Hızımızı kesmeyin

2001 krizinden etkilenen bir işadamı, TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’e sesleniyor:

‘Sayın Ahmet Ertürk, EGS Bank’tan kredi almıştım. 2001 krizinden etkilendiğim için ödeyemedim. Daha sonra bu durumda olanlar için borç ve faiz toplamından iskontolu (% 50) uygulaması sağladınız. Birçok işadamının yeniden ayağa kalkmasını sağladınız. Bunun üzerine borcumuzu ödedik. Bugün TMSF ile hiçbir sorunumuz kalmadı.

Aradan bir yıl geçti, bankalardan kredi kullanmak istediğimizde karşımıza Merkez Bankası’ndaki kayıtlar çıkıyor; çünkü hálá borçlu gözüküyoruz.

TMSF’ye ‘mağdur oluyoruz’ diyoruz; onlar da kayıt düşmek için sistemin hantallığından söz ediyorlar. Acayip bir durum. Yatırım yapıyoruz, bankalardan kredi kullanıyoruz. Lütfen bizim hızımızı kesmeyin, Merkez Bankası’ndaki kayıtlarımızı siliniz.’

TRT spikerleri manken değil

(...) TRT’de, 7 TV ve 13 radyo kanalı ile 24 saat kesintisiz yayın yapılmaktadır. Avrupa’da kamu yayıncılığı yapan emsal kurumlarda TRT’de çalışanların iki üç katı personel istihdam edilmektedir. Eğer TRT’de çalışmadan maaş alan insanlar varsa, bunun sorumlusu kurumun idarecileridir.

(...) Son zamanlarda bazı kişi ve kurumlarca, TRT kurumu ve çalışanları aleyhine yıpratıcı, karalayıcı ve rencide edici açıklamalar yapılmaktadır.

(...) TRT spikerleri özel kanallarda çalışan, maaşını dolarla alan, her gün seçkin markalardan giyinen meslektaşları gibi değerli ve saygın insanlardır. (Şenol Demiröz’ün) ‘Öyle çirkin tipler var’ ifadesini ağır bir hakaret olarak kabul ediyoruz, spikerlerin, mankenlik yapmadığını, haber programlarını fizikleriyle değil güzel ses ve diksiyonlarıyla okuduklarını hatırlatıyor ve onların temsilcisi olarak, hukuki hakkımızın saklı olduğunu ifade etmek istiyorum.

İsmail KARADAVUT Türk Haber-Sen Sendikası Genel Başkanı

O mu gasp bu mu gasp

DEMİRELLER’in yönetimine ait şirketlere el koyulduğu haberlerinde Süleyman Demirel’in ‘gasp’ sözcüğünü kullanması ve olayı kabullenilemez olarak nitelendirmesi karşısında aklım durdu. Yakınlarınızın batırdığı Egebank’a güvenip birikimlerini yatıranların paralarının ortadan kaybolması, emanet edilen paraların geri ödenmeyip üstüne yatılması ‘gasp’ sayılmıyor da alacaklarını geri almak için devletin vatandaşları için yaptıkları mı gasp sayılıyor?

Asıl gasp, emanete ihanet edenlerinin yaptıkları değil midir?

Prof. H.Yılmaz İMREN Emekli-ANKARA

Air France’ın fısfısına sorgu

AVRUPA
ülkelerine sık sık gider gelirim. İlaçlama uygulaması maalesef Fransa, İngiltere, Avustralya ve ABD gibi ülkelere kalkış yapan uçakların tamamında var. Personel bu sprey kutularının (sanırım uçak başına 3-4 adet) boşunu uçak indiğinde o ülke yetkilisine teslim etmek zorunda... Yani konu Air France’ın değil memleketimizin problemi ve utancı. Çünkü bu ilaçlama olayı sadece üçüncü dünya ülkelerinden gelen uçaklardan isteniyor. Milli havayolumuz THY ile de Londra’ya uçacak olursanız, onlar da ilaçlamayı yapıyorlar.

Aydın BOZKURT bozkurtaydin@hotmail.com

AIR France’ın ilaçlama olayı benim ve 3.5 yaşındaki oğlumun başına da geldi. Sıkılan ilacı istedim ama vermediler. Hangi ilacın kullandığını niye açıklamıyorlar. Bu konuda Air France’ın, yolcularını bilgilendirmesi gerekiyor. Benim oğlumun bünyesinde o sıkılan ilaçların kalıntısı var. Gelin bu iş için yahoo’da bir ‘haber grubu’ kurup haberleşme sağlayalım.

