Paylaş
“Dünyada görülmüş en büyük hukuksuzluklardan olan bu siyasi davanın Türk adaletinin katledildiği bir ‘insanlık suçu’ olarak tarihteki yerini aldığı” belirtilen açıklamada, bu kumpası kurduran, kuran ve uygulayan ‘vatan hainleri’nin hesap vermesi isteniyor ve açıklama şu sözlerle bitiyor: “Değişmez Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk’tür. Sonsuza dek izleyeceğimiz yol, onun manevi mirası olarak akıl ve bilimi esas alan çağdaş medeniyet rotasıdır.” Açıklama şöyle başlıyor: “TÜRK Silahlı Kuvvetleri üzerinden Türkiye Cumhuriyeti’nin hayati ulusal çıkarlarını hedef alan ve en büyük zararı devletimiz ve milletimizin gördüğü ‘Asrın İftirası Balyoz Davası’nda 7 arkadaşımız dışında beraat kararı kesinleşmiştir.Kaybettiğimiz ve başta Tuğamiral Cem Aziz Çakmak olmak üzere kendilerine acil şifalar dilediğimiz çok ciddi sağlık sorunlarıyla mücadele eden arkadaşlarımızın yanı sıra hiçbirimizden farkı olmayan 7 arkadaşımızın mağduriyetinin devam etmesi nedeniyle beraat kararının kesinleşmesini içimiz buruk karşılıyoruz. 7 arkadaşımızla ilgili Yargıtay temyiz sürecinin ve kurgusu aynı olan diğer kumpas davalarının en kısa sürede beraatla sonuçlanmasını bekliyoruz. Dünyada görülmüş en büyük hukuksuzluklardan olan bu siyasi dava Türk adaletinin katledildiği bir ‘insanlık suçu’ olarak tarihteki yerini almış ve dünyanın öbür ucunda bile yankı bulmuştur. Türkiye’nin bu hukuksuzlukla hesaplaşmadan yoluna devam edemeyeceğine, adaletin ancak kumpası kurduran, kuran ve uygulayan ‘vatan hainleri’ ile birlikte bu insanlık suçuna kayıtsız kalarak onlarla işbirliği yapan sorumluların tarafsız ve bağımsız mahkemelerde evrensel hukuka uygun yargılanarak hesap vermeleri ile yerine geleceğine inanıyor ve bunu talep ediyoruz. Çünkü ihanetin serbest, vatanseverliğin tutsak olduğu bir ülke ayakta kalamaz. İhanetin cezalandırılmasının yanında, yaşanılanların ülkemizde hukukun üstünlüğünün yerleşmesi için bir fırsat olmasını temenni ediyoruz. Açıklamanın bundan sonrasında ‘karanlık dönemde’ yaşamlarını yitirenlere rahmet dileniyor; kendilerine sonsuz destek ve güç veren kişilere, barolara, Vardiya Bizde Platformu, Sessiz Çığlık ve Adalet Nöbeti adlı faaliyetlere, Silivri’de nöbet tutanlara, ayrıca komutanlar Işık Koşaner, Nusret Güner, Atilla Kezek ve Gündüz Alp Demirus’a teşekkür ediliyor.
Balyoz davasının beraat eden mağdurları açıklama yaptı
• Diğer kurgu kumpas davalarındakiler dahil bu dava süresince yaşamlarını yitiren şehitlerimiz Deniz Öğretmen Yarbay Ali Tatar, Deniz Kurmay Albay Berk Erden, Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp, Emekli Hava İstihbarat Kurmay Albay Ali Tarık Akça, Emekli Personel Albay Halil Yıldız ve Emekli SAT Kıdemli Baçavuş Sadettin Aydın ile yine yaşamlarını yitiren yakınlarımızı rahmetle; aileleri, eş ve çocuklarını minnet ve şükranla anıyoruz.
• Tüm acılara ve sıkıntılara direnerek bizlere sonsuz destek ve güç veren başta eşlerimiz ve evlatlarımız olmak üzere tüm aile bireylerimize,
• Yüreklerini ortaya koyarak korkusuzca bizleri destekleyen Vardiya Bizde Platformu’nun cefakâr üyelerine, Sessiz Çığlık ve Adalet Nöbeti faaliyetlerine destek veren tüm cesur ve yürekli insanlara,
• Onurlu ve yürekli avukatlarımıza ve ilklere imza atarak milletimize hukuku hatırlatan Türkiye Barolar Birliği nezdinde özellikle İstanbul ve İzmir Baroları olmak üzere aynı ilkelerle hareket eden diğer Barolara,
• TSK mensuplarına karşı yapılan haksız ve hukuksuz karar ve uygulamalara isyan ederek sorumluluk bilinci ile Genelkurmay Başkanlığı makamından ayrılan Orgeneral Işık Koşaner’e,
şükranlarımızı sunuyoruz.
