AB’ye kapıyı araladığımız günün ertesinde İstanbul’un yağmura yenik düşmesiyle ilgili çağdışı görüntüler hiç iyi olmadı. İstanbul’un, yerel yönetimlerin yapmacık yatırımları yüzünden acınacak halde olduğu bir kez daha kanıtlandı.
Geçen ağustos ayında Káğıthane’de meydana gelen ve ölümle neticelenen sel baskını üzerinden daha iki ay geçmedi. ‘İstimlak’ girişiminden dışında ortaya bir şey konmadı.
Peki bu baskınlar neden oluyor?
İstanbul Belediyesi’nin Mecralar eski Müdürü Y. Müh. Ertan Sungur, ‘Bu konuda o kadar öneriler ortaya koydum, yazılar yazdım, bir tek kişi bile beni aramadı’ diyor. Bu olayın nedenini şöyle anlatıyor Sungur:
‘Büyük şehirlerimizde yağışlı havalarda yaşanan problemler tamamen altyapı eksikliğinden kaynaklanmakta olup, kesin bir neticeye ulaşmak için sorunu mutlak surette makro düzeyde ele almak gerekir. Esasen maddi imkánları zaten yetersiz olan belediyelerin bu pahalı tesisleri tekniğine uygun olarak ikmal etmeleri mümkün değildir.
Büyükşehirlerin ‘Su ve Kanalizasyon İdareleri’nin kurulması için 20.11.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2560 sayılı kanunun teknik ve hukuki yönden yetersiz ve çelişkili oluşu sorunun odak noktasını oluşturmaktadır. Yağmur suyu kanalizasyon tesislerinin yapımı ve işletme sorumluluğu atıksuda olduğu gibi Kanalizasyon İdareleri’ne bırakılmalı ve buna paralel olarak atıksu bedeline ilaveten yağmur suyu tesisleri için de katkı payının tahsil edilmesi sağlanmalıdır. Bu maksatla 2560 sayılı yasanın 25. maddesi iptal edilmek suretiyle şehir sağlığı tehlikeye sokulmadan halkın can ve mal güvenliği garanti altına alınmalıdır.’
Ertan Sungur, İstanbul Belediyesi’nde 12 yıl görev yapmış, İstanbul’da 1966-71 yılları arasında yağmur ve atık suların ayrı kanallardan verilmesini öngören DAMOK projesinde, Dünya Bankası ile 5 yıl çalışmış, kanalizasyon projeleri hazırlamış bir mühendis... ‘Hayatım bunlarla geçti, yurtdışında gidip görmediğim tesis hemen hemen yoktur’ diyor:
YASA DEĞİŞİKLİĞİ GEREKİYOR
İSKİ sadece atık su yatırımları yapabilir. Belediye kaynak vermediği sürece atık su projesi yapamaz; çünkü atık su kanalından daha pahalıdır bu yatırım... Ancak Káğıthane gibi derelerde baskınlar olduğunda ihtiyari olarak bir şeyler yapabilir. Kaynaksızlıktan ötürü de yağmur suları, yanlış olarak atık su kanallarına bağlanır. Yağmur suyunun debisi atık sudan 50-100 kat fazladır. Bu suları verdiğinizde atık su kanallarını taşıyamaz ve lağım sularıyla çevreyi basar. İstanbul’un yaşadığı budur.
Çözüm.
- Bu çok derin bir konudur. Sözünü ettiğim yasada değişiklik yapılırsa; İSKİ yağmur suyu yatırımları yapmakla da görevlendirilir. İstanbul’un su baskınlarından kurtulması için atık sudan başka yağmur suyu kanalı yapmaktan başka çare yoktur. Nitekim Dünya Bankası, sağlık açısından iki kanalın ayrı ayrı yapılmasını, şehir ve halk sağlığı bakımından öneriyor.
Demek ki, ‘Kanalizasyon İdareleri’ kurulmadan sel ve su baskınları tehlikesi her zaman kapımızda.
Ataköy
SİYAPUŞPAŞA deresi gene taştı 13 blokluk Ataköy 11.Kısım sular altında kaldı. Ataköy’den soruyorlar: Bu derenin mecrasını değiştirip üzerine 32 bin kişilik Olimpiyat Spor Salonunun yapımına kim izin verdi? Bakırköy Belediyesi ortada yok; Mustafa Sarıgül’ün evini basan sular Şişli Belediyesi motopomplarıyla çekilirken hicap duyan olmadı mı?
Göçe önlem
HER işten önemli Türkiye’nin acil kadastrolaşmasıdır. Sahil şehirlerinden başlayarak, acilen planlı, düzenli şehirler, kasabalar üretmeli. 17 Aralık’ta müzakere tarihi alırsak, bence inanılmaz bir göç başlayacak Türkiye içinde.... Ancak biz buna hazır değiliz, abondone olacağız; uyarıyorum. Yeni cazibe merkezleri yaratarak planları şimdiden hazırlanmalıdır. Cengiz SANİ
Lozan’ı yok saymak
MUSTAFA Kemal Atatürk’ün ‘Türk tarihinin dönüm noktası’ olarak adlandırdığı Lozan Barış Antlaşması, Türk devletinin uluslararası alanda siyasal, hukuksal ve ekonomik ilişkilerinin yeniden düzenlendiği bir uluslararası belgedir ve bugün de yürürlüktedir. Bu nedenle, AB İlerleme Raporu’nda yine Lozan’ı yok saymaya çalışan ifadeleri kabul etmek mümkün değildir. Nazan MOROĞLU
Kira
KİRALAR adaletsiz ve haksız bir şekilde çok artıyor; ölçü ve denge kaçtı. Bunları durduracak bir merci yok mu? Önerim, hükümet acilen bir ‘Kira Üst Kurulu’ oluşturulsun, ortalama bir bedel ortaya çıksın ve ev sahiplerinin aşırı zamları önlensin.
