’Kuğunun Son Şarkısı’

Yüzlerinde ilk başta endişe ve heyecan okunuyordu. Kültürüne ve diline uzak oldukları bir kente nasıl alışacaklardı? Yoksa bir süre sonra kentin büyüsüne mi kapılacaklardı? Kendilerinden önce buraya çalışmaya gelen 5 bin işçi gibi sevdalı mı olacaklardı? Bunların cevabı 'evet' olmalı.

Rusya’da ‘Türk lobisi’nin sayısı 30 bin olarak hesaplanıyor; müteahhidi, işadamı ve özellikle inşaat işlerinde çalışanlarıyla birlikte... St. Petersburg’da bu sayı 5 bin civarında.

Amerika’nın etkisiyle 'soğuk savaş' döneminde bazı siyasetçilerimiz 'komünizmi' sürekli ucube gibi gösterdiler kamuoyuna. Hatta bir devlet büyüğümüz bile "Komünizm bu kış gelebilir" dedi.

'BEYAZ GECELER'

Bugün artık 'komünistler’, turist olarak geliyor; bizim emek gücümüz de Rusya Federasyonu'nun imar ve inşasına ciddi katkılarda bulunuyor. Özellikle de 'cesur' mimari yapısı ve sert iklimine rağmen çaba gösteriyorlar.

4.6 milyon nüfuslu kentin uzun bir kuruluş öyküsü var; zaten boşuna 'Kuzeyin Venedik'i' dememişler, haklılarda... Hele 20 Haziran'dan-20 Temmuz'a kadar süren 'Beyaz Geceleri' kentin en önemli özelliği... Parlament mavisi gökyüzünün altında Neva Nehri üzerindeki muhteşem manzara, köprülerin açılması sırasındaki çalınan gitar ve mandolin sesleri, edilen danslar ve buna bağlı olarak 'uğur' çığlıkları, bu kenti 'yaşanır ve seyredilebilir' kılıyor.

Kanalları birbirine bağlayan 350 köprüyü aşmak için günler gerekiyor.

Prof. İlber Ortaylı tarafından 'kentlerin tutkunu' olarak tanımlanan yazar Mustafa Armağan, "St. Petersburg, Roma ve İstanbul'un bir sentezi olmak iddiasıyla kurulmuş" diye yazıyor 'Kuğunun Son Şarkısı-St.Petersburg'da Zamanlar ve Mekânlar' (Da Yayıncılık) adlı kitabında...

ÇARLARIN BAŞKENTİ

Kent bir 'açık hava müzesi'; pek çok görkemli sarayları, katedralleri, anıtları, eski park ve bahçeleriyle bir anlamda yaşayan bir tarih... Müzelerini hiç anlatmaya gerek yok;�Rusya'nın en büyük eğitim, bilim ve kültür merkezi...

Gelecek 10-15 yıl içinde buraya giden turistler, bu kentin güzelliklerine daha güzellikler katıldığını görecekler.

Çarların başkentinde Tolstoy, Dostoyevski, Puşkin ve Çaykovski'yi de unutmayın.                    �St. Petersburg'u anlatmayı sürdüreceğiz.

St. Petersburg'da bir Türk inşaat firması

IKEA'ya 350 milyon dolarlık iş merkezi

Rönesans İnşaat’ın sahibi Erman Ilıcak, Malatya kökenli bir işadamı.

Genç yaşta Enka’da görev yapmış. 1994’te St. Petersburg’da yenileme- restorasyon işlerine başlayarak patron olmuş. Daha sonra başta bira gibi sanayi fabrikaları ve iş merkezleri inşaatı konusuna ağırlık verilmiş. Bugün inşaat ağırlıklı beş firmanın sahibi Ilıcak... Temel ilkelerinin, üstlendikleri projeleri sorunsuz ve geciktirmeden bitirmek olduğunu belirtiyor. 13 yıldan beri bitirdikleri işlerin cirosu 1.3 milyar dolar. Her yıl yüzde 65 büyüyormuş. Rusya’da 6 bin çalışanı var; bunların çoğunu Türkiye’den getirtiyor. Rönesans, ENKA sayılmazsa, Türk firmaları arasında Rusya’nın en büyüğü konumunda bugün.

St. Petersburg’da iki mega projeye imza atıyorlar. IKEA için yaptırılan dev alışveriş merkezinin inşaatında sorun çıkınca yatırımın sahibi Finliler, işi Rönesans'a (Renaissance Construction) vermişler. Firmanın CEO'su İlker Çağlar, "Amerika'yı saymazsak, bu dünyanın en büyük alışveriş merkezi olacak; 250 bin metrekare... İstanbul’daki IKEA’nın 30 bin metrekare olduğu düşünülürse aradaki büyüklük kıyas edilebilir. Bu alışveriş merkezinde mobilyadan lokantaya, marketten giysiye kadar her türlü mağazalar yer alacakmış. Bu IKEA’nın yeni bir konsepti" diyor. 350 milyonluk bir yatırımmış bu. Kendi yatırımlarına da başlamışlar. İstanbul’dakinden daha küçük boyutta olan 50-55 milyon dolara mal ettikleri ‘Grand Kanyon’ adlı iş merkezi yakında açılacakmış. Ayrıca otel ve başka iş merkezi projeleri var.

