İstanbul böyle bir hezimet görmedi

Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul, birçok mütevazi Anadolu kentinin gerisinde kalarak, puan sıralamasında 43. sırada yer aldı.

Türk Eğitim - Sen İstanbul 5 Nolu Şube Başkanı Enver Demir gerçekleri açığa çıkaran anlamlı bir bildiride bunları vurguluyor ve diyor ki:

“İstanbul, İstanbul olalı böyle bir hezimet görmedi. Ekonomide, finansta, nüfus yoğunluğunda hemen her alanda Türkiye’nin lokomotif kenti konumundaki İstanbul, YGS sıralamasında 43. oldu. İstanbul; Erzurum, Batman, Kırşehir, Nevşehir, Karaman gibi birçok Anadolu kentinin gerisinde kaldı. Üstelik Türkiye’nin en iyi Özel Okulları, Fen Liseleri, Anadolu Liseleri İstanbul’da olmasına rağmen....

Bu utanç verici tablodan elbetteki eğitimciler olarak hepimiz sorumluyuz. Ama asıl sorumluluk işi gücü bırakıp koltuk kavgasına düşen yöneticilerindir. Bugün İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nde tek geçerli liyakat kriteri hükümete yakın olmaktır. Hiçbir deneyimi olmayan insanlar, hayal bile edemeyecekleri koltuklarda oturmaktadırlar. İşte sonuç ortada. İstanbul, mütevazı Anadolu kentlerinin bile gerisinde. Soruyorum; eğitimde fırsat eşitliği ilkesini kaça sattınız!”

Eğitimci Demir’e yanıtınız var mı?

Bugün ne günü

KARDEŞLİĞİN, emeğin sesi... Birlik mücadele ve dayanışma günü..

1 Mayıs daha gür yükselecek Taksim’de ve her yerde.

Savaşsız sömürüsüz bir dünya...

Emekçilerin yakalarında karanfil; şenlikli bir gün.

Baskısız, masalsız, sahtesiz ve özgür bir demokrasi düzeni.

Sosyal adaletin gerçekleştiği, çalışanların sendikalı olduğu bir düzen.Var mı?

By Cengo’ya bugün veda

UKRAYNA’nın Nikolayev kentinde, Çorlulu Cengiz Yükselen’in (By Cengo) vefatının kalp yetmezliği ve ağır miyokart enfarktüs sonucu gerçekleştiği bildirildi.

Kentin Adli Tıp Kurumu, Yükselen’in daha önce birkaç kez ayakta kalp krizi geçirdiği, 300-350 gram olması gereken kalbinin 700 gram olduğu kayda geçirildi. Ulusal Gemicilik Üniversitesi’nde, rektör Ryshkow başta olmak üzere öğretim üyeleri ve öğrencilerin katılımıyla bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Bu arada diğer ülke öğrencileri Yükselen’in vefatı nedeniyle dört Türk öğrencisine başsağlığı dilediler.

Geçen çarşamba akşamı 20.00’de kaldırıldığı hastanede ölen Yükselen’in cenazesinin yurtdışından çıkarılması için uzun bir süreç aldı. Dün öğleden sonraya kadar ölüm belgesi, ölüm nedeni raporu, Adli Tıp raporu, savcılık raporu, tabutun gerekli şekilde kapatıldığına dair belge (tahnit sertifikası), pasaport ve nüfus cüzdanı orijinalleri, ailesinin vekâleti, karantina raporu, yabancı madde raporu, gümrükleme belgesi, kargo taşıma izin belgesi, Odessa Başkonsolosluğu’nun defin ve yol belgesi... Sayfalar dolusu olan bu belgelerin Türkçeye tercümesi ve noterce onaylanması...

Uzun süre alan bu bürokratik işlemlerin Valilik ve Belediye yetkilileri, Başkonsolos Murat Tamer’in ilgisi nedeniyle iki günde tamamlanması ülke tarihinde bir ilk oluyor. Cenaze THY’nin Odessa’dan kalkan 19.00 uçağı ile Atatürk Havalimanı’na gönderildi.

Yükselen’in cenazesi bugün Çorlu’da Süleymaniye Camii’nde kılınacak cenaze namazından sonra şehir mezarlığında toprağa verilecek.