İsmail İNCİ-MERTER
Sindiren yok
SELÇUK Kaymakamı Hayri Sandıkçı, ‘Efes kilisesi kurban ediliyor’ (25.9.2004) başlıklı yazımıza özetle şu açıklamayı yaptı:
‘Efes Protestan Kilisesi’nin granit çatısının yıkılması konusunda belediyenin yapmış olduğu işlem imar mevzuatına göre yapılmaktadır. Yazıdaki ‘bizim bina kurban olarak seçildi’ ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır. Burada ruhsatı olan kilise, olmadığı halde Efes Protestan Kilisesi olarak lanse edilmektedir. Yanlış anlaşılmaların ortadan kaldırılması için kaymakamlık tarafından daha önceden kendileri ruhsat almaları konusunda uyarılmış ve etkinliklerinin yapılmasına izin verilmiştir. Ayrıca ‘sindirilmek isteniyoruz’ ifadesi tümüyle yanlıştır; idaremiz bu konuda hoşgörülü davranarak durumun düzeltilmesi için kendilerine süre vermiş, bütün dinlere karşı eşit mesafede durulduğundan farklı din ve düşüncelere sahip insanların ibadetlerini yerine getirmeleri konusunda da gereken kolaylığı göstermiştir. Kaldı ki bu ibadet yeri bugüne kadar açık tutulmuştur.’
Ah şu minibüsler
ANKARA’da şehir içi yolcu taşıması yapan dolmuşlar ne zaman kurallara uygun yolcu taşıması için düzene sokulacak? Sorunlar Ankara geneline olmakla birlikte özellikle Etlik-Ayvalı-Sıhhiye arasında yolcu taşıyan dolmuşlardadır. Müsamaha gösterilerek 14 kişilik bu dolmuşlar 30 kişi ile servis yapıyorlar. Yoğunluktan faydalanan yankesiciler de icrai faaliyetlerini artırmaktadırlar.
Daha çok hasta ve yakınlarının gidip geldiği bu hatta lütfen özen gösteriniz.
Cevat ATAK
Biliyor musunuz
TÜRK-Alman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kemal Şahin’in, 17 aralık sonrasında müzakerelere başlanırsa pazarlık süreciyle birlikte Türkiye’ye 9-10 yıl içinde yıllık ortalama 5 milyar dolar doğrudan dış yardımın beklendiğini, Türkiye’nin dış ticaretinin %150 oranında artacağını bildirdiğini... Prof. Tansu Çiller’in, ‘Türkiye için önemli bir gelişme, heyecan verici bir olay... Türkiye AB ülkeleri arasında yer almaya hazır’ dediğini... BCP Genel Başkanı Prof. Mümtaz Soysal’ın dış ilişkilerde ve politikalarda aşırı istekli ve hevesli davranın bir iktidarın bile devlet diplomasini bu ölçüde zedelemek ve ülke onurunu böylesine yaralamak hakkı olmamalı gerektiğini söylediğini... Biliyor musunuz?
GÜNÜN SÖZÜ
‘Daniel Cohn Bendit (AB Parlamentosu Yeşiller Grubu milletvekili), İstanbul
milletvekilliğini hak ediyor.’
(CNN’den Ahu ÖZYURT)
MESAJ PANOSU
EMİNÖNÜ’nde Sultanahmet Camisi’nin duvarlarına kadar yayılan ‘Ramazan Şenlikleri’nde bu yıl, geçmiş yıllardaki görüntülerle yine karşılaşılalcak mı? Stant paraları belediyenin kasasına mı girecek yoksa Emin Ltd.Şti. üzerinden bir takım meçhul ellere mi gidecek? Biz esnaflar Lütfi Kibiroğlu dönemindeki uygulamaların yinelenmemesini istiyoruz. E.Y.
KADİR Topbaş’a; 6 Ekim İstanbul’un kurtuluş yıldönümüdür. Bu günde, sizden önceki bütün başkanların zamanında hiç değilse belediyeye ait ulaşım araçlarının gönderlerine küçük ölçüde Türk bayrakları asılırdı. Oturduğum yörede otobüslerin hiçbirinde bayrağı göremedim; üzüldüm.
Naim TANYERİ-KUŞTEPE
‘BİZDEN ve Onlardan 19’ uluslararası orijinal baskılar sergisi; Tem Sanat Galerisi’nde 13 kasıma kadar açık kalacak. www.temaartgallery.com... ‘Klasiği Yeniden Düşünmek’ sempozyumu 8-10 ekim tarihlerinde CRR’de; samierdem@bisav.org.tr... Doç. Dr. Tanay Sıdkı Uyar’ın ‘Türkiye’nin Enerji Politikaları ve Nükleer Enerji’ söyleşisi bugün 19.30’da MMO Kadıköy temsilcik binasında (Caferağa) 0216-349 35 23... Boğaziçi Üniversitesi Avrupa Çalışmaları Merkezi’nin, ‘AB-Türkiye İlişkilerinde Göç Konuları; Dış Göç Dinamikleri ve Göçmen Uyumu’ başlıklı uluslararası konferans 8-9 Ekim tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi’nde.