Paylaş
Yargı bağımsızlığı ilkesi çiğnendiği için de Türk yargısının rahatsız olduğunu söyleyen Selçuk şunları söyledi:
“Yargı bağımsızlığını çiğneme pahasına, zaman zaman yargıçların emekli edildiklerine rastlanmıştır. Ama yasayla işlerine son verildiklerine demokrasilerde hiç mi hiç rastlanmamıştır. Anayasanın 139’uncu maddesi ve 100’e yakın hukuk fakültesine karşın ülkemizde bu da oldu. Kimi yargıç ve savcılar da tutuklandı. Hukuk tarihinde böyle bir olayı bugüne değin duymadım. Her açıdan örselenen yargıya, resmi dille konuşanların da itiraf ettikleri üzere güven kalmamıştır. O nedenle bugün artık kahraman yargıçlara gereksinim duymaktayız. Ama onları da rahat bırakmıyoruz. Yargının bağımsızlığı sadece yasama-yürütme organlarına karşı değil. Kamuoyu ve basına karşı da yargı bağımsız. Yargı bu açıdan da rahatsız.”
Konseyin ‘Yolsuzluğun Önlenmesi ve Etiğin Teşviki Hibe Programı’nın tamamlanması nedeniyle düzenlenen toplantıda Prof. Dr. Selçuk, yargının sokaktaki dedikodulara göre değil, hukuka göre karar vermesi gerektiğini hatırlattı.
YÜZ KIZARMASINI UNUTTUK
Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Turgut Kazan’ın moderatörlüğünde yapılan panelde ise konuşmacılar özetle şunları söyledi.
Prof. Aslı Tunç: Gazetecilikte temel ilke, haberin doğru, tarafsız ve adil olmasıdır. Kötü haberciliğin müeyyidesi maalesef Türkiye’de yok. Ben bir Finlandiyalı meslektaşıma, ‘Kötü bir gazeteciye ne gibi bir müeyyide uygularsınız’ diye sorduğumda bana, ‘Yüzünü kızartmaktan daha büyük ceza olur mu’ demişti ama Türkiye’de buna kimse aldırmıyor.”
Oktay Ekşi: “Baskı altındaki medya dünyasında, gazeteci, gerçeği son noktaya doğru dürüst aktaramaz. Çünkü gerçek aktarılırken baskıcı gücü memnun edecek şekilde bozularak iletilir. Böyle baskıcı rejimlerde ahlaki sorumluluk da baskıyı yapanlara yüklenmiş olur. Türkiye’de iyi gazeteciler var, kötü gazeteciler var, bu maalesef II. Abdülhamid döneminde de vardı.
Prof. Necdet Basa: “Türkiye’de basın özgürlüğü kalkmıştır. Otosansür vardır, tutuklamalar vardır, yerel basın, biat et ya da yok ol baskısı altındadır. Basın özgürlüğü yoksa, düşünce özgürlüğü de olmaz. Üniversiteler, yargı ve basın susturulmaya çalışıyor. Baskı altına alınmaya çalışılıyor.
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç 140’ı aşkın gazetecinin tutuklu yargılandığını belirterek, “Gazetecilerin tutuksuz yargılanmasını istemek tam demokrasiye inanmış hepimizin görevi” dedi.
Hüsamettin Cindoruk, İlker Başbuğ, Prof. Kemal Alemdaroğlu, Namık Tan’ın da bulunduğu toplantıyı çok sayıda davetli izledi.
BARIŞ-ÖZGÜRLÜK VE LİVANELİ
ZÜLFÜ Livaneli’ye dostları 50. sanat yılında bir etkinlik düzenledi. Bunda en büyük pay Sarıyer Belediyesi’ne düştü. Tarabya Oteli’nde ‘Barış ve Özgürlüğe Adanmış Bir Yaşam Sempozyomu’ ve sergisi vardı dün. ‘Müzik, Anılar/Dostluklar-Edebiyat sempozyumunun konukları arasında ‘Vietnam Savaşı Simgesi Kız’ Kim Phuc (53) da konuşmacı olarak yer aldı. (Phuc’la konuşan Zeynep Bilgehan’ın bu konudaki ilginç yazısını diğer sayfalarımızda okuyabilirsiniz.) Başka kimler gelmemişti ki... Alman piyanist Henning Schmiedt, Murat Meriç, Nebil Özgentürk, Sunay Akın, Selahattin Duman, Prof. Onur Bilge Kula, Zafer Kise, Feridun Andaç, Zeynep Oral ve Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban da konuşmacılar arasındaydı. Livaneli’nin kitapları, besteleri, sineması ve sesi bir anda gözlerimizin önünden geçti.
Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, bir sunum konuşmasına yer yok dedi ama gene de anlattı:
“Son Ada’yı okurken kendini anlatır Zülfü Livaneli... ‘Güneş Topla Benim İçin’ diye kendisine bir meydanda eşlik eden yüzbinlerce insanla birlikte tanımlar kendini. ‘Efil Efil Esen Yele Merhaba’ diye 5 kıtada yankılanan sesiyle anlatır bu toprağın insanını... Kimi zaman bir sahnede, Teodorakis Usta, Farandouri ya da Baez’le el ele, kol kola, koskoca ulusları, ülkeleri, koskoca kıtaları kucaklaştırır. Bir miting meydanında, bir konser salonunda, bir konferans salonunu dolduran kitleler önünde, Anadolu’nun, bu toprakların yüzyıllardan damıtılmış gelen kültürünün parlak örneklerini, inanılmaz yeteneği ile yoğurmuş biçimde sunar insanlara Livaneli...”
Sarıyer Belediyesi daha önce de Yaşar Kemal ve Vedat Türkali’ye ödül vermişti.
Belediyenin Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde Livaneli’nin kişisel eşyaları ve fotoğraflarının yer aldığı bir sergi de açıldı.
TÜRKİYE BUNLARI HAK ETMİYOR
ÜLKEMİZİN aydınlık birikimi, kültürel zenginliği, bölgesel renkliliği, hepsi ne yazık ki tek bir renge sıkıştırılmak isteniyor. Kanın, kirin ve karanlığın ortak rengi bu. Her kimden, hangi yönden ve nereden gelirse gelsin ve kime karşı yapılırsa yapılsın, sivile, askere, polise... Amaç bellidir, aynıdır; bir türlü layığıyla yaşayamadığımız demokrasinin son kırıntılarını da yok etmek. İnsanların korkutulması, sindirilmesi, özgür düşüncenin, farklı seslerin yok edilmesi, Türkiye’nin tümüyle kutuplaşmaya itilmesi.
Demokrasiyi korumak, ulusal egemenliğe sahip çıkmak, yurttaşların yaşam haklarını savunmak ve hiç kuşkusuz düşünce ve yazma özgürlüğünü her şeyin üstünde tutmak için, teröre karşı sesimizi yükseltmek en acil görev ve sorumluluğumuzdur.
PEN Türkiye olarak Beşiktaş saldırısında yitirdiğimiz tüm yurttaşlarımızı saygıyla anıyor, ülkemize başsağlığı diliyoruz. / PEN Türkiye Merkezi
HEP ŞEHİT OLMAMALI KAHRAMAN DA DENİLMELİ
BEŞİKTAŞ Belediyesi’nin apar topar aldığı kararla halk arasında ‘Beleşçiler Tepesi’ diye adlandırılan tepeye ‘Şehitler Tepesi’ adı verilmesi ilk bakışta olumlu gibi görünse de hatalı bir karar olduğunu düşünüyorum. Öncelikle bu tip hain terör saldırıları sonrası bu tarz adlandırmalar gelenekselleşmeye başlar ve zaman içinde toplumda olumsuz psikolojik etkiler yapabilir. Öte yandan ölen polislerimiz şehit olmakla birlikte öncelikle birer kahramandırlar. Bu nedenle daima bu kahramanlık duygu ve gururuyla anılmalıdırlar. O tepeye ‘Kahramanlar Tepesi’ adının verilmesi uzun vadede çok daha uygun olur . / Kemal ABDULLAHOĞLU - Adalet Partisi Sözcüsü-GİK Üyesi
BİLİYOR MUSUNUZ?
KEMERBURGAZ Üniversitesi Rektörü Prof. Çağrı Erhan’ın moderatörlüğünde yapılacak, Prof. Beril Dedeoğlu, Prof. Muhittin Ataman ve Yrd. Doç. Fahri Erenel’in konuşmacı oldukları ‘Ortadoğu Denklemi, Türkiye Ortadoğu İlişkileri ve Terör’ başlıklı panelin bugün 14.00’te üniversitenin Mahmutbey Yerleşkesi’nde yapılacağını...
SANATÇI Bedri Baykam’ın Taksim’deki Piramid Sanat’ın 10. yılı etkinliklerinin bugünden itibaren 5 Şubat’a kadar süreceğini...
Paylaş