İslam tarihi yeniden yazılacak

Üzerinde konuşulan konular ve bu konularda oluşan görüşler özetle şöyle:

*�Alevilik Hak–Muhammed–Ali yoludur, her yolda olduğu gibi bu yolda da sürekler vardır.

• Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin kaldırılması konusunda görüş farklılıkları vardır. Ancak bu derslerin müfredatının derhal değişmesi, dersin öğrenciye dinler hakkında yansız ve doğru bilgiler veren, hiçbir din veya mezhebin adet ve erkanını öğretmeye çalışmayan, sadece tanıtıcı ve bilgi verici içerikte bir ders haline getirilmesi konusunda tam görüş birliği vardır. Alevi veya Sünni inanç sistemlerini öğrenmnek için ise Anayasa’nın da ilgili maddelerinin çerçevesinde seçmeli din eğitimi dersi konulması ve Alevi çocuğun Alevilik, Sünni çocuğun Sünnilik derslerine katılması için gereken adımların atılmasının yararlı olacağı konusunda da tam görüş birliği sağlanmıştır.

*�Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hizmetlerinde ve uygulamalarında görülen eksiklikler ve rahatsızlıklar gerek Alevi, gerekse Alevi olmayan kesimler tarafından açık ifadeler ile dile getirilmiş, DİB’nin çok sayıda sorunun merkezi veya yüklemcisi olduğu adeta tüm katılımcılar tarafından tekrar edilmiştir. Alevi sorunlarına bugünkü yapısı içinde DİB�bünyesinde çözüm bulunmasının imkânsızlığı da tüm katılımcıların ortak kanaatidir.

*�Alevi inanç hizmetleri için bütçeden pay ayrılmasının zorunlu olduğuna tüm katılımcılar onay vermektedir. Bir tek katılımcı bile bu konuda olumsuz görüş sahibi değildir.

*�Alevi inanç önderlerinin yetiştirilmesi için eğitim olanaklarının sağlanması, okulların açılması, üniversitelerde kürsüler ve fakülteler açılması gerektiği konusunda görüş birliği sağlanmıştır.

*�Cemevlerinin Alevi kesimin inanç merkezleri olarak yasal güvence altına alınması, hizmet veren kurumlarda görev yapan inanç önderleri ve görevlilerinin özlük haklarına kavuşturulması konusunda görüş birliği vardır. DİB ve bazı yakın çevreler Cemevi’nin yasada ibadethane olarak tanımlanmasının bir ikileme yol açabileceği kanaatlerinde ısrar etmekte, ancak Cemevi’ne istediğimiz her hakkın verilmesini onaylamaktadırlar.

*�Çok çeşitli ellerdeki yazma kitap, hüccet, şecere, ferman gibi belgelerin�kopyalarının alınması ve zengin Alevi Kültürel Mirası’nı hiç değilse arşivleyecek çalışmaların bir an önce yapılması, Alevi ve Sünni bilgi ve belgelerinin ışığında İslam Tarihi’nin yansız ve doğru olarak yeniden yazılması akademisyen katılımcılar tarafından önerilmiş ve çok güçlü destek almıştır.

*�Bu çalıştay Sünni kesimin Alevileri daha iyi tanıması gerektiğini, bu amaçla Alevi kesimin kendisini tanıyıp–tanıtacak faaliyetlere çok daha fazla ağırlık vermesinin büyük bir ihtiyaç olduğunu da belirlemiştir.

Çalıştay’ın ‘yıldızı’ Arif Sağ’a teşekkür

AVF Başkanı Doğan Bermek, Devlet Bakanı Faruk Çelik’in, Çalıştay’da görüşlerini ve olasılıkları belirtirken ‘ufuk açıcı ve yapıcı’ bir rol üstlendiğini bildirdi.

