‘Hocası da talebesi de kullandı’

‘İMAM Hatipler arka bahçemizdir’ sözünü ilk olarak kim kullandı? Başbakan Erdoğan’ın son ABD gezisinde, Erbakan’ı kastederek yaptığı ‘İmam hatiplere arka bahçemiz diyen zihniyetle yollarımızı ayırdık’ açıklamasına dönük tartışmalar 1990’lardan beri sürüyor.

SP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan ‘arka bahçe’ tartışmasının özellikle 28 Şubat sürecinde Genelkurmay İstihbarat Dairesi ve TÜSİAD’ın birlikte yaptıkları bir araştırmanın sonucunda gündeme getirildiğini söylüyor ve ‘Bu sözün sahibi hiçbir zaman hiçbir yerde bir Refahlı olmamıştır’ diyor. İHL’den yetişmiş bir Başbakan’ın bu sözü kullanmasının bir talihsizlik olduğunu belirtiyor.

‘Arka bahçe’ tartışması Meclis’te ilk kez 10.7.1997’de Mesut Yılmaz tarafından gündeme getiriliyor. 8 yıllık zorunlu eğitim konusunda konuşurken Yılmaz, ‘Sizin Genel Başkanınız (Erbakan) çıkmış, ‘İmam hatip okulları, bize mücahit yetiştiren okullardır’ demiş. Sizin Genel Başkanınız, ‘İmam hatip okulları RP’nin arka bahçesidir’ demiş’ deyince RP sıralarından gürültüler yükseliyor. RP’li M. Bedri İncetahtacı ‘Ne zaman demiş?’ diye soruyor. Yılmaz devamla ‘Bundan sonra bir Başbakan (Erbakan), bir parti başkanı çıkıp da ‘İmam hatip okulları, bize mücahit yetiştiren bizim arka bahçemizdir’ diyemeyecektir’ diye ekliyor.

Bugün Yüce Divan’da yargılanan ANAP’lı Zeki Çakan, ‘İmam hatip okullarını siyasete alet ettiniz. Onları size alet ettirmeyeceğiz’ diyor.

28 Şubat süreci olduğundan konunun tartışması sürüyor. Meclis’in 14.8.1997’deki oturumda ANAP’ Nejat Arseven, sözün Erbakan’a ait olduğunu ileri sürmesi üzerine başta Salih Kapusuz olmak üzere dönemin RP’li, bugünün AKP’li yöneticileri, Arseven’e ‘Yalancı, terbiyesiz herif. Erbakan böyle bir söz söylemedi’ diyorlar.

Bir başka tartışmada da 25.4.2001 tarihinde, dini duyguların istismarı konusunda MHP’liler, RP’nin kapatılmasıyla FP’de toplanan milletvekilleriyle tartışıyorlar.

MHP’li Mehmet Şandır, FP’li (bugün SP’li) Yasin Hatipoğlu’na ‘Sayın Hatipoğlu ‘İmam hatipliler bizim arka bahçemiz’ derken düşünseydiniz. (...) Millet sizi biliyor (...) Milletin dini duygularını istismar etmenize müsaade etmeyeceğiz’ diye çıkışıyor.

FP’li üyelerden bu konuda itirazlar yükselip kürsüye yürümeler başlayınca MHP’li Mustafa Verkaya ‘Hani imam hatipler arka bahçenizdi’ demesiyle tartışmaların tansiyonu daha da artıyor. FP’li Musa Uzunkaya (bugün AKP’li) ‘Onu ispat etmeyen müfteridir’ diye tepki gösteriyor.

Sevigen ne demiş

CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen önceki gün ‘Günün Sözü’ndeki ifadesinin bazı partililer tarafından yanlış anlaşıldığını belirtiyor ve şöyle diyor:

‘Ben, partime, kongrelerde muhalefet edenleri kulağından tutun kapı dışarı edin diyebilir miyim? Yoksa beni boğarlar. İstanbul’da söylemek istediğim, kim olursa olsun CHP’yi parti içi kavgalara çekiyorsa, son günlerdeki yükselişimize zarar veriyorsa, bunları tutun kulağından kapının önüne koyun, şeklindedir. Bizim asıl kavgamız, AKP’nin rejim konusunda yarattığı sorunlara karşı mücadele olmalıdır.’

Erdoğan ve 1991 seçimi

DÜN
bu konuda araştırma yaparken bir milletvekili dostumuz, ‘Bu konuyu zahmet edip araştırma, gerçeğini ben anlatayım’ diyor.

