Paylaş
Telefonda hararetli bir konuşma yapıyordu, epeyce de uzadı. “Özür dilerim, bir müşterimizin ilaç taleplerini karşılamakta zorlanıyorum” dedi bize. Bir tansiyon ilacını sormuş, o da “Elimizde yok” dediği için konuşma bu kadar uzun sürmüş.
“Tevzi olarak dağıtılıyor, takip edeceğiz, geldiğinde size haber vereceğim” demesi de karşı tarafı ikna etmemiş. Eczacı hanımın “İlaç depoda istenilen miktarda yok” demesinin de bir faydası olmamış dinlediğimiz kadarıyla. Ortaya şu çıkıyor: Depolarda yeterince ilaç yok, olan da ihtiyacı karşılamıyor. Çünkü kur ayarı bekleniyor. Kur ayarlaması yapılmadığından ilaçların yeni fiyatı belirlenemiyor. Sıkıntı şubata kadar sürecek, yani müşterinin ya da hastanın isteği yeterince karşılanamayacak.
Eczacıyla konuştukça meseleyi daha iyi anlıyoruz:
İlaçta yüzde 60 oranında dışarıya bağımlıyız. Sıkıntı buradan başlıyor. “Hangi ilaçlar?” diye sorduğumuzda isimlerini de öğreniyoruz:
“Kanser başta olmak üzere hipertansiyon, kalp ilaçları ve birtakım ağrı kesicilerini de sayarsak sıkıntının boyutunun büyüklüğü anlaşılabilir.”
Yeterli üretimi olmadığı için hastalar talep edilen ilaçları eczanelerde ilçe ilçe, il il ilaç arıyorlarmış. Telefon trafiği de bu nedenle uzun sürüyormuş. “Onun için sizinle hemen konuşamadım” diye de ekliyor.
DOMUZ GRİBİ
Okullar tatile girdi ama gripten ötürü –domuz gribi de denilebilir- hastanelerde kuyruklar uzuyor. H1N1’e karşı kapsül ve çocuk şurubu sıkıntısı da büyüyormuş, bunda da depolarda yeterince ilaç yokmuş. Şubatta beklenen ilaç zammı hemen yapılsın da aileler perişanlıktan kurtulsun, demek mi gerekiyor?
H1N1 virüsüne karşı dağıtımın sıkıntı yaratmasına karşılık Sağlık Bakanlığı’nın acilen açıklama yapması gerekmiyor mu?
GÜNÜN SÖZÜ
“ORTADOĞU’da Mısır’sız savaş, Suriye’siz barış olmaz.”
Henry Kissinger
ÖZÇELİK-İŞ: ‘İŞÇİLERİMİZ ÜCRET ARTIŞINDAN YARARLANDI’
ÖZÇELİK-İş Sendikası ‘Protokole bağlı bağış asla affedilemez-Sendikacılıkta kara leke’(17.1.2020) başlıklı yazıya şu açıklamayı yaptı:
“Sendikamızın toplusözleşme yapmaya yetkili olduğu kısa adı İSDEMİR olan İskenderun Demir ve Çelik AŞ’den 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 28. maddesinin 3. fıkrası gereğince yazıda bahsedildiği gibi işveren tarafından herhangi bir bağış alamaz ve almamıştır.
Bu kapsamda 2018’de İSDEMİR ile sendikamız arasında yapılan ve geriye dönük hakları kapsayan ek protokol gereğince yetkisizlik sürecinin yaşandığı 2015-2016-2017 tarihleri için, işverenlikçe bu dönem için akdedilecek toplu iş sözleşmesinden mahsup edilmek üzere avans ödemesi şeklinde yapılan artışlara ilave olarak, 01.01.2018 yeni sözleşmenin yürürlülük başlangıç tarihi itibariyle ve geriye dönük olarak ‘bağlılık primi’ adı altında her üye işçi için ortalama 10’ar bin lira ödeme yapılması sağlanmıştır.