Ciro bazında yılda yüzde 65 büyüyorlarmış. “St. Petersburg’dan en batıdaki Amur Nehri kıyısındaki Haberoks liman kentine kadar bir coğrafyada en yayılmış inşaat firmasıyız" dedi; şaşırmamak elde değil. Cargil, Unilever Rama, Nestle, Knauf, Ford ve Ramstore (St. Petersburg'da 5 mağazası var) gibi firmaların inşaat ve projelerinde imzası bulunan Rusya'daki firmaların yüz akı olarak nitelendiriliyor.

Aman dikkat

SİYASİ ve ekonomik danışman Erhan Göksel, "Türkiye çok ciddi bir krize sürükleniyor" uyarısında bulunuyor.

"Aman dikkat!"

Göksel şunları söylüyor:

"Görünen krizin sebebi, hükümetin beceriksizliği ve yeteneksizliğidir. Hükümet ne olup bittiğinin farkında bile değil henüz. Yabancıların büyük bir hızla Türkiye'yi terk ettikleri dikkat çekiyor. Bu çok önemli.

Yarın (bugün) Para Kurulu bu işi fark edip de akıllı kararlar alamaz ve ekonomiyi yöneteceklerini gösteremezlerse, önümüzdeki hafta Türkiye'nin 'kara hafta'sı olabilir. O yüzden uyarma gereğini duyuyorum.

- Ama hükümetin ülkeyi çok iyi yönettiği söyleniyor.

- Anlamadım!.. Kemal Derviş'in politikaları, IMF'nin direktifleri doğrultusunda uygulama yapılırken, ekonomiyi kendilerinin yönettiklerini mi sanıyorlar? Bu üç yıl böyle gitti.

- Hükümetin dolar satması...

- Bundan daha büyük yanlış olamaz... Yurtdışına parasını götürenler finans ediliyor aslında.

KÖŞEMİZDEN İNTERNETE TAŞIDIĞIMIZ YAZILAR

Her taşın altından çıkan Kemal ağabey ve Zapsu’nun çelişkisi

OKURUMUZ "Yalçın Bey ortada bir çelişki var ama ben bu Cüneyt Zapsu meselesini çözemiyorum. Zaptu neden panik içinde" diye soruyor.

Maliye çevrelerinden olan okurumuzun anlattıkları şöyle:

"Başbakanın danışmanı Cüneyd Zapsu'nun terör örgütü El Kaide’nin finansörü Yasin el Kadı’nın İslami bankacılık yapan Albaraka Türk A.Ş'deki hesabına 60 bin dolar yatırdığının ortaya çıkmasından sonra dün Milliyet’te Nedim Şener imzasıyla ilginç bir habere yer verildi.

Meğer Albaraka Türk A.Ş'nin kendisi de El Kaideci Muwaffak Vakfı ile Usame Bin Ladin’e yakın üç kişiden birisi olan Wael H. Jelaidan’a 410 bin dolar para göndermiş. Yani cebinden para yollamış.

Peki gönderilen bu paralar nerede kullanılmış.

İşte onu da bir Türkiye Cumhuriyeti'nin bir savcısı ortaya çıkaracak.

Herkes Cüneyd Zapsu dosyasının ne olduğunu soruyor.

Peki aynı dosyada Albaraka Türk A.Ş varsa onun dosyasının soruşturması ne oldu?

Para gönderme olayı 1998-1999 yıllarında yaşandı. Albaraka Türk’ün o yıllardaki ortakları ve yönetim kurulu üyeleri arasında Maliye Bakanı Kemal Unakıtan yok muydu? Elbette vardı. Peki İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, Mart 2004 tarihinde gönderilen rapor konusunda Albaraka'dan kimin ifadesini aldı?

Hatırlanırsa, hayali ihracat, mısır ithalatı, Tüpraş, Galataport, Egeport başta AKP’nin başını ağrıtan ne varsa Kemal Unakıtan’ın adı ortaya çıkıyor.

'Kemal Abi' güçlü bir bakan; Başbakan kendisine güveniyor!

ZAPSU'NUN ÇELİŞKİSİ

Bu konu tartışıldıkça çelişkiler ortaya çıkıyor. Önceki gün Kemal Unakıtan bu konuyla ilgili dosyanın savcılıkta olduğunu söyledi. Cüneyd Zapsu aynı gün "Hata ediyorsunuz, çok bayat bir haber, yeni bir haber değil. Çoktan araştırması yapılmış ve bitirilmiş bir konudur. Gizli saklı bir şey değil. Dokunulmazlığım olmadığına, burada da olduğuma göre herhalde bir şey çıkmamıştır" dedi. Sözleri gazete ve televizyonlarda haber olarak yer aldı.

