Paylaş
AKP cenahı, koalisyon görüşmelerini nitelendirirken istikşaf kelimesi (tanımlaması) kullanıyor. Etimolojik olarak, Arapça kökenli ve ‘keşf’, ‘keşfetme’ye karşılık geliyor.
Benzer kökten gelen inkişaf ise, ‘gelişme, ilerleme’ anlamına geliyor.
Koalisyon görüşmelerinin zahiri, görünürdeki amacı, seçim sonuçlarına göre, bir hükümet terkibini, oluşmasını sağlamak...
Öncü keşif görevlileri, görüşmeleri tamamladılar ve nihai karar için (detaylı müzakerelerin başlaması anlamında), konu genel başkanlara arz edildi.
Her iki tarafın da kâşifler heyeti, ‘ser verip sır vermeme’ tavrında bir tutum sürdürürken, CHP’li bir vekil, “Biz dosyalarla görüşmelere katılırken, AKP tarafı sadece not almakla yetindi” serzenişi ile ‘istikşaf’ın geleceği hakkında bir ipucu verdi.
Koalisyon çalışmalarında sadece muhatabı dinlemek ve not almak, iş başvurusu yapan adaylar ile ‘mülakat’ yapmaya benziyor. CHP tarafında, her şeyi sineye çekme hali var, AKP tarafı ise ‘davarını peşin satmış celep’ rahatlığında ve rehavet içinde seçim sonuçlarına rağmen tek başına iktidar olmanın nimetleri ile hemhal olmaya devam ediyor. Üsleri yabancı kuvvetlere açıyor, sınır ötesi harekâtlara karar veriyor, sınır boylarından komşu ülkeye, eğit-donat askeri, bir nevi paralı asker gönderiyor vs...
Gerçek şu ki, milli irade, halk iradesi üzerinden menkibeler yazan bu siyasi kadro, 7 Haziran seçim sonuçlarını, bir sihirbaz mahareti ile buhar etti.
Sonuç olarak, ‘istikşaf’tan bir inkişaf çıkmadı, ama ‘takiye’ dolu dizgin iktidarını sürdürüyor... S. ÖZKAN
GÜNÜN SÖZÜ
“Yalan zekâ işidir, dürüstlük ise cesaret. Eğer zekân yetmiyorsa yalan söylemeye, cesaretini kullanıp dürüst olmayı dene.” Victor Hugo
Vatan nasıl sağ olur?
BİZ Türklerin bilinen 16 devlet kurduğumuz yolundadır. Türkiye Cumhuriyeti’nden önce kurulan 15 Türk devletinin insanları da ülkeleri için ölme konusunda tereddüt göstermemişlerdir. Ama sonunda ülkeleri uğruna ölmeleri o ülkenin yıkılmasını önleyememiştir.
Göktürkler, Uygurlar, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu da yaşamlarını devam ettirememişlerdir. Önemli olan yaşarken ülkeyi ayakta tutmaktır. Başbakan’ın “Ülkemiz için ölmeye hazırız” lafı içi boş bir söylemden başka bir şey değildir.
Görünen o ki, ucuz kahramanlıklarla neticeye ulaşmak fikri, ham hayalden öteye gitmez. Atatürk’ün “Savaş bir cinayettir” sözleri bu işin mana ve ehemmiyetinin en açık örneğidir. Ne yazı ki, ülkemizdeki ölümler sınıfsal farklılıklar yaratmaktadır. Ulusal savaşımızda her kesimden şehit vermiş bir ülkeyiz. Bu nedenden dolayı da zaferlerin haklı bir vatan savunması olduğu “Ya istiklal ya ölüm” parolası ile onaylanmıştır. İç güvenliğimizi sağlayacak bu çatışmalarda kimlerin çocukları şehit düşmektedir? Artık gelen şehit cenazelerinden sonra “vatan sağ olsun” cümlesi yerini öfke dolu sözcüklere bırakmaktadır. Ülkemizde ekonomide, mutluluk ve refah endeksinde adalet olmadığı gibi şehit ölümlerinde de adaletsizlik açıkça görülmektedir.
“Analar ağlamasından” yola çıkarak geldiğimiz nokta “analar ağlarsa ağlasın” noktasıdır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin tek bir hedefi olmalıdır, vatanı yaşarken sağ tutmaktır.
Bu kafayla gidersek vatan gibi kutsal bir sözcüğün dejenere olmasından başka bir şey getirmez.
Çalmıyor, enerji üretiyor
EDİRNE’de güneş enerjisinden tarımsal sulamada yararlanmak amacıyla taşınabilir şekilde römork üzerine monte ettiğimiz 5000 W‘lık sistemle 4 HP’lik trifaze dalgıç pompa ile günde 430 ton su basılarak Uzunköprü Ömerbey köyümüzde aydın çiftçisi Ruhi Bey mısır sulaması yapmaktadır. Bu örnek uygulamaya öncülük ettiği için kendisine teşekkür ederim. Edirne güneş ışını yoğunluğu açısından oldukça iyi sayılır. Yaptığımız bu sulama sistemiyle çiftçimiz sulama dışında evinin veya başka bir mekânın aydınlatmasını da sağlayabilecektir. Bu sistem yılda 30 bin kwh enerji üretebilecektir. Uyguladığımız projenin montajında ve römorkun yapımında emeği geçen Efe römork Manisalı damper sahiplerine de teşekkürler. Bu uygulama, örnek teşkil ederek, güneşten faydalanarak sulama yapılmasının yaygınlaşması dileğiyle... Fotoğraf: Hüseyin Erkin.
(Güneydoğu’da enerjiyi çalıyorlar; Trakya’da da yoktan üretiyorlar.)
Güneydoğu’da AKP ne oluyor
DİYARBAKIR’da hafta sonu yapılan ve CHP’den Gürsel Tekin, Enis Berberoğlu, Utku Çakırözer, Aylin Nazlıaka, Muharrem Erkek, Şanal Sarıhan, Nutettin Demir, Zeynep Altıok, Hayriye Ersoy, Abuzer Tanrıverdi’in katıldığı bölgesel toplantıda, Diyarbakır’daki STK temsilcileri “AKP bölgede tabela partisi durumuna geliyor, artık CHP’ye çok görev düşüyor” dediler. Yarın: Kim ne söyledi, şaşırtıcı tepkiler...
BİLİYOR MUSUNUZ?
-ODA TV’nin belgelere dayandırdığı Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın ‘ortalığı karıştıran dosya’ başlığıyla sunduğu haberde, plan tadilatı yapılarak 4 kattan 13 kata çıkarılan TÜRSAB binasının müteahhidi Enis İnşaat ortaklarından Yüksel Ersoy’un, Hazinedar’ın Balmumcu’da yeni aldığı arsasının müteahhitliğine getirilmesi olayı üzerine CHP Genel Merkezi’nin, konunun il örgütünde görüşülmesinden sonra cuma günü dört kişilik bir heyetin belediyede inceleme yapma kararı verdiğini...
Paylaş