İstanbul ve Ankara niye yok

TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu üyelerinden Ahmet G.Ketenci ve Kemal Kılıçdaroğlu'ndan:

KILIÇDAROĞLU: Tayyip Erdoğan bürokratik oligarşiden söz ederek bürokrasinin çalışmadığını ve üretemediğini söylemektedir. Yolsuzluk Komisyonu konusunda Sayın Başbakan'ın itham ettiği bürokratik oligarşi, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri ile ilgili yolsuzluk raporlarını Meclis Soruşturma Komisyonu'na göndermemiştir.

KETENCİ: İzmit Yuvacık Barajı ile ilgili Hazine Müsteşarlığı, Enerji Bakanlığı'na iki adet bilgi, belge gönderebiliyor. Ama ne İçişleri Bakanlığı, ne Adalet Bakanlığı açılmış davalarla, yapılmış müfettiş incelemeleriyle ve soruşturmalarla ilgili hiçbir bilgi ve belge göndermiyor. Bundan kuşku duyuyoruz.

‘Asmalı Konak’ yanlış yaptı

'ASMALI Konak'
taki hastalık yüzünden Bakanlığın RTÜK'e başvurduğunu okuyunca içim rahatladı. Oğlum 10 yaşında -bugün 16- iken Hodgin hastalığına yakalandı. Allaha şükür çok iyi. Bu hastalık ülkemde son derece başarılı olarak tedavi edilebilmekte iken konu araştırılmadan dizide aktarılan şekilde hemen yurtdışı tedavi düşüncesini insanların önüne getirmek, bu hastalıkla uğraşan insanların içine en azından bir şüphe düşmesine veyahut maddi durumu hiç müsait olmayan insanları umutsuzluğa sevketmekten başka hiçbir işe yaramaz.

Bu hastalıkta en önemli konu tedavi ile birlikte kişinin moralini en üst düzeyde tutabilmektedir. Bu vesile ile oğlumun tedavisini başarı ile gerçekleştiren Prof. Leyla Ağaoğlu'na ve yakın desteklerini esirgemeyen tüm öğretmenlerine, arkadaşlarına ve dostlarımıza teşekkürü borç bilirim. Herşey rayting için değildir.

Necat TURGUL

‘Orman’ kiralıyor

ADALAR
Belediye Başkanı Coşkun Özden, Kınalıada'daki vericilerin kanser hastalıklarını arttırdığı yolunda Dr. Aret Lazoğlu'nun yazısı üzerine ‘‘Bu antenlere Orman Bakanlığı izin verdiğinden engelleme gücümüz yok. Vericilerin elektro manyetik etki yarattığı artık biliniyor; çünkü ağaçlar sararıyor’’ dedi. Bu arada okurumuz Şule Ilıca'nın Büyükada'da dik yokuştaki Aya Yorgi'ye yasak olmasına rağmen eziyet çeken atlarla fayton çalıştırılmasıyla ilgili tepkisine de Özden şu yanıtı verdi: ‘‘Uyarıya teşekkür ederiz. Artık kiliseye kesinlikle fayton çalıştırılmayacak. Sadece hasta, yaşlı ve sakatlar varsa, belediyemizin araçları ile 3 milyon karşılığında kiliseye çıkabilirler.’’

Hep bizler mi mağdur olacağız

İSTANBUL'
dan Vedat Gümüşgerdan, Selçuk San, Serkan San, Aydın Yurdakul yazıyor:

‘‘2000'in ilk çeyreğinde dolar 486 bin lira iken Çukurova Elektrik hisse senetlerini 500-550 bin liradan satın aldık.

Tahtası kapandı, açıldı; iki yıl bekledik. Açıldı; hisse fiyatının 1/3'e düşmesi bizleri yeni bir beklentiye mecbur kıldı. 2002'de rekor kár vereceğim dedi, sonuç yine hüsran.

Bu sefer de devlet şirketin üretim ve iletim faaliyetlerine el koydu; bizler yine çaresiz duruma düştük.

Devletin sorunu şirket sahibi ve yöneticileriyle ama arada 12 bin azınlık yatırımcının birikimleri de yok edildi.

Kendi düşen ağlamaz derler. Mağduriyetimizi bildireceğimiz bir muhatap bulamıyoruz.’’

İzmir Kuş Cenneti kurtarılmalıdır

TBMM
gündeminde olan 1. derecede doğal SİT alanlarında % 3'lük yapılaşma izninin yasalaşması ile İzmir Kuş Cenneti'nin etrafında konut siteleri yükselecek. Türkiye'de gözlenen 450 kuş türünden 217'sinin yaşadığı alanın doğal yapısını korumak mümkün olmayacak. İzmir Kuş Cenneti gibi gelecek kuşaklara bırakmak zorunda olduğumuz doğa koruma alanlarımız rantiyeci zihniyete peşkeş çekilecektir.

İzmir Kuş Cenneti 1998 yılında uluslararası su kuşları ve sulak alanların korunması hakkındaki Ramsar Sözleşmesi listesine, Çevre Bakanlığı tarafından dahil edilmiştir. Ramsar Sözleşmesi listesine dahil edilen İzmir Kuş Cenneti 1985 yılından beri de 1. derece doğal SİT alanıdır. 1. derece doğal SİT alanlarında % 3'lük yapılaşmaya izin veren teklif yasalaştığında İzmir Kuş Cenneti yok olacak, yakın civarında değişik siteler yer alacaktır. AB'ye üye olma tartışmalarının güncelliğini koruduğu zamanımızda, uluslararası Ramsar Sözleşmesi'ne taraf olan Uganda, Kenya ve Yunanistan gibi devletlerin vereceği soru önergeleri karşısında ulusal onurumuz zedelenecek ve farklı yaptırımlarla karşılaşabileceğiz.

