ANKARALILARIN sorunlarını dile getirmenizden cesaretlenerek, size, bizim mahallenin hallerini aktarmak istiyorum.
1- Ben, Kennedy ile Attar sokağın kesiştiği noktada, çok sık yaşadığımız bir dramı dile getirmeyle işe başlayacağım. Bilmem biliyor musunuz? Burası yıllar önce 14 Mayıs Evleri olarak yapılmış villalardan oluşan bir semtti ve yalnızca bir hane halkı yaşardı buralarda. Zamanla her biri yıkılarak en az 20 daireli apartmanlara dönüştü, yani bir hane yerine, her biri en az 20 haneli daireler oldu. Bu durumda kalabalıklaşan mahalleye bu kanalizasyon sistemi yetişmez oldu ve çok sık taşmaya başladı. Biz bu durumu 25 yıldır çekiyoruz. Çok sık taşan logarlar için yazılı ve sözlü başvurularımız hiç ciddiye alınmadı. Zaman zaman belediye gelip taşkını geçici olarak durdurdu. Büyükşehir Belediye Başkanı, Bulvarda havuzlar açarken! Biz ’b..’larla boğuşmak zorunda kaldık! Özgünüm bu gerçeği en kaba şekli ile sunduğum için çünkü kimseye derdimizi nazik bir dille anlatamadık. Yazılı ve sözlü tüm başvurularımız sonuçsuz kaldı. Size sığınıyoruz.
2- İkinci dram ise Kennedy ile Attar’ın kesiştiği noktada her gün bir iki trafik kazasına tanık olmamız. Gariptir trafik polisleri gelip kimin suçlu olduğunu tespit edip gidiyor ama trafik düzenlemesindeki yanlışı görmüyor, olamaz böyle bir şey! Çok kısa bir mesafe olan (50 metrelik) yokuşu, neden yukarıdan aşağıya, tek yön yaptıklarını da anlamakta zorlanıyoruz. Yukarıdan hızla gelen aracı görmesi de olanaksız olan bu kavşağa ne zaman bir çözüm bulacaklarını çok merak ediyoruz. Şehir planlarında tüm binaların bodrum katları garaj gösterilmesine karşın rant sevdasına pasajlar ve yerleşim yeri olarak kullanılan bir ülke daha tanıyor musunuz? Sorarım size!
3- Birde ağaçlarla cebelleşiyoruz. Sokak elektrik lambalarına sarılan ve pencerelerimizi kamçılayan ağaç dallarının da budanmasını istiyoruz. Dilekçe verin diyorlar, dilekçe veriyoruz. Yanıt yok! Aslında bu onların görevi değil mi? Arada yolların kontrolünden onların sorumlu olması gerekmez mi? Nerde bizden alınan vergilerin karşılığı?
KAVAK POLENLERİ
4- Bir de halktan gelen bir şikayetim var. Kavakların Polenleri yüzünden nerdeyse gözlerimi kaybediyordum. Belediyeye başvurdum. İlginçtir, bu olayda hemen geldiler. "Ancak biz, kaldırımdaki Kavakları kesip yerine başka ağaç dikiyoruz.Oysa, sizin, şikayet ettiğiniz kavaklar karşı komşunun bahçesinde, bu nedenle, müdahale edemeyiz" dediler. "Ayrıca bu kavaklar zaten miyadını doldurmuş, Kavak yaşlanınca içi boşalır ve evlerin üzerine yıkılır" diye de eklediler. Ben de bu bilgileri o binanın kapıcısına bildirdim. Yanıt yönetici izin vermez oldu. Yukarıdaki örnekte gördüğünüz gibi bazı Belediye birimleri iyi çalışırken, ağaçlara bakan birimde olduğu gibi, bazıları ise galiba yan gelip yatıyor!
Hala bir gün bizde uygarlığı yakalayacağız diye düşünüyorum. Umudumu hiç yitirmedim.
Ayten GÜNDÜZ
Cinnah’ımızı özlüyoruz
TEK trafik lambası olan Bükreş Sokak ve Yeşilyurt Sokak girişindeki trafik lambası hiçbir zaman tüm uyarılarımıza rağmen çalışmadı, o yolda hız yapılması için adeta inat ediliyor. Bizim yaya olarak insan haklarımız hiçe sayılıyor. Yeni gördük ki, trafik lambasının önüne kocaman tabelalar asılmış, Farabi alt geçidinin kullanılması yolunda. Bu kesimde oturan herkes burasının kullanılamaz halde olduğunu bilir. Yağmur yağınca göl olur. Yağmadığı zaman da öyledir ya tuvalet olarak kullanılan ve can güvenliği olmayan, her zaman korkuyla baktığımız bir yerdir. Şimdi belediye gelmiş, trafik lambalarını düzenleyeceğine, bizleri zora koşuyor. Büyükşehir’den, trafik lambalarını, yayaların rahat bir şekilde geçeceği gibi düzenlemesini istiyoruz. İsteğimizin yerine getirilmesini doğal hakkımız olarak görüyoruz. Eski Bulvarımızı ve Cinnah Caddemizi, geniş kaldırımlarımızı özlüyoruz. Cinnah’ın otoban olmaktan kurtarılmasını istiyoruz. Can güvenliğimizi hiçe sayan bu yolları yapmak için, devletin parasını sokağa atan Büyükşehir Belediyesi’ni kınıyoruz.
ANKARA’daki görüntü kirliliğini yazılarınızda sık sık gündeme getirmenize bir başkentli olarak teşekkür ederim. Ben de bu konudan çok rahatsızım. Başkentimizi çirkinleştiren uygulamalardan biri de binaların dış cephelerine konan klima cihazlarıdır. Ben bunlara savaş açtım ama tek başıma başarı sağlamam mümkün değil.
Sadece Genelkurmay Başkanlığı’na binalarının Eskişehir yoluna bakan cephesi için yazdığım yazı; Genelkurmay Başkanlığı’nın gösterdiği hassasiyet sonucu, bahse konu klima cihazlarından temizlendi. Ama aynı sırada Karayolları, DSİ, DMO binalarının cepheleri bu cihazlardan çiçek bozuğuna dönmüş durumda.
Eminim ki ilgililerin dikkati çekilirse bu çirkinlikler giderilebilir.
Necdet ERSOY-Y.Mühendis
Sakın Büyükşehir’e şikayet bulunmayın
SÖĞÜTÖZÜ Caddesi’nde 4 Nisan’dan beri yol yapım faaliyeti var. Öyle ki, gidiş ve gelişi geniş bir refüj ile ayrılmış caddenin her iki yönü de trafiğe kapatıldı. Böyle bir uygulama her zaman görülebilir bir şey değil. Burası ana cadde olduğu için yapım ve bakımı Büyükşehir Belediyesi’nin yetkisinde. Belediyeyi aradık, Fen İşleri Daire Başkanlığı da dahil Büyükşehir’de kimse inşaat hakkında bilgi sahibi değil. "Nerede imiş böyle inşaat, belediyenin Söğütözü caddesinde bir yol inşaatı yok" diyorlar. Kendilerine yolda çalışan araçlar ve iş makineleri hakkında bilgi verelim dedik. "Aman, yok yok böyle bir çalışma yapmanız gerekmez; biz gider bakarız" dediler.
Cadde üzerinde yeni inşa edilen AKP binasının cadde kodundan dolayı iskan ruhsatı problemi olduğu, onun için cadenin kodunun indirildiği doğru mu?
İmar planı içinde bütün topoğrafik esaslar alt üst edilmiş oluyor Söğütözü Caddesi’nde.