Kalan sağlar bizimdir

KONUYU bilen birçok kişi inanmayacak, hadi canım sen de diyecek.

Hatta gidip Adliye’ye soracak.
Ama bugün (dün) 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde altı yıldır bir türlü sonuçlanamayan dava sona erdi!
Ben de Serkan Kadakoğlu olarak yanarak ölen Salih Pişkin’i içerde son gören kişi olarak tanık sandalyesindeydim.
Altı koca yıl...
Mahkeme yanarak ölen kişi mi suçlu yoksa yangını çıkaran şahıs ve oranın idarecisi Ankara Valiliği mi suçlu, karar veremiyordu.
Ve nihayet... İçerde insan varken kepenklerin kapatıldığını, yangın merdiveninin kilitli olduğunu ve ölen kişinin tek suçunun orda olmak olduğunu kabul kabul etti mahkeme...
Bu dava başka bir ülke görülseydi dava belki ilk duruşmada sonuçlanacaktı; yakan ve önlem almayan kişileri ilan edilirdi.
Ama maalesef Türkiye’de bunu anlamaları altı sene sürdü.
Durun hemen sevinmeyin, esnaflar henüz tazminat alamayacaklar.Çünkü Temyize açık kabul edildi dava...
Gerçi yangından sonra 22 esnaf arkadaşımız öldü, bazısı intihar etti, bazısı kalp krizinden öldü.
Ama kalanlar Türkiye’de sistemin yarattığı eziyete katlanmaya devam edecekler.
Ne diyelim, kalan sağlar bizimdir!
Serkan KADAKOĞLU

Nakşi camiinin imamına dikkat


SİZİ hergün takip ediyorum. Bazen de gördüğüm gariplikleri size yazıyorum ama daha hiçbirine köşenizde yer vermediniz. Galiba o kadar değerli bulmadınız ama olsun. Size daha önce Fethiye’nin cennet koylarından Günlüklü Koyu hakkında birşeyler yazmıştım. Bu cennet koya “The Bay Beach Club” diye bir otel yaptılar hem de dünya üzerinde sadece bu bölgede yaşayan “sığla-günlük” ağaçlarını keserek... Otelin yapıldığı arazi Orman Bakanlığı’na ait diye biliyorum.
Neyse, bugün Demetevler’de semtindeki Sami Efendi Camii’ne cuma namazına gittim. Bu camiye gelenler genelde Nakşibendi Tarikatı üyeleriymiş. Zaten Sami Efendi denen adam da Nakşibendi şeyhiymiş. 1950’lerde ölmüş.
Evime yakın olduğu için buraya gittim ama cemaatteki garipliklerden dolayı mecbur kalmadıkça başka camilere gitmeyi tercih ediyorum.
Bugünkü (dünkü) hutbenin konusu (Diyanet’in sitesinde ilgili hutbeye bakılırsa ne olduğu görülebilir) yeni yıla girerken kendimizle ilgili muhasebe yapılması idi.
Ama imam efendi, nasıl olduysa konuyu çetelere getirdi. Bir emniyet mensubu olmama rağmen(!) son zamanlarda gündemi meşgul eden çete muhabbetlerine ve soruşturmalarına inanmıyorum. “Bu adamın arkasında namaz kılınmaz” deyip kalkıp çıkacaktım ama neyse deyip namazımı kıldım ama aklım hala o cümlede kaldı.
Ben bir devlet memuru olarak işimde siyasi görüşlere yer vermiyorken benimle aynı kanuna göre devletten maaş alan bir insan hem de camide nasıl siyaset yapabilir? Bu yazıyı Ankara Müftülüğü’ne de göndereceğim bakalım ne diyecekler?
Okurlarınızla paylaşmak istedim.
Ahmet BAŞER

BEDAŞ yapmıyor biz yapacağız


ANKAYA Belediyesi Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden:
‘Garip Kalmış, ilgilenilmeyen sokak’ (25.12.2009) yazısında Çankaya Seyranbağları Göktürk Mahallesi 187. Sokağın kimi yerlerinde asfalt çöküntüsü olduğu, yağmur yağmasının ardından sokağın çamur içinde kaldığı ifade edilmiştir. Söz konusu sokağın iyileştirilme çalışmalarının başlayabilmesi için alt yapı kuruluşlarından gerekli çalışmaların yapılması gerekmekteydi. Buna ilişkin olarak iki gün önce BEDAŞ’tan gelen yanıt burada altyapı çalışmaları için kendi bütçelerinde yer olmadığı ve bu nedenle gerekli çalışmaların yapılamayacağı yönündeydi. Ancak buna rağmen, Çankaya Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü sokakta gerekli çalışmaları başlatacaktır.

O hat öyle döşenmemeli

İKİ, üç aydır Superonline şirketi Yaşamkent-Çayyolu’nda yolları boydan boya kazıyor ve fiberoptik hat döşüyor.
Ancak, kazdığı yollara asfalt (ya da beton) dökmeden toprakla kapatıp gidiyor.Örneğin; MESA Yonca II önü, İşköy Sitesi önü vb.
Kazılan yollardaki çukurlar kazalara neden oluyor. Ortalık çamurdan geçilmiyor.
İlhan ŞANVER
Yazarın Tüm Yazıları