Paylaş
Önce, kanalın tüm yurda yayılmış 110’a yakın vericisinden yaklaşık 80’i elinden alınarak, Anadolu’nun geniş bir kesiminde klasik müzik ve caz başta olmak üzere nitelikli yabancı müzik dinlemek isteyen yurttaşlar cezalandırıldı. Anadolu’nun batısında da Radyo 3’ün artık ‘çekmediği’ şehirlerin sayısı hayli fazla. (Son verici nakillerinin ardından Trakya’nın tümü, Kocaeli, Sakarya, Kütahya, Balıkesir ve Afyon’da Radyo 3 yayınları artık yok!) Radyo 3’ün elinden alınan vericilerin, TRT’nin yeni açtığı kanallara kaydırıldığı açıklandı. Kanalı sonunda kapatmaya yönelik, iyi niyetli olmadığı açık bu girişimleri, konu hakkında TBMM’ye verdiği soru önergesinde gündeme getiren CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar’a, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in açıklamasına dayanılarak verilen şu yanıt kamuoyunda günlerce tartışıldı: “Nüfusumuzun % 96.2’si caz, % 92.3’ü klasik, % 82.2’si ise yabancı rock müzik dinlememektedir. Dinleyici eğilimleri ve kurumsal ihtiyaçlar doğrultusunda son üç yılda yaklaşık 80 adet Radyo 3 vericisi yeni açılan TRT Türkü, TRT Nağme, TRT Haber ve Kürtçe yayın yapan TRT Radyo 6 kanallarına dönüştürülmüştür”.
Bunları biliyoruz... Şimdi bir grup müzik adamının anlattıklarına kulak verelim:
“Radyo 3’ün insafsızca budanmasına sözde yüzdelerle getirilen bu gerekçe gülünçtü, zira yapılan ankette ortaya çıktığı söylenen bu oranlar ülkede hatırı sayılır bir klasik müzik-caz-rock dinleyici kitlesi bulunduğunu ispatlıyordu. TRT gibi, kamusal yayın yapma sorumluluğunu üzerinde taşıyan bir kurum, rakama vurulduğunda birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan fazla olduğu apaçık olan böylesi geniş bir dinleyici topluluğunu, nitelikli müzik yayını yapma misyonunu on yıllardır başarıyla sürdüren Radyo 3’ten koparmaya yönelik bu kararın altına nasıl imza atabildi?
Tüm bunlar yaşandığı sırada, TRT İstanbul Radyosu yönetimi yeni yıla girerken skandal bir karara imza atarak TRT Radyo 3 için on yıllardır dışarıdan program hazırlayıp sunan, hepsi de alanlarının önde gelen usta yapımcılarının 2012 yılı akitlerini yenilemeyeceğini açıkladı; dış yapımlar % 50 oranında azaltılmıştı. Ama o da ne! Ellerinden programları alınan dış yapımcıların arasında kimler yoktu ki! TRT Radyo 3’ün simgeleşmiş isimleri Hülya Tunçağ, Ali Sönmez, İzzet Öz, Caner Beklim, Levent Öget, Elif Petek Arıkkan, Murat Beşer, Serhan Bali, Füsun Özgüç, Sungu Okan...
Radyo 3’ün Müdürü Zafer Üreten ve ekibinin kurum içinde dış yapımcılara duyulan husumetin ve ahbap-çavuş ilişkilerinin geldiği noktayı görüyor musunuz? Radyo 3’ün saygın spikerlerinden Saadet Baykal’ın hazırladığı, Portekiz’in dünyaca ünlü fado müziklerinin tanıtıldığı, Sedat Simavi ödüllü “Portede Hüzün” adlı program, “Bu fado denen müzik Kasımpaşa müziğine benziyor” gibi tuhaf bir gerekçeyle yayından kaldırılıyor. Donizetti ve Sedat Simavi ödüllerini üst üste kazanan ünlü çocuk programı ‘Arkadaşım Müzik’in her şeyi Gaye Çağlayan yok artık. Müziğe, emeğe, insana saygı ayaklar altında.
GÜNÜN SÖZÜ
“ARAPÇA dersi ileri demokrasiden mollakrasiye geçiş sürecinde uygulanan bir yığın sinsi ve açık İslamcı yöntemlerden bir tanesidir. Arapça dersi bu kontekste demokrasi adına işlenen bir suçtur, hümanizma açısından ruhsal ölümdür.”