‘1991 genel seçimlerinde Refah (Erbakan), MHP (Türkeş) o zamanki adıyla Milliyetçi Çalışma Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi (Aykut Edibali) ittifak yapmışlardı. RP İstanbul İl Başkanı olan Tayyip Erdoğan da 2. bölge 1. sıradan milletvekili adayıydı. Erdoğan seçilerek mazbatasını aldı. O zaman tercih oyu kullanılıyordu. 2. sıra adayı Mustafa Baş, (Bugün AKP milletvekili), tercih oyları konusunda itirazda bulundu ve yargı kendisini haklı bularak Erdoğan’ın mazbatası iptal etti. Mazbatasını aldıktan sonra seçim bölgesinde tur atan Erdoğan’ın bir hafta sonra milletvekilliğini kaybetmesi üzerine aşırı tepki gösterdiği, Beyoğlu’nda seçim kurulu yargıcıyla mahkemelik olduğu ayrı ve uzun bir konudur.

Ben hatırlarım, imam hatiplilere olan hassasiyeti nedeniyle Erdoğan’ın ‘İmam hatipler bizim canımızdır, arka bahçemizdir’ biçimindeki sözleri sık sık kullandığı yakın çevresince bilinir ve bizler de bu konuşmalara tanık olmuşuzdur.’

İmam hatipliler bu ülkeye din adamı değil siyasetçi yetiştirmiş.

‘Seçim’ kokuyor

MEHMET Müezzinoğlu’nun dünkü sözleriyle ilgili olarak değişik tepkiler aldık; bunlardan ikisini aktarıyoruz.

Ecevit hükümetinin Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Masum Türker, ‘Söyleşide bize ilginç bilgiler aktardığınız için kutlarım’ diyerek şöyle konuşuyor:

‘Söyleşi, AKP’nin seçime yakın olduğu ve aniden seçim kararı alacağı kokusunu veriyor. Ayrıca, yerel yönetimlerde AKP’nin yöneticilerini bile rahatsız edecek düzeyde yolsuzluk emareleri gözüküyor. Kamuoyu bunları dikkatle izlemelidir.’

Okurumuz ressam Ziya Buyuk ise şunları yazıyor:

‘Müezzinoğlu hakkındaki yazınızın elbette ki eleştirilebilecek bir yanı yok. Ancak bununla birlikte bir hatırlatma yapma gereği duydum. Müezzinoğlu’nun sıcak bir kişiliği olduğunu belirtiyorsunuz. Elbette ki AKP kitlesi içinde sayısız sıcak kişilikli insan vardır. Bununla birlikte gözden kaçırılmaması gereken, AKP kitlesinin niteliğine topyekûn bakmaktır. Onların halet-i ruhiyesini unutmamaktır. Kişiler tek tek iyi olabilir. Örneğin, bir solcu olarak ben ve bir MHP’li olarak çok değer verdiğim bir dostum, yarın olası bir sol-sağ çatışması içinde ne yapabiliriz. Bizim iyi olmamızın, sağ ya da sol bir toplumsal hezeyanın olası sonuçlarının önüne geçebilmesi mümkün müdür? AKP’deki iyi insanlar, Madımak katliamının önüne geçebilmiş midir; daha dün (Sultanbeyli’de) ormanda bir çifte ‘dinsizler, imansızlar’ diyerek silahla saldıran mantaliteyi kınayan bir açıklama yapmışlar mıdır?

Bu yüzden benim için, öncelikle kişilerin (şayet gerçekten insani erdemlere sahip iseler) sürdükleri tarlanın ayrık otlarını temizlemesi konusundaki çabaları önemlidir.’

DÜZELTME

AKP İstanbul İl Başkanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, ‘Tayyip Erdoğan Çankaya’ya aday olmamalı, olmaz diye düşünüyorum’ dediği sohbetin yazısının üst başlığında ‘Cumhurbaşkanı’nı yeni Meclis’in seçmesinden yana’ sözcüğüne itiraz etti. Zaten metinde böyle bir ifade kullanmamıştık, ancak teknik bir hata sonucu bu ifade başlıkta yer aldı. Müezzinoğlu’nun itirazını kabul ediyoruz. Müezzinoğlu ile dün telefonda görüşürken bu tartışmanın özetini, ‘Cumhurbaşkanı’nı bu Meclis’in seçmesinden yanayım ama bu konunun tartışılmasına da bir itirazım olamaz’ diye aktardı.
Yazarın Tüm Yazıları