İstanbul’a su havzasında iki cezaevi geliyor

ADALET Bakanlığı, İstanbul'a iki yıldır cezaevi yeri arıyor; buldukları da ya tarım alanı ya da mera çıkıyor.

Silivri'de geçen yıl özel şahıslardan 4.2 trilyon liraya istimlak edilen 1000 dönümlük 1. sınıf tarım alanına İstanbul Tarım Müdürlüğü 'olumsuz' rapor verdi. Tarım Bakanı Gökalp, ‘‘Tarım topraklarına kesinlikle cezaevi yapılmasına izin vermeyeceğini’’ söylüyor. Sonuçta Silivri'deki tarla, bakanlığın elinde kaldı.

Adalet Bakanı Türk 10 bin kişinin barınacağı yeni cezaevlerine ihtiyaç olduğunu belirtiyor. ‘‘Prof. Türk haykırıyor: Bana cezaevi yeri bulun’’ (11.5.2001) başlıklı yazımızda; Hazine, Büyükşehir Belediyesi ve MSB'nin bazı taşınmazlarının bakanlığa devri için sayısız taleplerine olumsuz yanıt verilmesinden, bakanlığa tahsisli taşınmazlara da imar izni verilmemesinden yakınmıştı.

BÜYÜKŞEHİR'İN İLGİSİ

Adalet Bakanlığı, Trakya'
da engellerle karşılaşınca Anadolu yakasında; Maltepe, Büyükbakkalköy'de 50 hektarlık bir Hazine arazisini (Maltepe Üniversitesi'nin yakını) buluyor. İstanbul C.Başsavcılığı, Büyükşehir Belediyesi'ne 15.8.2000'de yaptığı plan tadilatı talebinde şöyle bir cümle dikkati çekiyor.

‘‘... parsellerin adli hizmet binası, cezaevi ve lojman olarak planlanması için 1/25.000 ölçekli planda değişiklik yapılarak, 1/5.000 ölçekli planın yapılması ve bu plana işin aciliyeti dikkate alınarak 1/1000 ölçekli plan yapılmadan inşaata başlanabileceği notunun konulması hususunda gerekli işlemlerin tamamlanması...’’

ÖNCE REDDEDİLİYOR

Büyükşehir
daha önce verdiği yanıtlar gibi hiçbir işlemde bulunmuyor. Hatta bu alanı, 16.12.2001'de Büyükşehir Meclisi 'bölge parkı' olarak imar planına düşüyor. Yani İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın yazısı dikkate alınmamış oluyor.

Sonra ne olduysa oluyor.

Teklif, hemen bu yılın 29 Mart'ında Meclis İmar Komisyonu'na sevk ediliyor. (Bu arada Büyükşehir'in Erdoğan ve Gürtuna ile ilgili yolsuzluk dosyaları peşpeşe gündeme geliyor.)

Ancak Belediye Planlama Müdürlüğü, plan tadilatını şehircilik ilkelerine ve Nazım Plan'a aykırı buluyor. Çünkü tarım alanı ve ormanlık olan yer; Ömerli içmesuyu havzasının mutlak ve yakın koruma sahasında yer alıyor.

Planlama Müdürlüğü'ne göre, maksat yeşil alanı artırmak olmalıyken bölgenin imara açılması sakıncalı. İlerde bu yapı ile imar yoğunluğunun önüne geçilemez. Bu nedenle de teklifi uygun bulmuyor.

SONRA KABUL EDİLİYOR

Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu ise ‘‘İSKİ, Orman Bakanlığı vb. ilgili kurum ve kuruluşlardan uygun görüş alınmak kaydıyla’’ teklifi benimsiyor. (Aziz Yeniay'ın (SP) başkanlığındaki İmar Komisyonu Salim Sadıkoğlu (SP-teklife itiraz ediyor), Sinan Uyanık (ANAP), Recep Koral (AKP), H. İbrahim Topal (SP), Mehmet Uyanoğlu (ANAP) ve M. Ergun Turan'dan (AKP) oluşuyor.) Konu nisan ayında Büyükşehir Belediye Meclisi'ne geliyor, tartışmalar üzerine İmar Komisyonu'nun raporu geri çekilmek zorunda kalınıyor. Ancak İSKİ ve Orman Bakanlığı'nın 'olumlu' görüşlerinden sonra teklif yeniden Büyükşehir Meclisi'nin 29 Mayıs'taki olağanüstü toplantısına getiriliyor ve oyçokluğu ile kabul ediliyor.