(H. İbrahim TÜRKDOĞAN)
Tutuklu gazeteci Çağdaş Ulus ‘Beni unutmayın’ diyor
TERZİ kendi söküğünü dikemezmiş derler. Vatan gazetesi çalışanları öyle yapmadılar ve gözaltına alınan arkadaşları Çağdaş Ulus için bir açıklama yaptılar. Özetle diyorlar ki:
“KCK operasyonu kapsamında tutuklanan 35 gazeteci arasında bulunan Vatan gazetesi muhabiri Çağdaş Ulus’un, KCK gibi bir terör yapılanması ile ne ilgisi olabilirdi. Çağdaş’ı yakından tanıyanlar olarak buna asla ihtimal vermedik. Ardından gelişen süreçte de ne kadar haklı olduğumuzu gördük. Nitekim söylediğimiz gibi o bir terörist değil gazeteciydi. Ulus ve AFP muhabiri Mustafa Özer, emniyette ifade verdi. Diğerleri ifade vermeyip açlık grevi başlattı. Çağdaş tüm bu toplu hareketlerden uzak durdu. Emniyette tüm soruları içtenlikle yanıtladı. Hiçbir sorudan kaçmadı. Özel hayatıyla ilişkin soruları bile yanıtlamaktan kaçınmadı. Aynı tavrını savcı karşısında da sürdürdü. Kendisini sorgulayan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısına 1.5 sayfa ifade verdi. Ancak ortada doğru düzgün hiçbir suçlama yokken mahkemeye sevk edilmekten kurtulamadı.
Çağdaş, ‘şimdilik’ 22 gündür tutuklu ve unutulmaktan korkuyor.”
Çağdaş, arkadaşlarına “Beni burada yalnız bırakmayın” mesajları gönderiyor.
Selami Öztürk: Devlet bağırsaklarımıza kadar girdi
KADIKÖY Belediye Başkanı Selami Öztürk anlatıyor:
“İBB’de, CHP grubunda Kadıköy üyemiz Fahrettin Kayhan çıkmış, hakkımda konuşanlara benim ne olduğumu, 1970’li yıllardan itibaren anlatmış, öğrenmişlerdir. 1975’ten 89’a kadar 14 yıl ceza avukatlığı yaptım. Demokrasi mücadelesini bizler verdik; sıfır olduğu dönemde partinin bayrağını ben diktim. Ama partiye hiç yararı olmayanlar partiyi eleştiriyor. Biri hukuk mezunu, biri mimar olan çocuklarım iş yapamayacaklar mı? Belediye memurları çocuklarımı tanımazlar, belediye ile iş yapmazlar. ‘Benzin’ markası bize ait değildir; oğlum Caddebostan’da kiralık olarak birini çalıştırıyor, o kadar. Ahmet Hakan’a da mal varlığımı fakslamıştım. Genel Merkez’de de var. Ben herkese ‘Benim malım var veya yok’ demek zorunda mıyım? Devlet zaten bizi bağırsaklarımıza kadar inceliyor. Kılıçdaroğlu’na soruşturma açıldığı bu dönemde bunlarla uğraşmayı zul addediyorum.”
Körfeze dev proje
İZMİR Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de çevre yatırımları arasında özel bir yeri olan bir projeye imza atıyor. İzmir Körfezi ile ilgili, arıtma tesislerinden çıkan çamurları büyük oranda kurutarak 6 kat azaltacak, % 90 oranında kurutularak tarım alanlarında veya çimento fabrikalarında ek yakıt olarak kullanılır hale getirilecek. 61.5 milyon liraya mal olacak ‘Çamur Çürütme ve Kurutma Tesisi’ adlı tesis, Aktor S.A. ve Arbiogaz Çevre Teknolojileri İnşaat ve Sanayi Ticaret A.Ş. (Türk-Yunan) iş ortaklığı tarafından yapılacak. İlgili protokol yarın Büyükşehir ile firmalar arasında imzalanacak.
Biliyor musunuz
‘İSTANBUL-Trakya İlişkisi Çerçevesinde Geleceğe Sahip Çıkmak’ konulu konferansın bugün 11.00-12.30’da İÜ Onkoloji Enstitüsü Çapa Nejat Bilge Kütüphanesi’nde (Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, Hakan Dedeoğlu) yapılacağını...
KARTAL’da TTA (Tekel) ambalaj fabrikasının yerinin Darphane’ye devredilmesiyle, kurum müdür yakınlarının korunarak, 149 işçiden 75’inin gönderildiğini...
Paylaş