‘Kar bereket getirsin’

Ozan Deniz’in aldığı mesajlardan birkaç örnek: “Dört gözle bekliyoruz, hayırlısı olur inşallah”, “Çocuklar için çok yağsın, her gün ne zaman kar yağacak diye soruyorlar.”, “Ozan Bey iyi ki varsınız, sizi takip ediyorum, güzel bilgilendirme yapıyorsunuz.”, “Hayırlısı ile yağar!”, “Rabbim, her kar tanesini her birimize bereket olarak nasip etsin inşallah...”, Çorlu’ya çok yağsın, tarlalar yağmur bekliyor”, “Ozan oğlum, ne dersen aynısı oluyor, çok teşekkürler.”

GÜNÜN SÖZÜ

“Para az değil, hırsızlar çok kalabalık.” Eduardo Galeano

KAZAKİSTAN’I ANLAMAK

KAZAKİSTAN, Türkiye için sıradan bir ülke değildir. Bağımsızlığın ilk döneminden beri ona yeraltı zenginliğinden değil, tarihi ve kültür yakınlığı ile odaklanmıştır. İpekyolu güzergahında iki ülke köprü vazifesi görmektedir. Yani Kazakistan Türkiye için hem bir kardeş ülke hem de jeo-stratejik kavşak noktasıdır. Türkiye dün olduğu gibi bugün de Kazakistan’dan vazgeçmeyecektir, Kazakistan devletinin yanında olacaktır.

Türk Dünyası ve Kazakistan’la ilgili çalışmalarıyla bilinen Prof.Dr. Kürşad Zorlu 2019’da yayımlanan ‘Büyük Bozkırın Yükselişi’ adlı kitabında “Tokayev ile başlayan bu dönemde siyasal, sosyal ve ekonomik açıdan güçler dengesinin sağlanması hayati bir önem taşımaktadır” diye yazmıştı.

Türk Dünyası ile ilişkilerini nereye ve nasıl konumlandıracağını sorguluyordu.

Yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele edeceğini seçim öncesinde taahhüt etmişti. Göreve geldikten sonra “halkını duyan devlet” sloganı ile sosyal destek ağırlıklı politikaları uygulamaya çalışıyordu. Sorun paylaşım ve dağılımdaydı! Ve halkın biriken tepkisi karşısında yapılacak reformlar ve bu reformların etkisi için zamana ihtiyaç vardı. Şimdi olaylar durulduktan sonra çok sayıda reform ve paketin açıklanmasını bekleyebiliriz.

Ülkenin 2. Cumhurbaşkanı Tokayev’in dünkü açıklamasına bakılırsa Zorlu’nun yazdığı senaryo gerçekleşiyor. Nazarbayev’in attığı temeller üzerinde ülke yeni bir döneme giriyor.

AKARCA’YA GÜZEL HABER GELDİ

SEFERHİSAR-Akarca’nın sahil sorununu ve bölgede oturan vatandaşların koruma mücadelesini zaman zaman bu köşeye taşıdık. Akarca temiz denizi ve yeşil doğasıyla, İzmir ve diğer kentlerden gelen binlerce doğa ve sakin hayat severin ikinci evi. Bu sahile yapılması planlanan devasa boyutlu bir balıkçı barınağı (endüstriyel liman) haberi ile sarsıldılar. Yaşam alanlarını kaybetmek istemeyen vatandaşlar, doğanın geri dönüşümsüz bozulmasına izin vermeyeceklerini söylediler. ‘Akarca’yı Koruyanlar Grubu’nda birleşerek konuyu yargıya taşıdılar. Bu arada aynı adla bir dernek kurarak mücadelelerini hukuki yoldan sürdürmeye karar verdiler. En önemlisi de “İzmir Şehir Plancıları Odası”nın devreye girmesiydi.

İlk güzel haber, Oda’nın açtığı davalardan geldi. Önce bu projenin içine alındığı imar planlarının yürütmesinin durdurulması kararı çıktı. Ardından proje iptali için açılmış dava İzmir 6. İdare Mahkemesi’nce uygun bulunup, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın planlamasıyla yapılacak olan Balıkçı Barınağı ile ilgili bir gelişme oldu. Barınağın bilimsel ve teknik bir gerekçesi olmadığı, turizm ve yazlık konut amaçlı planlanan alanlar ile sahil kullanımı arasındaki ilişkiyi keseceği yönünde verilen bilirkişi raporunu onayan mahkeme, iptal kararı verdi. Bu arada Akarcalılar tarafından açılan davada da benzer sonucun çıkması bekleniyor.

Akarca kazandı, doğa ve deniz kazandı. Akarca halkı destek veren herkese teşekkür ediyor.

NİKOLAYEV’E SEFER VAR
ANKARA’DAN BRÜKSEL’E UÇUŞ OLMAZ MI?

THY, “Dünyanın en fazla noktasına uçan hava yolumuz ile Mykolaiv’i (Ukrayna) ayrıcalıklı fiyatlarla keşfedin” diyor.

Ama bu ilana okur Elif Erol Demirbağ şu karşılığı veriyor:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’dan yurtdışına direkt uçuşları arttırın lütfen. Türkiye’nin en iyi üniversitelerinin olduğu, tıp doktorlarının, diplomatların yaşadığı bir başkentten yurtdışına kayda değer bir uçuş yok. AB’nin merkezi Brüksel’e bile yok. Ne hazin bir durum.”

İLAÇ, ECZACI VE SGK KRİZİ

ANKARA Milletvekili Levent Gök, Çalışma Bakanı Vedat Bilgin’e soruyor: “SGK, satışa sunulan ilaçların yaşı, eşdeğer ve referans olması gibi sebeplerle ilaç firmalarından yüzde 41’e varan oranlarda indirimler talep ediyor ancak firmalar bunu kabul etmiyor. Firmaların keyfi fiyat uygulamaları yurttaşları ve eczacıları karşı karşıya getiriyor. 10 yıldan beri nasıl çözüm bulunamaz! İlaç firmalarının bu tutumuna son verilerek yurttaşların ve eczacıların mağduriyetleri giderilmelidir. Soruyoruz; keyfi fiyat uygulamalarının sona erdirilememesinin sebepleri nelerdir? Çözüm için hangi çalışmalar yürütülüyor?”

BİLİYOR MUSUNUZ?

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun, hükümetin çay üreticilerinin hakkını gasp ettiğini belirterek, AKP’nin kendi çıkardığı Tarım Kanunu’na uymadığını, çaya verilen kilo başına destek priminin 2016’dan bu yana 1 kuruş artırılmadığını, gübre desteğinin de dönüme 8 TL gibi komik bir fiyat olduğunu, Rizeli, Karadenizli çay üreticilerinin hiçbir dönemde böyle bir hakaretle karşı karşıya kalmadığını açıkladığını...

MESAJ PANOSU

SAĞLIK Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü diyor ki: “Aile buluşmaları, bir araya gelmeleri çok kısa olmalı. Yapılan görüşme gerekiyorsa açık havada ve kısa süreli olmalı, maske çıkarılmamalı, mesafe korunmalı.”