Almanya, işçi olarak çağırdığı babaların çocuk veya torunlarını polis yapıyor
Hürriyet’in Avrupa Tesisleri kent merkezine 15 km; Avrupa’nın en büyük havalimanlarından Rhein-Main’a 10 km. uzaklıkta. Tesislerin bulunduğu Mörfelden-Walldorf kasabası, Türk basınının merkezi de sayılıyor. Doğan Grubu’nun yayınları dahil 18 yabancı günlük ve haftalık gazete basılıyor. Önceki gün anlamlı bir etkinlik vardı Hürriyet’in tesislerinde. Hessen Eyaleti İçişleri Bakanı Volker Bouffier ile Güney Essen Emniyet Müdürü Gosbert Dölger’in birlikte gerçekleştirdikleri ziyaretlerinde ilginç görüntüler vardı. Türkiye’de olsaydı bu ziyaretin kaç araç ve koruma ile yapılacağını söylemeye gerek yok. Bakanın bir şoförü ve koruması vardı sadece; Emniyet Müdürü ise makam aracını kendisi kullanıyordu. Doğal olarak uzaktan dikkat çekiyor... Tesise girerken, ana giriş kapısında ’özel güvenliğin’ personel şefi Levent Asma, bakan ve emniyet müdürüne bir şeyler söyledi. Onlar da kimliklerini göstererek giriş yaptılar bahçeye... Ayrılırken Asma’ya "Bizi çok sıkı kontrol ettiniz" demiş Emniyet Müdürü, o da "Ben sadece görevimi yaptım" yanıtını vermiş. Böyle bir tablo Türkiye’de yaşanabilir mi? Yanıtını anlatmaya gerek yok.
GÜNÜN SÖZÜ "Türkiye-Ermenistan arasındaki tarihi yaraların, tek yönlü suçlamalar bir tarafa bırakılarak karşılıklı olarak sarılması son derece gerekli ve yararlı olacaktır. Ermenistan işgal altındaki Azerbaycan topraklarından çekilmeden Türkiye’nin Ermenistan sınırını açması, Türkiye’nin uzun hedefli ulusal çıkarlarıyla asla bağdaşmamaktadır. Kaş yapayım derken göz çıkaracağı unutulmamalıdır." Prof. Dr. Hakkı KESKİN-Federal Almanya Sol Parti Milletvekili |
Ziyaretin amacı, Türk gençlerini polislik mesleğine özendirmek ve
Hürriyet’in bu konuda
İçişleri Bakanlığı’na verdiği desteğe teşekkür etmek... Şunu belirtmek gerekiyor;
Hürriyet Avrupa’da önemli bir marka;
Türk gazetesi denilince Almanların aklına önce
Hürriyet geliyor.
Avrupa için referans gazetesi de demek gerekiyor.
Çok içten duygularla sorgulanırsa, iyi ki
Hürriyet Avrupa’da var.
İçişleri Bakanı
Volker Bouffier’in bakanlıkta 10. yılı. Görevine ve partisi
CDU’nun programına sadık bir isim.
Roland Koch, önümüzdeki seçimlerde
Berlin’e giderse eyalet başbakanlığının
Bouffier’e kalabileceği konuşuluyor. Türkleri seven Bakan, Türk toplumunu
Hürriyet’in yayınlarından izliyormuş... Polislik mesleğine alınacak öğrenciler için duyurular yapmışlar ama
Türk kökenli gençlere ulaşamamışlar. Bu nedenle de
Hürriyet’le personel alımı konusunda işbirliğine girmişler.
Hürriyet’in gücü biliniyor.
(Ek bilgi; iki yıl önceki bir araştırmaya göre, Avrupa’da 30 bin noktaya dağıtılan
Hürriyet, 14 yaş üzerinde 565 bin kişi tarafından okunuyor. Bu %32’lik bir okur kitlesi anlamına geliyor.)
Hessen Eyaleti’nde 400 kişiye bir polis düşüyormuş...
