Kimse kendi demokrasisini icat etmeye kalkışmamalı

DEMOKRASİLERİN genel ve vazgeçilmez kuralıdır “kuvvetler ayrılığı”, yani yasama, yürütme ve yargı birbirinin çalışma alanlarına girmeden görevlerini yapmalılar.
Ama unutulmamalı ki “hukukun üstünlüğü” vazgeçilmez kuraldır. İcra organları olan yasama ve yürütmenin mutlaka yargı denetimine bağlı olması gerekmektedir. Bu yargı görevi bağımsız mahkemeler ve yüksek yargı organlarınca yapılır, hiçbir kişi veya kurum kendini bağımsız mahkemelerin yerine koyamaz, kimse kendi yasal sınırları dışına çıkamaz.
Bunların dışında, ülkelerin, yasal sınırları anayasa ve kanunlarla belirlenmiş bağımsız başka kurumları da vardır ve bunlar ihtisas kurumlarıdır, yani kendi dalında yetişmiş uzman kişilerin oluşturduğu kurumlardır (Örnek: Merkez Bankası, Anayasa Mahkemesi) ve bu yetişmiş kişilerin kararlarına dışarıdan müdahale edilemez.
Kısaca her kişi ve kurum kendilerine çizilmiş anayasal sınırların dışına çıkmamalı, başkalarına müdahale etmemelidir. Ülkenin ayrı bir kuvvete ihtiyacı yoktur ve olamaz. Demokrasi sistemler bütünlüğü içinde yürümelidir, kimse kendi demokrasisini icat etmeye kalkışmamalıdır.
Ayrıca ülkemizin kendi kendine hareket eden yeni bir vesayet kurumuna ihtiyacı yoktur, kimse kendine yeni roller çizmemelidir.
Hani dilim varmıyor ama kısaca “Herkes haddini bilmelidir”.
Hepinizin bildiği bu kuralları yazarak haddimi aşmadığım kanaatindeyim.
Ahmet Şükrü GÜRHAN

GÜNÜN SÖZÜ

“Adaleti, yüksek bir kanun olarak kabul etmekten vazgeçen millet, bu felaketini hiçbir başarı ile telafi edemez.”
W.E. Channing

Arpanın çokluğu

BAYTAR olan babam “Ata arpayı çok verirsen hantallaşır, kalçaları ağırlaşır, iyi koşamaz, çevik olamaz” derdi. “Ata arpa, saman, su verilmesinin iyi dengelenmesi lazım. O zaman at, dağkeçisi gibi çevik, kıvrak ve hafif olur, çok iyi koşar. Bir damla fazla eti olmaz”. Attan esinlenerek bazen görgüsüz ham insanlar için “Arpası fazla” yorumunu yapardı. Şimdi bakıyorum “Bu toplumda arpası fazla” insanlar pek artmış. Kimileri ekmeğini, geçimini pek zor ve zahmetli kazanırken, kimileri için milyonlara, trilyonlara çabucak ulaşmak çok kolay, zahmetsiz. Dünya zevk, sefa, neşe, eğlence ve aşk olmuş çıkmış onlar için... Hele hele, yüce yüce sanatçılarımızın Amerika’da, İngiltere’de, Fransa’da pek lüks konut ve villaları ne kadar göz yaşartıcı.
Eskiden insanlar yaradana ve nimetlerine hamd ve şükür ederlerdi. Şimdi ülkede cins cins âlâ yiyecekler, giyecekler, nimetler var hamd ve şükür edenler azalmış, bir pazara çıkın şu ülkede yetişen mevye ve sebzelerin cins cins bolluğuna ve zenginliğine hayran kalın. Nice fakir ülkeler var dünyada bizde ekmek (Nân-ı Aziz) bolluğundan israfdan çöplere atılır oldu. İslam da israfı hoş karşılamaz. Diyeceğim o ki ‘Arpa fazla olunca’ yani nimetler mebzul olunca hamd ve şükür de ortadan kalkınca, insanın egoizmi pek vahşi ve acımasız oluyor. Diğer insanları ve canlıları da pek umursamaz hale geliyor. Biz ki, soğukta karda kışta kurdu, kuşu, tilkiyi, vahşi hayvanları düşünen bir ulusun çocuklarıyız, şimdi garip insanları bile düşünmüyoruz. Bize bu kalkınmayı, refahı getirenleri hayırla, nimetle analım. 1920’lerde ülkede topluiğne bile üretemiyorduk, başımıza giydiğimiz fes Avusturya’dan geliyordu. Basma, şeker fabrikaları nerede? 1966-1968’de Kars Lisesi’nde öğretmendim. Bursa’dan Kars’a 2-3 dakika görüşebilmek için büyük postanede anam 4-5 saat telefon kuyruğunda beklerdi. Şimdi de cep telefonu saltanatına bak. Allah Allah... Anlayana.
Prof. Dr. Atilla ÇETİN

Hem şikâyetçi, hem müşteki (2)

ŞİKÂYET ve müşteki kelimelerinin de Arapça kökeninin “Şaka” olduğunu düşünürsek, ‘mağdur’u oynayanların bitmeyen ‘şikâyet’i, belki de bu yüzden “şaka” gibi geliyor.
M. SERHAT-BXL

İstanbul’da seçim çevreleri ve nüfus dağılımları

En zorlusu 2. bölge

BİR dostum geldi, ona Bakırköy’deki siyaseti sorduk, yani 3. bölge... “Bu bölgeden sadece Bakırköy’den aday adaylığına soyunan 200’ün üzerinde isim var” dedi. Bölgede milletvekili sayısı 31’e çıktı, CHP ne çıkarır? “9 çıkarır mı, çok zor” diyerek ekledi. AKP’de ‘yarış’ yok; ‘tayin’ var. MHP henüz hareketsiz. 10 Şubat’ta aday başvuruları sona eriyor. Hafta sonu her üç partiden çok sayıda aday adayı çeşitli etkinliklerle kendilerini tanıttılar.
YSK’nın açıklamasına göre, İstanbul’da seçim bölgeleri ve kişi başına düşen oy miktarları şöyle:
İSTANBUL il nüfusu: 14.377.018 (88 milletvekili); bir milletvekiline düşen nüfus 163.377.
1. BÖLGE (31): Nüfus: 5.075.563, milletvekili başına düşen nüfus 163.727.
İlçeler: Adalar, Ataşehir, Beykoz, Çekmeköy, Kadıköy, Kartal, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sultanbeyli, Şile, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar.
2. BÖLGE (26): Nüfus 4.286.725, milletvekili başına düşen nüfus 164.874.
İlçeler: Bayrampaşa, Beşiktaş, Beyoğlu, Esenler, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa, Kağıthane, Sarıyer, Sultangazi, Şişli, Zeytinburnu.
3. BÖLGE (31): Nüfus 5.014.730, milletvekili başına düşen nüfus 161.765
Arnavutköy, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Çatalca, Esenyurt, Güngören, Küçükçekmece, Silivri.

MESAJ PANOSU

EN temel hakkımız olan mülkiyet hakkı da artık bu ülkede yok... Devlet her an malınıza mülkünüze el koyabilir. Ali TEZEL

Biliyor musunuz?

EN eski meslek örgütlerinden, Prof. Dr. Şakir Doğan Tuncer’in başkanlığındaki Veteriner Hekimleri Derneği’nin 85. yaşını dün kutladığını, üyelerinin akşam Ankara Hilton’da yemekte bir araya geldiklerini...