Adına koruma ve geliştirme birliği kurulan İzmir Kuş Cenneti'ni SİT alanından ancak İzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu ile Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe kurtarabilir. Tüm İzmirlilerin ve Sivil Toplum Kuruluşlarının desteklediği İzmir Kuş Cenneti Milli Parkı, İzmir Valisi'nin önderliğinde en kısa zamanda Bakanlar Kurulu kararı ile kurulmalıdır. Aksi takdirde bunun sorumluluğunu, gelecek kuşaklar nezdinde hiçbir kişi ve kurum taşıyamaz.

Prof. Dr. Mehmet SIKI- E.Ü. Tabiat Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı-İZMİR

Seçilmemi engellediler

‘RTÜK, TRT'ye genel müdür arıyor’ (22.4.2003) başlıklı yazımıza, Mustafa Ruhi Şirin'den bir açıklama geldi. Gelen açıklamanın tarihi 16.6.2003... Yazının hemen hemen iki aya yakın bir süre geçmiş üzerinden; Cumhurbaşkanı Sezer, hükümetin önerisini RTÜK'ün seçilme koşullarını yerine getirmemesi nedeniyle geri göndermiş... Şirin yazıda yer alan genel değerlendirme ve yorumlara nedense alınmış! Yazımızda Şirin için, prodüktör, 1980'lerde belgesel yayınlarda metin yazarı olarak görev yaptığı ve çocuklarla ilgili bir vakfının bulunduğunu belirterek ‘‘Acaba hangi anlayışta çocuklar yetiştiriliyor? Özetle, Türk-İslam sentezcilerindendir Şirin’’ demişiz... Ve de, muhtemel adayların RTÜK üyeleri tarafından nasıl dengelenebileceğini ve en kuvvetli adayın Şenol Demiröz olduğunu kaydederek ‘‘Açıkça söylemek gerekirse, Şirin'i (müdür) yapacaklarına Demiröz'ü yapsınlar daha iyi...’’ diye de eklemişiz.

'TRT genel müdür adayı' M.R.Şirin, yazıda TRT ve RTÜK kaynaklarına yakın bir ilgilinin sözlerine karşılık, bunların ‘‘hiçbir doğru bilgi ve belgeye dayanmadığını, maksatı aştığını, iyi niyetten yoksun olduğunu’’ öne sürüyor. Bize yönelik olarak hiç ilgisi olmadığı halde ‘‘Yazar, beni diğer adaylarla mukayese ederken önyargılı tutumunu sürdürmüştür. Daha önce aleyhinde yazdığı adayı bana karşı kullanmış ve daha sonra ise tercihini aynı şahsa kullanmıştır’’ iddiasında bulunuyor. Ve özetle şöyle devam ediyor:

‘‘Bayer'in, TRT üzerinde şahsi hesapları bulunan çevrelerin etkisinde kurgulaması ve yazmasının ilk amacı ise önce seçilmemi engellemek olmuştur. Buna rağmen sağduyulu RTÜK üyelerinin oyları ile ve TRT içinden bağımsız aday olarak 7 oy alarak TRT Genel Müdürlüğü için ilk sırada yer aldım... Adaylar hakkında yapılan hormonlu yayınlar ideolojik ve siyasi arka planlıdır... Beni siyasi bir kavram olarak kullandığı Türk-İslam sentezcileri şemsiyesi altında gösterme gayreti bir tespiti değil ithamı içerdiği gibi adayları Atatürk sınavından geçirme saplantısı kendince hassas çevrelere mesaj vermeye yöneliktir.’’

Durum hiç de iddia ettiği gibi olmadı ve Cumhurbaşkanı başka gerekçelerle hükümetin önerdiği adayı geri çevirdi.

Türkiye-Titanic

TÜRKİYE ile Titanic arasındaki fark nedir?

Titanic batarken bütün ışıkları yanıyordu.

Sizce en ufak bir ışık var mı Türkiye'de?

Aydın Ege-MERSİN

MESAJ PANOSU

GS İlköğretim Okulu'na kayıt başvurusu için vakfa 460 milyon lira bağış isteniyor. Kazanamayan öğrencilerden bu bağış geri alınmayacakmış. Sınava 2.000 öğrenci katılırsa vakfa gelecek parayı düşünün. Ayrıca kazanan 50 öğrenci için 3 milyar kayıt parası ve 9 milyar da öğretim parası. Dikkatinizi çekerim burası bir devlet okulu. Bir veli

ABD'
de yaşayan amcamın vefatını köşenizden (14.6.2003) öğrenmiş bulunuyoruz. Şu anda gerekli mercilere başvurduk. Bu duyuruyu yayınladığınız için Gökhan ailesi adına size ve Hürriyet'e teşekkür ederim. M.Uğur Gökhan

KPSS sınavı sonucunda Anadolu'da adını vermek istemediğim bir ile atandım. Fakat altı ay geçmesıne rağmen eşimin yanıma ataması yapılmadı. Eşim hemşire olup TSK'da sivil memur statüsünde görev yapmaktadır. TSK'da eşi subay veya astsubay olanların tayini sadece bir haftada yapıldığı halde neden sivil memurların ataması aylarca sürmekte ya da reddedilmektedir? Ben bu ayrımcılığın mantıklı bir açıklamasını bulamadım. Bu konuda yetkililerin daha duyarlı olmasını talep ediyorum.

Mehmet RAUF-İSTANBUL
Yazarın Tüm Yazıları