Zapsu dün ise sözlerinden çark ederek "Basın kuruluşlarında yer alan konuyla ilgili şahsımı ilgilendiren herhangi bir savcılık soruşturması hakkında bilgim yoktur" diyor.

Zapsu, yazılı açıklamada şunları kaydediyor:

"Dün (önceki gün) ve bugün (dün) basın kuruluşlarında yer alan konuyla ilgili şahsımı ilgilendiren herhangi bir savcılık soruşturması hakkında bilgim yoktur. Böyle bir şeyin olduğunu da zannetmiyorum.”

Bir gün önce bu bitirilmiş bir konu dediği şey için ertesi gün bilgim yok diyor.

Ortada bir telaş var ama hayırdır inşallah. Savcılar inşallah bu sayfaları okuyordur."

THY'ye dönük tepkiler

Mescit büyütüldü, bir tuvalet alaturkaya dönüştürüldü

- 'THY'de iki vaka' (17.6.2006) okudum, gerçekten THY'ye yazık oluyor.

Emekli öğretmenim, oğlum Otelcilik Turizm Yüksek Okulu mezunu. THY kabin memurluğu sınavına müracaat etti. 25'er gün ara ile İstanbul'da sınava girdi, ön eleme sonunda İngilizce test sınavını kazandı. İngilizce sözlü sınavını da kazandı, kişilik envanteri sınavını da... Türkçe sözlü sınavı sonunda "Size başarılar dileriz" şeklinde internette açıklama yapıldı.

Dört defa İstanbul'a sınava gitti. Maddi yönden kaybımız oldu. Manevi yönden daha da üzüldük. THY'ye şimdi kimlerin alındığı ortaya çıktı. Kendi adamlarını alacaklardı neden ilk sınavda elemediler.

Ahmet TATLI-ANKARA

- THY'nin üst düzey yönetiminden Teknik Genel Müdür Yardımcısı İsmail Demir'in kayınbiraderinin Eğitim Başkanı Ali Eser olduğunu biliyor musunuz? Bu isimlere dikkat edin. THY Genel Yönetim binasındaki mescit AKP geleli 5 kat büyüdü. Erkek tuvaletlerin biri alaturkaya çevrildi. Bu insanlar uluslararası bir şirketi yönettiklerini bilmiyorlar mı?

S.I.K.

- "THY çalışanıyım. Rötarlar ve boş seferleri yazıyorsunuz. Başbakan'a niye sormuyorsunuz? O kadar uçak plan-program yapılmadan mı alındı? Nereye uçurulacak bu uçaklar? Gecikmeler ve iptal edilen seferlerden dolayı THY otellere ne kadar para ödüyor."

Bugün bana yarın sana

BİR Fenerbahçeli olarak, GS'nin bayrağını iki kez köprüden indiren holiganlara sesleniyorum: Kendinizi rezil ettiğiniz gibi bu camiayı ve gerçek FB taraftarını da rezil ediyorsunuz. "Bugün bana, yarın sana" sözünü unutmayın; FB şampiyon olduğu zaman köprüye asılacak bayrağımızın başında nöbet beklemek zorunda kalacaksınız. �

KUBİLAY S. -MODA   �

Otopark

EFENDİM bizim Ortaköy'de sokak arasında 100 metrekarelik bir yerimiz var.

İmar durumu nedeniyle inşaat yaptırma avantajı yok. Vergi dairesine dilekçe vererek vergi mükellefi olarak 6 araçlık yerimizi otopark kullanarak geçim sağlıyoruz. Bölgede ruhsatsız 10-15 otopark varken, belediye komşu bir firmanın şikayeti üzerine burasını kapatmak istiyor. Belediye diğer otoparkları kaldırırsa biz de kapatırız. Çifte standart istemiyoruz. Beşiktaş Belediye vur abalıya dememelidir.

Müjdat DEMİR

Biliyor musunuz

- VEHBİ Koç Vakfı'nın Akfırat'taki Koç Özel İlköğretim Okulu ve Lisesi'nin öğrenci taşıma servisliğini yapan Soydem firmasının sözleşmesinin, velilerin kredi kartlarından mükerrer tahsilat yapıldığı gerekçesiyle feshedildiğini...

- TÜRKİYE'nin ilk meyve suyu firmalarından Aroma'nın, Antalya Akseki'de, Jandarma Genel Komutanlığı'nın kullanımına sunmak için yaptırdığı hizmet binalarının törenle açıldığını...

- TURKUAZ Hareketi lideri Ali Müfit Gürtüna'nın, Türkiye'yi cumhurbaşkanlığına odaklanmış bir siyasi anlayışın yönettiğini savunarak "Son günlerdeki tartışmalar, Türkiye'nin kutuplaşma sürecine girdiğini gösteriyor" dediğini...

- SOLUN iktidarını sağlayacak siyasal kurumlaşmayı gerçekleştirmeyi hedefleyen 10 Aralık Platformu'nun, çalışmalarını artık 10 Aralık Hareketi adıyla sürdüreceğini...