Aynı tarihleri kapsayan dönemde üyelerimizden kesilmesi gereken sendika ve dayanışma aidatları ise yapılan ek protokol gereğince üyelerimizden kesilmeyerek, işverenlikten tahsil edilerek üyemiz işçilerin kazanımları daha da artırılmıştır.
Dolayısıyla 2015-2017 dönemi için üyemiz işçilerin herhangi bir ücret artışından yararlanmaması söz konusu değildir.”
BİLİYOR MUSUNUZ?
SUYUN İKİ YAKASI MÜZİKLE BİRLEŞİYOR
◾ LOZAN Mübadilleri Vakfı Korosu’nun çoğu anonim Rumeli ve Selanik yörelerine ait toplam 18 eserin bulunduğu ‘Hasretin İki Yakası’ (Kalan Müzik) albümünün müzik marketlerde yer aldığını; albüm tanıtım konserinin (ücretsiz) 26 Ocak Pazar 20.00’de CRR Konser salonunda gerçekleştirileceğini...
◾ CHP Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Ahmet Akın’ın TMO’nun 30 Ocak’ta 45 bin ton çeltik ithalatı ihalesi açacağı duyumları aldıklarını belirterek, “Üretimi arttırmak çiftçinin elinden tutup desteklemek varken çiftçimize bir darbe de TMO eliyle vuruluyor. Sırada pirinç ithalatı, buğday ithalatı var. Tarımda kendi kendine yeten Türkiye’nin tarımda net ithalatçı durumuna düşmesi iktidarın olmayabilir ama bizim umurumuzda. İktidar üreticiye ithalatla çekidüzen verme politikasını acımasızca uyguluyor” dediğini...
◾ CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’in gündeme getirdiği, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın imam kardeşi Metin Erbaş’ın Ordu Üniversitesi’ne araştırmacı olarak atanmasıyla ilgili rektör Prof. Dr. Ali Akdoğan’ın “Bu atama yasalara uygundur. Araştırmacı demek amirin verdiği işleri yapma konumunda olan kişidir” dediğini...
◾ TÜRK Eğitim-Sen’in ataması yapılmayan öğretmenlerin eylemine destek vererek, “Şubatta 20 bin atamaya ilaveten 40 bin atama daha yapılmalıdır” açıklamasını yaptığını...
UNUTULMAYACAK İNSANLAR
TEMA’nın kurucusu Hayrettin Karaca’nın ölüm haberini duymadan yarım saat önce Tekirdağ-Çorlu’dan bir yakınımızın cenazesinden dönerken Maksutlu köyünde meşelik bir ormanın yanından geçtik. Haklı olarak Hayrettin Karaca’yı andık, çünkü bize oraları gösterdiğinde “Al bu palamudu, ek şuraya, bunu 50 yıl sonra görürsün” demişti. Bilmem ömrümüz yeter mi? Onun çok şeye ömrü yetti. Karaca markasını yarattı. Yalova’da muhteşem bir arboretum yarattı. Hem iyi hem de başarılı bir abimizdi. Türkiye’ye yaptığı hizmetler unutulmaz. TEMA’nın diğer kurucusu Nihat Gökyiğit’e ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
İYİ Kİ MEZARLIKLAR VE ASKERİ ALANLAR KALMIŞ
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, İstanbul Eyüpsultan ilçesinin sınırları içinde bulunan Hasdal Askeri Kışlası’nda 9 bin 800 metrekarelik alanın imara açılarak betonlaştırılmak üzere yandaşa peşkeş çekildiğini söyledi.
İstanbul’daki bütün mimari uygulamaların yandaşların ihtiyacı doğrultusunda yapıldığını söyleyen Tekin, “İstanbul hava haritasına bakınca iki yeşil alan, mezarlıklar ve askeri alanlar görülüyor. Şimdi askeri alanlar imara açılıyor, elimizde kalan tek alan mezarlıklar. İnşallah onu da imara açmazlar” dedi.
Paylaş