Arif Sağ için de şu açıklamayı yaptı:

“Çalıştay boyunca bir tek saniye bile dikkatini konulardan ayırmadan, katılımcılar arasında doğan veya doğma ihtimali çıkan gerilimleri çözücü, yumuşatıcı öneriler getiren, gerilimin en yüksek olduğu zamanlarda söze katılarak ya bir fıkra, ya bir güzel söz ile ortamı yumuşatan, bu yanı ile hem Çalıştay’ın verimliliğine büyük katkılar sunan, hem de Çalıştay’daki Alevi–Sünni tüm katılımcıların büyük takdir ve sevgisini kazanan sevgili kardeşimiz Arif Sağ gerçekten toplantının yıldızı olmuştur. Kendisine gerek katılımcı olarak, gerekse AVF Genel Başkanı olarak teşekkür ve takdirlerimi sunmayı borç biliyorum.”

Bakkal bizim postacımızdır

BAŞBAKAN’ın oğlu Bilal Erdoğan 2003’te Reyyan Uzuner’le evlenirken, Berlusconi’den Kasımpaşa’daki bakkallarına kadar 15 bin kişiyi düğüne çağırmışlardı. Hatta Bilal Erdoğan’ın Fatih’te oturan kayınpederinin bakkallarına�iki davetiye vermişlerdi. Bunları gazeteler yazdı. Erdoğan’ın bu konudaki hassasiyeti bilinir.

Ancak şimdi bakkalları ‘çağdaşlaşmaya’ çağırırken, büyük marketleri savunması olmadı. Kendisine sorularımız olacak.

Marketler Yasası’nı bugüne kadar neden çıkarılmadı?

Ali Coşkun’un önerisi yerine getirilmiş olsaydı, hemen tümüne yakını yabancı sermayenin eline geçmiş olan bu büyük marketler kentlerin 30-50 km dışında yapılacaktı... Bugün hepsi kent içinde ve inanılmaz trafik sıkışıklığı yaratıyor. Bunların imar durumları verilirken, hangi AKP’lilerin para götürdüğünü gazeteler yazdı. Belediyeler, imar izni ve ruhsat verirken büyük paralar aldıklarından kentlerinin çirkinliklerine ortak oldular. Etiler’deki Akmerkez hariç yüzlerce AVM’nin yapımına AKP iktidarının belediyeleri izin verdi.

NEDEN BAKKAL

Bakkal esnafı dışlanmamalı bizce... Çünkü, bakkallar bizim ‘postacımız’ gibidir. Örneğin, sabah işine gelirken bir trafik haberini, komşumuzun ölüm haberini onlardan öğreniriz... Gazete ve ekmeği kapıya kadar getirir. Birçok kişi bakkalla konuşmadan güne başlayamaz.

Geçenlerde bir okurumuz dünya markası İkea’nın Paris’in 90 km dışında kurulduğunu anlatırken, “Eski Ticaret ve Sanayi Bakanı Ali Coşkun’un kulakları çınlasın” demiştik. O da bize bir mektup göndererek “Evet... Kaş yaparken göz çıkarıldı” demişti.

Biliyor musunuz Anayasa’da ne yazılı?

“Devlet tüketicileri koruyucu tedbirleri alır.... Devlet esnaf ve sanatkârı koruyucu, destekleyci tedbirleri alır...”

AKP’li belediyeler, onların belediye başkanları, kentlerine kötülük ettiklerini ilerde yıllarda anlayacak ama o zaman da vakit çoktan geçmiş olacak...

Son söz; vatandaşa park, yeşil alan bırakma AVM’lere ver.

Palandöken soruyor

TÜRKİYE Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken haklı olarak soruyor:

* Dünyanın neresinde cumartesi pazar günü alışveriş merkezleri açık tutuluyor.

* Yılın 12 ayında yapılan yanıltıcı indirimli satışlar dünyanın hangi ülkesinde vardır?

* Bu alışveriş merkezleri, objektif şekilde halkın denetimine açılabiliyor mu? 

GÜNÜN SÖZÜ

“28 Şubat hep Erbakan’a yapıldı gibi söylenir, aslında 28 Şubat Tansu’ya (Çiller) yapıldı. Erbakan’a değil. Tansu’yu Erbakan’la koalisyon yaptı diye (askerler) hiç affetmediler. Orduya büyük katkıda bulundu. Tabii ki hataları vardı, kimin yok ki...”

(Tansu Çiller’in eşi, son ‘Yazgı, Değişken Kader’ adlı kitabın yazarı Özer Çiller.)