Paylaş
KKTC'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik bu sütunlarda seçimlerden önce çıkan yazımızla ne denli haklı görüşlerimiz olduğu seçimlerden sonra gün ışığına çıkmıştır.
43 yıldan beri Türk halkının lideri olan Denktaş'ın gitmesine bir kısım sol, kahraman olabilme heveslerine de yenik düşerek Denktaş'ın dışında bazı hedeflere pervasızca kilitlenmiştir.
Dünyanın demokrasiyle yönetilen hiçbir ülkesinde 43 yıllık liderin yönetimde olmadığını vurgularken, dünyada KKTC'ye benzeyen bir ülkesinin var olup olmadığını araştırmamışlar. Yanılgılar burada.
Demokratik Sol Parti olma ciddiyetiyle, ancak kısıtlı mali olanaklarla, dengeli akılcı, kırıcı ve kışkırtıcı olmaktan uzak bir seçim kampanyası sürdüren TKP adayı Akıncı'nın gönüllerde bıraktığı olumlu izler sandığa yansımadı.
Sağda trajik bir senaryoyla istenmeyen bir oyun oynandı.
Bu koşullarda, gelinen bu aşamada bölünmenin gereksizliğini hep vurguladık. Devlet işlerinde geniş tecrübesi ve her konuyu enine boyuna kendi kafasında geliştirerek değerlendirme yeteneğine sahip olan Başbakan Sn. Eroğlu'nun bazı kurmaylarının yanlış değerlendirmelerinden kaynaklandığına inandığımız adaylığıyla başlayan olumsuz bir süreç yaşanmıştır.
Bu olumsuz sürecin yaşanmasında merkezi sağdaki tüm siyasi partilerin ve politikacıların az veya çok katkıları olmuştur. Sağda hiçbir kurum ve kuruluş bir anlaşma zemini için ciddi ve içtenlikle arayışa girmemiştir. Arayışın hep dışarıdan yapılmasını yeğlemişlerdir ve beklemişlerdir.
Meclis Başkanı ve Meclis Başkan Yardımcısı, iki büyük sağ partinin temsilcileriydiler. Neden bu konuda bir diyalog kuramadıkları ciddi merak konusudur.
Geç kalınmış bir sağduyu gösterisi Sn. Eroğlu tarafından gerçekleştirilerek seçimlerden çekilmiş ve 5 yıllık bir süre için Sn. Denktaş, KKTC'de yeniden cumhurbaşkanı olmuştur.
Seçim propaganda döneminde kişisel bazdaki adayların özellikle Cumhurbaşkanı'na yönelttikleri suçlamaların ciddiye alındığını zannetmiyoruz.
Aslında seçime katılan 8 adaydan Akıncı hariç 6 aday susmak bilmeyen korkunç bir tempoyla Denktaş'a veryansın etmişlerdir. Bu hücumlar bir yerde Denktaş'ın işine yaramış, halk Denktaş'ın yanında yer almak zorunluluğunu duymuştur.
Ancak Cumhurbaşkanı'nın hükümete ve dolayısıyla Başbakan'a, Başbakan'ın Cumhurbaşkanı'na yönelik suçlamaları göz ardı edilemez.
Bir seçim geçmiş fakat diğer seçimlerde olduğundan daha fazla olumsuz izler bırakmıştır. Bu izlerin ortadan kaldırılması herhalde bu izlerin oluşmasına neden olanlara düşen bir görev olmalıdır.
KKTC'de kim ne derse desin merkezi sağdan artık hangi cephede olursa olsun çatlama sesleri gelmektedir. Bu cephelerde yeniden yapılanmayla bu çatlamanın bir bütünleşmeye dönmesi kaçınılmaz bir olgunun habercisidir.
Seçim sonuçlarının KKTC Türk halkına hayırlı olmasını dileriz.
Mehmet Salih SUCUOĞLU-LEFKOŞA
GÜNÜN UYARISI
‘‘Finale kaldık, herkes gibi ben de mutluyum. GS maçını biraz abartmıyor muyuz? Ekonomimizin, dar gelirlilerin hali ne olacak? Meclis'in maça gösterdiği ilgiyi biraz da depremzedelere gösterseler.’’
