Köyden farkımız yokAKPINAR Mahalesi sakinleri olarak Konya yoluna 15 metre mesafede ve 1. Sokak paralelinde başkentin göbeğinde ikamet etmekteyiz. (Akpınar İlköğretim Okulu’nun arkası) MHP-eski AKP binalarının 1-2 km yukarısına düşmektedir.
Partilerin bulunduğu yerlerde hiç bir sorun olmamasına rağmen bizim bölgenin köyden hiçbir farkı yoktur. Binamızın 2005 yılında ruhsatı alınmış olmasına rağmen; cadde ve sokaklarımızdaki binaların hemen hemen tamamının bitmiş olup, altyapı yapılmış, su, doğalgaz aboneliklerimiz olmasına rağmen hala şantiye elektriği kullanmaktayız.
Başkent Elektrik yetkileriyle defalarca görüşmemize rağmen değil elektrik bağlanması açıklama bile yapılmamıştır.
Kombilerimizi tam anlamıyla yakamıyor; elektronik eşyalarımız bozuluyor.
Ayrıca sokak lambalarımız çalışmaz durumda olup sürekli araçlarımıza hırsızlar girmektedir. Akşamları sokakta yürümekten bile çekinir durumdayız.
Bu iki yıldan beri böyle sürmekte ve ne zaman elektriğimizin ve asfaltımızın durumunu merak etmekteyiz. Özellikle kış şartlarında sokaklarımız tarladan farksız bir durumda olduğundan yürümek mümkün değil.
Başkentin göbeğinde bu çektiğimiz çilenin biran önce son bulmasını ve yetkilerin daha duyarlı olmasını istiyoruz.
Umut YALÇIN
Bilkent’te seminer
BM Türk Derneği Gençlik kolu ve Bilkent Üniversitesi Genç Aydınlar Kulübü tarafndan Bilkent Üniversitesi’nde düzenlenen ’Uluslararası Örgütler ve İnsan Hakları’ semineri sürüyor.
7 Aralık cuma gününe kadar sürecek seminer çalışmalarında BM Mukim Koordinatörü Mahmood Ayub’un ’İnsan Hakları ve BM’ konusu üzerindeki üzerindeki tebliğinden başka Japon Büyükelçisi Nobuaki Tanaka’nın ’İnsan Hakları’, Birleşmiş Milletler Türk Derneği Başkanı Rahmi Kumaş’ın ’İnsan Haklarının Evrimi’, Bilkent Üniversitesi’nden Doç. Ömer Faruk Gençkaya’nın ’AİHS ve Avrupa Parlamentosu’, Çağ Üniversitesi’nden Prof. Esat Arslan’ın ’Azınlıklar ve İnsan Hakları’, Ankara Üniversitesinden Prof. Anıl Çeçen’ın ’İnsan Hakları İhlalleri’ başlıklı konuşmaları yeralıyor.
Erdoğan ve Bush imzalamıyorlar
BAŞBAKAN Erdoğan’ın, eylemlerinden ötürü "ayaklanıyorlar, sağa sola saldırıyorlar" diye hedef aldığı Greenpeace, Türkiye’nin Kyoto Protokolü’nü imzalamasını istiyor ve bu konuda mitingler yapıyor.
Greenpeace Akdeniz Enerji ve İklim Kampanyası Sorumlusu Hilal Atıcı: "3 yıldır tüm dünyada gerçekleştirilen küresel eylem gününde bu yıl Türkiye’nin önemi arttı. Çünkü artık Avustralya’nın da Kyoto Protokolü’nü imzalamasına kesin gözle bakılıyor. Geriye bir tek Başbakan Erdoğan ve ABD Başkanı Bush kaldı. Türkiye ve dünya için kaybedilecek zaman kalmadı. Türkiye Bali’de yapılacak toplantıdan Kyoto Protokolü’nü imzalama sözü vermiş olarak geri dönmeli" dedi.
Bunun için çalar saatlerimizi 8 aralıkta saat 12.00’ye kuruyoruz. Gelebilenleri Kadıköy’e hep birlikte alarm vermeye çağırıyoruz. Gelemeyenleri ise tüm Türkiye’de evlerinde, işyerlerinde, arabalarında, nerede olursa olsun, saatlerini 12.00’ye kurmaya ve seslerini yükseltmeye çağırıyoruz.
BALİ’DEN BEKLENENLER
Bali toplantısı’nın görevi, 2C’lik artışın mümkün olduğunca altında kalmak için dünyaya bir yol haritası çizmektir. Bunun için; en geç 2015’de küresel salımların yükselmesi durdurulmalı,Kyoto rejimine daha çok katılımcı dahil edilmeli, Türkiye daha fazla geç kalmadan Kyoto Protokolü’nü onaylamalı, Avrupa Birliği 2012’de başlayan ikinci taahhüt dönemine Türkiye’yi de dahil etmelidir, Meksika, Güney Kore, Singapur ve Suudi Arabistan gibi ülkeler de Kyoto sistemine katılmalı, Çin, Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika gibi ülkelerin seragazı indirimi ve Kyoto salım ticareti sistemine katılmaları için destek mekanizmaları oluşturmalı, kalkınmış ülkeler tarafından Temiz Teknolojiyi Yaygınlaştırma Fonu oluşturulmalı, Ormansızlaşmayı azaltma mekanizması kurulmalı, iklim değişikliğine uyum için gerekli ihtiyaçların incelenmesi ve finansmanı için uyum haritasının çizilmesi ve bu paketin en geç 2009’da kabul edilmesi şarttır.
KYOTO PROTOKOLÜ
Sera etkisi yaratan gazların salımlarını kısmak üzere sanayileşmiş ülkelere çeşitli hedefler belirleyen uluslararası bir anlaşma olan Kyoto Protokolü, 1997 yılında oluşturuldu. 1992’de imzalanan bir çerçeve anlaşmada belirlenen ilkelere dayanan protokole imza atan her ülke, kendi özgün hedefini tutturmaya söz veriyor.