ÇEVRE ve Orman Bakanı Osman Pepe dün NTV’de ‘Bizim dönemimizde ormanlarımızda kaçak tek bina yoktur’ dediği saatlerde Kemer Country’nin inşaatla ilgili genel koordinatörlerinden Mehmet Köseoğlu telefonla arayarak şunları anlattı:
‘Kadir Topbaş’la helikopterle gezerken görüp yazdığınız sitemiz içindeki inşa halindeki 5 yapı Büyükşehir Belediyesi ekiplerince enine boyuna incelendi ve ilgili belgeleri isteyerek götürdüler. Biz 1.200 dönüm tapulu arazimizde villa yapıp satıyoruz. Ayrıca Orman Bakanlığı’ndan 49 yıllığına kiralanan 2.000 dönümlük saha ise, turizm alan belgeli ve tasdiklidir. 1991’de başlayan turizm ve spor alanları (uluslararası konaklama, golf, binicilik ve tenis) yatırımlarımızın %90’ı bitirilmiştir. İnşaatı sürmekte olan otelimizi Kempinski tarafından işletilmesi için anlaşma yapılmıştır. O gördüğünüz, konaklama için yaptığımız 5 bungalovun inşaatıdır. Ruhsatsız hiçbir şeyimiz yoktur.
- Peki bungalovlar kimin tapusunda yapılıyor?
- Orman’dan tahsisli sahada konaklama tesisleri... Ama bunların da ayrı ayrı ruhsatı vardır. Büyükşehir imar ve planlama ekipleri daha önce Göktürk beldesinde de denetleme yapmışlar. Orada Orman’ın bir madenciye tahsis ettiği kuvars maden sahasının ise bizimle bir ilgisi yoktur.
- Size Orman’dan tahsisli yerler daha önce kömür madeni sahası mıydı?
- Evet... 1987’de başvurarak maden sahalarını turizm alanına çevirttik.
Yeni Galata Köprüsü’ne neden itiraz etmediler
METRONUN Haliç’i geçerken tasarlanan boynuz şeklinde ayakları olan çelik ve cam karışımı ‘şeffaf köprü’ tasarıma dönük eleştirilere biraz tepkili Kadir Topbaş... Ünlü mimarlar; Semai Eyice, Uğur Tanyeli, Eyüp Çulha, Metin Sözen, A. Vefik Alp ve Tan Oral’ın çeşitli biçimdeki eleştirilerine karşı ‘Onlar ilk önce benim meslekdaşlarım’ diyerek şöyle diyor:
‘İnsanlar eskiden kemer köprüler yapmış, Mimar Sinan gibi... Sanayi devriminde metal-çelik köprüler geldi. Sonra Boğaz’daki gibi asma-germe köprüler dünyada yerini buldu. Bugün ise daha çağdaş bir yapı sistemi olan ‘Stayed Cable’ denilen gergi sistemiyle kurgulanan köprüler çıktı. Buna nasıl kopya denilebilir ki. Çağdaş, yeni bir felsefe, yeni bir konsepti olan tasarım. Eleştiri getirenler, yeni Galata Köprüsü için neden bir şey söylememişler? Boğaziçi ve FatihSultanMehmet köprülerine kopya diyebilir miyiz? Bizim hiçbir kompleksimiz yok.’
Topbaş, İstanbul için çağdaş vizyon projelerini zaman zaman açıklayacağını söylüyor.
CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı’nın, Milli Eğitim Bakanı’na, İlköğretim Türkçe 8 adlı ders kitabındaki Ömer Asım Aksoy, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Zeynep Oral, Feyza Hepçilingirler, Muhsin Ertuğrul, Ulaş Özdemir ve İpek Ongun gibi çağdaş yazarlara ait metinlerin, ‘Atatürk’ün Bilime Verdiği Önem’ başlıklı yazının kaldırıldığını ve ulus, yanıt, tümce, sözcük, eylem, ilgeç, betimleme, olanak gibi sözcüklerin yerlerine Farsça ve Arapça kökenli sözcüklerin niçin konulduğunu bir soru önergesiyle soruyor.
Gazalcı, Milli Eğitim Bakanı Çelik’e diyor ki:
‘Bir ders kitabının bakanlığınız tarafından kabul görebilmesi için sizin yaklaşımınıza uygun bir dil kullanılmak zorunda mıdır? Yazarların kaygısını giderici herhangi bir önlem almayı düşünüyor musunuz?’
Gazalcı ayrıca Köy Enstitüleri’nin 65.kuruluş yıldönümü nedeniyle yayınladığı bildiride, Başbakan’ın 11.9.2003 günü yaptığı ‘Ulusa Sesleniş’ konuşmasında ‘Dünya eğitim tarihi bakımından da çok orijinal bir girişim olan Köy Enstitüsü uygulamalarını, tarafsız bir gözle, bilimsel bir analize tabi tutmalarını ve bu deneyimden bugün, özellikle yeni bilişim ve genetik tarım teknolojilerini eksen alarak ‘Biz nasıl yararlanabiliriz?’ diye araştırmalarını istedim’ demesine karşın 2.5 yıllık iktidarı döneminde Milli Eğitim Bakanlığı uygulamaları Köy Enstitüleri ilkelerinin tam tersidir’ diyor.