(B.K.-İSTANBUL)
SIVAS, Zara Kültür Araştırma Grubu'ndan Y.Kadri Bozalioğlu, Semih Gökalp ve Turan Karadane, 23 Nisan'ın çoşku ve heyecanının kitleselleştirilerek daha büyük törenlere dönüştürülmesini önererek, ‘‘Biz bir öncülük yaparak 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı törenlerini köylere taşıyoruz. Gelin sizler de her 23 Nisan'da ‘Demokrasi Halayı'nı köylerimizde hep birlikte çekelim. Bizler de Zara'da sabahki törenden sonra Beypınarı Köyü'nde olacağız’’ diyorlar.
Zaimoğlu: Duygu
yüklüyüm
DYP Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu, ‘‘Maçsever bir milletvekili portresi’’ yazısı üzerine arıyor... İngiltere'den yeni dönmüş, sesi kısık... Önce ‘‘Milli olayımız hayırlı olsun’’ diyor.
‘‘Ben bu olaya sizlerle beraber başladım. UEFA'nın yanlışları, ayak oyunları vardı. Hükümet yeterince etkinlik gösterememişti. Münferit bir olayın bu kadar tahrik edilmesi üzerine, milletimizle beraber olmak istedim. Milletvekillerine önderlik yaptım. Basından destek gördüm.’’
Politikaya girdikten sonra 1991 ve 95'de Giresun'da halkın sevgisiyle ANAP'ın 'patlama' yaşadığını, 1999'da da partisinin Giresun'a yaptığı haksızlıklar nedeniyle DYP'ye geçtiğini anlatan Zaimoğlu, şöyle konuştu:
‘‘Sayın Mesut Yılmaz'a şunu sordum; geri kalmış 22 il arasına Giresun neden teşvik kapsamına alınmıyor, dedim. ANAP'ın yanlışlarını eleştirdim. Yılmaz söz verdi ama yerine getirmedi.’’
ANAP, DSP ve MHP il başkanlarının size yönelik eleştirileri...
- Kasaba politikacılarının ufak tefek ayak oyunları beni hiç ilgilendirmiyor. Ben ülkem için kendimi feda etmiş insanım. Benim son olayım milli bir politikadır. Türkiye'nin hakkını yedirmemek hükümetin yapmadığını göstermek için ortaya çıktım.
Zaimoğlu bu arada, Demirel'e karşı olduğunu, Doğan Güreş, Kamer Genç'le birlikte ret oyu verdiğini, doğruları savunan bir milletvekili olduğunu söyledikten şöyle dedi:
‘‘Sizinle sonra görüşeceğim, şu anda çok duygu yüklüyüm.’’
Adaylar
ÜÇ genç geldi bir mektup bıraktılar. Mektupta ‘‘Prof. Nevzat Yalçıntaş'ın cumhurbaşkanlığına aday olmasını yakınları olarak kendisinden istemekteyiz. Bu sebeple Yalçıntaş'ın özgeçmişini ekte sizlere arz ediyor ve desteklerinizi bekliyoruz’’ yazıyor. Yalçıntaş'ın biyografisinde; DPT, TRT, İslam Kalkınma Bankası'daki görevleri, Türkiye Gazetesi'ndeki başyazarlığı, çeşitli toplum örgütlerinde kuruculuk ve başkanlık görevleri, kitapları, Türkiye'yi dışta temsil ettiği görevler sıralanıyor. Fransızca, İngilizce ve Arapça bildiği belirtiliyor ve ‘‘Bünyevi hastalığı yoktur’’ deniliyor. Öğrenildiğine göre Yalçıntaş, pazartesi günü adaylığını açıklayacak.
İSMAİL Cem cumhurbaşkanı adayı olmasın! Çünkü Türkiye'nin İsmail Cem'e sosyo-ekonomik statü itibarıyla ihtiyacı var. Bu ülkenin Cem'e ilerki görevlerde ihtiyacı olduğu düşünüyorum. Düne çok bağlıyım ama yarını da kaçırmak istemiyorum.
Fatih YILDIRIM-MERSİN
Paylaş