olmazsa trafik akışının bir de bu rüşvet toplama engellemesinden etkilenmemesi için bu işi mesleklerinin tek amacı edinmiş elemanlarını daha az can yakacakları noktalarda görevlendirmelerini rica ediyoruz.

Ayrıca ben emekli bir öğretmen olarak bir kamu görevlisinin, oğlumu en çirkin, en iğrenç yolsuzluk yöntemiyle tanıştırmasını da, onları o noktalarda görevlendirip ‘rüşvet kovası’ doldurmalarını da affetmiyorum. Derhal saptanabilecek ve önlenebilecek bir yolsuzluğun önünde, arkasında ne var bilemiyoruz.

Necdet SAKAOĞLU-İSTANBUL

Bağ-Kur kıskacı

BAĞ-KUR mecburi sigortalısıyken bağımsız çalışmamı sona erdirerek 1978 tarihinden itibaren ödenmiş primlerimin isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesini talep edip; isteğe bağlı sigortalılık primlerimi ödedim. Yani, 25 yılı aşkın prim ödedim. Bir kaza neticesinde Hacettepe Hastanesi'nin acilinde ameliyat olup ücretini kendim ödedim. Bağ-Kur'a müracaatımda ancak beş ay sonra o paranın bankadaki beş aylık faizini ödediler. Çalışmıyorum, sakatım ve prim ödeyecek durumum yok. Emekliliğimi istedim; '4,5 yılınız kalmış' dendi. 'Primimi dondurayım' dedim, 'Sağlık hizmetlerinden faydalanamazsınız' denildi. 50 yaşındayım; ne yapabilirim?

Aydın ÇIDAR-ANKARA



Yazarın Tüm Yazıları