Adalet Bakanlığı'nın talebi 1.5 yıl aradan sonra yerine gelmiş oluyor. Bakanlık, 50 hektara mahkûmların işgücünden faydalanmayı amaçlayan L tipi iki cezaevi ile lojman yapacak. Bu gelişmelere karşın İmar Komisyonu Raportörü Salim Sadıkoğlu, ‘‘Burası Kadıköy yöresinin tek doğal parkıdır. Kararın iptal edilmesi için yargıya gideceğim’’ diyor. DSP'den ayrılıp bağımsız kalan Maltepe Meclis üyesi Ersoy da Mimarlar, Şehir Plancıları ve Çevre Mühendisleri Odaları bu karara itiraz etmezse İdare Mahkemesi'ne başvuracağını söylüyor. Adalet Bakanlığı yasa ve yönetmelikler karşısında yine zorlanır mı?

Sorumlular

‘Bugün
AB’ye teslimiyetçi bir tavır ile girme politikası izleyen zümreler, devlet kaynaklarının soyulmasının, rantiye sınıfının oluşturulmasının, ülkenin borç batağı içine sürüklenip IMF tarafından yönetilen bir ülke haline getirilmesinin baş sorumlularıdır.’’

(131 imzalı 'Türkiye Cumhuriyeti'ni Kuran Türk Ulusuna' bildirisinden)

Tarihten Türkler çıkarılırsa Avrupa kalmaz


Prof. Naumark'ın itirafları

ALMANYA'da Nazilerden kaçtıktan sonra 1940-50-60'larda İstanbul Üniversitesi'nde görev yapan Türk dostu Prof. Naumark ile bir kısım öğrencisi Boğaziçi'nde geziye çıkarlar. Öğrencilerden biri, Prof. Naumark'a ‘‘Avrupa bizi neden sevmez?’’ diye sorar.

Naumark şu yanıtı verir:

‘‘Çok samimi olarak itiraf edeyim ki Avrupalı, Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir. Sebeplerine gelince:

Müslüman olduğunuz için sevmez. Ama faraza laiklik şöyle dursun, Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam eder. Sizler farkında değilsiniz ama onlar şu gerçeğin farkındadırlar; tarihten Türkler çıkarılırsa tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.

Avrupa'nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa'yı pazar yapmaya başladınız.

En az 400 yıl Avrupa'da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz. Selçuklular, Anadolu'yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı Ordusu'na mezar ettiler. Sizi silah ile yenemeyenler sizleri kendilerine benzeterek hákimiyet sağladılar.

Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydi, İslamiyet bugün sadece Hicaz'da varlığını devam ettirirdi. Kaldı ki Vahhabiliği kuranlar da İngiliz Dominyon Bakanlığı'nın adamlarıdır. Batı her yerde İslamiyet'i, sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadet'i devam ettirdi. Kilise size kin kusmaktadır. Ve sebepleri yukarıdadır.

Ben Türkiye'ye geldiğimde 2 üniversiteniz vardı. Şimdi 19 üniversite var. (O tarihte böyle idi şimdi çok daha fazla.) Sizler gerçek hüviyetinize döndüğünüz an Avrupa'nın refahı ve medeniyeti yıkılır.

Yine sizler Avrupa'nın tarihi düşmanısınız ve daima düşmanı olarak kalacasınız.’’ (universiteliler@topica.com'dan)

MESAJ


KIYI Koruma Kanunu'na göre kıyı tarifinden 150 m. olan yapım yasağı Şarköy'de uygulanmamaktadır. Nedense son zamanlarda bilhassa Kovalık mevkiinde kıyı tarifinden 100 m. içeride inşaatlar başlamıştır. Mahalli yetkililer tarafından yeterli kontroller yapılmaktadır. Ancak bazı yetkililerin konuya 'yeşil ışık' yaktığını öğreniyoruz. Sahipsiz olmayan ülkemizin yetkililerine sunulur. Ali GEZGİN-ŞARKÖY
Yazarın Tüm Yazıları