• Bu dönemin teşhisini çok iyi yapan ve mesleki kariyerinin zirvesi olan Kuvvet Komutanlığına aylar kala yapılan hıyanete daha fazla dayanamayarak Cumhuriyet tarihimizde bir ilk olarak istifa eden, tüm engellemelere rağmen gördüğü gerçekleri, inandığı doğruları, yapılan kumpası sesimiz ve nefesimiz olarak kamuoyuna duyurmaya çalışan, bu saygıdeğer davranışı nedeniyle onur kırıcı yaptırımlara maruz kalan, bununla da yetinilmeyip sözde “Kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret” suçu iddiasıyla hakkında dava açılan, Cumhuriyet Donanmasının onurunu ve ülke menfaatlerini herşeyin üstünde tutan 45. Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner’e teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı sunuyor, açılan davanın sadece kendisini yücelteceğini ifade ediyoruz.
• Aynı dönemde, mesleki kariyerlerinde önleri açık olmasına rağmen istifa ederek masumiyetimizi, haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlikleri yurttaşlarımıza duyurmaya çalışan Koramiral Atilla Kezek ve Tuğamiral Gündüz Alp Demirus’a,
• İnsani, ahlaki ve vicdani görevleri gereği bizleri hapishanelerde ziyaret ederek, dünyanın her yerinden mektup yazarak bize ulaşan ve gücümüze güç katan Atatürk ilke ve devrimlerine, demokrasiye, insan haklarına, ifade özgürlüğüne, hukukun üstünlüğüne ve cumhuriyet değerlerine yürekten inanan dostlarımıza, gerçek silah arkadaşlarımıza ve dünyanın her yerindeki yürekli insanlara,
• Cesur, gerçekçi yazıları ve yorumlarıyla haksızlık ve hukuksuzluklara karşı çıkan az sayıdaki basın mensubuna,
• “Yurtseverlere Özgürlük” diyerek 11 Şubat 2011 gecesinden itibaren Silivri kapılarına dayanarak insanlık suçuna direnen mert ve cesur insanlara, desteklerini esirgemeyen başta bazı Cezaevleri İzleme Komisyonu üyeleri olmak üzere az sayıdaki siyasi parti mensubuna , gençlik teşkilatlarına ve Türkiye’nin her yerinden gelerek Silivri Çadırı’nda nöbet tutan gönüllülere,
• Bizleri destekleyen faaliyetlerde ön saflarda yer alan TESUD Başkanı Emekli Hava Pilot Korgeneral Erdoğan Karakuş ve TESUD üyelerine,
• Ceza ve tutukevlerinde insana sevgi ve saygıyı esas alan görevlilere,
teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı sunuyoruz.
Aziz Türk Milleti emin olsun ki, bizler ettiğimiz yemine sadık kalarak vatanımıza, milletimize, devletimize ve bayrağımıza canımız pahasına hizmet ettik. Üniformamıza asla leke sürdürtmedik.
Değişmez Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk’tür. Sonsuza dek izleyeceğimiz yol, O’nun manevi mirası olarak akıl ve bilimi esas alan çağdaş medeniyet rotasıdır.
Yüce Türk Milletine saygıyla duyururuz.
Balyoz Davası MAĞDURLARI
‘Yeryüzü sofraları’
‘YERYÜZÜ SOFRALARI’ 18 Haziran Perşembe günü ramazanın ilk iftarında bir kez daha İstiklal Caddesi Tünel’de buluşacağını duyurdu ve “Ayrımcılığın değil birlikteliğin, gösterişin değil sadeliğin, kıtlığın değil bereketin... Sponsorun ve sermayenin olmadığı, bayrağın ve flamanın olmadığı... Allah’ın sofrasında... Alınterinle, helal kazancınla, neye gücün yetiyorsa al ve gel.”
www.antikapitalistmuslumanlar.org
Erdem: O sözler MHP’ye yönelik
CHP İstanbul 3. bölge milletvekili Eren Erdem, ‘Erdem, CHP’li olduğunu biliyor mu?’ (12.06.2015) yazısına bir açıklama yaptı. “Bir basın emekçisi olarak eleştiriye teşekkür ederim” diye başlayan açıklama şöyle:
“ ‘Tek kırmızı çizgimiz başkanlık sistemi olmalı’ sözünü, HDP ile uzlaşmaz tutum takınan MHP’ye yönelik söyledim. Zaten alıntı yaptığınız tweet mesajları bunun delilidir. Ben, erken seçim Erdoğan’ın kürsüye çıkıp ‘Bakın hükümet bile kuramadılar’ lafzı üzerinden istikrar kaygısı yaratıp AKP’ye oy kazandırır düşüncesi üzerinden CHP-MHP-HDP koalisyonu uzlaşma çağrıları yaptım. Yazınızda ‘CHP’li olduğumun farkında olup olmadığımı’ sormuşsunuz. Genel Başkanım ve tüm parti büyüklerimin dile getirdiği sözleri harfiyen dile getirmiş olduğum için şahsınıza eksik bilgi ulaştığı düşüncesindeyim.
