OĞLUMUN yüksek ateşle rahatsızlanması üzerine; kendisiyle birlikte 27 Aralık, saat 11.30’da ‘Aile Hekimimizin’ bulunduğu Çayyolu 2 no’lu Ayşe Ana Sağlık Ocağı’na gittik. Aile hekimimiz olan Uz. Dr.’un kapısında diğer hastaların da beklediğini gördük.
10-15 dakika kadar bekledikten sonra doktorun odasından çıkan olmayınca merak edip kapıyı tıklattım. Herhangi bir ses alamayınca biraz daha bekledim ve kapıyı açmak istedim. Kapının kilitli olduğunu gördüm. Bekleyen diğer hastalarla birlikte şaşırdım. Karşı odada görevli Uz. Dr.’a aile hekimimizi sordum. Aldığım cevap “Kendisi telefon görüşmesi yapıyordur” şeklinde oldu. Yanlarından ayrıldım. Bir süre daha bekledikten sonra aynı doktora giderek “Hastamızın rahatsızlığının önemli olabileceğini, ateşinin çok yüksek olduğunu” ifade ederek kendisinin bakmasını rica ettim. Hipokrat yeminli aile hekimlerimizin hastaya yapmaması gereken bir davranışla karşılaştım. Bana, kendisinin 400 hastadan sorumlu olduğunu, bunların dışında hiçbir hastaya bakamayacağını ifade etti. (Bu konuşmalar olurken odasının önünde bekleyen ve içerde muayene olan hiç bir hasta yoktu) Aynı doktora, sağlık ocağında doktorlar arası koordinasyon makamının olup olmadığını sordum. Her doktorun kendisine karşı sorumluluğunun olduğunu öğrendim. Aile hekimimizi şikayet etmek için Yenimahalle Kaymakamlığı’na müracaat etmemi önerdiler. Oğlumu alarak Özel Hastaneye gittim. Yapılan muayeneden sonra, gerekli mi yoksa gereksiz mi bilmem ama bir sürü tetkikler istendi. Tabii hepsini de yaptırdık. Mecbursunuz... Eh ‘Sağlık reformu’ ismi altında aile hekimliği, özel hastanede muayene kolaylığı... Hepsi kağıt üstünde güzel görülüyor. Bir tarafın keyfi hareketi serbest ve kontrolden uzak, diğer tarafta ekonomik çıkarlar gözetildiğinde mağdur olan vatandaş oluyor. Necat GÜRSES
Atakule nihayet ışıl ışık oldu
KÖŞENİZDE genelde şikayetler yer alır. Ben bile çoğu zaman şikayetlerim dile gelsin diye ileti gönderiyorum. Ama bu gün ilk defa Ankara’ya yakışan bir güzelliği dile getirmek istedim. Ankaramızın her yerinden görünen, devasa büyüklüğüne rağmen zarif duruşu ile modern bir kent imgesi yaratan Atakule’miz, kendisi kadar güzel bir ışıklandırmaya kavuştu. Ankara gecelerine ışık oyunlarıyla katkıda bulunan kule, geceleri de kendini gösterir oldu. Atakule’yi bu ışıklandırmaya kavuşturan herkese Ankara adına teşekkürler. Ertan DOĞAN
Asfaltımız hayırlı olmuyor!
HALKBANK Genel Müdürlüğü arkasındaki Söğütözü Konutları’nda oturuyoruz. Temmuz ayından bugüne kadar, önümüzdeki yollarda elektrik, su ve doğalgaz gibi kurumların bitirilemeyen çalışmalarından artık bıktık. Araçlarımız ve çocuklarımızın servisleri bu yollarda heder olmaktadır. Yollar hem bitirilmiyor, aksine bir de ‘Asfaltınız hayırlı olsun’ yazıları yer alıyor. Yerel yönetimler ne kadar gülünç oluyor, biliyor musunuz. Lütfi GÜLBENK
GÜNÜN SÖZÜ
“Aşırı yüksek ödenekler, milletvekilliğini ‘arpalık’a, ‘semirme yerine’ döndürür! Ticaret işine dönüşen kitle yayıncılığı, demokrasiyi savunmak yerine yıkmak için kullanılabilir!” (Prof. Dr. Özer OZANKAYA - Toplumbilimci)