Özgür AKTAŞ aktas@ee.bilkent.edu.tr

Marlboro’nun o yazısı maksadı hasıl etmiyor

MARLBORO
sigarasının ülkemizde üretimini yapan Philsa A.Ş. tarafından geçtiğimiz günlerde kısa Marlboro’nun ‘soft paket’ isimli yeni sigarası piyasaya çıkarıldı. Sert karton paketlerin ceplerimizde yarattığı hasar veya sıkıntının önlenmesi için paket yumuşatılmış. Başka bir amacı varsa da bunu bilemiyorum. Paketin yan yüzüne ise 18 yaşından küçükleri koruma amaçlı ‘18 yaşından küçüklere satılamaz’ ibaresi yazılı. Ne var ki bu paketi satın alan herkesin dikkatini çekeceği gibi ‘satılamaz’ kelimesi, paketin jelatin korumasını çevreleyen açma bandının altında kalmaktadır. Bu haliyle ilk bakışta sadece ‘18 yaşından küçüklere’ bölümü okunabilmektedir. Türkçemizde bu şekilde kullanılan ekler, aidiyet belirtir. Örneğin, ‘yaşlılara, emeklilere, bayanlara’ gibi... Bu ibareyi taşıyan eşya veya mekánların bu kişilere aidiyetini ve onlar tarafından alınabileceğini veya kullanılabileceğini gösterir. Böyle olunca da ortaya, amaçla uyumsuz kalan bir ibare çıkıyor. Tamamen ambalaj sorunu olarak düşündüğüm bu hatanın giderilmesi yolunda ilgili firma gereken özeni gösterirse sanırım amaç ve araç istenilen sonuçta birleşecektir.

Av. Hüseyin Nedret UÇLAR

Çernobil ve sinekli domates

KARADENİZ’de, Çernobil faciası nedeniyle, bölgedeki insanların kırıldığını okuyoruz.

Bu insanların sinekli domates kadar değeri yok mu? Mersin, Antalya ve Adana’nın meyvelerini, domateslerini ve çiçeklerini bir ara sinekli diye almadılar. Eyvallah herkes kendi insanını, vatandaşını düşünmelidir.

Soruyorum. Bizim, insanlarımızın, (en son sanatçı Kazım Koyuncu dahil) hiç mi önemi yok? Bu konu bir sinekli domates kadar insan sağlığı için önemli değil mi? Gerçekten kanser vakalarının Karadeniz’de çok arttığı belli. Bu insanları kim(ler) kanser ettiyse, onlar maddi ve manevi tazminat ödemelidir.

Trabzon’daki KTÜ’de uluslararası kanser araştırma merkezi açılmalıdır. Bunu da Çernobil’e sebep olanlar finanse etmelidir. Yetkililere ve yetkisizlere saygılarımla arz ederim.

Ali Ersin GEZGİN-ADANA

GÜNÜN SÖZÜ

‘Türban ve türbanı savunanlar AB’ye girmemizin söz konusu olduğu bu günlerde en büyük engeldir.’

(Üniversiteler Kurul Başkanı ve MSÜ Rektörü İsmet Vildan Alptekin)

Biliyor musunuz

HABİTAT’tan sonra en yüksek katılımlı 22. Uluslararası Dünya Mimarlık Kongresi’nin 3-7 Temmuz tarihleri arasında dev bir organizasyonla İstanbul’da yapılacağını, kongreye aralarında dünyaca ünlü 30 mimar olmak üzere 10 bin katılımcının geleceğini...

CHP Güngören İlçe Başkanı Kemal Timur’un, delege seçimlerinde usulsüzlük yapıldığına ilişkin il ve ilçe teşkilatlarıyla yargıya bir itiraz olmadığını açıkladığını...

BEYKENT Üniversitesi yıllık eğitim ücretlerini geçen yıl 4.900 dolar+KDV iken bu yıl zamlanarak 10.500 YTL+KDV’ye yükseltilmesinin öğrencilerin tepkisine yol açarak internet sitelerinden seslerini duyurmaya çalıştıklarını...

MESAJ PANOSU

LEVENT’
ten Sahir Carilli, ‘Fatih Köprüsü’nün Sarıyer ve Beşiktaş giriş-çıkış yollarının ışıkları iki aydır yanmıyor. İstanbul’un ortasındaki bu garip görüntü ile ilgilenecek kimse yok mu?’ye soruyor.
Yazarın Tüm Yazıları