Paylaş
Geçmişte bir yıl kadar İşçi Partisi Genel Başkanlığı’nda bulunmuş, daha sonra görevden Tony Blair’e yakınlığı nedeniyle çekilmiş. Türkiye’yi yakından tanıyor. Şu anda Tüm Parti Parlamenterleri İnsan Hakları Grubu Başkanı. Kadın hakları ve Ortadoğu konularıyla ilgileniyor.
CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Hurşit Güneş, kendisini seçim bölgesinin Kandıra ilçesine davet etmiş, bizi de çağırdı. Kandıra’da vatandaşlarla sohbet etti, görmüş geçirmiş bir politikacı... Görmüş geçirmiş bir siyasetçi olarak ona hiçbir şey garip gelmiyor. Yoksulluk da, çevre de, deniz de...
CHP ilçe danışma toplantısına katıldı ve bazı köyleri gezdi. Kefken’de lüfer ve istavrit yedi... Sevdikleri galiba bu kadardı.
Sonra tipik bir Karadeniz köyü olan Teksen’e gittik. Ahşap yapılarıyla eski bir Rum köyü. Kendilerini ‘manav’ olarak nitelendiriyorlar.
Vatandaşlar ona Türkiye’nin yaşadığı sıkıntıları anlatınca şöyle dedi: “Bu sıkıntılardan uzak değilim. Benim bölgemde de benzer sıkıntılar var. Örneğin onlar da patateslerini satamamaktan şikâyet ediyorlar. Burada ayrımcılık şikâyetleri de dikkatimi çekti. Bunda, AKP hükümetinin etkisinin olduğu anlaşılıyor.”
Yani bir tespitte bulunuyor, yorum yapmıyor.
Kandıra’nın geçmişteki ‘ağır’ siyasetçileri Prof. Dr. Nihat Erim (ilk 1946’da seçilmiş) ve Prof. Dr. Turan Güneş’in çok önem verdikleri bir orman köyüymüş. “Hiçbir bayram bizi ihmal etmezlerdi. Şimdikiler öyle değil” diyorlar.
Buna rağmen oyların % 80’ini CHP’ye (bazen de DSP’ye) veriyorlarmış. Zaten köy kahvesinde Halk TV açıktı.
Teksen Köyü çevredekilerle birlikte 4 mahalle, 170 hane, İstanbul Şile sınırına yakın. Kandıra’nın Akçova üzerinden köye giderken yolun inanılmaz bozuk olduğu dikkat çekiyor. “Sürekli CHP’ye oy verdikleri için İzmit Büyükşehir Belediyesi tarafından cezalandırıldıklarını” söylüyorlar. Muhtar Ziyaettin Soykan bizi saman balyaları önünde karşılıyor, “Bunlar ithal değil, yerli malı” diye takılıyor. Köyünü anlattı: Köyde 50 öğrenci var, 23’ü ilkokulda (4 sınıf) okuyor. Tek öğretmenimiz var. Odunculuk, hayvancılık ve tavukçuluk yapıyorlar. Bölgede orta boyda 25 tavuk çiftliği var. ‘Kandıra hindisi’ sözü artık tarih olmuş. Evlerde yetiştirilen hindi sayısı 1500’e (yaklaşık 650 kilo) kadar düşmüş, eskiden üretim bunun 10 katıymış.
Halkımız, yılbaşı dışında –o da pek az- hindiye rağbet etmiyor nedense... Tarımın çöktüğüne ilişkin anlatılanlar köylünün ürettiklerinin ne kadar değersiz durumda olduğunu gösteriyor.
Biri “15 dönüm buğday için 4.100 lira harcadım, ancak elime 5.500 lira geçti” diye memnuniyetsizliğini söyledi. Diğerleri “Süt 80 kuruş, günde 6 ton üretimimiz var...”, “Köyde 200 ton fındık çıktı, karşılığında aldığımız bir ‘çerez parası’... Fiyatı 3.40’tan başladı, bugün 4.4 lira.”
Bir lahana öyküsü dinledik, köylü vatandaş 6 bin kök lahana ekmiş... Geçen hafta Bayrampaşa Hali’ne 8 ton (900 kelle) göndermiş, toplam 650 lira geçmiş eline, bakmış bakmış “Buna da şükür” demiş... Daha kötü günler bekliyor. (Antalya halinde aralık başında sera domates, biber, salata ve patlıcanın hal kilosu 80 kuruştu.) Kış bitkisi lahananın kilosu ise 80 kuruşa geliyor. Alanya Hal Müdürü şöyle demişti: “Şuradan İstanbul’a bedava olarak 100 kilo domates göndersek, haldeki toptancıya (ulaşım, taşıma, ambalaj) 100 liraya mal olur. Tüketiciye kaça satıldığı marketlerden belli olur”. Yani üretim plansız şekilde artıyor, üretici de tüketici de memnun değil demişti.)