(AB ile ilgili bir toplantı vesilesi ile bulunduğumuz Ukrayna’da sevgili kardeşimizin beklenmedik ölümü nedeniyle yakınlık gösteren Vali N. Kuruglov, Belediye Başkanı V. Çayka, hastane ilgililerine ve Başkonsolos Tamer’e ve THY Odessa personeline teşekkür ederiz.)

Arena gerçeğini bilmek...

UKRAYNA’da, acı bir sonla biten temaslarımız sonucunda kahrolurken, Uğur Dündar’ın hayatını anlatan ‘İşte Hayatım’ kitabını ne kadar anlatabiliriz?

Kitapçı raflarına çıktığının 3. günü elimize gelmişti. Dündar’ın yaşamını bu yolculukta okumak büyük keyifti, bir sürü konunun perde arkasını öğrenmek de bizim için kazanç oldu. Hele Nedim Şener yazdıysa... İlk kez soygun-vurgun dışında bir çalışması oldu Şener’in...

Gazeteciliğe, Uğur Dündar’la aynı yıllarda başladık sayılır. 1960’lı yılların sonunda parlamaya başlayan bir isimdi. TV’ye getirdiği yenilikler... ‘Arena’nın hep taklit edilmek istenmesi... Başka bir güç onu yenemedi. Çoğu o içeriği sunamadı, tekniği veremedi.

İşinde hep ahlaklı, dürüst ve ilkeli kaldı. Gazetecilikte bu zordur; herkes dik duramaz.

İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Oktay Ekşi ve Ertuğrul Özkök’ün onun hakkında nasıl olumlu düşündüklerini biliriz; özellikle de Aydın Doğan’ın...

Bazılarının elinde altın küre vardır; bazılarının da teneke!.. Patron böyle çalışanlarıyla saygınlık kazanır; gazeteci de böyle bir patronla çalıştığı için kendisini daha özgür hisseder.

Yücelmeleri birlikte olur. Keşke siyasetçilerimiz, bilim insanlarımız, bürokrasimiz de böyle olsa.

Uğur Dündar gibilerini hiç kimse kantara çekmeye çalışmasın. Çünkü hangi kefede ise orası ağır basacaktır. Yanlışları olmuş mudur; tabii ki olmuştur Dündar’ın... Onu da telafi etmesini bilmiştir. Hak savunuculuğu yapmak öyle kolay değildir.

Belin bükülmeyecek, kıvırtmayacaksın ve hep doğruları söyleyeceksin.

Sevenin kadar kızanın da varsa doğru yoldasın; bu Uğur Dündar’dır. Bazı görevler vardır, oralara paraşütle gelinmez. Ulusalcı bir karakter taşıması da en önemlisidir.

Uğur Dündar’a bir öneri: Genç gazetecilerle sık sık bir araya gelmeli, Ertuğrul Özkök’ün yaptığı gibi üniversitelerde konferanslar vermelidir.

Kendisine söyleyebileceğimiz sadece budur.

Hayvancılık bitti

SÜT sanayicileri yetiştiriciden çok ucuza aldıkları çiğ sütü işleyerek çok yüksek fiyatlara satmış ve servetlerine servet katmışlardır. Bu dönemde hayvan yetiştiricilerinden esirgenen destek, teşvik ve muafiyetlerin hepsi bu holdinglerin emrine cömertçe sunulmuştur. Sn. Başbakan ‘Halkıma dünyanın en pahalı etini yedirtmem’ diyor. Sn. Başbakan halkına dünyanın en pahalı benzinini sattığının ve kendi çiftçisinin dünyanın en pahalı mazotu ile üretim yapmaya çalıştığının farkında mı?

Nuri KARACA-Bursa Karacabey Ziraat Odası Başkanı

Basın özgürlüğü daha da kötüleşti

Türkİye Cumhuriyeti, ‘Sınır Tanımayan Gazeteciler’ kurumu tarafından yayınlanan basın özgürlüğü sıralamasında Ermenistan, Ürdün, Kenya, Uganda, Mozambik’in altında 122. sırada yer almaktadır.

Economic Forum tarafından 2009 yılında yayınlanan listede ise 134 ülke arasında 106. konumdadır.

Bu konumda bir ülkede milli iradeden bahsedilemeyeceği gibi, yapılacak hiçbir seçime veya referanduma da demokratik, hür ve adil denemez. Sn. Başbakan kendini de aldatmasın, milleti de.              �Cem TOKER

LDP Genel Başkanı