Yazınızda oluşan genel algı, öncesi ve sonrası olmadan benim partim adına tek kırmızı çizgimizin başkanlık olduğu ve bu hususta uzlaşırsak AKP ile hükümet kurabileceğimizi ifade söylediğim yönündedir. Bu baştan aşağı yanlıştır. O söz tweet’lerde açıkça HDP ile uzlaşmaz tutum takınan MHP’ye yöneliktir. Ayrıca siyaset ve ekmek mücadelesi uğruna üniversite eğitimimi yarıda bıraktığım, lakin yazdığım 9 kitapta İslamcılık ekseninde değil, sosyoloji zemininde analizler yaptığım bir gerçektir.”
MESAJ PANOSU
- TANIMASAK Abdullah Gül değil Barack Obama sanki. Ne demokrat, ne duyarlıymış meğerse. Yedi yıl devletin başında değil sürgündeydi di mi? Oray EĞİN
- DEMİRTAŞ, “Kürtlere en çok zararı AK Parti verdi” demiş. Atalar ne demiş? “Besle kargayı oysun gözünü.” Bre nankör, bizden önce Kürt’üm diyemezdin. Burhan KUZU
- EMEKLİLERİN dörtte biri bile oy vermedi. CHP’nin seçimde 132 milletvekili çıkarması başarı değildir. Fikri SAĞLAR
Artvinli Ali İpar Ailesi’nin son ferdi Brezilya’da öldü
SÜLEYMAN Demirel’in Isparta-İslamköy’deki külliyesinin açılışında (26.10.2014), Hüsamettin Cindoruk da vardı. Cindoruk’un yardımcısı Binali Toprak’a, “Sen her karşılaştığımızda söz edersin; armatör Ali İpar yaşıyor mu?” dedik. “Tabii”, “Seni konuşturayım” dedi ama öyle kaldı. Hüsamettin Cindoruk’la arada konuşurlarmış...
Baktık, pazar günkü Hürriyet’te Brezilya’da 94 yaşındaki İpar’ın vefat ettiğini bildiren bir ilan... ‘Maria Amelia Galvao İpar’ın eşi, Fatma İpar’ın babası’ diyor. Bilenler çok az kaldı artık; Hürriyet’in eski reklam ve halkla ilişkiler Müdürü Rıdvan Menteş’in eşi Muzaffer Hanım, Ali İpar’la ikiz... Dedeleri Artvin Yusufeli’nden İstanbul’a gelmiş, asıl zenginleşme baba Hayri İpar döneminde olmuş. Çünkü krom madenlerini çıkarmış ve satmış. İstanbul’un ilk belediye başkanı Cemil Topuzlu’nun Çiftehavuzlar’daki köşkünü, Mısır hidivinden Beyoğlu’ndaki ünlü Mısır Apartmanı’nı alıyor. Ali İpar, Yassıada Mahkemesi’nin mahkûm ettiği ve bugün yaşayan son sanığı idi. Kamuoyunda armatörlüğü ile bilinirdi. Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra Amerika’da San Francisco Üniversitesi’nde eğitim görmüştü. Rahmetli Turgut Demirağ ile birlikte ilk renkli Türk filmi salgınının yapımcısı idi. 1950’li yılların Amerikalı güzel yıldızı Virginia Bruce ile evlenmişti. Babası Hayri İpar ‘şeker kralı’ adı ile tanınan ilk Türk sanayicisi ve işadamı idi. 1926’da Alpullu Şeker Fabrikası’nı yapmıştı. Yazları Nice’te otururdu. 27 Mayıs darbesi, Ali İpar’ın dört gemisine el koymuş, Haliç’te demirlemişti. Bu gemilerin usulsüz alındığı iddiası ile ‘Salim Başol Mahkemesi’, Ali İpar’ı iki sene hapis ve 7.5 milyon dolar para cezasına çarptırmıştı. Hapis cezasını çeken Ali İpar, yurtdışına çıkmış ve on sene sonra afla dönmüştü. Bebek’ten Akmerkez’in alt kesimine kadar uzanan 80 dönümlük ‘Ali İpar Korusu’ banka borçlarından ötürü önce Emin Hattat ve Salih Tatlıcı’ya, son yıllarda da Zorlu ailesine geçiyor. O tarihlerde Avukat, eski Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile yurtiçinde ve dışında hukuk mücadelesi vermişti. Otosan şirketinin de kurucusu ve ortağıydı. 8 yıl kadar önce Türkiye’ye dönmek istemişse de bir türlü bunu gerçekleştirememişti. İpar, 12 Haziran’da Rio de Janeiro’da toprağa verildi.
Paylaş