İSMAİL HAKKI TONGUÇ
Bakanlığın keyfi yönetimi ile Milli Eğitim Temel Kanunu’nu, yönetmeliklerini sık sık değiştirerek Öğretim Birliği’nin bozulduğunu, partizanca kadrolaşarak eğitimin niteliğini düşürdüklerini belirten Gazalcı, ‘Başbakan’ın sözlerinin ciddiye alınmadığını’ söyleyerek şu öneride bulunuyor:
‘Ülkemizin ve insanlığın Köy Enstitüleri sisteminden sürekli yararlanabilmesi için uygar Batı ülkelerinde benzer örnekleri görüldüğü gibi özerk çalışan ‘Köy Enstitüleri ve İsmail Hakkı Tonguç Araştırma Kurumu’ oluşturulmalıdır.17 Nisan’ın okullarda ‘Eğitim Bayramı’ olarak kutlanması için verilen önerge yasalaştırılmalıdır.’
Bakan Ezgezen deprem kanununu uygulamıyor
‘18 Ağustos 1999 depremini en yoğun olarak yaşayan biriyim.O gece uyumamıştım, deprem vurunca balkona çıktım. İkinci kattan sokağa atladım; önüm deniz... Depremden kurtulduğum için Allahıma şükrederken, baktım dev bir dalga geldi, en aşağı 5 metre olabilir. Önüm bir anda deniz oldu, dizlerime kadar su içinde kaldım. Bu bir tsunamiydi tabii... Depremin bıraktığı izleri anlatmaya gerek yok’ diyor Gölcük/Değirmendere’den Vedat Karal...
Prof. Ahmet Mete Işıkara geçenlerde Değirmendere’ye gelmiş, tehlikeyi bir kez daha ‘Orta hasarlı binalar birer hazır mezar, sakın oturmayın ve hemen yıkın’ diye dillendirmiş.
Karal, ‘İşte benim üzerimde durduğum konu da bu... Hani orta hasarlı binalar yıkılacaktı?’ diye soruyor.
Gerçekten 5 yıldır bu aylarda, bu konuda haberler yer alıyor ama uygulama hep erteleniyor.
Karal’ı dinliyoruz:
‘Ne yazık ki ne bakan, ne ilgilenen, ne de yıkan var. Bölgemizde depremde orta hasarlı olup onarılmayan bir sürü bina var; insanlar çaresiz oturuyorlar. Bu konuda Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen’e tam dört kez mektup yazdım:
1.9.1999 tarih ve 23803 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 574 sayılı KHK ve 7269 sayılı Afetler Kanunu’nun 13.maddesi b bendi hükümlerine göre onarım ve tamirinin yapılmaması halinde, ilgili kanun gereğince bu binaların neden yıkılmadığını sordum.
Bu hüküm neden her yıl uzatılıyor?
Prof. Işıkara önemli uyarılar yapıyor ama bu kanun her yıl, bir yıl daha uzatılıyor. Kanun çıkartmışız, uygulama yapılmıyor ya da savsaklanıyor.
İzmit Valiliği’ne soruyorum, ‘Bize yıkın diye bir haber gelmedi’ diyorlar.
Başbakanlığa da yazdığım yazıya, klasik olarak ‘Dilekçeniz incelenmiş olup gereğinin yapılması için Bayındırlık Bakanlığı’na gönderilmiştir’ cevabı geliyor.
Zaten ben onlara soruyorum, ancak bir icraat yapılmıyor.’
Çıkan kanun uygulanmıyor. Peki onarılmayan orta hasarlı binaların yıkılması için yeni bir deprem ve yeni canların yitirilmesi mi bekleniyor?
Taşıma tekeli
ERZURUM’da Dadaş, Esadaş ve Palandöken Turizm şirketleri var. Bu üç firma 9 Nisan’dan itibaren geçerli olmak üzere kendi aralarında bir anlaşma yapıyorlar ve bunu biletlerini satan tüm acentelerine fakslıyorlar. Her bir güzergáh için bir fiyat belirlemişler, o fiyatın altında kesinlikle bilet satmak yok. İki hafta önce Erzurum-Antalya 35 YTL idi; şimdi 50 YTL olmuş. Iğdır ve Ağrı otobüsleri çoğunlukla Erzurum otogarına girmiyorlar. Şehirlerarası yolda sizi valizlerinizle bırakıyorlar. Şimdi soruyorum, rekabet bozulmadı mı? Tüketici mağdur olmuyor mu?
Salih EMiN
Biliyor musunuz?
GÜNEYDOĞU’da Ankara Üniversitesi adına uyguladığını söylediği anketle ‘Etnik kökeniz nedir?Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?Dindar biri terörist olabilir mi?’ gibi sorular soran Prof. Doğu Ergil’in, iki yıl öne Ankara SBF’de doçentlik sınavına giren Sakarya Üniversitesi’nden Emin Gürses’in kendisine ‘ABD Büyükelçiliği’nde ne işin vardı?’ diye sorması üzerine küfrederek saldırdığını; bunun üzerine Doç. Gürses’in hakkında hem YÖK, hem de savcılığa şikáyette bulunduğunu... YEDİTEPE Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nün kapatılması üzerine tepki gösteren bölüm başkanı Doç. Dr. Füsun Akatlı’nın, ‘bir sanat kozasının daha kurutulmuş olduğunu’ bir tepki bildirisiyle kamuoyuna açıkladığını...
Mesaj panosu
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, ‘fast food’ların çocuk sağlığında yarattığı olumsuz etkileri göstermek amacıyla bugün 10.00’da bir film; 13.00’te de Köy Enstitüleri slayt gösterimi düzenliyor. Yer: Karanfil Sok. 28/19, Kızılay. 0312-425 05 55.
BATMAN’da dün başlayan Turizm Haftası boyunca Hasankeyf’te, Jandarma Caz Konseri, Komedi Dans Grubu, Grup Yamaç ve Haluk Levent, semazen gösterisi, pandomim, Hasankeyf güzellik yarışması gibi etkinlikler yer alıyor.
GÜNÜN SÖZÜ
‘İlla bir hastanın Kızılay’dan kan alması için Başbakan’ın oraya telefon etmesi gerekmez.’