Kandıra arazisinin yüzde 33’ü el değiştirmiş
İZMİT-Ankara yolundan Kandıra’ya saptığınızda yol üzerinde dikkat çekici şekilde emlakçı bürosu var. Kandıra’nın ilçe sınırı 938 bin metrekare tutuyor. Bunun 680 bin metrekaresi el değiştirmiş, yani satışa konu olmuş. CHP İlçe Başkanı’nın tespitlerine göre, satışa konu olan arazilerin % 33’ü (yerli) yabancılar tarafından alınmış... Peki, 210 bin metrekare araziyi kim almış?
El değiştiren arazileri büyük şirketler yatırım için alıyor. Emlakçı sayısı bunun için giderek artıyor. Örneğin bir şirket veya grup, parayı bastırıp emlakçılara toplattırıyor. Aralarında bildiğiniz büyük şirketler ve ünlü isimler var. Paraları böyle değerlendiriyorlar.
2B’leri ‘holdingler’ kapatıyor
2B’lik ‘ormanlar’ ile ilgili öyküler başka sıkıntının habercisi şimdiden. Yasa şöyle işliyor: Orman dışı kaldığı belirtilen yerler için kadastro ekipleri geliyor. Nereler 2B’ye giriyor diye yaptıkları listeler muhtarlıklarda askıya çıkarılıyor. Dikkat edin şimdiden bir rayiç bedel tespiti yok. Başvuruda her dosya için 2 bin lira ödeniyor. Bir köylü “2B’ler, para babalarının iştahını kabartıyor” diyor. Sıkıntının esasını şöyle anlatıyor: “Eğer devlet dönümüne 7 bin lira fiyat koyarsa, örneğin 70 dönümlük bir alan için ödenecek tutar 490 bin lira ama asgari ücret kadar geliri olmayan köylü bu parayı katiyen veremez. Taksitli de olsa satın alamaz.”
Rant değeri olan ve özellikle Antalya gibi turizm bölgelerinde 2B’lik alanların çoğu zilliyetli satışlarla zaten el değiştirmiş durumda. Demek ki, Toroslar’ın etekleri dahil birçok tarım alanı da rant avcılarının eline geçti ya da geçiyor. Yani köylü bazı bölgelerde kendi köylerinde ‘misafir’ olarak kalacak, eski arazilerinde işçi olarak çalışacak.
İstanbul Orman Fakültesi’nün eski öğretim üyelerinden Prof. Dr. Doğan Kantarcı şöyle diyor: “2B’leri noter senediyle köylüden alanların, bunları ileride satmaları mümkün değil. Çünkü 2B’ler satıldığında verilen tapuda ‘işgalci’ diye yazılacak. Ormanlar satılamaz diye Anayasa hükmü var... Bu kanun kadük olacaktır. CHP 2B konusunda sipere yattı, Anayasa Mahkemesi’ne gitmedi, belki de oy için yaptı bunu. Ama yarın bu konudaki bir davada yargıya gidilirse ilgili mahkeme Anayasa’ya göre satılamaz kararı verirse ne olacak? 2B’de ileride çok farklı karmaşık bir durum ortaya çıkacak.”
ERDOĞAN VE KILIÇDAROĞLU AKRABALARI KARŞI KARŞIYA
? CHP Kandıra toplantısında, ‘yerel seçim’ kaygısının şimdiden başladığı anlaşılıyor. CHP, belediyeyi AKP’den almak istiyor ama nasıl? Hurşit Güneş, yabancı konuğuyla ilçesinin ‘tansiyonunu’ ölçmek istiyordu bir anlamda... Bir CHP’li o günkü ‘Mavi Kocaeli’ gazetesini gösterdi. Bir köşe yazısında “Kandıra’da CHP’liler birbirinin kuyusunu kazıyor. Sanki tüm CHP’liler AKP’ye çalışıyor. 3-4 grup olmuş birbirlerine hoş olmayan ifadeler kullanıyor. Bu şekilde CHP içten içe eriyip gidiyor” diye yazıyordu. Güneş “Hallederiz hallederiz” demekle yetindi.
Paylaş