"Göçmen kökenlilere, özellikle de Türklere ağırlık vermek istiyoruz" diyor Bakan... 50 yıl önce işçilik ve çöpçülük yapmak üzere gelen ilk neslin çocukları veya torunları olan genç polislerle tanıştık. Hepsi pırıl pırıl... Lise üzeri üç yıllık eğitimle polislik mesleğine başlamışlar. 100’e yakın gencimiz arasında 10’a yakın da kızımız var. (Eyalette göçmen polis sayısı 300’e yükselmiş.) Türkçesi ve Almancası mükemmel... Çok mutlular, ne Almanların kendilerine ne de kendilerinin ’suçlulara’ ayrımcı bir muamelesi yok.
Polis olmak için
Alman pasaportu şart koşulmuyor, sadece beş yıl
Almanya’da oturmak yeterli... Mesleğe adım atan bir polis stajyerinin aldığı maaş 1000 Euro’ya yakın.
Bu polisler ne yapacak? Yıllar itibariyle suçlar değişiyor. Örneğin bir TIR
Almanya’ya giriyor; uyuşturucu da getiriyor; insan da kaçırıyor... Asayiş suçları her zaman değişebiliyor.
Avucunda kül toplatan emniyet müdürümüz varTÜRK kökenli polislerin arasında, mesleğe 15 yıl önce başlayan bir komiserle mesleği üzerinde sohbet ederken ilginç şeyler söyledi: "Bu etkinlikte bize,
Hürriyet’in kendi yayınlarından,
Bild Genel Yayın Yönetmeni
Kai Diekman ve
Ertuğrul Özkök’ün yazdığı
’Süper Dostlar’ ve
A. Doğan Yalçındağ’ın
’Gençlik ve Uyum’ kitabı ile
Hürriyet kalemi verilecekti. Yasal olarak polislerin hediye kabul edemeyeceği kuralı nedeniyle bunları alamayız, dedik. Ancak
Hürriyet’in o günkü sayısından alabilirdik. Görevde olduğumuz için buluşmada abartılı ikram istemeyiz, içki içmeyiz. Bize bunları öğretiyor müdürlerimiz."
Türkiye ile
Almanya arasındaki polislik mesleğinin farkını sorunca bize çarpıcı bir anısını anlattı Türk komiser: "Geçmişte bazı müdürlerimizle
İzmir’e davetli olarak gitmiştik. Bir emniyet müdürü sigara içiyordu, yanındaki koruması da avucunu açarak küllerini topluyordu. Çok yadırgadık,
Almanya’da bir müdür böyle bir şey yapmaya cesaret edebilir miydi? Mümkün değil..."
Uzmanlara göre, ilerde
Almanya’nın nüfusunun % 50’si göçmen kökenli olacak. Bu nedenle şimdiden ’çok dilli’ kadro hazırlanıyor;
Almanya bu nedenle ’toplumsal değişim’e hazırlanıyor. Polisin esas görevi suçsuz insanları korumak olmalıdır, değil mi?
Baykal farkıÖNCEKİ gün
Obama TBMM’de kendisinden
Clinton etkinliğinde bir konuşma yapmasını bekleyenleri biraz hayal kırıklığına uğrattı. Ve yine Meclis’teki görüntü gerçekten
Türkiye’ye yakışmadı. Kendisini dinleyenlerin yüzde doksanının kulağında kulaklık vardı, hükümette dahil.
Nerede yapacağı vurgudan sonra alkış alacağını iyi biliyor ama beklemek zorunda
Obama. Yani bir ’one munite’ durumu var. Önce tercüme bitecek ki bizim vekiller anlasın ne dedi
Barack Obama.
Onunla tercüman vasıtası ile konuşmayan tek parti lideri vardı; o da
Deniz Baykal.Hani şu bir türlü beğenmediğiniz
Baykal.Ve mesajı çok etkili idi Sayın
Baykal’ın,
Obama’ya resmen, ülkemin laik sistemi ile stratejik menfaatleriniz uğruna oynamayın, dedi. Ayrıca yargı ve basın özgürlüğüne vurgu yaparak, bu erklere karşı yapılan operasyonların arkasında durmayın da dedi.
Umarız Sayın
Obama bu mesajları iyi anlamıştır.
CHP’ye hepimiz sahip çıkalım.
CHP hataları ve sevapları ile bir yürüyüştür. Konjonktürel partiler gelir ve geçer, önemli olan çağdaş yolda taviz vermeden yürüyebilmektir.
Zeki KIRLI