İşte kazaların nedeni

BİR Bayram tatili klasiği... Bayram tatilinde karayollarında meydana gelen kazalarda, yine canlarımız gitti.

Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) Genel Başkanı Yavuz Demirkol “Trafik kazalarının asıl nedeni karayolu ağırlıklı ulaşım sistemidir” diyor.
Her tatilde olduğu gibi bu tatilde de karayollarında trafik terörü yine iş başındaydı. Meydana gelen kazaların bilânçosu bu yılda geçmiş yılları aratmadı. 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinde 160’ı aşkın yurttaşımız hayatını kaybedip, 900’ü aşkın yurttaşımızda yaralanmışken, beş günlük Kurban Bayramı tatilinde ise 68 yurttaşımız hayatını kaybederken 300’ü aşkın yurttaşımızda yaralandı. Demirkol ilginç rakamlar veriyor:

VAHİM TABLO

“2010 yılı istatistiklerine göre 2010 yılında kaza sayısı 1 milyon 104 bin iken, ölü sayısı 4.045 (Hastaneye kaldırılıp sonradan hayatını kaybedenler hariç), yaralı sayısı 211.496 olmuştur. Kazaların gerçek sorumlusu ülkemizin içerisine sokulduğu karayolu ağırlıklı ulaştırma politikalarıdır.
1950’de demiryollarının ulaşım sistemi içindeki payı yük taşımacılığında % 78, yolcu taşımacılığında % 42 iken bu oranlar izlenen politikalar sonucu karayolu ağırlıklı bir hale gelmiştir. Günümüzde ise yolcu taşımacılığındaki paylar Karayolu %96.2, Demiryolu %2.0, Denizyolu %0.1, Havayolu %1.7 iken, yük taşımacılığı payları Boru Hattı %3.00, Karayolu %88.50, Demiryolu %8.00, Denizyolu %0.20, Havayolu %0.20’dir.
İstatistikî değerlerden de anlaşılacağı gibi karayolu dışındaki diğer ulaştırma modlarının ulaştırma sistemi içerisindeki payları çok düşüktür.” Güvenli bir ulaşım sistemi için demiryolu ve denizyolu ağırlığının artırılması ile mümkün olacaktır.”

Ata’nın vasiyetnamesi çiğnendi

DİL Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sevgi Özel’in, Türk Dil ve Tarih Kurumu’nun başına gelenlerle ilgili yazısından özetlenmiştir:
1983’te Danışma Meclisinden hızla çıkarılan 2876 Sayılı Yasayla Atatürk’ün dernek olarak kurduğu Türk Tarih ve Dil Kurumları, Başbakanlığa bağlı devlet dairesine dönüştürülerek kapatıldı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün özgür istenciyle oluşturduğu ve eliyle yazdığı “vasiyetname”si çiğnendi.
“Cumhur”un dil bilincini göz önüne almayan, “ulusal” olanı ve “ulusalcı”yı suçlu gören siyasal erk, tıpkı 12 Eylülcülerin oluşturduğu Danışma Meclisi gibi davranmaktadır. Danışma Meclisinde, on-on bir kişi de olsa, Atatürk’ün eliyle yazdığı “vasiyetname”sinin çiğnenmesine karşı çıkanlar vardı. Ne ki onların haklı ve hukuka dayalı tepkileri yok sayıldı. Bugün de KHK ile Atatürk’ün dernek olarak kurduğu Türk Tarih ve Dil Kurumlarının ekin tarihimizden silinmesinde ve Atatürk’ün kalıtının ortadan kaldırılmasında TBMM dışlandı.
- AKP hükümeti, 12 Eylülcülerin bitiremediğini KHK ile noktaladı. Hiç şaşırmadık. Kuşkusuz tepkimiz büyük; ancak hukukun üstünlüğünün, bir gün karşıdevrimin hukuksuzluklarını sileceğine inanıyoruz.
- 28 yıl önce bu ülkenin saygın hukukçularıyla aydınları Atatürk kurumlarının kapatılmasına, Atatürk’ün “vasiyetnamesi”nin çiğnenmesine tepki vermişti. “Miras” bırakmak, insan haklarından en eskisi ve en köklüsüdür; kalıtının bir bölümünü, CHP’nin koruyuculuğunda Türk Tarih ve Dil Kurumlarına bırakan kişi, darbeci Kenan Evren değil, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk’tür. 12 Eylülün acılarını sileceğini söyleyen bir iktidarın, 12 Eylül hukuksuzluğunu pekiştirmesi çok düşündürücüdür. - Atatürkçü düşüncenin özünü silmeye çalışan, devrimlerle hesaplaşan her kim olursa olsun, unutmasınlar ki yolumuzu yine Atatürk ve Türk Devrimi aydınlatacaktır. Hukukun üstünlüğü elbet bir gün utkulu olacak, Atatürk’ün kurumları ve kalıtı özgürleşecektir. Atatürk kurumlarını hepten silmeye çalışanlar, bu duruma suskun kalanlar bugün ve yarın bu utançla yaşayacaklardır. Bu utancı dün paylaşmadık, bugün ve yarın da paylaşmayacağız! “

KISA... KISA...

6 KASIM’da sokağımızın yap-boz tahtasına dönen durumu ile ilgili şikayetimizin köşenizde yer alması üzerine; iki gün sonra Çankaya Belediyesi ekipleri geldi. Yeşilyurt Sokağı’nın başından Hüseyin Onat Sokağına kadar asfalt yaptı. Çankaya Belediyesi’ne, sokak sakinleri adına teşekkür ediyoruz.
Güngör BUZLUK

“EŞSİZ ve Nefis İran Kitapları Sergisi”, yarın 14.00’te Milli Kütüphane’de açılıyor. Sergi 17 Kasıma kadar gezilebilir.
Yazarın Tüm Yazıları